Hayat Sırları tatlış bir aile draması olarak kalbimizi çalmak üzere konuk oldu evlerimize… Üç çocuklu bizden bir aile… Mustafa ve İnci Kuzgun bir esnaf lokantası işletiyorlar, kızları Seher avukat çıkmış, dişli bir avukat olduğu söyleniyor(?), Kemal için ebeveynlerinin belirlediği hedef memuriyet ama o çoktan kendi yolunu çizmiş ve tekne kazıntısı Şirin medya sektörüne asistan kadrosundan adım atmak üzere…
Kuzgun ailesinin sırları var… Hatta aile fertlerinden sırrı olmayan yok gibi. Yalnız iki kişinin bildiği sır olmaktan çıkar derler ama bu ailede ikili/üçlü kümeler halinde biliniyor saklanmaya çalışılan gerçekler… İlk olarak kiminki patlayacak dersiniz?
Baba Kuzgun’u bu kadar korkutan geçmişindeki kopup gelen onu yıllar sonra bulan gizem ne? Seher Burak’tan neden ayrıldı? Peki ya çocuk? Çocuğunun babası kim? Ve Seher tüm bu gizem içinde kime, neyi, ne kadar anlattı? Çocuk neden kaçırıldı? Kemal’in KPSS’i geçip memuriyete adım atmaktan çok başka hedefleri olduğu gerçeği ne zaman ortaya çıkacak?
Sırları bir kenara bırakıp en sevdiğim bölüm olan kalp dağıtmaya gelelim:
Ahmet Mümtaz Taylan sen ne güzel bir detaysın, hele Devrim Yakut <3 <3 <3 … Deseler ki gerçekten de 30 yıllık evli bir çift, şaşırmam. Hikayesini tam kavrayamadım ama canlanan fotoğraflı minik flashback’i de çok sevdim.
Seher güçlü bir genç kadın, dişli bir avukat olarak resmedildi ama ne o gücünü hissettim ne de Burak için güçlü hislerini…Hele ki tanışma hikayeleri, off; yok farz edelim. Hazar Ergüçlü dört dörtlük bir Seher olabilmiş mi? Bence hayır. Ama Hazar Ergüçlü’nün geçmiş projelerinden kredisi baki, bu nedenle tez zamanda kalbime göre bir Seher izleyeceğime inanıyorum.
Ve Kemal Kuzgun… Olgun Toker’i deli dolu karakterleri (Seyhan, Mahir…) canlandırırken izlemek pek keyifliydi bakalım akıllı uslu (göreceli) bir karaktere nasıl can verecek… Kemal’i değerlendirmek için henüz erken ama şefliği soğan doğrayışı ile sınavı geçti. Unutmadan: ‘Ah be Kemal’cim, esnaf lokantasında Smurf köyünden fırlama muhallebi servis etmek olur mu?’
Şirin… Fazla karikatürize edilen karakterleri sevmem. Salt bu nedenle – Ecem Erkek’in performansından bağımsız, seni de sev(e)medim Şirin…
Burak, hali vakti epeyce yerinde bir ailenin idealist evladı… Yönetmen. Seher’le delice bir aşk yaşamışlar, bir mesajla terk edilmiş. Kendi kelimeleriyle buharlaşmış bitmiş gitmiş ama anlaşılan o ki yeniden dirilmiş… Annesiyle ciddi sorunları var ama buna rağmen onun maddi gücü karşısında ezilip büzülmüyor, kukla misali iplerini teslim etmiş değil. Bu aksı sevdim^^ Yönetmen Burak’ı da Ekin Koç’u da sevdim, o zaman <3
Dizinin çatısı esas kız – esas oğlana kurulmuş değil ama Hazar Ergüçlü – Ekin Koç ikilisini pek yakıştırdım <3 Ama Seher ve Burak olarak yaşadıkları tutkuyu hissettim mi? Hayır. Üstelik üzerine film çekilecek kadar tutkulu bir aşk bahsi geçen, benim mi gözlerim perdelendi acaba? İlk bölüm ertesi sosyal medya diliyle #SeBur (doğru mu yazdım?) duygusu bende oluşmadı. Kısmet ilerleyen bölümlere…
Gelelim hikayenin gidişatına, Burak hiçbir şartta Seher’i (bebek beklediğini öğrendiğinde bile) yalnız bırakmayacağına göre umarım hikaye Seher’in Burak yokken tecavüze uğraması (-ki bu durumda çocuğu istenmeyen olur, tez kendi kendini çürütüyor) ya da klasik Yeşilçam klişesi Burak’ın annesinin ‘oğlumdan uzaklaş’ teklifini kabul etmesi değildir. Gerçi bizi şaşırtacak ne olabilir ki? Kuzgun Usta’nın onu korkutan sırrı ve tek gözlü adam bende zerre merak uyandırmadı, üzgünüm… Yine de Ahmet Mümtaz Taylan’ın korku dolu gözleri beni de ekran karşısına mıhladı, ona kalp bırakmış mıydım? <3
Varsın reytingler başlangıç için yüksek çıkmasın, ben Çarşamba akşamları Hayat Sırları izlerim. Ama Çarşamba akşamlarını iple çeker ve bu günlerden Hayat Sırları diye heyecanlanır mıyım? Sanmıyorum…
Unutmadan; katıldığım bir aşçılık workshopunda ‘Vişneli Osmanlı Sarması’ yapmayı öğrenmişliğim vardır. Eğitim sonrası kendi mutfağımda yapmadım ama tarif hala elimde… Denemek isteyen ses etsin, gönderirim ^^
Hayat Sırları 2.bölüm fragmanı
Seher’in Burak’ın orada olabilme ihtimalini (şehirde olduğunu biliyordu) hesaba katmamış olması imkansızdı. Demek ki içten içe ^^ Gerçi bunu pek hissedemedik ama dedim ya içten içten… Anlaşılan 2.bölümde Seher ve Burak’ın hikayesinin derinine ineceğiz…