Gizli Saklı 4.Bölümünde Total’de düşüş yaşasa da hem sıralamasını hem de diğer kategorilerdeki reytinglerini yükseltti. Total’de 2,95 reyting, AB’de 2,81 reyting ve ABC’de 3,14 reyting ile her üç kategoride de 3. oldu. Bölüm izlenimleri Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^
Geçtiğimiz bölümü Namık ve Naz’ın Tarık, Nehir, Adem ve Pamir’in yanında karşılaşmalarıyla noktalamıştık. Eğer Naz ve Pamir durumdan sıyrılamasalardı tıpkı Pamir’in hayalinde olduğu gibi Tarıklar onların polis olduklarını öğrenecek ve aralarında bir çatışma başlayacaktı, ancak Pamir’in korktuğu gibi Naz vurulur muydu bilemeyiz. Pamir, tıpkı eski ortağı Sarp gibi Naz’ı da kaybetmek o kadar korkuyor ki o yüzden de bu ihtimali hayal ettiğinde Naz’ın vurulduğunu gördü. Pamir, aslında sadece ortağı olduğu için değil, ona çocukluğundan bu yana ilk defa unuttuğu güzel duyguları hatırlatan, bir kalbi olduğunu hissettiren tek kadın olduğu için Naz’ı kaybetmekten bu denli korkuyor. Pamir’in hayatı hep kayıplarla geçmiş. Annesini babasını başka bir erkekle aldattığı için kaybetmiş, babasını ölümü sonucu kaybetmiş, değer verdiği eski ortağı Sarp’ı da operasyonda kaybetmiş. O yüzden de yeni bir kayıp yaşamamak için ne hayatına bir kadın alıyordu ne de yanına bir ortak ta ki Sadullah Amir onu ve Naz’ı bu operasyonda görevlendirene kadar.
Naz’ın dayısıyla olan bu karşılaşmadan yırtmak için yapabileceği şeyin yılların klişesi olduğunu söylemiştim ve Naz da Namık’ın üzerine çay dökerek onu biraz haşladı. Naz operasyonun zarar görmemesi için Namık’ı yakmış çok mu? Namık kronik yalancı bir adam olduğu için bu karşılaşmadan sonra NazMir ve operasyon için ciddi bir tehlike olmayacağından emindim. Hatta bence Namık’ın bizimkilere bir hayli yararı da olacaktır, ben Sadullah Amin’in aksine onun bir süre sonra işten çıkartılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bence Namık ile Pamir birbirlerini sevdiler. Pamir’in işten ibaret hayatında Naz ile başlayan değişimin yeni bir öğesi oldu Namık. İleride onu gerçek dayısı gibi göreceğinden eminim.
Bana sorarsanız Namık’tan çok Aynur gerçeği öğrendiğinde başımıza çok daha büyük bir bela olma potansiyeli taşıyor. Bir kere kızına düşkünlüğü aşırı boyutta. Kadının hayatta ondan başka ilgilendiği hiçbir şey yok. Varsa yoksa Naz, Naz, Naz. Bu da bir yerden sonra boğucu bir hal alıyor. İngiltere ve eğitimde diye bildiğin kızına ulaşamadın diye tacizci gibi arayıp durmazsın. Naz’ı tanımıyor musun, müsait olduğunda sana dönecektir. Ama yok, Aynur illa o telefon açılana kadar Naz’ı arayacak. Elbette babanın olmadığı bir evde anne kız birbirine düşkün olabilirler ki ben de rahmetli annemle öyleydim. Ama bu seviye bir düşkünlük kusura bakılmasın biraz terapistlik. Aynur’un Naz’ın üzerindeki kanatlarını biraz çekmesi, onun bir yetişkin olduğunu kabullenmesi gerekiyor. Söylemeden edemeyeceğim başta yaz dizilerinde olmak üzere bu ebeveynlerin bu şekilde yazılmasından hiç hoşlanmıyorum.
Bölüm sonunda Zeynep telefonlar karışınca yanlışlıkla Naz’ın telefonu açtı ya şimdi Aynur bu işin peşini asla bırakmaz. Namık ile olan karşılaşmadan yırtma konusunda hiç endişe ve merak duymamıştım ama Aynur için böyle değil. Aynur Naz ile yüz yüze gelmeden asla ikna edilemez. Unutmadan, Aynur şu ana kadar dizide benim için tat vermeyen bir karakterdi, bu telefon görüşmesinden sonra beklediğim potansiyeli açığa çıkartacağını düşünüyorum.
