Geçen sezonun konusunun yanı sıra oyuncuları ile televizyonda dikkat çeken yapımlardan biri de KADIN dizisiydi.
Yeni sezonu 2 Ekim’de başlayacak olan dizinin hem sezon finalini hem de yeni sezonda bizi neleri beklediğini Birgül kaleme aldı. Keyifli okumalar^^
Sezon finalinde Bahar, Arif ve çocuklar dışında herkes Sarp’ın hayatta olduğunu öğrenmişti. Ama bunu daha Bahar’a söyleyememişlerdi. Sarp ise hala Bahar ve çocuklarının hayatta olduğunu öğrenememişti.
Enver Bey, Sarp’a hesap sormak için onunla buluşmuş ama bu sırada Sarp’ın peşinde olan adamlardan beraber kaçarken kalbi buna dayanamamış ve kalp krizi geçirmişti. Enver Bey’i hastaneye Sarp getirmişti. Biz izleyiciler olarak bölümlerce ‘Sarp ve Bahar gerçeği öğrenecekler mi?’ ve ‘Birbirlerini görecekler mi?’ diye bekliyorduk ama bu ikili kafalarını çevirse birbirini görebilecekken yazım ekibi tekrar tekrar bu olayı teğet geçmeyi seçmişti. Üstelik bunu sezon finalinde bir değil, iki kere yaptılar. Kalp krizi sırasında Enver Bey’in telefonu Sarp’ın arabasında kalmıştı. Bahar telefonu geri almak için Sarp’ı aramış ama tam Sarp telefonu açacakken telefonu Ceyda alıp Sarp’la konuşmuştu. Enver Bey’in telefonunda Bahar ismini gören Sarp’ın acabası da yarım kalmıştı.
Bu hastalık olayı araları iyi olmayan Hatice ve Enver Bey’i tekrar bir araya getirmiş, kırgınlıkları özde değil sözde olan bu ikilinin boşanma davasını ortadan kaldırmıştı. Aşkında türleri var. Bizim Enver Bey’de gördüğümüz aşkın temelini sevgi, dostluk ve saygı barındırıyordu. Dikkat ederseniz yazımda Enver Bey’den, Enver diye bahsedemiyorum. Bunun nedeni dizideki karakteri. Artık günümüzde zor gördüğümüz o naif ruhu ve davranışlarından dolayı kendisine Enver diye hitap ettiğimde saygısızlık mı yapıyorum diye düşünüyorum.
Enver Bey’in hastalığı sadece Enver ve Hatice’yi değil aynı zamanda Bahar ve Hatice’yi de yakınlaştırdı. Hatice Bahar’ın iliğe duyduğu ihtiyaç nedeniyle eski kocasının sevdiği kadının ayağına gitmiş, Bahar’ın durumunu anlatmış ve çocuğunun Bahar’ın kardeşi olması ihtimaline karşı ilik istemiş ve bu isteği kabul görmüştü. Bahar ise otuzlu yaşlarda ve iki çocuk annesi olmasına rağmen annesinin doğum gününde aldığı ayakkabıların kendine olmaması, dolayısı ile annesinin ayak numarasını bilmemesine içerleyecek kadar anne sevgisine muhtaç biri. Zaten anne-kızın hayatı birbirini yanlış anlamakla geçmiş, şimdiki zamanda ise Şirin’in kıskançlığı ve sevgisizliği bu yakınlaşmanın önünde kocaman bir engel olmaya devam ediyordu.
[wp_ad_camp_1]
Bu dizi bir aşk dizisi değil. Bu dizide esas kadın ya da erkek yok. Özelde bir kadın, genelde ise hayatın farklı yerlerinde yer alan kadınların hayat mücadelesini anlatıyor. Bahar ile hasta bir annenin iki çocuğuyla hayat mücadelesini; Ceyda ile yaşadığı hayat tarzı ile babasının ölümüne neden olan, özel bakım gerektiren bir çocuğa sahip olup, onu görmemek koşulu ile annesine bırakan ve dizinin başında geçimini paralı erkeklerle beraber olarak sağlarken yavaş yavaş Bahar’ın yaşadıklarına rağmen hayata karşı tutumunu gördükçe ve Enver Bey’den gördüğü babalık ile beraber olumlu bir karakter değişimine giden bir kadını; Hatice ile ilk evliliğinde uğradığı hayal kırıklıklarını Bahar’dan çıkartan, iki kızı ve kocası arasında kalan bir kadını; Jale ile okumuş, mesleği elinde olan ama evliliğinde karşısında her anlamda iyi bir eş olmasına rağmen mutlu olamayan ve bu nedenle iki yüzlü olmayı değil ayrılmayı seçen çocuklu bir kadının özgürlük – kariyer – annelik arasındaki gelgitlerini izliyorduk. Buraya Şirin’i de yazmak ama dizinin baş kötüsü olan bu hanım kızımız acaba çok sonradan bir ablası olduğunu öğrendiği için mi travma geçirip bunları yaptı, yoksa doğuştan mı sosyopat? Sarp’a aşık mı, yoksa sadece ablasının kocası olduğu için mi ilgi duyuyor? Arif’in resmini neden çizdi? Bu soruların cevabı bende yok. Senaristimiz bu sezon bunlara bir açıklık getirecek mi?
Bu bir kadın dizisi dedik ama senaristimiz öyle bir erkek karakter yazdı ki çoğumuz diziyi o karakter için izliyoruz. Öyle ki sayesinde “Arif gibi sevmek” tabirini kullanmaya başladık. Dizinin başlarında soğuk, sert bir adamken yavaş yavaş tanıdıkça onun çok özel bir adam olduğunu gördük.
Bahardan önce çocukların (Nisan ve Doruk) kalbine girdi Arif. Eminim siz de katılacaksınız, dizinin ilerleyişi içinde izleyici olarak aşkların başlangıcını izlemeyi seviyoruz. Bunu tek taraflı olarak Arif’te gördük ama Bahar’ın duygularına dair son bölümlere kadar herhangi bir açılım alamadık. Bu yüzden bazen seyirci olarak Bahar’a tepki gösterdik, sadece Arif üzülüyor diye. Dizi başlarken kocasını 4 yıl önce bir deniz kazasında kaybeden, cesedini bulamadığı için madden onunla vedalaşmayan, hayatta olma umudu ile yaşayan, anılarıyla kocası hep hayatında olan, evlilik yüzüğü ile sadakatinin devam ettiği anlaşılan bir kadına âşık olan bir adam vardı. Bu aşk başta zordu, karşılıklı olma ihtimalini düşünmüyordu. Zaten gençliğinde nişanlısı, onu en yakın arkadaşı ile aldatmış ve bu yüzden de aşk olaylarına kendini kapatmıştı. Bahar’a duyduğu bu aşkta çocuklarının ona duydukları sevginin nedeni de yadsınamazdı.
Sosyal medya yorumlarında Arif’i ‘Selvi Boylum, Al Yazmalım’ filmindeki Cemşit karakteri ile benzetenler oldu. Evet Arif’te bir Çemşit havası var ama biz Arif’i sevenler “sevgi neydi, sevgi emekti” klişesi yaşamak istemiyoruz. Sarp’a rağmen, Arif’e âşık olmuş bir Bahar görmek istiyoruz. Arif’in Bahar’a aşk itirafı belki de dizilerde gördüğümüz en güzel itiraflardan biriydi.
Arif: “Ben de zaten bütün bunlarla seviyorum seni. İki çocuğunla ve hasta halinle. Bunlardan ayrı olarak değil yani. Dur bakalım, ilerde iyileşirse seviyorum demiyorum ki. Bugün de seviyorum, her koşulda seviyorum”
Bahar: “Ama ben ölebilirim, bunu sen de biliyorsun”
Arif: “O zaman bende seni ölene kadar severim”
Biz izleyici olarak Bahar’dan Arif’e karşı çok net bir şeyler duymak istedik ama bu yaptığımız belki de haksızlıktı. Ölümcül bir hastalığı olan, iki çocuklu bir kadın için aşk daha sonra mı gelmeliydi? O önce hayatta kalmalı ve çocuklarını mı düşünmeliydi? Ölebilme ihtimali olan bir kadın aşkı düşünür müydü? Ya da iki çocuklu, parasız ve hasta olan bir kadın, “dağ gibi yakışıklı bir adamın” kendisine âşık olabileceğine inanır mıydı? Bütün bunlara rağmen, Ceyda’nın deyimiyle “Aşk başka bir şeydi”. Bahar’da Arif’e aşıktı -ya da biz öyle olmasını istiyoruz. Enver Bey’in hastaneye kaldırıldığını öğrendiğinde Bahar’ın Arif’e sarılıp ağlaması, ona sığınması, arabaya giderken onun elini sımsıkı tutması. Belki bu aşk sözlere gelemedi ama davranışlarla kendisini anlattı.
