HAYALLER VE HAYATLAR – Bazı Sırlar Sarmaşık Gibi Her Yanı Kaplar

Hayaller ve Hayatlar 12. bölümü geride bıraktı. Bein Connect dijital platformda yer alan dizinin 11. ve 12. bölüme dair değerlendirme yazısı Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^

 

Bu haftaki bölümler bittiğinde ekran başından büyük bir keyifle kalktım. İyi ki böyle tatlı, eğlenceli, dinamik bir iş senaryoyu sakız gibi uzatmadan, saçma sapan yollara girmeden anlatılabiliyor ve biz de seyredebiliyoruz.

 

 

Geçtiğimiz bölümü Güneş’in Meryem’in gizlediği bazı belgeleri bulmasıyla noktalamıştık. Meryem’in katili hala kesinleşmiş değil ancak sezon finalinde en azından bizler kesin olarak öğrenirsek iyi olur çünkü ben bu konudan biraz sıkılmaya başladım.

Güneş’in bulduğu belgelerde Meryem’in ekran görüntüsü aldığı adam kim? Eğer Meryem’in hayatından biriyse yakın arkadaşı olan Güneş neden bilmiyor? Sadece bu belgeler değil mesele. Meryem, Taner ile samimiyetinin nedenini, küpeleri nasıl aldığını da saklamıştı Güneş’ten. Sözde kardeşim diyecek kadar yakındılar ama kardeşi neler neler saklamış. Ama Güneş buna rağmen kardeşinin katilini bulabilmek için var gücüyle koşturuyor. Üstelik hiç tereddüt etmeden. Güneş gibi arkadaşlar iyi ki varlar.

 

 

 

Güneş’in sonunda küpeleri alanın peşine düşmesi gerekliydi. Yalnız kuyumcunun alan kişiyi söyleme yetkisi var mı? Bunun için yasal bir evrak gerekmez mi? Ben küpeleri Alaz aldığı için Meryem ile ilişkileri olduğunu düşünmüyorum. Küpeler ve bu belgelerin bir bağlantısı olmalı. Alaz, bildiklerinden ve elindeki belgelerden dolayı Meryem’i susturmak için o küpeleri almış yani bir nevi sus payı vermiş olmalı.

 

 

Güneş fotokopilerini çekmeden Mehveş’e güvenip de belgeleri vermemeliydi. Mehveş onu oyalayıp duracak, Güneş o belgeleri biraz zor geri alır. Belki o fotoğraftaki adamı diğer kızlardan gören biri olmuştur. Mehveş’in Meryem’in ölümünde parmağı olma ihtimali yüksek ancak besbelli Selin’in Meryem’i öldürdüğünü iddia ederek babasının mirasının dışında bırakmanın yollarını arıyor. Kendi suçunu ona yıkmaya çalışıyor. Selin, Taner’i ve Meryem’i öldürmüş olsa bu kadar rahat davranmazdı. Kesinlikle katil Selin değil.

 

 

Güneş de Taner’in kızı diye Mehveş’e bu kadar çok güvenmemeli. Bir an bile kadından şüphe etmiyor yahu. Madem hiç tanımadığı Mehveş’e bu kadar çok güveniyor, pekala Alaz’a da güvensin. Halbuki Alaz ne yapmış olursa olsun Güneş’e kalpten değer veriyor ve onu mutlu etmek için çabalıyor. Alaz’ın Güneş’in çocukluktan gelen yaralarını iyileştirmeye çalışması, babasının kırdığı kalbini onarmaya çalışması ne kadar da kıymetli. Güneş’in babasından yana o kadar çok yarası var ki. Bu yüzden de onun için önce mantık geliyordu, bu yüzden aşktan kaçıyordu. Bir de üzerine Meryem’in Alaz hakkında söyledikleri eklenince… Setenay nasıl size rağmen Emre ile yeniden bir başlangıç yaptı, sen de Meryem’e rağmen kalbinin sesini dinleyebilirsin Güneş. Sevgili senaristler, lütfen bu güzel çifti, GünAl’ı harcamayın…

 

Güneş’in annesinin içinden tam yavrusunu korumak isteyen kartal çıkmadı mı? Ama keşke bunu küçük bir çocuğun bisikletinin tekerleğini keserek yapmak istemeseydi. Güneş’in annesiyle arasında ne kadar nahif bir ilişki olduğunu da ilk kez bu hafta fark ettim desem yeridir. Ne kadar da şefkatle yaklaştı Güneş onun için karakollara düşen annesine. Bu anne kız ilişkisi dizide daha fazla yer almalı.

 

 

Dicle’nin annesinden ekonomi derslerine bizim de ihtiyacımız var. Tavsiyeleri gayet yerindeydi. Mesela ben de bir şey alacağım zaman çoğunlukla nerede daha ucuz olduğunu araştırıyorum. ^^ Yalnız Sergen de hemen nasıl da Dicle’nin imdadına yetişti. Zaten o işi birine verilecekti, en azından acil ihtiyacı olan birine verilmiş oldu.

