Hayaller ve Hayatlar dair 17 ve 18. Bölüm değerlendirme yazısı Gözde‘den… Keyifli okumalar ^^
Ülkemizde çizgisini bozmadan devam eder diziler ne yazık o kadar az ki. Hayaller ve Hayatlar da ilk bölümden bugüne çizgisini hiç bozmadan, aynı keyifle, merak duygusuyla takip ettiğim bir iş oldu. Senaristlerimizin ellerine sağlık. Önce Ada Masalı, sonra burada kalemlerini çok sevdim. Kesinlikle oyuncu seçimleri ve partner eşleştirmeleri de çok başarılı. Çiftlerimizi ileride bir başka dizide de partner olarak seyretmeyi çok isterim, onlara doyamadım.
İtiraf ediyorum son yorumladığım bölümlerde Meryem’in katilini bir an önce öğrenmemizin iyi olacağını savunmuş, bu konudan sıkıldığımı söylemiştim. Ancak şu an iyi ki senaristlerimiz benim gibi düşünmemişler diyorum. Çünkü öbür türlü GünAl ilişkisi belki hiç başlayamayacaktı. Güneş’in Meryem ile ilgili araştırmaları Alaz ile onların arasında başta duvar gibi dursa da zaman zaman onları yakınlaştıran unsurlardan oldu. Tıpkı Güneş’in hırsız gibi Selin’in evine girdiği için karakolluk olması gibi. Valla Güneş inanılmaz sebatkar biri. (Sebatkar: Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme.) O, bu işin peşini gerçeği öğrenene dek asla bırakmaz. Mehveş onun gerçeğe ulaşmaması için elinden geleni ardına koymasın, Güneş haftanın yedi günü az uykuyla bile Meryem’in katilini bulmak dosyayı arar, delir arar, ne yapabiliyorsa onu yapar. Bu açıdan hayranlık uyandıran bir karakter.
Yalnız Güneş’in Mehveş tarafından bu kadar kolay manipüle edilmesinden rahatsızım. Eğer Meryem’i de Selin öldürmüş olsaydı zaten Taner’i öldürmekten içeri girmişken itiraf ederdi. İçeri girdikten sonra suçlu oysa saklamasının bir anlamı yok ki. Zaten belli Mehveş kesinlikle Alaz’a da yalan söylüyor. Olay günü İsviçre’de değil, kesin İstanbul’daydı. Benim Meryem’in ölümüne dair asıl merak ettiğim Alaz bu işin neresinde? Tahminimce Meryem, Alaz’ı da etkileyecek bir dava dosyası yüzünden Mehveş tarafından öldürüldü. Alaz o gece Meryem’in evine girmiş olsaydı Güneş için bile olsa apartmana gidip gelirken rahatsızlık hissederdi ve bunu en azından bizler fark ederdik. Bölüm sonunda Mehveş, Güneş’e aradığı dosyanın Alaz ile bağlantısından bahsetti diye düşünüyorum. Diğer bir ihtimalse Alaz ile yeni biten ilişkilerini devam ediyormuş gibi anlatmış olabileceği. Unutmadan, Güneş’in annesi Mehveş’in de fotoğrafını çekmişti. Bu fotoğraf boşuna çekilmedi, yazın bir kenara.
Güneş ve Alaz o kadar tatlı bir çift oldular ki Güneş’in ilk kez kalbinin kapılarını açtığı adamdan darbe yemesini istemiyorum. Babası tarafından terk edilmiş bir çocuk olarak zaten yaralıyken bir de bu yüzden yara almasın. Güneş’in yerinde olsam ben de kalbimin sesini susturamaz ve Alaz’a güvenmeyi seçerdim. Meryem en yakın arkadaşı olsa da belki de Alaz hakkında yanılıyordu ne belli. Ayrıca Meryem çok mu güvenilirdi? En yakın arkadaşlarından bir şeyleri saklamıştı.
Yalnız Güneş’in tecrübesizliğinin etkisiyle Alaz’ın kendisinden ayrılacağını düşünmesi tam bir ilişki acemisi tavrı. Aslında bu acemilik tecrübesizliğinden değil, babasının yarattığı kaybedilme korkusundan kaynaklanıyor. Yineliyorum babasıyla bir yüzleşme sahnesi görsek hiç fena olmaz.
Kusura bakma Dicle ama sahte nişanlı yalanını bir türlü Sergen’e söylemediğin için bu yaşadığın üzüntüyü çoktan hak etmiştin. Keşke ona aşık olduğundan emin olduğunda gemileri yakıp gerçeği açıklasaydın. Yalanla işe girmeyi göze aldığın gibi gerekirse kovulmayı, ondan kötü bir söz duymayı da göze almalıydın. İşte bu erteleyip durduğun konuşma işleri daha kötü hale getirdi. Bakalım Sergen’i nasıl ikna edeceksin aslında senin de gerçeği söylemeye karar verdiğine ve onu kaybetmek istemediğin için bu yalanı sürdürdüğüne? Ama ikiniz de o kadar inatçısınız ki sayenizde inanılmaz eğlendim. Ama yeter artık bu kadar yakışıp hala çift olmanın kıyısında gezinip duruyorsunuz. Şurada dizinin bitmesine 8 bölüm kaldı, artık sevgili olsanız da sizi doya doya seyretsek. Yapımcılara tavsiyem Özge Gürel – Yusuf Çim uyumunu yeni bir dizide daha görebilmek. Her hafta 10-15 dakika bana yetmedi.
Emre’ye hak vereceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. Setenay’ı ikinci kez yarı yolda bırakıp nikahtan kaçmasının gerekçesi çok sağlam. Hep demiştim aileleri ile asgari ilişkide kalarak bir hayat kurarlarsa mutlu olabilirler diye. Ama bu gizli evlilik Setenay’ı ailesinden tamamen koparacaktı, belki de onu hiç affetmeyeceklerdi. Cankurt belki bir süre sonra yumuşardı ama Fikret çok kindar biri. Setenay da o kadar hassas ki annesiyle görüşmüyor olduğu için günden güne daha mutsuz hissedecekti ve bu Emre ile evliliklerine de yansıyacaktı. Ben şu an Fikret, Emre’ye karşı yumuşamadığı sürece SetEm için bir gelecek göremiyorum. İkisi de hala birbirlerini seviyorlar, Setenay ne kadar öfkeli olsa da yine yumuşayabilir ancak Fikret’in de Emre’yi yeniden kabul etmesi gerek.
Dicle, Güneş ve Melike’nin Emre’den intikam almak için bankaya gelip onu rezil etmeleri saçma, itici, çocukçaydı. İş ile özel hayat bu şekilde birbirine karıştırılmamalı. Setenay’ın kendi yöntemleri daha iyiydi. Emre ağza alınmayacak küfürleri hak ediyordu. Onun gerekçelerini anlasam da işi ikinci kez o noktaya kadar getirip bir de yüz yüze konuşmak yerine mesaj atmasından dolayı cezalandırılması gerekir. Ağzına sağlık prenses. Setenay’ın onu cümle aleme rezil edecek tweet’i ise görmeye alışık olduğumuz türdendi. Yalnız Setenay “Öfkeyle kalkan zararla oturur.” atasözü tam senin şu anki durumuna uyuyor. Öfkeyle düşünmeden önüne geleni yazarsan işte annen de böyle gizlediklerini öğrenir.
Yiğit çocuk konusunda farklı düşünmelerine rağmen Melike ile ilişkilerini bitirmeyip sadece “Düşünmek istiyorum.” dediği halde Melike neden “Arkadaş kalalım.” dedi? Bu dizide hiçbir çiftten yana yüzümüz gülmeyecek mi bizim? Ah canım Melike, Yiğit gibi mükemmel diye tabir ettiğin adam bile senin çocuk konusunda travman olduğunu anlayamadı ya çok şaşkınım. Halbuki o gece çekip gitmek yerine, sana neden böyle davrandığını sorabilirdi. Ayrıca tüm evlenen çiftler çocuk yapmak zorunda mı?
Melike’nin herkesten gizlediği bir çocuğu mu var? Yoksa çocuğunu mu kaybetmiş? Bu çocuk yüzünden arasının bozuk olduğu akrabası kim? Bana daha önce çocuğunu küçükken kaybettiği için bir daha çocuğu olamayacakmış gibi geldi. Melike’nin yerinde olsam bu arkadaş kalma olayına bir an önce noktayı koyar ve ona bu travmamı anlatırdım. Yoksa Yiğit de Melike’yi kıskandırayım derken kendini başka bir kadınla nişanlanırken bulabilir. ^^
Dizinin tüm çiftlerini nihayet bir arada görebildik. Kızlar meşhur Sergen Bey’i beğenmiş olmalılar. Keşke sonrasında bunun üzerine konuştukları bir sahne seyretseydik. Adamların yanında Güneş ile Alaz’ın öpüşmeleri kızlar arasında gündeme gelmese iyiydi. Yani Dicle anlıyorum Güneş’in ilk defa biriyle öpüştüğünü gördün/duydun da orası bunu kızlara söylemenin yeri mi be kızım? Dördünüze de soruyorum: Kızlar siz ergen misiniz? Eğer GünAl ve DicSer’in ilişkileri devam ederse Sergen ile Alaz iyi anlaşır bence, ben onlardan bu enerjiyi aldım. Sergen, Dicle’ye “Siz çete misiniz?” diye sormakta da çok haklı. Adam bir gecede kızların yarısını karakoldan topladı. ^^
İçinde Meryem’in yer aldığı flashback sahnelerine sık sık yer verilmesini çok doğru buluyorum. Ölümünün ardından bu kadar sarsıldıkları, Güneş’in canhıraş katilini aradığı biriyle olan anıları görmek, ara ara beşizlerin ne kadar yakın olduğunu hatırlamakta fayda var.
Fragmana göre nihayet DicSer çift oluyor. As bayrakları DicSer fandom. GünAl umarım tamamen ayrılmıyordur. Daha yeni çift olmuşlardı… Setenay annesiyle bozuşmasa bari ama Emre’yi evde de gördüğümüze göre SetEm’den hala umut var gibi ha, ne dersiniz? Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.