Operasyonun başladığı ilk günlerde Naz’ın elinin yanması umurunda olmayacak olan Pamir, o eli sırf rol icabı tutan adam, şimdi o el zarar gördü, Naz’ın canı yandı diye ona krem verip kremi açmasına yardım ediyor, bir de eline kremi kendi sürüyor. Bu dışarıdan basit bir şey gibi görünebilir ama Pamir’in dünyası için büyük bir olay. Çünkü bizim bildiğimiz Pamir sadece kendisini önemser. Naz içinse karşısındaki adamın ona değer verdiği hissettiği tatlı bir an. Ayrıca bu bence çiftimiz birbirine ilk gerçek temas edişi, o yüzden çok daha kıymetli benim için.
Naz ve Pamir’in Ömer’e evde yalnızken ona refakat etme planı çok başarılıydı. Tabii Ömer’in Yaz’a aşık olması da işleri bayağı kolaylaştırdı. Küçücük çocuk aşktan kendini koca adam sanıp onlarla doğruluk mu cesaret mi oynamak istedi. ^^ Doğruluk mu cesaret mi oyunu gizli kalmış duyguları açığa çıkartmak gibi konularda senaristlerin başvurduğu bir yöntem. Burada da Naz ve Pamir’in yeni filizlenen duygularının sesli dile getirilmesini sağlayan bir unsur oldu. Yaz ve Levent birbirlerine nasıl ve neden aşık olduklarını anlatırken aslında o anda Naz ve Pamir’diler. Rol değildi söyledikleri, gerçekten hissettikleriydi. O aşk dolu bakışlar Yaz ve Levent’in birbirine rol icabı atması gereken bakışlar değildi, Naz ve Pamir’in kalplerinin gözlerine yansımasıydı. Bu sahnede Naz’ın Pamir’in yanında kendini ne kadar güvende hissettiği vurgulandı. Evet, aşkta pek çok şey önemlidir: Yakışıklılık, güzellik, duruş, bakış, ses vb. Ama Naz için güvende hissetmek bunlardan daha önemli. Çünkü Naz için aşkta önemli ve öncelikli olan fizik değil sevdiği adamın yanında huzurlu olmak. Naz kapısını kilitleyerek uyuyan biri. Çünkü bir şeylerden korkuyor, güven eksikliği var. Belki de Pamir’in söylediği gibi bu babasını kaybetmesiyle ilgili. Pamir’in ise Naz sayesinde kaybettiği şeylere kavuştuğunu dinledik. İçten bir gülüş, yuva gibi hissedebildiği, otel gibi görmediği, içinde olmaktan mutluluk duyduğu bir ev. Ben Tufan Naz’a aşık olur ve Pamir onu kıskanır diye beklerken Ömer Naz’a aşık olup ona kendini beğendirme çabasına girdi. Sen git çocuk, amcan gelsin. ^^ Böyle buz dağı gibi ortalarda gezinen ve işlevsiz bir Tufan yerine, boyu posuyla ve Naz sayesinde neşeli, konuşkan bir adama dönüşmesiyle kıskançlık nedeni olan bir Tufan tercihim.
Pamir “anne” kaynaklı aileden yaralı olduğundan geçtiğimiz bölümde iyice emin olmuştum. Naz, Zeynep ve Tarık ilişkisi üzerine konuşurken o kadar çok “anne” vurgusu yaptı ki Pamir’in yine yarası kanadı ve vahşi bir kedi gibi öfkesini Naz’a yöneltti. Ama artık o eski Pamir değil, istemeden de olsa Naz’ı kırdığının farkında ve bunu da hiç istemiyor. Ama bir yandan da ona yaralarını, travmalarını tam anlamıyla açamadığı için de bocaladı ama sonunda en makul şekilde ona derdini tek cümleyle anlatarak Naz’a değer verdiğini, amacının onu kırmak olmadığını bir kez daha hissettirdi. Neyse ki bu yalnız kalma isteğini Naz da anlayışla karşıladı ve eminim ki gece uykusunda sayıkladığını, üstüne evlere sığamadığını gördükten sonra bir daha benzer bir durumla karşılaştıklarında Naz onunla asla inatlaşmayacaktır. Ancak ikisinin de baba kaybı olduğu için bence Naz Pamir’i bu açıdan en iyi anlayabilecek insan. İleride birbirlerinin baba yaralarını birlikte saracaklarını düşünüyorum.
