Gizli Saklı ekranların aksiyonlu, eğlenceli ve özgün senaryolu dizisi. 3. Bölüm reytingleri Total’de 3,21 reyting ile 4., AB’de 2,30 reyting ile 6. ve ABC1’de 2,84 reyting ile 5. oldu. Bölüm izlenimleri Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^
Geçtiğimiz bölümü Naz ile Pamir tam komşularının evinden çıktıkları sırada Naz’ın dayısı Namık’ı karşılarında görmeleriyle noktalamıştık. Tam Tarık’ı polis olmadıklarına başarıyla ikna ettiler, onun tuzağından kurtuldular derken karşılarına başka bir tuzak olarak Namık çıktı. Naz ve Pamir’i bu açıdan bilgisayar oyununda seviye atlamak için engelleri aşan oyunculara benzetiyorum. Oyunun ilk seviyesi evi kiralamak ve Tarık’a yakın olmak, ikinci seviye Tarık’ı polis olmadıklarına ikna edip güvenini kazanmaktı, her ikisini de başarıyla geçtiler ve şimdi üçüncü seviye de Namık’a yakalanmadan onu sitedeki işinden kovdurmak oldu.
Pamir’in karşılarına Namık çıktığı için Naz’a bu denli yüklenmesi, ona böyle bağırması büyük haksızlık. Daha beş dakika önce Naz sayesinde, Naz tuzak olduğunu anladığı için Tarık’ın tuzağından kurtulmuşken şimdi onu suçlamaya kalkıştı. Pamir’in deyimiyle “yeni yetme” Naz elinden gelenin kat be kat fazlasını yapıyor, üstelik Pamir’in fark etmediği tuzağı bile fark ediyor ama mükemmel olan sadece Pamir. Bir de Levent olarak onu öpmesinin kendilerine hayat öpücüğü olduğu iddia etmeye kalktı ama asıl hayat öpücüğünü söylediği bilgilerle ona veren Naz’dı.
Bu tartışma sırasında Naz’ın Pamir’e bunu söylemek yerine öpülmesini ortaya atmasını ben Naz’ın Pamir’den ve bu öpücükten etkilenmiş olmasına yordum. Çünkü aslında o tartışmada bu öpücüğün hiç yeri yoktu. Yanılmadığımı Naz’ın Talat ile yaptığı konuşmayla da teyit etmiş olduk. Naz, Pamir’in varlığının kendisini değiştirdiğini, aklını karıştırdığı yüksek sesle itiraf etmiş oldu. Bence sen masaya bir şey yazma Naz, boşuna da büyük konuşma, üç vakte kadar evcilik oyununuz gerçek olacak. ^^
Pamir’e ne kadar kızsam da hayatlarının söz konusu olduğu noktasında da ona hak veriyorum. Aslında biz ilk iki bölümde tıpkı Naz gibi Pamir’i hiç tanıyamadık. Pamir’i Pamir’in ağzından hiç duymadık, hep olaylar karşısındaki tavırlarından onu çözmeye çalıştık. İlk kez bu bölümde gerçek Pamir bize kendini göstermeye başladı. İlk bölümden beri Pamir’in “aile” ile bir derdi olduğu çok açık. Pamir, ailesinden yana yaralı bir adam ve büyük ihtimalle yarasının kaynağı annesi. Bu yüzden de Naz’ın onu seven ve onun da çok sevdiği bir ailesi olmasına, hayattaki en değerlisinin annesi olmasına, gün içinde her fırsat bulduğunda annesini aramasına kafayı takmış durumda. Bu yüzden Naz’ın aile bağları Pamir’in dikkatinden kaçmıyor ve onu bu konuda eleştirmekten geri durmuyor. Halbuki ortada eleştirilecek bir durum yok. Haydi diyelim eleştireceksin, bir iki kere eleştirirsin ve biter ama Pamir için öyle değil.
