Kategori: İzledimKızım

KIZIM – Artık Yalan Yok Savaşçı Prenses Var

Kızım ‘ın 27. Bölümünün ekranlara geldiği bu hafta Kızım Total’de 3,37 reyting ile 13., AB’de ise 3,71 ile 7. ve ABC1’de 3,79 ile 8. oldu.  Bölümün değerlendirmesi konuk yazarım  Gözde ‘den… Keyifli okumalar ^^

 

Bu hafta bölüm yazısına içimde hüzünle başlıyorum. Çünkü tam bilgisayar başına oturup yazıya başlamadan evvel Kızım’ın Mayıs sonunda final yapacağını haberini okudum güvenilir bir haber sitesinden. Şu an tek tesellim çok sevdiğim dizimin tadında bitecek olması…

Geçtiğimiz bölümde Öykü hastalığının düzelmediğini, Demir’in O’na bu konuda yalan söylediğini öğrenmişti. Demir ise babasının öldürüldüğü gece orada olan Ahmet’ten babasını öldürenin Uğur olduğunu.

Ama Demir beklediğim gibi yine inanmadı bu duyduklarına, Cemal’in bir oyunu olduğunu düşünmeyi seçti. Tabii Cemal’in sözleriyle aklına şüphe tohumları düşmesi ise kaçınılmaz oldu. Cemal’in burada Uğur’a kızgınlığından böyle davranmadığına, esas amacının Demir’in de kendi gibi yalanın içinde yaşamasına engel olmak olduğuna inandım açıkçası, iyi niyetli buldum O’nu.

 

 

Demir’in Uğur’la konuşması ve kaç yıllık kardeşliklerinin, hem de çok ağır sözler söylenilerek bitmesi bir hayli üzücüydü. Ama ortada bir babanın ölümüyle ilgili saklanmış gerçekler olunca Demir de tepkisinde haklı kesinlikle.

 

Demir: Korktun ha? Demek korktun? Sen korktun diye o Ahmet … yıllarca elini kolunu sallaya sallaya gezdi. Ama artık gezemeyecek. Hesabını ben keseceğim çünkü.

Uğur: Demir, kardeşim.

Demir: Uğur, çık git hayatımdan. Karşıma da çıkma. Ne ölüme ne ölüne.

 

Açıkçası ben de Cemal gibi Uğur’un Demir’le yakınlaşmasının vicdan azabından olduğunu, katilin de O olduğunu düşünüyordum. Geçtiğimiz bölümde gördüğümüz pişman halleri de bu düşüncemi arttırmıştı. Demir’le arasında geçen bu konuşmaya rağmen düşüncem değişmemişti. Ve böyle bir senaryo yazılmasından dolayı da senaristlere bayağı bozuktum. Ancak şükürler olsun ki asıl katil Ahmet çıktı. Uğur’un katil çıkmamasıyla nasıl rahat bir nefes aldım anlatamam. Umarım Demir’in de yüreği soğur ve Uğur’u affeder. Vicdan azabı ile başlasa da ben Uğur’un Demir’e olan sevgisinden zerre şüphe duymuyorum.

 

 

Uğur’un Demir’e olan kardeş sevgisi o kadar güçlü ki, yılların vicdan azabının üzerine Demir’in sözleriyle intihar etmesi de çok olağandı ve iyi ki bu gerçekleşmedi. Ama keşke kalkıp bir de sevgili Sevgi’sinden de ayrılmasaydı. Tam ne güzel Hüseyin Komiser’den bu ilişkiye onay çıktı, UğSev’in önünde engel kalmadı diye sevinmiştim oysa ki. Uğur, Demir’i yeniden kazandığında sevgili Sevgi’sine de kendini affettirecektir eminim.

Candan – Sevgi dostluğu da iyi ki var. Hem ikisinin de dertleşeceği biri olması açısından, hem de bu sayede Demir, bu ayrılığı öğrendi Candan’dan. Uğur’un ne halde olduğunu başka türlü öğreneceği yoktu.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Geçtiğimiz bölüm yaptıklarıyla ekran karşısında sinir katsayımı tavana çıkaran Murat’ın bu bölüm hiç görünmemesi şahaneydi ama O ortalıklarda yokken Candan ve Demir ilişkisinde olumlu hiçbir gelişme göremedik maalesef… Çiftimiz evlendi, aynı evin içinde nihayet aşk itirafları gelecek ve evlilik gerçeğe dönüşecek diye beklerken işler daha da kötü oldu. Belki Candan’ın UğSev ayrılığı üstüne söylediği sözler Demir’in biraz olsun sevildiğini anlamasına yardımcı olur, ne dersiniz? Ben artık güzel bir baba kız ilişkisinin yanında tatlı bir aşk da seyretmek istiyorum.

 

“Bir şey yaptıysam, düzeltebileceksem, bir hatam oldu da düzeltebileceksem düzelteyim diyor. Birbirini seven iki insan bu kadar kolay ayrılmamalı… Sence de öyle değil mi?”

