Kaderimin Oyunu 4. bölümü ile Star’ın umut vaat eden işlerinde biri olmaya devam ediyor. Dizinin 4. Bölümü Total’de 6,76 reyting ile, AB’de 5,34 reyting ile ve ABC’de 6,12 reyting ile tüm kategoride 3 . oldu. Bölüm izlenimleri konuk yazarım Bade‘den. Keyifli Okumalar…
Geçen bölümü noktalamış olan Demirhan ailesinin kahvaltı keyfinin yarıda kalmasına neden olan ani polis baskınının sebebinin, tahmin edilenin aksine çöpe atılan bıçak değil de Raci’nin kumarhanesinde müşteri ile çalışan arasında yaşanan tartışmadan ötürü yapılan şikayet olduğunu gördük. Raci’nin ifade vermek için polislerle birlikte evden çıkmasına eş zamanlı olarak Asiye, Mahir ve çocuklar tam da derin bir nefes almışlarken tabir-i caizse “Zahide şov” başladı. Çantasına saklamış olduğu bıçağı çıkararak hem Asiye’nin ve çocukların üzerine gelerek onlardan hesap sormaya, ağızlarından laf almaya hem de Demirhan ailesinin diğer üyelerini kendisine destek çıkmalarını umarak savunduğu tezlerle onları kışkırtmaya çalıştı. Ancak kendisini çok da sevmeyen Harun ve Nedret, “Aman, tadımız kaçmasın” modundaki sevgi kelebeği Helin ve şüphelendiği halde ortalığı bulandırmamak için sessizliğini koruyan Cemal dörtlüsünün hiçbirinden destek bulamadığı gibi kayınpederi ve kayınvalidesi tarafından da saçmalamayı kesmesi yönünde azarlandı.
Zahide’nin bıçağı gönülsüzce Nedret’e teslim etmesiyle ortalık duruldu ve konu kapandı diye düşünürken bıçağın ait olduğu seti bulma inadıyla mutfağın altını üstüne getiren Zahide’nin şovunun ikinci bölümüne şahit olduk. Kendini kaybetmiş, elinde sıkı sıkıya tuttuğu bıçağı kendine doğru yaklaşan herhangi birine her an saplayacakmışçasına gözü dönmüş bir deli vardı karşımızda. Her bıçağın seti olmak zorunda değil Zahide’ciğim. Öte yandan devamlı Asiye’yi ve çocuklarını kastederek “Evime çöreklendiler” , ”Onları evimde istemiyorum” tarzı söylemleri sizce de çok gülünç değil mi? Sen o evin gelinisin Zahide Hanım, üstelik çok da kaale alınan biri değilsin, yarın bir gün o küstah, sahtekar kocanın seni kapının önüne koymayacağı ne malum? Haddini bilip susup oturman senin yararına olur diyeceğim de Zahide’nin pes etmeyeceği aşikar. Asiye’nin sırrını ilk o öğrenir diyen kaç kişiyiz?
Bu noktada Esra Dermancıoğlu için ayrı bir paragraf açmamak haksızlık olur. Tıpkı Fatmagül’ün Suçu Ne dizisindeki Mukaddes ve Bir Zamanlar Çukurova dizisindeki Behice karakteri gibi kendinden nefret ettirecek ama bir o kadar da seyir zevki yüksek bir karakteri canlandırıyor. Kendisi kesinlikle kötü/entrikacı/ortalık karıştırıcı rollerin kadını. Sanki oynamıyor, yaşıyor rolünü. Kavga sahnesinde öylesine döktürdü ki yukarıda bahsettiğim sahneleri baştan sona gözümü kırpmadan seyrettim. Performansına kuvvet Esra Dermancıoğlu, tüm alkışlarım senin için…
Mahir gerek sofrada gerekse de mutfakta – Cemal’le restleşmek pahasına bile- Zahide’ye karşı Asiye’nin arkasında durdu ve Zahide’yi onun adını bir daha ağzına almaması konusunda uyararak bıçağı kaptı ve konuyu kapattı. Asiye’yi ve Nergis’i de ondan habersiz hiçbir şey eylemde bulunmamaları konusunda uyardı. Mahir’den iyi bir arkadaşın yanı sıra iyi bir eş ve iyi bir baba olacağına da şüphem yok. Evet, her bölüm biraz daha Mahir’ci olduğum doğrudur^^
“Kimse benim ailemi sorguya çekemez”
Geçen bölüm yorumumda Nergis’in babasına özlem duyduğu konusundaki düşüncemi doğrularcasına Cemal’in Antalya’ya dönmekten vazgeçtiğini duyan Nergis’in yüzünde güller açtı. Annesine “Yeniden bir aile olur muyuz” diye sorarken özlem dolu o genç kızın yanı sıra babasını hala seven, sevgiye muhtaç, aile saadetine aç bir kız gördük. Ancak Asiye’nin “Onun artık başka bir ailesi var” demesiyle acı gerçekle yeniden yüzleşen Nergis yine o mahzun genç kıza dönüştü.
