Yukarıdaki fotoğrafa rastladığım anda o kadar güldüm ki… Daenerys ve Jon Snow’un buluşması bundan daha güzel anlatılamazdı…
İlk karşılaşma… Gerçi afiyetle yediğim spoilerlara göre çok daha değişik temalı (gözlerini kapatan maymun emojisi hayal ediniz) buluşmalar olacak, dolayısıyla heyecanla beklemeye devam ediyoruz. Ama bu ilk buluşma beklentimizi hiç de boş çıkartmadı. Sizce? Üstelik bu sahne 3. bölümün en eğlenceli sahnesi değil miydi? Missandei’nin Danny’nin tüm unvanlarını sıralayarak onu takdim etmesinin ardından Davos Seaworth’un “Bu da Jon Snow” demesi: “He’s King in the North.”
İşte bir kısım aileden gelen, bir kısım bileğinin hakkıyla kazandığı geriye kalanı da kendine layık gördüğü unvanlar zinciri. Belki de lakap demeliyim? Ben yazmaktan yoruldum, Missandei saymaktan yorulmadı.
“ Daenerys Stormborn of House Targaryen, rightful heir to the Iron Throne, rightful queen of the Andals and the First Men, protector of the Seven Kingdoms, the Mother of Dragons, the Khaleesi of the Great Grass Sea, the Unburnt, the Breaker of Chains,”
Soyadı ile bonus olarak gelenleri bir kenara bırakıyorum ama ordusu karşılığında evlendirildiği Khal Drogo’dan dolayı aldığı Khaleesi… Khal Drogo ile ölüme yürürken ateşten zarar görmeden fosilleşmiş ejderha yumurtalarına hayat verip ateşin içinden 3 ejderhanın annesi olarak çıkması sonucu aldığı Mother of Dragons. Ateşten zarar görmemesi ile hak ettiği The Unburnt… Ama en sevdiğim – ki Missandei söylemeyi atladı, halkın kalbinden kopup dile gelen Mhysa (anne).
Kan döküp tahtı ele geçirmek ve eski hükümdardan geride kalan tüm varisleri öldürtmektense halkın sevgisinin kazandıktan sonra, onların desteğiyle tahtta oturmak, onların kraliçesi değil annesi olmak her şeyden daha güzel değil mi?
Kim bilebilirdi ki Lekesizler ile yolu kesiştiğinde devrimci bir yola sapacak ve Köle Körfezi’nin kalbinde köleliğe savaş açacak. Astapor, Yunkai… Kölelerin zincirlerini bir bir kırdığı için kazandığı Breaker of Chains de seçtiği yolun sonuçlarını anlatması açasından çok değerli. Dile kolay Meereen’de köle olduklarını bile bilmeyen köleler onun yönetiminde özgürlükleri ile tanıştı. Unutmadan, Daenerys <3
Ejderhaların doğumunda kökenlerine dönüş yapıp, ilk defa hanesinin bir zamanlar sahip olduklarını ateş ve kan ile geri alacağını dile getirmişti Daenerys . Tyrion’un (mantık hatalarına gözlerimizi kapattığımız) etkisiz stratejileri uğradığı hezimet sonucu ve 4. bölümün fragmanın ışığında artık ejderhalar devreye gidiyor.
Konu tahta gelmişken; “Bu taht benim hakkım, benim benim benim…” 7.sezonun ilk üç bölümünde Daenerys’in bu tavrında zerre değişim yok, Westeros tahtına ciddi bir takıntısı olduğu aşikâr. Minik yeğenimin – kendisini epeyce kıskanan ablasına karşı oyuncaklarını korumak adına, anne, baba gibi temel kelimelerin ardından ilk söylediği kelimelerden biriydi: “benim”. Bu açıdan benzetsem de en azından bizim minik gerçekten de kendi oyuncaklarını sahipleniyordu. Oysaki Danny?
Merakla “Ben son Targaryen’im!” söyleminin gerçek olmadığını, üstüne üstlük yaşayan Targaryen’in de Aerys’in (Deli Kral) varisi Rhaegar’ın oğlu olması ile taht iddiasının da geçerliliğini yitirdiğini öğrendiği sahneyi dört gözle bekliyorum^^
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.