 

 

Öykü Candan ilişkisinden de ilk bölümlerdeki tadı alamadığımı söylemeden edemeyeceğim. Sanki Candan, Demir’in olamadığı zamanlarda Öykü’nün yanındaki herhangi bir kişi gibi bu aralar. İkiliyi çok yakınmış gibi seyrettiğimiz sahnelerde bile o eski enerjiyi, sevgiyi hissedemiyorum. Böyle düşünen bir ben miyim dersiniz?

 

 

Uğur’la dostluğunu bitirse de O’nun söylediklerinden etkilenip Öykü’ye neden yalan söylediğini anlatan bir mektup yazdı Demir ve bu mektup baba kızın barışmasına vesile oldu. Çok duygulu bir mektuptu doğrusu ama bir ara kahkaha attıracak kadar komik cümleler de duyduk. ^^

 

Demir: Bazen ne kadar çabalarsam o kadar batırıyorum farkındayım. Kafası kesik tavuk gibi ordan oraya çarpıyorum.

Öykü: Kafası kesik tavuk gibi mi? Iyyy, o ne be?

 

Ben Öykü babasının akşamki sözleriyle yumuşar, konuşurlar diye ummuştum ama yanıldım. Belki de Demir, mektuptaki kadar başarılı anlatamazdı derdini. Aslında kendisine söz verdiği halde yalan söylediği için babasına küsmekte ve bu inadında çok haklıydı Öykü. Dizi yalan söylemenin yanlışlığı konusunda da güzel bir mesaj verdi yine.

 

 

ÖyDem’in barışması, Demir’in Öykü’ye hastalığı hakkındaki tüm gerçekleri anlatması ve onları “Savaşçı Prenses ve Demir Adam” olarak yeniden bir arada görmek çok güzel doğrusu. ÖyDem bir daha hiç küs kalmasın. Baba kızı Öykü’nün hastalığına rağmen böyle sevgi dolu görünce tarifsiz bir mutluluk kaplıyor içimi.

Özellikle Öykü’nün hastalığına karşı “Her şerde bir hayır vardır.” tarzındaki yaklaşımına ve ÖyDem tatil planları yaparken Öykü’nün yüzme bilmiyor oluşuna sevindikleri anlar favorim oldu. Gerçekten de Öykü hasta olmasaydı baba kız kavuşamayacaklardı, Öykü de teyzesiyle mutsuz bir hayat geçirmeye devam edecekti. Ve eğer Öykü yüzme biliyor olsaydı babasının O’na yüzme öğretmesinin güzelliğini yaşayama şansı olmayacaktı. Umarım dizide Öykü’yü iyileşmiş ve gittikleri tatilde Demir’i O’na yüzme öğretirken seyredebiliriz. Kurdukları hayallerin gerçekleştiğini görmek çok güzel olmaz mı? ^^

 

 

İlayda’nın Öykü’yle ameliyatı hakkında konuşup O’nu rahatlatması da en duygulandığım sahnelerdendi. Öykü O’nu teselli etmeye çalıştığında iki ufaklık yakınlaşırlar temennim gerçek oldu böylece.

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Cemal’in Öykü’ye donör olmak için kan verdiğinden emindim. Ancak Uğur’la ilgili son gelişmelerden sonra Uğur’un donör çıkma olasılığı ağır basıyordu kafamda, Demir O’nu böylece affeder diye. Ama Cemal’in donör çıkmasının da farklı artıları vardı. Cemal donör olmasaydı, Öykü’nün kurtulması O’na bağlı olmasaydı Demir O’nun peşine düşüp bu esnada tekrar Uğur’la birlikte hareket eder miydi? Cemal’i O’nu kaçıran Ahmet’in elinden kurtarır mıydı hiç? İntikam için onca yaptığından sonra Demir başka türlü O’nunla tekrar arkadaş olur muydu?

Açıkçası yaptığı onca hataya, kötülüğe rağmen Cemal’in iyiye doğru evrilmesi beni memnun ediyor. Böyle bir değişime uğrayan kötü karakterleri hep sevmişimdir.

Demir’in Cemal’i kurtarmaya geldiklerinde babasının katili Ahmet’le karşı karşıya gelip Öykü’ye verdiği sözü hatırlayıp O’na dokunmayışı da yerindeydi. Tıpkı Cemal gibi, Demir’in de iyi yöndeki bu değişimi dizide en sevdiğim şeylerden.

Bölümün sonunda Cemal, Demir’i kurtarmak için önüne atladı ve Ahmet’in silahından çıkan kurşunla vuruldu. Gerçekten de “Eski dosttan düşman olmaz.” sözünü doğrulayan bir andı. Hiç Cemal için üzüleceğim ve ölmesin diye dua edeceğim aklıma gelmezdi doğrusu.

Umarım bu cuma Öykü’nün kabuslarının gerçek olmadığı, Cemal’in kurtulduğu ve Öykü’ye donör olduğu, ameliyat sonrası Öykü’nün O’na iliğini verecek amcaya yaptığı resmi vererek teşekkür ettiğini seyredeceğimiz bir bölüm görürüz.

 

 

Tweet’leriyle yazımı renklendiren  BÜŞ. ve HaMe   teşekkürler.

 

 Dizi ile ilgili diğer yazılar için blogdaki  izledim/Kızım  kategorisini ziyaret edebilirsiniz…  

KIZIM 28.Bölüm Fragmanı

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

7 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

7 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce