ERKENCİ KUŞ – Sen Benimsin

Erkenci Kuş Bölüm yazısı admin’den kaynaklı yeni bölümün yayınlandığı gün yayına giriyor. Konuk yazarım Buke  ye özürlerimi gönderirken size keyifli okumalar diliyorum…

Yazıya geçmeden önce reytinglere de göz atalım: Dizi  Total’de 5,89 reyting, 12,91 share ile  ikinci; AB’de 5.70 reyting, 14.05  share ile üçüncü ve 20+ABC1’de 6.43 reyting, 14.32 share ile üçüncü…

 

 

Geçen bölümü Sanem’in “Can Divit. Sen benimsin. İşte o kadar” sözüyle bitirmiştik. Ardından da Sanem’den Can’a bir öpücük gelmişti. Bu haftayı da aynı yerden açtık. Sanem Can’ı öptüğü anda bir aydınlanma yaşadı ve aklı başına geldi. O’na bunları söyletenin, yaptıranın içtiği meyve suyu olduğuna şıp diye biliverdi.  Can’dan özür diledi bu tavrı ve sözleri için. Can ise “İnsan içinde saklı olmayan bir şeyi ağzından kaçıramaz” derken Sanem’e duygularının karşılıklı olduğunu gösterecekti ki ormandan gelen seslerle kendine geldi ve kendini geri çekti. Sanem’le kamp alanına döndüler.

Ormandaki bu sahneye şahit olan Ceycey’i ise zor bir süreç bekliyordu. Kendi de işkence çekti bu sırrı saklayacağım diye bir izleyici olarak bana da işkence çektirdi. Son derece uzatılmış, sıkıcı ve komediden uzak dakikalardı. Senarist Ceycey’e sabahları kadar Tazmanya Canavarı misali koşma sahnesi yazacağına, Ayhan’la ya da şirket işleriyle ilgili sahneler yazsa daha isabetli olur diye düşünüyorum çünkü bu hâlleri hiç çekilmiyor. Bu kadarla da kalmadı Ceycey. Sabah olunca Ayhan’dan Sanem’in çadırda olmadığını öğrenince onun ve Can’ın çadırına dalmalar falan…

 

Ceycey’den yine mi sır, yine mi ben bakışı…

 

Sanem bu bölüm içkinin etkisiyle iyi bir şeylere de imza attı ve Kompas Spor için aranan sloganı buldu. “KENDİNİ BUL”. Böylece Can ile bu projede çalışmaya hak kazandı Sanem ve bir de sürpriz ödül sahibi olacaktı. Bu durumdan Derem hiç mutlu olmadı tabi.

Kamp amacına ulaşmıştı herkes dinlenmeyi hak etmişti. Herkes uykuya daldığında iki kişi uyanıktı sadece: Can ve Sanem. Çiftimiz sohbet ederken hastaneden gelen telefon Emre’nin kaza yaptığı haberini verdi Can’a. Can soluğu hastanede alırken Sanem de onu yalnız bırakmadı. Emre ucuz kurtulmuştu boyundaki kesik damara isabet etse ölmüş olabilirdi. Bunu duyan Can kendini daha da kötü hissetti ve kaza yüzünden kendini suçladı. Kardeşine ne kadar kızgın olursa olsun O’nu herkesin içinde rencide edip kovması hoş değildi. Kuytu bir köşeye gidip kozlarını orada paylaşmalıydılar. Can’ın bu davranışı kendisine pahalıya patlayacak gibi duruyor çünkü Emre bunun intikamını Can’dan almaya kararlı. Ağabeyinin güvenini kazanmak için hatasını kabul etmiş gibi dursa da gözlerinde pişmanlık belirtisinden ziyade sinsilik ve öfke var. Ama sinsilik konusunda, birinciliği kimseye bırakmayacak kahramanımız Aylin’in elinin eline su dökemez yani…Bu arada Can hastane odasında Aylin’i kovunca içimin yağları eridi. Emre’nin Aylin gelince odadan çıkmak isteyen Leyla’dan kalmasını istemesi de Aylin için bir darbeydi. Emre’nin Leyla’yı kullanması hoşuma gitmiyor ama Leyla’ya saflığından dolayı kızdığımdan, Emre’nin gerçek yüzünü görmesi için ondan gelecek bir darbenin gerekli olduğunu düşünüyorum.

Aylin geçen hafta Can’ın odasına bıraktığı küre şeklindeki gizli kamerayla bu hafta Can’ı dinlemeye ve Kompas Spor’la ilgili kampanyanın ayrıntılarını öğrenmeye başladı. Öğrenmekle kalmayıp kampanyayı rakip bir ajansa bile sattı. Slogan görseller hepsi rakip ajansın elindeydi ve ilk sunumu da o ajans gerçekleştirecekti. Aylin bu planı yaparken, Can’ın fikrini satarken bilmediği şey Kompas Spordan yetkili birinin kampta ekiple birlikte olduğu ve sloganın ortaya çıkışına birebir tanık olduğu idi. Aylin bu hamlesiyle Can’ı bitirmeyi hedeflemişken başka bir ajansın geleceğini tehlikeye atmış oldu. Umarım o ajans bunun bedelini Aylin’e yüklü bir tazminatla ödetir ve Aylin elindeki her şeyi kaybeder.

 

Karşınızda Aylingiller’den Ceyda ve Gamze Hanımlar…

 

Evet bu bölüm Deren ve Sanem’e “Bambi” Gamze’den sonra yeni bir rakip geldi. Artık nur topu gibi bir -Kompas Sporun CEO’su- Ceyda Hanım’ımız var. Tam da Sanem Gamze’nin Can’ın eski sevgilisi olmadığını öğrenip rahatlamıştı üstelik. Ceyda Hanım da uzun bacaklılar grubundan. Ceycey’in deyimiyle “Aylingiller”den. Üstelik gelir gelmez Can’ı gözleriyle yediği de doğrudur. Kadın konuşma boyunca Can ile resmen flörtleşti. Bu durum Gamze’nin hoşuna gitti. Belli ki Sanem’i Can’a yakıştıramadı ve Ceyda’nın Can’a uygun olduğunu düşünüyor. Can ve Ceyda İtalyanca konuşurken Sanem ve Deren’in kritikleri çok iyiydi.

 

Sanem: İtalyanca konuşuyorlar şu anda.

Deren: Evet farkındayım.

Sanem: Ben “si” den başka hiçbir şey anlamadım.

Deren: Sanem’ciğim  ama sen benim aklımı karıştırıyorsun şu anda.

Sanem:  Siz İtalyanca biliyor musunuz Deren Hanım?

Deren: Yani anlıyorum ama konuşamıyorum tam olarak.

Sanem: Ben de anlamıyorum ama çok konuşmak istiyorum. Sinirden herhalde elim ayağım da titriyor .

Deren: Sinirden herhalde.

 

Söz konusu Can’a asılan kadınlar olunca Sanem ve Deren iyi bir ekip oluyor, çok iyi ağız birliği ediyorlar.

 

Deren: Çok affedersiniz. Ben sizin muhabbetinizi de hiç bölmek istemiyorum ama biraz da iş mi konuşsak?  Malum takvimiz çok sıkışık.

Sanem: Evet evet çok sıkışık. Hem yani  dünya derdi de konuş konuş  bitmez zaten.

Deren: Bitmez…

 

Sanem’in Ceyda’nın dekoltesine söylenmesi de yerindeydi. Bence de iş hayatında bu kadar abartılı ve dekolte giyinmeye gerek yok. Sanem Can’ın yemek konusu olunca hemen O’na “aç mısın” sorusunu yöneltmesine de bozuk attı. Gamze ve Ceyda’nın yanında  onur gibi görünmeyi gururuna yediremedi. Can ise bir sözüyle Sanem’in gönlünü almayı başardı: “Beni sadece senin açlığın ilgilendiriyor”. Can Divit istediği kadar cümlenin sonuna “yakın  arkadaşın olarak” sözünü eklesin izleyiciye kül yutturamaz. O arkadaşlık masalı baştan aşağı yalan.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Obur mu değil mi karar izleyenlerin ^^

Fragmanı izlediğimde Sanem Deren yerine koordinatörlüğü alınca,  Deren gibi davranmasından rahatsız olmuştum. Neyse ki hepsi Deren’in rüyasıymış yoksa Sanem’i bu konuda bayağı eleştirebilirdim. Yalnız Sanem’in Deren’i oburu diye çağırmasına, her defasında başka bir isimle süslenmesine, Derenin her defasında adının doğrusunu söylemesine bayıldım. Ceycey’in dediği gibi “Kendine yapılmasından hoşlanmadığın davranışı başkasına yapmayacaksın Deren”.

