Hayat Sırları merakla beklediğim ve blogda üzerine uzun yazılar yazmayı planladığım bir diziydi. Çünkü Hayat Şarkısı’nda 40.bölüm sonrası yaşadığım büyük hayal kırıklığına rağmen Mahinur Ergun, çünkü Ahmet Mümtaz Taylan, çünkü Devrim Yakut ve Olgun Toker’in bitmez kredisi… Başrollerden Hazar Ergüçlü’nün de projelerini izlemişliğim (hatta Yüksek Sosyete bölüm yazılarını ilk bölümden finale haftalar boyu yazmışlığım) var, Ekin Koç’un ise izleyeceğim ilk dizisi. Sıcak bir dizi olacağından öyle eminim ki, düşünün blogda izledim kategorisi altına Hayat Sırları alt kategorisi açmışım içini her hafta bölüm yazıları ile doldurmak için… Ve kategorideki yazı sayısını açıklıyorum: 1 (yazı ile bir). İlk bölüm, ‘Hoşgeldin Kuzgun Ailesi, Hoşgeldin Burak’
İlk bölüm ertesi devamını izledim mi? (Günü değişene kadar) Evet. Ama ekran karşısına ‘Bugün günlerden Hayat Sırları ‘ diye koştum mu? Hayır. Son kez de bu hafta final bölümünde buluştuk. Hem de uykumdan feragat ederek.
Ekran köşesindeki ‘final’ yazısı her şeye rağmen, içimi cızz ettirdi doğrusu… Peki neden sadece 11 bölümde havlu attı Hayat Sırları ? Öncelikle ismi keşke aynı yapımdan, aynı kalemden ve kadrosunda aynı iki kişinin yer aldığı taze proje olarak bir önceki projeyi anımsatmamış olsaydı. Ciddi ciddi bu benzerlikten bir fayda umulmuş olabilir mi? Gelelim hikayeye… Öyle bir kurgu ki, herkesin bir sırrı var. Buraya kadar tamam, ama ya kurgu içine yerleştirilen gizem, aşk ve dram dağılımı? Bana göre plan ya buram buram aile kokan bir tema ile ilerlenmeli idi ya da ağır dram… Severiz ‘kavuşamayan aşıklar’ ya da ‘anne’ için göz yaşı dökmeyi. Peki ya gizem, sırlar… Zerre ilgimi çekmedi. Hele o tek göz!
Buram buram aile kokan tema dedim ama , tema ‘aile’ bile olsa, final de vurgulanan ‘bu dizide herkes başrol’ modelinde de esas oğlan / esas kız ve üzerine film çekilecek büyük aşktan bahsediyorsanız bu aşka izleyiciyi ikna edeceksiniz. SehBur hashtag’i kırıp geçirecek sosyal medyayı. Oldu mu? Hayır. Bu olmamışlığın en önemli nedeni esas kızın ne aşkına ne de kızını kaybetmiş bir anne olarak duyduğu acıya inancımızın olmaması idi bana göre. Üzgünüm Seher, üzgünüm Hazar Ergüçlü… Ama Sezar’ın hakkı Sezar’a; SehBur’da olamasa da Burak’ın aşkına inandım ben. (Seher’in adresini kardeşinin okuluna kadar bilse bile aşkın onca yıl arayıp bulamamasındaki mantık hatasını kalp kırıklığına veriyorum.). Ekin Koç’a kalp…
Esas oğlan- esas kızı bir kenara bırakalım, bence dizide tek bir gerçek çift vardı o da İnci – Mustafa Kuzgun. Didişmeleri bile o kadar gerçekti ki… Çünkü Devrim Yakut, çünkü Ahmet Mümtaz Taylan ve çünkü Mahinur Ergun’un hayatın içinden replikleri…
Birçok izleyici sarıp sarmalasa da Apalak karakterini hiç sevemedim. Ecem Erkek’in performansını ayrı tutmak lazım, ona alkışlar ama bana canlandırdığı karakter bana çok fazla karikatürize geldi. Belki de aşk ve dram bazlı bir temel beklediğim için oturtamadım hikayenin içine.
Hakan’ın dahil olması ciddi bir dinamizm getirdi hikaye. Madem herkes için mutlu son olacaktı, onun içinde olsaydı ve gerçek babasına kavuşsaydı diye kocaman bir ‘keşke’ bırakıyorum ortaya.
Bir ‘keşke‘ de Seher’in imajına doğru zamanda gerekli müdahalede bulunmayan yapıma. #HayatSırlarıFinal de aşağıdaki tweeti görünce gecem renklendi ^^
https://twitter.com/ZaYkLi92/status/955173181580566529
Bitmiş bir proje üzerine detaylı karakter incelemesi yapmaya gerek olsa Ayşen, Kemal ile başlayıp lokanta personelinden çıkardım ama… Çok geç.
Final bölümünü sırasında sosyal medyadaki ‘bitmesin’, ‘neden final?’ tepkilerini de hesaba katarsak hak ettiği muameleyi gör-e-meyen bu projeye bir noktada emeği geçen tüm ekibin yolu açık olsun. Ahmet Mümtaz Taylan’ın dediği gibi iyilerle karşılaşsınlar hep…
Biz çok güzel bir ekibiz. #HayatSırları güzel bir iş oldu. İyilerle karşılaşmanızı dilerim. Hoşça kalın…
— ahmet mümtaz taylan (@taylan1789) January 21, 2018
Hayat Sırları Mutlu Son