Pamir’in kabuslarından anladığımız babası onu bir başka erkekle yakalamış ve daha sonra da intihar etmiş ve Pamir de küçücük bir çocukken bütün bu olanlara şahit olmuş. Haliyle böyle bir adam kadınlara asla güvenmez ve ciddi bir ilişkiye de girmez, kadınlarla ilişkileri de ilk bölümde gördüğümüz gibi tek gecelik olur. Ama Pamir’in unuttuğu şey her kadının annesi gibi sadakatsiz, güvenilmez, evladını bile umursamaz olmayacağı. Pamir’in hayatında yer almadığına göre annesi Pamir’i de terk etmiş olmalı. O yüzden de Pamir’e Naz’ın annesinin ona aşırı düşkünlüğü inanılmaz geliyor ve diğer bölümlerde Naz’a buradan saldırarak kendine bir kalkan oluşturuyordu.
Ah Naz sen ne güzel bir ev arkadaşı, ortak, taze aşıksın. Sen ne güzel bir insansın. Pamir’in sayıkladığına, kabus gördüğüne, uyandığındaki haline tanık oldun diye o evden çıktığında onu merak edip takip ettin. Onu o kötü halinde ne olursa olsun yalnız bırakmak istemedin. Saat gecenin bir yarısıymış, üzerinde pijamaların varmış hiç önemsemedin. Pamir de nasıl mutlu oldu böyle değer gördüğüne. Yoksa seninle tatlı tatlı konuşmaz, seni yine böğüre böğüre azarlardı.
Tarık’ın bir mafya babası olarak panik atak olması ve Naz’a terapiye gitmesi bana çok sevdiğim Anlat Bakalım (Analyze This) filmini hatırlattı. Orada da Robert de Niro’nun canlandırdığı mafya babası panik ataktı ve Billy Crystal’in canlandırdığı psikiyatriste terapiye gidiyordu. Sahneleri de inanılmaz eğlenceliydi, Tarık ve Naz’ın terapi sahnelerinden de beklentim bu yönde. Ayrıca Tardu Flordun’u seyretmeyi çok özlemişim. İş hayatında korku salan, özel hayatında çoğunlukla güldüren adamı çok başarılı canlandırıyor. Laz şivesinin de karakterin komedi yönünü beslediğini düşünüyorum.
Tarık Naz’a terapiye gelince korku dolu anlar yaşandı Naz için. Sonuçta Tarık ile hem de psikolog gibi baş başa kalmak Nehir ile kalmak gibi değil. Naz’ın rahat olmaya çalışıp bir yandan da tedirginliğini gizlemekteki ustalığını beğendim. Yine de tavırları Pamir yanında olduğu kadar kendine güvenli değildi. Pamir de Tarık’ın Naz’ın yanına geldiğini öğrendiğinde nasıl da endişelendi Naz için dikkat ettiniz mi? Tıpkı bölümün ilk sahnesinde olduğu gibi yine içine “Ya Naz’a bir şey olursa?” korkusu düştü. Tarık’ın arabasına binip uzaklaştığını görmeden de bu korkusu geçmedi. Birbirlerini gördüklerinde Naz sadece Tarık gittiği için değil, Pamir’e kavuştuğu ve kendini artık güvende hissettiği için, Pamir de Naz’a sağ salim kavuştuğu için sarıldılar. Pamir, Naz’ın başına bir şey gelmesinden bu denli korktuğuna göre önünde sonunda Naz’ın başına bir şey gelecek, Pamir Naz’ı kaybetme korkusunu dibine kadar yaşayacak ve Pamir’in aşk itirafı da o zaman gelecekmiş gibi hissediyorum.
