Hekimoğlu hak ettiği reytingleri alamadı ama dikkat çekici bir yükseliş var. Sevindirici. 22. bölüm reyting sonuçları Total’de 2.89 reytingle 15. , AB’de 4.5 reytingle 6. , ABC1’de ise 3.74 reytingle 9.
Konuk yazarım Buke ‘nin kaleminden Hekimoğlu 22. bölüm değerlendirme yazısına göz atmak ister misiniz? Keyifli okumalar ^^
Hekimoğlu 22.bölümü ile ekranlardaydı. Bu hafta ana konumuz, ana vakamız olan Fransa’da yaşayan, ünlü Türk bisiklet yarışçısı Önder’in hastalığının teşhis, tanı ve tedavi süreciydi.
Hasta gence lafım yok ama menajerinin hastanedeki sinir bozucu tutumu da neydi öyle? Hasta etti beni. Tavırlarıyla hastanın tedavi sürecinin geciktirmesine sebep olabileceğini düşünmemesini söylemiyorum bile. Tabi hemşire ve doktorlara karşı olan tavırları da cabası. Önce Zeynep ile yaşadığı gerginlik ki araya Emre’nin girip ortamı kadının suyuna gitmesi ile sustu kadın. Gerçi kadın güzel bir üslupla Zeynep ile konuşsaydı, Zeynep de Emre gibi kadının anlayacağı şekilde açıklardı Önder’e yapılacak işlemi. Etki tepki meselesi diyebiliriz aralarında gerçekleşen konuşamaya. Ardından da Aysel Hemşireyi azarlaması, antibiyotik yapmasına engel olması üzerine Ateş dizginleri eline alarak kadına dersini verdi de rahatladım biraz.
Dizimizin toplumsal olaylara yaptığı göndermeleri severek izliyorum. Geçen hafta olduğu gibi bu hafta da “Parayı veren düdüğü çalar” misali parası olanın hastanede daha iyi hizmet ve bakım gördüğüne vurgu yapıldı. Geçen hafta hastamız Çınar’ın babası hurdalığı olduğunu saklamış onun yerine inşaat şirketi olduğunu söylemişti. Ateş, neden yalan söylediğini sorduğunda “Hurdalığım var deseydim böyle ilgilenir miydiniz?” diyerek iyi bir işi olmazsa hastanede gerekli ilgiyi görmeyeceğini ima etti. Bu hafta da Önder’in menajeri Ceren, sırf Önder’in Lomber Fonksiyon işlemi ertesi güne kalmasın diye hastaneye yüklü bir bağış yaptı. Ve bu bağış karşılığında İpek’in kadının isteğini yerine getirip Ateş’ten işlemi aynı gün yapmasını istedi. Bu hareketi ile de Ceren’i maalesef hastane işleyişi konusunda haklı çıkardı. Her ne kadar gerçek hayatta da parası olanın en iyi hizmeti alırken, maddi durumu kötü insanların sırf bu nedenle tedavi göremediği bilinen bir gerçek olsa da, en azından dizide işleyişin farklı olduğunu görmek isterdim. İpek’in parayı alıp kadının isteğini yerine getirmesi için Ateş’e baskı yapması beni biraz rahatsız etti. Keşke parayı ve isteği kabul edeceğine, “Benim doktorum neyi ne zaman yapacağını bilir, sizin paranız burada geçmez” falan deseydi ama hastane müdürü kimliği ile önceliği hastanenin iyiliği idi haliyle. Zeynep’e Ceren’in yaptığı bağıştan bahsediş şekli de bunu gösteriyordu. Zeynep bu parayı haksız kazanç olarak görürken, İpek “Ama para gerçek ve birime harcamaya başladım bile” diyordu.
Ateş kendi departmanına bağış yapan bir hayırseveri telefonla arayıp teşekkür etmeyi bile kabul etmezken, kendi deyimi ile menajerin bağışına da hizmet edeceği düşünülemezdi. Ateş’i ikna eden İpek’in sözleri oldu. Belki de ilk defa Ateş onun yorgunluğunu gördü ve kendine ihtiyacı olduğunu hissetti.
İpek: İşime engel oluyorsun ve bu düpedüz sabotaj.
Ateş: Hasta için bir şey fark edecek olsa tamam yapayım işlemi bugün.
İpek: Benim için bir şey fark ediyor olmasının bir önemi yok mu?
Ateş: Hasta ile aranızda simbiyotik bir bağ falan mı var?