 

 

Sonunda Dicle blogunda nişanlı olmadığını itiraf etti, böylece bir sakladığı bir sır ortaya çıktı. Sergen bunu okuduğunda nasıl da sevindi ama. ^^ Şimdi son hız Dicle’ye koşma vaktidir. Zaten bu hayalet nişanlıya rağmen Sergen, Dicle’nin yanında olmaya çalışıyordu. Bence şüphelenmişti, keşke bunu bizzat duysaydık. Dicle ile birlikte öğlen yemeği yemek istemesi de hislerinden kaynaklıydı zaten. Haftaya DicSer çifti için milat olur mu acaba? Bu arada Dicle’yi biraz daha yaşına uygun davranan, daha az çocuksu tavırları olan biri gibi görmek istiyorum.

 

 

Parfüm detayı ilk ortaya çıktığından beri Fırat’ın kokusunu aldığı o parfümün Alaz ya da Mehveş’e ait olduğunu düşünüyorum. Şimdi o fotoğraftaki adam listemde ilk sırada. Yalnız koku öyle denenmez sevgili Dicle. O minik deneme çubuklarına sıkılır, siz de öyle koklardınız. Bir keresinde ben de böyle elliden fazla parfüm koklamıştım da. ^^ Hem böylece üstünüz başınız da bu denli kokmazdı. Yürüyen parfüm bombası gibi gezmenin ne alemi var. ^^

 

 

Keşke SetEm çiftinin gizli gizli buluşmalarını daha fazla seyretseydik. Kaçamak buluşmalarını, basılmamak için verdikleri çabaları seyretmek çok eğlenceliydi. Gerçekten de üstlerindeki aile baskısı, evlilik stresi kalkınca seyri çok keyifli bir çifte dönüştüler. Cankurt’a basıldıklarında çok kolay yırttılar bence ama Melike, Fikret ve İdil’e basılmaları efsaneydi. Setenay da onca kapalı oda varken ne işi vardın camlı kapının arkasında güzelim? Yalnız Setenay’dan ayrılıp hemen birini bulabileceğine, bir de onu bu eve getirebileceğine inandığınıza göre Emre’yi de kaç yılda hiç tanımamışsınız hanımlar.

Eğleniyorduk ama böylesi de iyi oldu. Setenay ve Emre suç işlemiyorlar ki. Sadece aşıklar ve ne olursa olsun birbirlerine ikinci bir şans vermişler. Bana göre küsme gerekçeleri de kanlı bıçaklı olunacak, asla barışılmayacak bir şey değildi. Emre düğünde olaylar nasıl gelişti bilmeden, hiç düşünmeden kendi annesini korumaya kalktı. Ve ayrıca gerçekten de insanın düğün günü aklı hiç yerinde olmuyor. Ben de düğün videolarımızı seyrettiğimde keşke şunu şöyle yapsaydık deyip bazı anları sanki ilk kez görüyormuşum gibi hissetmiştim.

 

 

 

Bakalım aileler nasıl kabullenecek bu barışmayı? Ancak kızların Emre’yi affetmesini doğru bulmasalar bile Setenay’ın kararına saygı duymalarını, onun ne olursa yanında olmaları çok güzeldi. Ne belli Setenay’ın yerinde olsalar onların da aşık oldukları adamı affetmeyecekleri? Keşke Güneş de geçmişte onaylamasa da Meryem’in yanında durabilmiş olsaydı…

 

 

Emre’nin ikinci evlilik teklifini de çok sevdim. İlla öyle şık bir ortam, abartılı süslemeler, romantik bir müzik, özenilmiş bir saç, kıyafet şart değil. Önemli olan Emre ve Setenay gibi yeniden evlenmeyi gerçekten istiyor olmak, doğallık, içtenlik. Bu defa düğünlerini yaparken, evlerini kurarken de sadece kendi isteklerine önem verirlerse daha mutlu olacaklardır.

 

 

Oh be nihayet Melike Yiğit’in olumsuz bir yönünü buldu da güzelim ilişki daha tazeyken bitmek zorunda kalmadı. Yalnız Yiğit’in hayatında yalnızca siyah ve beyaz olması, grilere yer olmaması Yiğit adına üzücü. Hiç esnek değil bir kere. Bu bence Melike için onun mükemmel olmasından daha ürkütücü olmalıydı. Çünkü bu en ufak yanlışın bile affedilemeyecek olması demek. Melike bakalım Yiğit’in bu bakış açısını değiştirebilecek mi? Yalnız adamı sınava tabii tutmak için yaptıkları cidden çok komikti. Adamın restoranda o hesabı ödeyince bu ilişkiden topuklamadığına şükür.

Bütün kızlar toplanıp birbirlerine sakladıkları sırları söylediklerinde Dicle de Fırat’ın o gece Meryem’in evine gittiğini ve sonrasında olanları anlatmalıydı. Belki de hep birlikte buradan bir ilerleme kaydedebilirlerdi. Dicle ağabeyimi koruyacağım derken kendi seçtiği kız kardeşlerine dürüst davranmamış oldu. Sırlardan iki tanesi hala sarmaşığın dalları gibi kızların etrafında durmaya devam ediyor… Bakalım Meryem’in ölümüne dair sırlar ne zaman aydınlanacak? Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?

 

Göz atmanızı öneririz: Hayaller ve Hayatlar Bölüm Yorumları

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce