Önce Hayat Şarkısı‘na bir <3 bırakayım. Ardında birer tane de Kerim‘e ve Birkan Sokullu‘ya <3 Bir Hülya değildi elbet ama dizinin ana karakterlerinden biriydi Kerim Cevher… Birkan Sokullu da öyle bir Kerim performansı çıkarttı ki; dizi bitti geride ekran karşısında hem sevdiren hem sövdüren bir karakter kalmış oldu elimizde…
Bana göre Hayat Şarkısı genelini değerlendirdiğimde Birkan Sokullu’nun en başarılı Kerim performansı öfkeyle çıkış yaptığı sahnelerdir. Ezgi‘nin ricamı kırmayarak bütün bu sahneleri bir araya topladığı Kerim Cevher ve Öfkesi tweet zincirinin twitter dehlizlerinde yok olup gitmesine izin veremezdim. Üstelik bir dehlizde kaybolacaksa Jack’inkinde değil Aslı’nınkinde kaybolsun değil mi?
“Yarın ilk uçakla buradan gideceksin” diyor Kerim Cevher… Çok değil, tam iki gün sonra yalvar yakar kendisi çağıracak, henüz haberi yok…
“Git kendine yeni bir hayat kur, başkasınınkini yaşama” diye de ekliyor… Haklılık payı da yok değil ama tam sana hak vereceğiz Kerim’cim, oğlunu – kendi canından bir parçayı, balık besleme yetisine bile sahip olmayan bir kadın olan Filiz’e götürüyorsun. Dolayısıyla seni pek ciddiye alamıyoruz…
Konumuz Kerim Cevher ve öfkesi ise bir takım klasik söylemleri vardır. Her kavgada bu ve türevleri çıkar karşımıza:
En sıklıkla rastladığımız: ‘Git ya git! Nereye gidersen git…’
Asla “Kal.” demez mesela Kerim Cevher. Öyle bir karakteri var ki burnu düşse eğilip almaz dediklerinden…
Bir klasiği de “Ay ben kimlerle yaşıyorum böyle ya” tribidir.
Çünkü kendisini – birebir kendi kelimeleriyle, insanların başına gelmiş talih kuşu olarak görür. Bir şekilde hayatına dokunduğu insanoğlu bir bilse ne çok şanslıdır…
Sıkıldığı yerde aynı burada dediği gibi “Yeter be, yeter!” der Kerim Cevher ve döner gider…
“Benim sevdiğim kadın nereye gitti?” diyor bu sahnede Kerim Cevher. Kime diyor, daha önce onu sevdiğini hiç söylemediği karısına… Tam ciddiye alacağız bir gülme geliyor…
“Nasıl sevilir bir kadın? Daha ne kadar sevilir?” Gülmeyin, gülmeyin… Şaka yapmıyor; gerçekten bir kadının ancak bu kadar ve en iyi bu şekilde sevilebileceğine inanıyor bu adam.
Kıskançlık öfkesi tehlikelidir. Zira gözlerinde ‘bu adam beni dövse döver‘ pırıltısını görebilirsiniz. Burada sadece Hülya’yı bir adamın arabasından inerken görmüş. Üstelik bunlar boşanacaklar. Sana ne Hülya’dan! , değil mi? İşte değilmiş…
“Dua et hamilesin yoksa gebertirdim seni.” Ponçik kalplerimiz bunu kavganın tansiyonuna veriyor; Yok canım, o kadar da değil diyoruz… Ama? Acaba?
En tehlikelisi akademik öfkelerdir. Bakın burada kerim 3 metre ötesinde doğumu başlamış karısını fark etmiyor. Nedeni elbetteki kariyeri…
Neyse ki tüm bu öfke anlarında hepimizin yapmak istediği şeyi yapmış bir kadın var. Ruhu henüz ölmemiş, can çekişen Hülya Cevher…
Kerim’in öfkesinden bahsedilen bir yazı daha farklı bitirilemezdi…
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.