Pamir ile ilgili bilmediğimiz diğer şey ise onun aslında Naz’ı korumak istediği. Pamir en başından beri bir ortakla çalışmak istemezken ben bunun hep onun kendini beğenmiş, egolu olmasından kaynaklandığını düşünmüştüm. Onun kendinden başka hiç kimseye güvenmeyen biri olduğunu; her şeyi sadece ben bilirim, ben beceririm kafasında olduğunu sanmıştım. Halbuki Pamir aslında Naz’ı kaybetmekten o kadar korkuyor ki bu yüzden onu korumak isterken istemsizce fazla sert çıkıp onu kırıp duruyor. Naz arabada ona “Ortak” diye hitap ettiğinde gözleri nasıl da buğulandı, nasıl da neşeli neşeli onunla konuşan adamın birden sesi kesildi fark ettiniz mi? Pamir daha önce bir ortakla çalışmış ve onu bu görevde kaybetmiş. Aslında büyük ihtimalle kendisinin hiçbir suçu olmadığı halde, ortağını kendilerine tuzak kurulduğuna ikna edemediği ve ölmesine engel olamadığı için kendini suçluyor. Bu yüzden de Naz’ın daha ilk görevi olduğu için, tecrübesiz olduğu için hata yapma ihtimalini yüksek görüyor ve onun için fazlasıyla endişeleniyor. Naz bir hata yaparsa onu da eski ortağı Sarp gibi kaybedeceğinden korkuyor. Naz’a güvenmek isteyip de güvenememesi de hep bundan. Bu kayıp yüzünden Pamir bugüne kadarki görevlerinde hep tek başına çalışmış.
Pamir’in bu sırrını bu kadar kısa zamanda Naz’a açabilmesi ona hem kalbiyle hem de iş ortağı olarak değer vermesinden kaynaklı. Pamir, ona neden böyle davrandığını açıklamak istedi. Eğer istemeseydi sorusuna kestirme bir cevap verir; acemi der, çaylak der, ilk görevi olduğu için böyle davrandığı söyleyip geçerdi. Ama Pamir artık Naz’ı ona kendini açabilecek kadar yakın görüyor. Naz, Pamir’in kaybettiği duyguları ona tekrar hatırlatan ve yavaş yavaş sevdirmeye başlayan kişi.
Önceki bölümlerde yavaş yavaş Naz ve Pamir’in kalbine yerleşen aşk kıvılcımları bu bölümde kalplerinde alev olma noktasına geldi. Naz istediği kadar Talat’a duygularını inkar etsin, Pamir istediği kadar Sadullah Amir’e Naz ile çalışmaya devam etmek istemediğini haykırsın ikisinin de aslında kalpleri başka şeyler söylüyor. Naz’ın onu merak ederek ona mesaj attığında cevap alamadığındaki hali, Pamir’in Naz’dan mesaj geldi diye sevincini gördük. İkisi de liseli aşıklar gibiydi o anda. Pamir’in başta cevap vermemesi, böyle Naz’ı cevap vermeyerek uyuz etme çabası bile aslında bir nevi gizli flörttü. NazMir’in birbirlerine karşılıklı olarak Levent ve Yaz’ı sevdiklerini söylemelerinin altında bile aslında gerçekte birbirlerini sevdikleri yani hoşlandıkları saklı. Naz Pamir’in kalbine dokunduğunda Pamir’in etkilendiğini de gördük. Pamir, ısrarla “Sen ben diye bir şey yok.” dese de bu aslında onun gerçeklerden kaçış şekli. O da biliyor bu görev, bu evcilik oyunu bittiğinde geriye sadece Naz’ın kalacağını, Naz’ın meslektaşı olduğu için karşısına çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu. Ama işte inkar edince kalbinde yeşeren duyguların da yok olacağını sanarak kendini kandırıyor. Halbuki içinize bir aşk kıvılcımı düştü mü onu isteseniz de söndüremezsiniz, o kıvılcımın parlayıp aşk alevlerinin tüm bedeninizi sarmasına engel olamazsınız. Pamir de olamayacak ve bunun çoktan farkında.
Naz, Pamir’in omzu kanadı diye ona pansuman yaparken konunun aşka gelmesine ne buyrulur? Pamir, sen Naz’ın ağzından laf mı almaya çalışıyorsun canım? Hem sabah “Sen ben diye bir şey yok, Levent var Yaz var.” diyorsun hem de kalkmış akşamına Naz’ın aşka bakış açısını mı öğrenmeye çalışıyorsun? Pamirciğim sen düpedüz Naz’a yürüyorsun görüyoruz. Senin operasyonunu mahvetmiş olsa da ikide bir tartışıp dursanız da ona karşı bazen çok acımasız olsan da kalbini kıracak kadar ağır konuşuyor olsan da kabul et sen birden pat diye Naz’a aşık oldun, o da tüm bu olanlara rağmen sana aşık oldu.
“Böyle planlayarak aşık olmazsın ki. Böyle birden olursun. Pat diye. Sonra tepetaklak olursun. Öncesinde ne yaşadığını unutursun.”