Tarık’ın ilk evliliğinden bir kızı olduğunu öğrendiğimiz andan beri kızının diziye dahil olup Pamir’i beğeneceğini bekliyordum. Zeynep’i canlandıran Sinem Akyol’u bölüm yorumlarını yazdığım Maraşlı dizisinde seyretmiştim, orada sonralardan sevdiğim bir karakter olan Hilal’i canlandırmıştı. Sadece saç rengiyle değil görüntüsüyle de başarılı bir imaj değişikliği yapmış, oradakine göre bayağı değişik. Karakteri gördüğüm ilk andan itibaren bana elektriği çok negatif geldi. İnanılmaz sevimsiz biri, kesin annesine çekmiş. ^^ Ve böyle biri olmasını yaşadığı travmalara bağlayıp duruyor ama Pamir de travmaları olan biri. İlk andan beri uyuz da olsa böyle negatif enerji saçmıyordu etrafına. Zeynep gerçekten de Tarık’ı hastanelik edecek derecede sinir bozucu, dik başlı, asi. Hastaneden çıkmış adamı bile isteye sinirlendirmeye çalıştı.
Dışarıdan çok sevimli bir kedi gibi görünen Naz, Zeynep Pamir’e ilk tanıştıkları andan itibaren kur yapınca nasıl da tırnaklarını çıkardı ama. Naz o anda asla Yaz böyle davranır diye değil kendi duygularıyla, içgüdüleriyle hareket etti ve sevdiği adamı sahiplendi. Çünkü ilk andan Zeynep’in tehlikeli bir rakip olduğunu anladı. Zeynep resmen adamın evli olduğunu öğrendiği halde adama yürümeye devam etti. Bir de kalkmış Nehir’i eleştiriyordu evli adamı ayarttı diye, kendi yaptığının ne farkı var? Naz, sonuçta Pamir ile şu an bir ilişki yaşamıyor, bu bir evcilik oyunu ve Pamir’in bu operasyon öncesindeki hayatı da malum. Haliyle Zeynep’in Pamir’in aklını çelebileceğinden korkması kadar doğal bir şey yok. Hatta Naz ilk defa Pamir’in bir başka kadını beğenip aklının ona kayabileceğini fark etti, o ana kadar hiç böyle bir şeyle yüzleşmemişti. O yüzden parmağındaki yüzüğü hava atarcasına Zeynep’in gözüne soktu ve Pamir’in elini tutup zafer kazanmış edası takındı, “O benim.” mesajı verdi. Naz bu karşılaşma ve sonrasında tamamen duygularının esiri olmuştu ve kadının taklidini bile yaptı ve resmen Pamir’i kıskandığını ilk kez burada belli etti. Naz’ın erkeklere ve aşka dair travması olmadığı için bu davranışları oldukça olağan. Onun duygularını saklamak, belli etmemeye çalışmak gibi bir derdi yok. Ama yine de Naz olarak Pamir’e aşkını itiraf edecek kadar da değil. Barbekü partisinde Pamir’i yine Zeynep’ten kıskandığında nasıl da açık açık kıskandım deyip Yaz ve Levent’in arkasına sığındı. Ama Pamir bunu yemedi Naz Hanım bilesin. Yaz kıskanır diye Pamir’i mutfağa çağırmış olsaydın kendini kaybedip “Kıskandım.” diye adamın yüzüne haykırmazdın. ^^ Pamirciğim sen de kıskanıldın diye sevinme, hissediyorum senin aşkın Naz’ınkinden çok daha büyük olacak. Ama aşkınızın böyle adım adım ilerlemesini seyretmek çok keyifli. Birbirinize duygularınızı direkt itiraf etmeden önce biraz daha böyle kendi içinizde duygularınızı yaşamanızı, o ilk heyecanlarınızı seyretmek istiyorum. O anların tadı bir başka ve çift olunca işin içine ayrılık gibi sevimsiz durumlar da giriyor. O yüzden bence girizgah uzatılabildiği kadar uzatılmalı ve bizler de beklemenin heyecanını tatmalıyız.
Gizli Saklı bu hafta bugüne kadarki en beğendiğim bölümüyle ekranlara geldi. Dizi gittikçe daha keyifli hale geliyor ve hem romantizm hem de komedi dozu artıyor. Aman nazar değmesin. ^^ 5. Bölüm fragmanına göre bu çarşamba çok eğleneceğiz belli oldu.
Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.