İpek: Ateş yapma lütfen. Şimdi beni dinle. Menajeri yüklü bir bağış yaptı tamam mı? Ben de bunun karşılığında kimseye zarar vermeyecek ufak bir düzenleme yaptım sadece. Randevuyu öne çektim. Ve senden tek bir isteğim var.
Ateş: Bir bağışa hizmet etmem…
İpek: Yardım etmen. Bir kez olsun yorgunluğumu görmen, bana omuz vermen. Söylediğim bir şeyi itiraz etmeden kabul etmen. Başka bir şey yok.
Ateş’in, işlemi yapılmak üzere ekibe pasladıktan sonra, İpek’i durdurup yemek yemek üzere eve davet etmesi, bir çeşit özürdü. İpek motora binmeye önce itiraz etse de kazanan taraf Ateş oldu.
Ateş- İpek ev sahnesi çok güzeldi ve samimiydi. İpek önce Ateş’in ona yemek yapacağını düşünse de Ateş yemek konusunda yapabileceğinin en iyisini yaptı ve dizimizin vazgeçilmezi ve bir süredir özlediğimiz tantuniyi ısmarladı.
İki eski arkadaşın sohbeti, geçmişi hatırlamaları, sohbet ederken tatlı tatlı atışmaları, tantuni -çay yorumları çok iyiydi. Keşke Zeynep’ten hasta ile ilgili telefon gelmeseydi de Ateş ve İpek’i birlikte biraz daha izleyebilseydik.
Spor camiasının kanayan yarası olan doping konusuna da vurgu yapıldı bu bölüm Önder aracılığıyla. Önder’in masum bir bisiklet sürücüsü olmaması ekip içinde en çok Zeynep’i rahatsız etti. Çocuğun doping yaparak galibiyetler almasının sahtekarlık, para kazanmasının, ünlenmesinin ise adaletsizlik olduğunu savundu bölüm boyunca Zeynep. Emre ve Mehmet Ali bu konuda daha farklı düşünüyorlardı. Zeynep ile bölüm boyunca zıtlaştılar bu konuda. Zeynep Önder’in hayranlarını kazıkladığını iddia ederken, Mehmet Ali de hayranların zaman zaman kazıklanmayı hak ettiklerini savundu. Emre de Mehmet Ali ile aynı görüşteydi. Zeynep’e takılmayı biraz abarttılar ama sonunda. Zeynep bozulup da çekip gidince hatasını anlayan Emre peşinden gitti.
Bisikletçi Önder’in hastanedeki en büyük hayranından bahsetmemek olmaz. “Çocuk” dizisinin küçük Efe’si Mehmet Emin GÜNEY bu kez kanser hastası Karaca olarak konuk oldu dizimize. Çocuğumuz bisiklet tutkunu. E öyle olunca tabi ki Önder’in hastanede olduğunu öğrendiği gibi odasına gelip ondan imzalı fotoğraf alması da şaşırtıcı değildi. Ne de olsa çocuğumuz Önder Sezin’in “En hayranıydı.” Gerek Önder’le, gerekse Zeynep’le sahneleri çok güzeldi.
Bir yandan Önder’in hastalığının teşhisi için uğraşırken ekip, bir yandan da Ateş ve Mehmet Ali’nin bisiklet yarışı konusunda iddia ortaya atması sonucunda Zeynep ve Emre bisiklet yarışı yapmaya karar verdiler. Zeynep’in bisiklet yarışından elde edilecek geliri “Çocuk Onkoloji” birimine bağışlayacağını İpek ve Selin’e söylemesi için yarışma için kampanya düzenlemeye karar verdiler. Kadın dayanışması için el ele verdiler.
Kadın dayanışmasına ve mobbing uygulamasına da dikkat çekildi bu bölüm. Selin Ateş’ten tamamlanmamış hasta dosyalarını tamamlamasını istediğinde, Ateş işi Zeynep’e paslamaktan bahsetti. Selin buna karşı çıkıp angarya işleri kadınlara yüklemenin bir çeşit mobbing olduğunu söyledi. Aynı şekilde İpek de Ateş’e bu konuda karşı çıktı. Ama günün sonunda Zeynep kendi hür iradesi ile dosyaları tamamladı ve Ateş İpek’in deyimi ile yine dört ayak üstüne düşmüş oldu.