Sezon finalinde Sarp’ın annesi havuzda boğulmuştu. Acaba öldürüldü mü? Yoksa ölümün nedeni kaza ya da intihar mı? Enver Bey hastane odasında yastıkla boğulmaya çalışılıyordu. Bu gerçek mi, rüya mı? Bu soruların cevabını yeni sezonda öğreneceğiz.
Sezon finalini ‘Bana bir masal anlat’ şarkısı eşliğinde Doruk’un Sarp’ı görüp baba demesi sahnesi ile bitirmiştik. Yeni sezonda bizleri neler bekliyor olacak. Biraz da bunu değinmek istiyorum.
Öncelikle yeni sezon fragmanından anladığımız kadarıyla Doruk’un Sarp’ a baba demesinin bir etkisi olmamış. Sarp büyük ihtimal bu seslenişin başka birine olduğunu düşünmüş. Bir sezon boyunca Sarp’ın motordan düştükten sonra nasıl hayatta kaldığını öğrenemedik. Pırıl ile ne zaman, nasıl tanıştı sorularına yanıt olacak sahneler izlemedik. Bir diğer konu bu çiftin başları neden, kiminle belada? Bunların cevabını öğrenmek için bir sezon daha bekleyecek miyiz? İzleyici olarak beklentimiz, senaristimizin bu yaz döneminde Sarp’ın hikayesini netleştirmesi Geçen sezon bu hikâyeye girmemek için direndiler. Sarp’ın hikayesinde birbirini tutmayan noktalara değindiler. Böyle yaparak Sarp’a antipati oluşturdular.
Bahar’ın ilik nakli ameliyatı olduğunu göreceğiz. Hayatına yeni biri girecek. Bir kardeş. Peki ya Bahar, Sarp’ın hayatta olduğunu ameliyattan önce mi öğrenecek, sonra mı? Onu gördüğünde neler hissedecek. Evlendiğini ve iki çocuğu olduğunu öğrendiğinde ne tepki verecek. Aradan geçen 5 yılda birbirlerini bıraktıkları yerde bulabilecekler mi? Artık ne Bahar eski Bahar ne de Sarp eski Sarp olacak. Malum, Bahar artık kimsesiz değil, annesi, babası ve arkadaşları var. Hayatının tek odak noktası Sarp olmayacak. Sarp’ın Pırıl ile yaptığı evlilik hukuken geçerli değil. Bahar ve Sarp birbirlerinin hayatta olduklarını öğrendikleri anda hukuken karı ve koca olacaklar. Bütün bunlara Arif nasıl tepki verecek. Âşık olduğu ve sevdiği kadın artık bekar bir kadın olmayacak. Arif’i babaları gibi gören Nisan ve Doruk babalarının hayatta olduğunu öğrendiğinde Arif’e arkalarını mı dönecekler? Zengin bir hayat çocukları değiştirecek mi yoksa Saray Apartmanı’nı mı özleyecekler? Pırıl iki çocuğu ile ne yapacak? İzleyici Sarp’ın ikinci ailesini yok mu sayacak, yoksa onlara Nisan ve Doruk’a gösterdiği duyarlılığı gösterecek mi? En önemli sorumuzun cevabını bu sene öğrenecek miyiz? Arif’in soyadı ne?
Bu dizinin en önemli artısı edebiyatçı bir senariste sahip olması. Hande Altaylı’nın yukarıda ki soruların cevabını kalbimize değecek şekilde yazacağına eminiz. Haydi başlasın bakalım.
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.