Cemal’in devamlı Asiye’nin peşinde dolaştığı ve kuytu köşelerde gerek onu bıçak konusunda sorguya çektiği gerekse de Antalya’ya onlar için dönmediğini veya ondan başka kimseyi sevmediğini söyleyerek tabir-i caizse günah çıkarttığı tüm sahnelerde içimden defalarca “Cemal azalarak biter misin lütfen” diye geçirdiğim doğrudur. Ailesini arkasına bile bakmadan terk eden ve onların hayatlarının dönüm noktalarına şahit olamamış bir adam her gün günah çıkartsa ne olur? Ben Asiye’nin yerinde olsam onun beni kolumdan sürükleyip gizli köşelere çekmesine bile müsaade etmezdim, gerekirse tokadı da basardım, o ayrı. Evet, linç yemeyeceksem Cemal’e sinir oluyorum ^^
Beyimiz, güçlü ve kararlı duruşundan taviz vermeyen Asiye’nin duvarlarını aşamayınca şansını Uğur’dan yana denedi ve “Çocuktan al haberi” deyimini doğrularcasına bu girişiminde başarılı oldu da. Uğur’un, annesinin Meral ile çok yakın arkadaş olduğunu söylemesi seneler sonra Amasya’ya döndüğü için Asiye’nin Uğur altı aylıkken Rusya’ya gitmiş oldukları konusundaki yalanına zaten inanmamış olan Cemal’in şüphelerini arttırdı. Ağzından laf almak için aradığı Meral ser verip sır vermese de Cemal’in bu işin peşini bırakmayacağı aşikar.
Raci ifade vermek için gitmiş olduğu emniyetten sadece ifadesini imzalayarak kurtulamadı. Kendisinden şikayetçi olan çalışanı şikayetini geri alması ve gizli kumarhanenin varlığı hakkında susması karşılığında 1 milyon dolar talep etti. Bir an Raci bu şantaja boyun eğmez ve çalışanını ortadan kaldırır mı diye düşünmedim değil zira bu tip illegal işlere bulaşan adamlar kendilerini kurtarmak için tüm sınırları zorlayabilirler, cinayet işletecek kadar da ileri gidebilirler. Neyse ki Raci yalnızca cürmü kadar yer yakan biri olduğunu düşündürterek parayı vermeyi kabul etti.
Mahir’in Harun tarafından şirkete finans müdürü olarak atanması beklenen bir hamleydi. Mahir’in üniversitede ekonomi okuduğundan habersiz olan Raci kendisi hakkında hadsiz söylemlerde bulunadursun ve sinirinden kuduradursun Mahir’in nihayet hak ettiklerine kavuşuyor olması sevindirici. Asiye’nin ilk iş gününde Mahir’i yolcu ettiği esnadaki donukluğu ve ruhsuzluğu saç baş yoldurtan cinstendi. Cemal her gün artan şüpheleriyle peşinde dolaşırken, Emine anne gelinim diye gözlerinin içerisine bakarken formaliteden de olsa iki elinden tutsan, bir öpsen daha iyi olmaz mı Asiye’ciğim? Bunları yapınca gerçekten evlenmiş olmuyorsun veya hamile kalmıyorsun canım benim^^
Emine annenin düğün fotoğrafları ve videoları konusundaki sorgulamasından Mahir tüm eşyaların kazada bavullarla birlikte kaybolduğu yalanıyla kurtuldu ama evlilik yüzüğü konusunda bu kadar şanslı değildi ve kendisini bir anda kuyumcuda buldu. Hem Emine anneye hem de kuyumcudaki görevliye Asiye’yi “Güldüğünde gözlerinden yıldızlar çıkıyor” olarak anlatması ve bunu anlatırken de kendi gözlerinin parlaması ve dudağında hoş bir tebessüm belirmesi size de Mahir aşık oldu diye düşündürtmedi mi? Darısı Asiye’mizin başına… AsMah forever(kalp kalp kalp)
Uğur’un Mahir’e olan sevgisinden ve onu gerçek babası olarak görmesinden ötürü onunla arasındaki mesafeyi aşamayacağını düşünen Cemal Nergis’in gözlerinde yeniden aile olmaları konusundaki umudunu görmüş ve kendisine çok da düşmanlık beslemediğini hissetmiş olacak ki rotayı ona doğru çevirdi bu kez. Gecenin bir yarısı Nergis’in odasında yaptıkları konuşma duygusaldı. Antalya’ya onları yalnız bırakmamak için dönmediğini söyleyerek “cennet kokulum” diye sarıldı kızına. Cemal hakkındaki düşüncelerim ve hislerim belli ama bu söylemlerinde samimi olduğuna inanıyorum. Bölümün başında Asiye tarafından dizginlenen Nergis’in bu konuşmadan sonra yeniden o umut eden, sevgi dolu kıza dönüştüğüne eminim.
