Bir haftalık aradan sonra taze yazı… Dizinin Total’de 6.04 reytingle 1. ve AB’de ise 5.78 reytingle 2. olduğu bu hafta Erkenci Kuş bölüm yazısı konuk yazarım Buke kaleme aldı. Keyifli okumalar ^^
İki haftadır süregelen Can kaçar Sanem kovalar durumu bu bölüm itibari ile yön değiştirerek Sanem kaçar Can kovalar durumuna dönüştü. Aylin’in planları, oyunları ve oyunlarına âlet ettiği insanların sorgusuz sualsiz O’na istediğini verdikleri, Aylin’in arkasına yaslanıp kurduğu oyunun sonuçlarını izlediği 17.bölümün ardından bu bölüm ilaç gibi geldi diyebilirim.
Geçen hafta kaldığımız yerden açtık bu haftaki bölümü. Sanem üzerinde Fabri’nin aldığı elbise, Can’ın peşinden gitti ve O’na açıklama yapmaya çalıştı. Can her zamanki gibi kulak tıkadı Sanem’in sesine ve diyebileceği en ağır söz döküldü dilinden. “Sen benim için artık Sanem değilsin, şirkette çalışan herhangi birisin. ÖBÜRÜ’sün.” Sanem’in kanayan yarasına tuz bastı Can bu sözleri ile. Sanem kendini şirkette kabul ettirmek için çok uğraşmıştı. “Ben öbürü değilim Sanem’im.” diye kaç kere isyan etmişti. En sonunda da Can sayesinde “öbürü” olmaktan kurtulmuş Sanem olmuştu. Ve Sanem için artık açık açık tavrını ortaya koyma vaktiydi. Bir zamanlar Can’ın kendine söylediği sözleri kurma sırası Sanem’deydi. “Bir daha yüzümü görmeyeceksin. İşten de istifa ediyorum. Hayatından tamamen çıkıyorum.” Arkasını dönüp gitme sırası Sanem’deydi artık.
Sanem acı çekiyordu, kendini odaya kapatmıştı. Mevkıbe ve Nihat kızları için endişeliydi. Mevkıbe’ye kalsa anında yanına girecek ve kızını sorguya çekecekti ama Nihat buna izin vermedi. En sonunda Leyla’yı yolladılar yanına. Leyla’ya olanı biteni anlatan Sanem bakkallığa geri döneceğini, bakkalken daha mutlu olduğunu söyledi. Leyla Sanem’in haline üzülüyordu ve kardeşinin bu halde olmasındaki payından dolayı suçluluk hissediyordu. Yine de geri adım atıp o sözleşmeyi Sanem’e vermemesine kızdım. Fragmandan yola çıkarak o konuşmadan sonra Leyla’nın aklı başına gelecek diyordum. Ama gelmedi maalesef. Sanem sözleşmeyi bulmasaydı korkarım Leyla böyle bir cesareti gösteremeyecekti. Sanem de Osman da sözlerinde haklıydılar. Leyla’nın duyguları gözlerini o kadar kör etmişti ki Emre’yi yaptıklarından dolayı haklı görebiliyordu hala. Ama iyi bir insan olmaktan vazgeçmemeliydi Emre’nin gözüne girmek için, benliğini kaybetmemeliydi. Leyla Emre’yi Can’a her şeyi itiraf etmeye ikna etmişti ama Aylin faktörü söz konusu olunca Emre’nin davranışlarında tutarlık bekleyemeyeceğimizi öğrendik Erkenci Kuş izleyicileri olarak. Bunun bir örneğini de bu bölüm gördük zaten. Emre’nin Aylin’e bu sefer gerçekten bitti demesi üzerinde sadece dakikalar geçmişti ki Can elinde sözleşme ile gelip O’nu kardeşlikten reddedince Emre yine sözünü yuttu ve Aylin’in yanında kaldı.
Sanem’in çektiği kalp ağrısının aksine Can’a sanki bir rahatlık gelmiş, kendini işine vermişti. Yeni spor kampanyasına hazırlanmaya başlamıştı bile. Bu kampanyayı almak şirket için kurtuluş olacaktı, maddi durumu toparlamak için belki de son fırsatlarıydı. Canın kendini toparlamış hali Dereni şaşırtmış olsa da şirket çalışanlarını ise motive etmek için Can’ın tutumu önemliydi. Gerçi Can Aylin in parti ile ilgili söylediği yalanı öğrenince o motive halinden eser kalmadı, yine dalgın Can ortaya çıktı ama yine de işten kopmadı ve şirket çalışanlarına bu kampanyayı almanın neden önemli olduğunu üzerine basa basa anlattı.
Şirket çalışanları için şirketin geleceğinden daha önemli bir konu vardı an itibari ile. Sanem ve Fabri’nin sevgili olduğu dedikodusu almış başını yürümüştü. Fabri’nin partiyi Sanem için düzenlemiş olması, Fabri’nin aldığı elbisenin pahalı olduğu, Sanem’in hediyeyi kabul ettiği ağızdan ağıza dolaşıyordu. Çok geçmeden bu dedikodular Sanem’in de kulağına geldi tabi… Ceycey’in ve Ayhan’ın telkiniyle Sanem elinde hediye ve istifa mektubu şirketin yolunu tuttu. Önce Fabri’yi tam da Can’ın kurduğu cümleleri kurarak uyardı ki bu durum Can’ı pek bir mutlu etti. Canın o anki komik ve tepkileri görülmeye değerdi.
Fabri ise Sanem’in tavrı artı Can’ın söyledikleri konusunda haklı çıkması üzerine şaşırmıştı ama pes etmeye de niyeti yoktu. Hâlâ birbirlerini yakından tanımaktan bahsediyordu ki Sanem bu konuda kesin tavrını ortaya koydu. Böylece dedikodu yapanların da ağzını kapamış oldu. Sırada profesyonelce işten ayrılmak vardı. Can kabul etmek istemese de Sanem kararlıydı ve şirketten ayrıldı. Sadece birkaç dakika önce ablasının ihanetiyle yüzleşmiş olması kırgınlığını iyice artırmıştı. Can ise Sanem gittikten dakikalar sonra Leyla’nın ona verdiği sözleşme ve öncesinde Aylin in doğum günü partisini Can düzenledi yalanını öğrenmenin etkisiyle Sanem e haksızlık ettiğinin farkına varmıştı. Artık kaçma sırası Sanem’de kovalama sırası Can’da idi.
Mahallede ise Mevkıbe’nin başkanlığını kutlama telaşı vardı. Mevkıbe başkan seçildiği için mutluydu ama bu mutluluğu kısa sürdü. Mahallelinin bitmek bilmediği gibi mantık çerçevesine de sığmayan istekleri ile karşılaştıkça dertsiz başına dert aldığını fark etti Mevkıbe… Yardımcısı olarak atadığı Muzaffer O’na elinden geldiğince destek olmaya ve O’nu pes etmemesi konusunda motive ediyordu. Bu seçimin en zararlı çıkanı Muzaffer oldu. Annesi Mevkıbe’ye oy vermesinin bedelini onu evden atarak öğretti. Yetmedi kapının kilidi değiştirdi. Yetmedi çöp poşetlerine doldurduğu kıyafetlerini de eline tutuşturdu Muzaffer’in. Muzaffer de çareyi Ayhanlara gitmekte buldu. Ama Muzaffer’in misafirliği pek de çekilecek gibi değildi doğrusu. Eşofmanlarını bulmak için tüm kıyafetlerini salona yaymada sakınca görmeyip de Osman poşetin içinden bulmaya kalkınca bu benim özelim demesi ne yaman bir çelişkiydi öyle. Ertesi akşam Osman Muzaffer’e sürekli onlarda kalamayacağını bir an önce annesi ile barışmanın yolunu bulması gerektiğini söylemesi Muzaffer’i üzdü… Düşene bir de sen vur deyince Osman O’nu kırdığını anladı. Bakalım haftaya Muzaffer kalma işini nasıl halledecek ve annesini eve dönmek konusunda ikna edebilecek mi?
Ceycey Ayhan cephesinde de kaçma kovalama vardı bu hafta da… Ceycey Ayhan’ın telefonunu açmaktan bile kaçtı çünkü O’na göre telefonu açmak demek ilişkinin başlaması demekti ama Ceycey in fobileri buna izin vermiyordu. Ayhan ise Ceycey’i ikna etmeye kararlıydı. Ceycey in peşinden koştuğundan dolayı kendini gurursuz gibi hissetse de aşkı galip gelmişti. Aşkta gurur olmaz felsefesi ile aldı pastasını gitti Ceycey in evine. Ona sürpriz yapmaktı planı ama bu planın sevdiği adamı korkudan bayıltacağını aklına getirmemişti tabi… Neyse korku ile başlayan bu gece birbirlerini arkadaş gibi tanımaya karar vermeyle bitti. Vıcık vıcık bir ilişki istemedikleri konusunda hemfikirdiler. Ama elleri birbirine değdiğinde aralarında oluşan elektrik de görülmeyecek gibi değildi yani. Bakalım bu ikili de Can ve Sanem’e özenip bir dargın bir barışık mı olacaklar, yoksa ilişkide tutarlı bir tutum sergileyebilecekler mi? Bu arada Osman kardeşinin derdini ne güzel anlıyor, Ayhan istediği kadar saklamaya çalışsın ağabeyi ondan önce fark etti ikilinin birbirlerine hislerini.
Leyla Emre cephesinde kırgınlık vardı ama çabuk tatlıya bağlandı. Emre Leyla’nın verdiği sözü tutmamasına kırılmıştı. Leyla ise Emre’ye karşı mahcuptu. Sanem’i kaybetmemek için yaptığını söyleyince Emre O’nu anlayışla karşıladı. O ağabeyini kaybetmişti en azından Leyla’nın kardeşi ile arasını düzeltmek için bir fırsatı vardı.
Ortaklık sözleşmesinin ortaya çıkması Can ile Emre arasındaki bağı tamamen kopardı. Can için Emre bu bölüm bitti. Artık Emre gibi bir kardeşi yoktu. Tabi Aylin rahat durur mu? Emre’nin meydanı ve şirketi Can’a bırakmasına izin veremezdi. Emre annesini aramayı kabul etmeyince Aylin aradı Hüma Hanım’ı. Can ile Emre arasında olanları Aylin nasıl anlattı bilinmez ama Hüma Hanım’ın Can’ı araması diziye girmesinin yakın olduğunun göstergesi sanki. Her hafta olduğu gibi bu hafta da tekrarlayayım o zaman. İnşallah bu hafta Hüma Hanım teşrif ederler İstanbul’a ve şirkete dolayısı ile Can’ın hayatına.
[wp_ad_camp_1]
Can Sanem cephesine geri dönersek Can hatasını anlaması ile düştü Sanem’in peşine. Önce uzaktan izledi kayalıklarda, ardından bakkalda çıraklığını yaptı. O sahneleri izlemek çok eğlenceliydi. Can’ın önce Sanem e borcunu öne sürüp istifayı kabul etmediğini söylemesi, ardından asıl meselenin para olmadığına O’nu inandırma çabaları, Sanem’in pirinç, zeytin ve peynir çeşitleri ile ilgili bilgi verirken Can’ın başını yaran taşlar. Müşterilerin çırak yeni muhabbeti doğaldı ve sıkmadı izlerken. En sonunda Can Sanem’i işe dönmeye ikna etti ki Sanem de dünden razıydı zaten.
Şirkette de Can ve Sanem’in tatlı sert atışmaları devam etti. Spor kampanyasının sloganlarını beğenmeyen Sanem Cani iğnelemeye devam etti.
Toplantı sırasında ortaya çıkan “Bambi” Gamze hem Deren’in hem de Sanem’in kıskançlık krizine girmesine neden oldu. Şirket çalışanlarına da yeni dedikodu çıkmış oldu böylece. Kim bu Bambi, kim bu uzun bacak? Can Bey’in eski sevgilisi mi? Okuldan eski bir arkadaşı mı? Şirket spor kampanyası sloganlarına bu kadar kafa yormamıştır kesinlikle.
Gamzenin kim olduğunu ilk önce Sanem öğrendi. Eskiye dayalı kamp zamanlarından, doğadan bir tanışıklıkları varmış Gamze ve Can’ın. Bayağı samimi olmaları, kızın Can ile ilgili çok şey bilmesi Sanem’in hoşuna gitmedi hiç. Çay servis etmekle kalmadı ikisine, toz almak bahane laf dinleme şahane mantığı ile odada dolanmaya başladı. Bu arada hapşırık tutunca Can da Sanem e “polen” enerjisini hatırlatmaktan geri kalmadı tabi. Can Sanem’in onu kıskanmasından bayağı bayağı keyif alıyor. Ama kıskanmak keyif vermiyor o ayrı tabi …
Gamze’yi yolcu etmesinin ardından Can’a Derenden konser öncesi yemeğe çıkma teklifi geldi. Can kabul etti ama Sanem buna izin vermeyecekti. Deren şirketten ayrılmıştı. Sanem işleri olduğu bahanesi ile Ceycey ile çıkmamış şirkette kalmıştı. Tam Can asansöre binmişken Sanem beliriverdi ve daldı asansörden içeri. Sanem’in derdi sadece Can ile konuşabilmek değil onun Deren ile buluşmasını engellemekti sanki. Zavallı asansör bir aşağı bir yukarı dayanamayıp en sonunda stop edince bizim ikili sabaha kadar sürecek bir bekleyişte buldular kendilerini. Tabi bu hem kavga etmek hem birbirlerini baştan tanımak için uygun bir ortamdı. Önce kavga ile başladılar. Sanem O’na konuşma şansı, kendini savunma hakkı vermediği için kızgın olduğunu, Can’ın kendisine yalan söylediğini, kimseye kendini açmadığını söylediğini ama herkesin onu kendisinden daha iyi tanıdığını söyledi. Can ise arkasından iş çevirmek yerine Onu tanımayı deneseydi her şeyin farklı olacağını savundu. Sanem bir kere daha arkadan iş çevirenin Emre olduğunu söyledi. Asansörün bozulması üzerine kavga bitti. Sanem’in müthiş planı ile asansörden kurtulmaya çalışmaya sıra geldi. Tabi ki Canin omuzlarında verdiği onca uğraş boşa gitti. Artık yapacak tek şey vardı o da uyumaktı. Sanem korkacağını söyleyip uyumamalarını, çocukluklarından bahsedip birbirlerini tanımayı teklif etti. Aralarında samimi bir sohbet başlamıştı. Gecenin sonunda Can hatasını anladığını söyleyerek Sanem’den özür diledi. Sanem de partiyi düzenleyenin O olduğunu düşündüğü için çok mutlu olduğunu, kendisini affettiğini sandığını söyledi. Sanem her şeye yeniden başlamaktan başka bir dileği olmadığını söyledi. Birbirleri için çok değerli olduklarını itiraf etmelerinin ardından bölümün sonuna geldik.
Ön izleme ve fragmanlardaki sahnelerde Sanem Canın evinde. Acaba bir şekilde asansörden kurulup mu oraya girttiler yoksa başka gün mü Sanem Canda kaldı? Kaldı ise neden kaldı? Yeni bölümde çiftim iz birbirini kıskandırma çabasına düşmüş. Gerek var mı? Bence yok. Tamam birbirlerini kıskanmalarını izlemek zevkli ama biz bu filmi daha önce görmüştük. Tekrar tekrar ısıtılıp önümüze konmasına gerek yok diye düşünüyorum. Aşkın yanında biraz da aile çatışması izleyelim diyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere…
Dizi ile ilgili diğer yazılar için İzledim / Erkenci Kuş kategorisine göz atmayı unutmayın…
ERKENCİ KUŞ 19. BÖLÜM FRAGMAN