Zeynep Önder’in yaptığı sahtekarlığı magazine yansıtmak istedi. Önder bir şekilde cezalandırılmalıydı ona göre. Bu yüzden spor editörü ile görüşmek istedi. O sırada Önder’in kanser olduğu basına sızdırıldığı haberi gelince Orhan önceki konuşmalarına dayanarak Zeynep’e bunu yaptığını itiraf ettirmek istedi. Eğer doping olayı sızmış olsa Zeynep derdim ama konu kanser olunca acaba mı dedim. Ateş olayı çözmekte gecikmedi ve haberi sızdırdığını menajer Ceren’e itiraf ettirdi. Ayrıca Ceren’in Önder’e gizliden Eritropoetin adlı bir madde kullandığını ve hastalığa bu ilacın sebep olduğunu iddia etti. Kadın bunu inkar etti ve hata yaptığını söylese de menajerlikten kovulmaktan vazgeçemedi.
En sonunda Mehmet Ali’nin hastaya kan nakli yaptığını söylemesi ile Ateş hastanın boyun MR’nın çekilmesini istedi.MR sonucuna göre Önder’e kronik saf eritrosit apelasisi tanısı kondu. Bu rahatsızlıkta hastanın sıklıkla kan nakline ihtiyacı oluyordu ve hasta gerek yoğun basınçlı odada yatarak gerekse yaptığı kan dopingi ile farkında olmadan kendi kendini tedavi ediyordu. Hastalığın tedavi edilmesi ile hasta taburcu edildi.
Bisiklet yarışının başlama zamanı gelmişti. Yarış öncesi Karaca’nın yanına uğrayan Zeynep ondan yarışı kazanmak için tüyolar aldı.
Yarış Mehmet Ali’nin komutu ile başladı ve kazanan Zeynep oldu. Kazandığı para memnun ediciydi ama Zeynep’i daha çok mutlu eden paranın kullanım amacıydı. İpek ve Selin Zeynep’i tebrik ederken, Zeynep bir daha böyle bir yarışa kalkışmayacağını söylüyordu.
Bu hafta Ateş bir süredir uğraşmadığı İpek Metin ilişkisine burnunu sokmaya karar verdi yine. Metin’in fizik tedavi dışında bir de terapiye katılacağını öğrenince, terapiye gidip sabote etmesi kaçınılmazdı. Terapi bir çeşit Ateş- Metin yüzleşmesi şeklinde geçti. İkilinin karşılıklı kimyası ve sakin sakin restleşmelerini izlemek keyifliydi. Ama Ateş “ Selin’in bir erkeğe ihtiyacı var.” Cümlesini etmeyecekti. Adamın damarına basmak için kötü bir yol seçti. Yine de Metin tahminimin aksine bu seanstan Selin’ bahsetmedi. Ben Selin Metin’den öğrenir derken konuyu Selin’e terapisti aktardı. Selin öğrenene kadar Ateş’in ondan tırım tırım kaçmasını izlemek çok zevkliydi. Selin’in kızacağını biliyordu tabi ki ve en sonunda onun hışmına poliklinik hastası ile görüşmesinde uğradı. Daha sonra Selin’in odasına giden Ateş hem ondan özür diledi hem de kendisinden nefret mi ediyor, seviyor mu sorusuna yanıt aradı. Selin hem sevdiğini hem nefret ettiğini söyledi. Selin konuşma sırasında büyük bir hata yaparak kendisinin de terapiye gittiğini söyledi. Ateş’in bundan sonraki adama terapistin odasına sızıp Selin’in dosyasını okudu. Burada Selin le ilgili ne öğrendiği gelecek hafta ile ilgili en çok merak ettiğim şey. Bakalım sizler dosyada yazılanları okuyabilecek misiniz?
Son olarak dizimiz bisiklet kullanıcılarının trafikte güvenliğine ve bisikletçi ölümlere dikkat çekmek için yaptığı paylaşım ile yine toplumsal bir soruna parmak basmış oldu.
Yeni bölüm fragmanlarında gördüğümüz kadarıyla Ateş Selin’in dosyasındakilerin peşini bırakmaya niyetli görünmüyor ve Orhan onu bu konuda uyarıyor. İpek de Ateş ve Selin arasında bir durum olduğunun farkında da bu işin peşine düşecek gibi duruyor. Ve son olarak resmen Zeynep-Emre ilişkisi başlıyor diyebiliriz. O zaman gelsin resmi etiketlerimiz gelsin : #ZeyEm ve #AtPek. Darısı Mehmet Ali’nin başına diyelim.
Yeni bölümde görüşmek dileğiyle…
Tweetleri yazımı renklendiren Mehmet Emin Güney ve ????? ‘aya teşekkür ederim.
Hekimoğlu dizi yorumlara göz atmak isterseniz tıklayınız
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.