“Ben sizin için burada kaldım. Sizden bir daha ayrılmaya katlanamadığım için…Ne olursa olsun, kim ne derse desin; sen buna inan… Cennet kokulum benim”
Ahmet’i at çiftliğine götürecek olan Harun’un Uğur’u da pas geçmemesi güzeldi. Harun, geçmişte hatalar yapmış ama bu hatalarının bedelini ödemeyi göze almış iyi kalpli ve merhametli bir adam bana göre. “Anneler hisseder” derler ya, Asiye de bu sözü doğrularcasına birileri görür endişesiyle Uğur’u at çiftliğini gitmekten vazgeçirmek için epey dil döktü ancak gerek Uğur’un tatlı tatlı yalvarmasına dayanamayarak gerekse de Mahir’in haraya herkesin giremeyeceğine, dolayısıyla bir sorun çıkmayacağına ilişkin rahatlatıcı bilgilendirmesine istinaden Uğur’un gitmesine icazet verdi.
Ancak gelin görün ki Asiye endişesinde haklı çıktı ve Harun harada karşılaştığı tanıdık bir gazeteciye torunlarıyla birlikte fotoğrafını çektirdi. Uğur yaşındaki bir çocuğun kendisini ve ailesini deşifre edebilecek bu tip eylemlerde bulunmaması gerektiğinin bilincinde olmasını bekleyemeyiz elbette. Söz konusu fotoğrafın “Demirhan ailesinin veliahtları” başlığı altında Meral’in kuaförüne kadar ulaşan bir magazin dergisinde yayımlanması ise patlaması muhtemel bombaların habercisi. Zira Nergis’in derginin her yerde bulunabileceği bilgisini almasının akabinde annesini bu durumdan haberdar etmek için dergiyi kaparak sofradan apar topar kalkması – üstelik Zahide de oradayken- yeterince şüphe uyandırıcıyken kuaförde dergiyi gören Meral’in kuzeni Necmi’nin dergiyle birlikte hızlıca oradan uzaklaşmasıyla hikayenin Amasya ayağının da hareketlenmesi ve Asiye’nin deşifre olması an meselesi.
Diğer bir bomba ise şantajcı arkadaşımızın Raci’den parayı almasına rağmen kumarhanede çekilmiş videoyu Harun’a göndermesi oldu. Bakalım Raci muhtelif yalanlar türetip kumarhaneyle bir ilgisi olmadığını söyleyerek işin içinden sıyrılabilecek mi yoksa oğluyla zaten iyi ilişkiler içerisinde olmayan Harun inanmayıp Raci’yi şirketten aforoz edecek mi?
Asiye’nin yakasından düşmeye niyeti olmayan Cemal bu kez konuşmak için ormanlık alanı tercih etti. Asiye’nin de onun bir lafıyla peşinden sürüklenmesine inanamıyorum. Adama “umurumda değilsin, ilgilenmiyorum” tarzı söylemlerde bulunuyorsun ama her çağırdığında da peşinden gidiyorsun. Söylemleri ile eylemleri çelişmese daha iyi olacak. Cemal yine onu unutamadığına dair zırvalıklarını sıralarken bir anda Asiye’nin dudaklarına yapışması pek çok seyirci gibi beni de şok etti. İlk şoku atlatan ve kendini geri çeken Asiye’den okkalı bir tokat beklerdim. Ancak eş zamanlı olarak ağaçların arasından gelen hışırtı ile daha büyük bir problemimiz peyda oldu ki Asiye-Cemal öpüşmesini birisi gördü. Döndük mü ikinci Aşk-ı Memnu vakasına? Sosyal medyada “kim gördü” tartışmaları başladı bile. Ben Zahide mikseridir diyorum ama tamamen ters köşe biri de olabilir tabii. Sizin bu konudaki tahminleriniz nedir?
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.