Ben baştan beri Tufan’ın Tarık’ın sözünden çıkıp Kebapçı Kadir ile iş birliği yapacağını ve görevde bizimkilere fayda sağlayacağını düşünmüştüm. Ama o ağabeyinin yolundan gitmeyi tercih etti. Ama bu durum da yine bizimkilerin lehine döndü hem de çift yönlü. Talat’ın takipte olduğu Kebapçı istese de istemese de artık emniyet için muhbirlik yapacaktır. Gerçi anlaşmazlığa düştüğü Tarık ve Tufan’a yanaşmayı nasıl becerir orasını bilemem. Tarık oldukça zor güvenen bir adam ki işlerinde sadece akrabalarıyla çalışmasından bu belli.
Açıkçası ben Kebapçı karakterine ilk günden beri ısınamadım, sahneleri bana çok tatsız geliyor. Adamın gözümdeki işlevi Pamir’in operasyon sırasında Naz tarafından kurtarılmasına neden olması o kadar. Açıkçası Pamir’in böyle davranmasına alıştım ama Talat’ın da Naz’a acemi muamelesi çekip ondan Pamir ile mesajlaştığını ve operasyona gittiğini saklaması yanlıştı. Ama bravo Naz’a, koskoca kılık değiştirme ustası Talat’ı takip ettiğini hiç çaktırmadı ve ortağını zor durumdan kurtardı. Sen Naz’ı kırıp dur Pamir Efendi, sonra seni kurtardığında yüzünü görünce böyle ayran budalası gibi sırıtırsın. Yalnız burada Pamir ona “Yaz” dediğinde Naz’ın “Naz” diye sinirlenerek düzeltmesi dikkatimi çekti. Sonuçta Pamir’i kurtaran Yaz değildi; polis akademisinden birincilikle mezun olan, mesleği bu olan Naz’dı. Naz, burada bir polis olarak ciddiye alınmak istedi ve bu tepkiyi koydu. NazMir, Kebapçı’yı ekarte ettikleri mekandan çıkarken onlarda Bay ve Bayan Smith havası gören bir ben miyim? Yaz ve Levent görevi bittikten sonra yine böyle partner olarak yeni görevlerde çalışmaya devam etseler şahane olur. ^^
Tarık karakteri bir silah kaçakçısı, mantıken bize tehlikeli gelmeli ama ben adamı hiç tehlikeli bulamıyorum. Çünkü adam özel hayatında o kadar sempatik ki esprilerine, karısıyla ve özellikle oğluyla ilişkisine bayağı gülüyorum. Bana silah kaçakçısından ziyade keyifli ve eğlenceli vakit geçirilecek, zaman zaman her insan kadar sinirlenen yan komşu imajı veriyor. Yaz, Levent, Nehir, Tarık olarak bir araya geldikleri sahnelerdeki evlilik ve ilişkilere dair sohbetlere bayılıyorum. Açıkçası ben Adem’i daha tehlikeli buluyorum. Naz ve Pamir, bir gün yeniden kimlikleri ifşa olacak bir duruma gelirse bunu önce Adem fark edecektir.
Namık’ın siteden kovulması için yapılan plana ne yalan söyleyeyim üzülemedim. Site yöneticinden para koparmak için adamı kandıran Namık’a mı üzüleceğim? Keşke Namık’ın uyuya kaldığını fark edenler Tarık ve Adem olmasaydı, ne güzel Namık tehlikesinden kurtuluyorduk. Hayır, madem Namık’ı o halde siz buldunuz diye kovulduğunda adama acıyacaktınız, onu balık restoranında işe alsaydınız ya. Sitede tekrar güvenliğe aldırmak nereden çıktı? Ha aslında eğer kronik yalancı Namık, Naz ve Pamir’i gördükten sonra bir açık vermezse planlarında onların işine de yarayabilir.
Açıkçası ben fragmanda gördüklerimizin Pamir’in hayali veya kabusu olduğunu düşünüyorum. Naz, bir şekilde kendisini görüp bir de ona Naz diye seslenen dayısını susturmayı başaracaktır. Yeğeninin polis olduğunu bilen, ortama göre bukalemun gibi şekil değiştiren Namık da bir zahmet hemen duruma adapte oluversin. Bence Naz’ın bu karşılaşma sonrası ilk yapacağı şey elindeki çayları Namık’ın üzerine dökmek ve temizleme bahanesiyle onu eve götürmek olur, ne de olsa bu klişe ama etkili bir çözüm.
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.