Deren’in gözü bölüm boyunca Can ve Sanem’in üzerindeydi. Sanem’in kendi yerine koordinatör olması, Can ile odasında baş başa çalışması , Can’ın O’na “sevgili koordinatörüm” diye hitap etmesi, birlikte yemeğe gitmeleri… Hepsini Dereni delirtti ve bunun bir sınav olduğu düşüncesiyle kendini avuttu.

Burada Can ve Sanem sözde çay muhabbeti ederken, Can aslında Sanem’e onu özlediğini anlatıyordu. Deren de ne konuştuklarını anlamaya çalışıyordu. Bu güzel sahneyi tekrar izlemeye ne dersiniz?

 

 

 

Ceyda ve Gamze’nin  Fikr-i Harika’dan ayrılıp gittikleri toplantıda özellikle Gamzeyi büyük bir şok bekliyordu. Canların sloganıyla birlikte tüm kampanyayı birebir sunmaları üzerine Gamze durumu Ceyda’ya anlattı. Birlikte bizimkilerin ajansına doğru yola çıktılar.

Sanem ve Can sahildeki balık keyfinden sonra şirkete dönmüş kampanya üzerinde tüm elemanlarla birlikte sunum için son hazırlıkları yapıyorlardı. Artık bütün çalışmalar tamamdı. Daha kampanyayı almamışlardı gerçi ama Can kendine ve şirketine güveniyordu. Bu nedenle söz verdiği üzere sloganı bulan Sanem’e hediyesini verdi. Kıpkırmızı bir motora ait olan anahtardı bu hediye.

 

 

Can ve Sanem kısa bir motor turunun ardından şirkete döndüler. Sanem Leylaya ayrıntıları anlatırken Can da Derenin odasındaydı. Bu sırada Ceyda ve Gamze geldiler. Sanem onları Can’ın yanına götürdü. Yüz ifadelerinden bir terslik olduğu belliydi ve Deren’in odasında hemen konuya girdiler. Tabi gizli kamera sayesinde Aylin an be an diğer ajansa sattığı fikirlerin çalıntı olduğunun ortaya çıktığını öğrenmiş oldu. Can, Sanem ve Deren olayın şokunu yasarken, Aylin’i de bir panik almıştı ki sormayın. Ceyda   kampanyayı bir de Canlardan dinlemeyi istediği sırada Aylin de bu işten kendini  sıyırması için Emre’yi arıyordu.

Emre evde Leyla ile olmaktan son derece memnundu. Birlikte yemek yemeler, film izlemeler, sohbet muhabbet… Üstüne bir de Can’la arasını düzelmişti . Emre pişmanlık oyunu oynuyordu ve Can da ona inanmıştı. İşler Emre’nin tam  da planladığı gibi gidiyordu. Aylin’den gelen telefon üzerine sinirlenen Emre ona resti çekti ve gizli kamerayı ofisten almayacağını,  basının çaresine bakmasını söyledi. Aylin de hemen Hüma Hanım kozunu kullanarak, Cana ve şirkete yaptıklarını annesi öğrenirse şirkete girmesinin hayalden de öte  imkânsız olacağını  söyledi. Emre bu riski göze alamayıp şirketin yolunu tuttu.

Hüma Hanım demişken kendisiyle tanışma vaktimizin bir türlü gelememesi rahatsızlık verici. Bu bölüm en azından Emre’nin kazası vesile olur da oğlunu görmeye gelir biz de kendisine “merhaba” deriz demiştim ama yine bu konuda elimiz boş döndük. Karakterin sadece isim olarak kalmasını değil, ete kemiğe bürünüp ekrana gelmesini istiyorum şahsen. Bu konuda yalnız olmadığımı düşünüyorum bir izleyici olarak.

Ceyda’nın toplantı sonrası işi Can’ın ajansına vermesi çalışanlar arasında büyük bir sevinçle kutlanırken, şirketteki olası casusluk durumu başta Can olmak üzere Deren ve Sanem’i tedirgin etmişti. Bu tedirginlikten Ceycey de payını almıştı tabi.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Son sahneye gelmeden önce dizimizin mahalle ayağına göz atacak olursak orada da beni rahatsız eden başlıca karakter Muzafferdi bu hafta. Karakter iyice karikatürize edilmiş durumda. Öncelikle densizliklerine ek olarak Nihat’ın başına açtığı dertten bahsetmeden olmaz. Malum Nihat geçen hafta ek iş görüşmelerine gitmiş ve görüşme sonunda gece taksiye çıkma konusunda anlaşmaya varmıştı. Taksi çıkma macerası çok kısa sürdü Nihat’ın .Araca binmesiyle saniyeler içinde direğe ağaca bindirmesi bir oldu. Tabi ki akıl küpü Muzaffer sayesinde oldu. Muzaffer arabanın ön camına bir kova suyu dökünce Nihat görüşünü ve hakimiyetini kaybetti. Sonuç 2000 TL araç masrafı… Bir de bunun üzerine “Vallahi Allah tez zamanda kavuşturdu, keşke başka bir şey isteseymişim” demez mi ! Mevkıbe koluna vurmakla az bile yaptı. Ben olsam direkt boğazına yapışırdım yada kafasını kırardım. Bir de üzerine görünmez de kaza diyor sabır valla!

Sabah olunca da Nihat in Muzaffer çilesi bitmedi. Tansiyonunu ölçeceğim diye damarlarını patlayacaktı adamın bir de susmak bilmeyen çenesi var tabi…

 

-Ih Ih… Cıksss…Kırık değildir o çıkıktır,  kırık olsa duramazdık.

– Derdini veren Allah  dermanını da verir. Aha da buyur.

– Bazen kalıpların dışına çıkmak gerekir ihtiyar diyeceğim gene küçük tansiyon 19  a vuracak.

– Ahanda altın verdi. Ah analarımız! Ah insan sarrafı analarımız! Vefakâr analarımız,  cefakâr analarımız. Yeri geldiğinde presen- habıl analarımız

( son cümlede güldüğüm doğrudur)

 

Nihat da Mevkıbe de sabır çekmeyip ne yapsınlar ama… Bu arada Mevkıbe’ye sac rengi de pek yakışmış.

İki haftadır ortada olmayan Aysun da bu bölüm sahalara döndü. Mevkıbe’nin başkanlık etkinliklerini sabote etmeye girişti. Muzafferi eve geri alarak oğlunu da yanına çekmeyi başardı.

Mevkıbe’lerin evinde bir kriz de çamaşır konusunda çıktı. Karısı kendini başkanlık işlerine verince giyecek gömlek bulamayan Nihat isyan bayrağını çekti. Peki bu isyandan zararlı çıkan kim oldu dersiniz? Tabi ki Nihat. Çünkü Mevkıbe susma eylemine başladı yine. Onu en iyi tercüme eden kişi Leyla’nın,  Mevkıbe’nin mimiklerini tercüme etmesi çok eğlenceli bir sahneydi.

Burada güzel bir konuya da parmak basıldı aslında. Kadın ister ev hanımı olsun ister iş kadını olsun evin bulaşığı,  çamaşırı,  yemeği,  temizliği ondadır. Bu işler aksadı mı evde hayat durur. Hala bu işlerin sadece kadın işi olduğu görüşü yaygın. Burada çamaşırı makineye koyup düğmesine basma işini erkeğin de yapabilmesi eşine yardımcı olabilmesi gerektiği vurgulandı.

Ayhan Ceycey’den ilk resmi yemek davetini aldı ve ağabeyinden yemeğe gitmek için izin istedi. Osman önce karşı çıktı ama sonunda kardeşine erken gelme koşuluyla izni verdi. Ayhan’ın  Leyla ile ilgili iması üzerine Osman O’nu haklı bularak konuşmak için Leyla’yı aradı. Ama Emre’nin yanında olan Leyla telefonu açmadı. Daha sonra eve girerken kapıda karşılaştılar ve ayak üstü konuştular. Leyla aramasına dönmediği için özür dilerken Osman da Emre Beyin durumunu merak ettiği için aradığı bahanesini uydurdu. Leyla’nın Emre, Osman’ın Leyla sevdası bitmeyecek gibi duruyor maalesef.

 

 

Telefonla konuşurken üzerinde olan kıyafeti ve sac modeli ne kadar güzeldi Ayhan’ın . Ama yemeğe hazırlandığı kıyafeti ve saçıyla çizgi film karakteri gibi olmuştu. Bu arada Ceycey de Ayhan da klasik giyim tarzlarının dışına çıktılar bu bölüm. Her kıyafete taktıkları pantolon askılarını göremedik . Buna aşkın etkisi deniyor herhalde.

Ceycey’in kendi gibi aşkını itiraf etme şekli de orijinal. Konuya su samurlarından giriş yaptı. Aşık olan şu samurları aşklarını göstermek için eşlerinin elini tutarlarmış. Ayhan Ceycey’in su samurlarından konuşmaya başlamasına kızdı ve haklı olarak surat astı. Ceycey de Ayhan’ın elini tutarak ve bu örnekle aşkını anlatmaya çalışırken masada duran peçete mumdan alev aldı. Çıkan yangını söndürmek isterlerken kendilerini kapı dışarı buldular. Önce kızgındı Ayhan.  “Şu samuru dedin dedin şu samuruna döndük” diye söylenirken ardından Ceycey’in elini tutup “aşık şu samurları el ele tutuşurmuş”  demesiyle gülmeye başladılar ve maceralı yemek sona erdi.

Gelelim son sahnelere. Öncelikle Emre evde sıkılmış bahanesiyle şirkete geldi ve Aylin’in bıraktığı gizli kamerayı buldu. Tam alıp arkasına sakladığı sırada Sanem O’nu görür gibi oldu. Görsel hafızası bunlarda güçlü birinin bunu kaçırmaması gerek normalde. Fragmandan anladığımız kadarıyla da gözünden kaçmamış gibi duruyor bu durum.

Derenin odasında Emre ve Sanem karşılaştığı sırada şirkete gelen Fabri sayesinde Emre rahat bir nefes aldı.

Fabri ise Sanem’i kokusunu vermesi konusunda sıkıştırmaya devam etti. Sanem ısrarla kendi kokusu konusunda anlaşamadıklarını yeni koku yapmak konusunda anlaştıklarını hatırlatsa da Fabri Sanem’in kokusu konusunda ısrarcıydı. Bir gün önce Sanem e karar vermesi için 24 saat vermiş olan Fabri bu kez Aylin’den aldığı akılla hazırlattığı sözleşmeyle gelmişti şirkete.

Can Fabri’nin Sanem’i sıkıştırdığını anlayınca, O’na Sanem’in kokusunu vermeyeceğini, anlaşmanın bu olmadığını söyledi. Fabri ise şirkete ortaklık meselesini kullanmaya kalktı ve Can’ı kışkırtmak konusunda başarılı oldu. Sanem sözleşmeyi imzalayacaktı ki Can onu durdurdu ve ortak olmak için verdiği paranın karşılığı olan 400 bin dolarlık çeki Fabri’ye verdi. Ama Fabri Can’ı zorlama konusunda kararlıydı ve kokudan vazgeçmek için fiyatı iki katına çıkardı. Derenin batarız uyarılarına rağmen Can durmadı ve 800 bin dolarlık çeki vererek Fabri’yi şirketten gönderdi. Sanem bunu neden yaptığını sordu Can’a . Sanem’in “Sen benimsin iste o kadar” sözüyle başlayan bölüm Can’ın “Senin kokun yalnızca bana ait. Bunu şimdi iyice anladın mı?” cevabıyla bölüm sona erdi.

 

 

Bakalım Can’ın yaptığı bu hamle şirketin geleceğini nasıl etkileyecek. Derenin dediği gibi şirket batma noktasına mi gelecek yoksa işleri yaver gidecek de, verdiğinin  fazlasını şirkete kazandırabilecek mi Can? Emre bu olanları şaşkınlıkla izlerken kafasından neler geçti acaba? Can’ın şirketi batırabilecek bu davranışı O’nu kızdırdı mı, yoksa Can’ın kendi sonunu hazırlamasıyla şirketin kendine kalacağını mı düşündü? Şirket batma noktasına gelirse devreye Hüma Hanım mı girecek? Emre’nin kamerayı aldığı ve kamerayı koyanın Aylin olduğu ortaya çıkacak mı?

Sorularımızın cevabını alabileceğimiz bir bölümün bizi bekliyor olmasını diliyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere.

Not: Ön izleme ve fragmandan anladığımız kadarıyla çiftimiz arasındaki kıskançlık sorunsalı tam gaz devam ediyor. Ceyda yetmiyorken bir de Sanem’in ilkokul arkadaşı Sinan çıkageldi. Biz yetsin artık dedikçe dizi kıskançlık üzerine dönecek gibi duruyor.

Yazıyı tweeti ile renklendiren Aisa‘ya teşekkürler ^^

Dizi ile ilgili diğer yazılar için İzledim / Erkenci Kuş kategorisine göz atmayı unutmayın…

 

Erkenci Kuş 21.Bölüm Fragmanlar

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce