Kızım final 1 . bölüm kala, finali nasıl karşılayacağımıza dair bir bölüm yazısı olmasın mı? Konuk yazarım Gözde ‘nin kaleminden… Keyifli okumalar ^^
Geçtiğimiz bölümü Öykü’nün parkta oynarken içi para dolu bir zarf bulmasıyla bitirmiştik. Tahmin ettiğim gibi ailesi para sıkıntısı çektiği, oturacak bir evleri bile olmadığı için Öykü bu zarfı aldı. Ama yine de bu yaptığının yanlış olduğunu hissettiğini, ne yapacağını bilemediğini, yaşadığı gelgitleri bize bölüm boyunca hissettirdi.
Ben tabii karakoldaki sözlerinden dolayı parayı onlara kötülük olsun diye Reşat bırakmıştır diye düşünmüştüm ama meğer mahalleden Ömer Amca’nın torunuyla parka gittiğinde unuttuğu emekli ikramiyesiymiş. Bu haber haliyle çok sevindirdi, ailemizin başına yeni bir kötülük gelmeyecek diye.
Öykü, zarftan bahsedemediği için düşünceli olduğu ve hem Demir’e hem Candan’a bazı konularda yalan söyleyince haliyle Demir hastalığının nüksettiğini düşündü ve endişelendi. Ben de geçen bölümdeki yol şaşırma olayından dolayı hastalığı nüksedecek diye düşünüyordum ama anlaşılan Öykü’nün hastalığı konusu dizide tamamen kapandı. Finale Öykü yeniden hasta mı oldu, iyileşecek mi sorusuyla girmiyoruz.
Yazdığım yazıların çoğunda Demir’in ilk bölümden bu yana ne kadar değiştiğinden bahsetmiştim. Sadece Demir değil tüm karakterlerimiz de değişti. Dizinin ilk bölümlerinde lüks evi ve arabası olan Candan, şimdi Demir’in verdiği azıcık parayla alışveriş yapar hale geldi. Ama o zaman sadece işiyle mutluydu, şimdi sevdikleriyle de.
Yalnız anlayamadığım bir şey var. Demirlerin evi ve eşyaları yandı, tamam. Peki Candan’ın mahallede kiraladığı eve ve eşyalarına ne oldu? Kira sözleşmesinin iptal edildiğini, eşyalarının satıldığını ya da bir kısmının diğer eve geldiğini hiç görmedik, duymadık. Öyle farz ederek seyrediyorum ben ama bu konuya açıklık getirilmeliydi.
Demir, Cemal ve Uğur’un tekrar muhteşem üçlü olduğunu ve hepsinin sigortalı bir işte çalıştıklarını gördükçe nasıl seviniyorum anlatamam. Özellikle Uğur’un O’na bulaşıkçılık düştü diye verdiği tepkiler sizi de benim kadar güldürmüştür eminim. ^^ Ama önemli olan temiz bir hayat için bir yerden başlamak öyle değil mi?
Demir’in O’na Öykü’yle ilk günlerini hatırlatan baba – oğul ile karşılaşması ise en duygulandığım sahnelerden oldu. Parası olmayan baba hesabı ödememek için oğlundan midem bulanıyor numarası yapmasını istedi, tıpkı Demir’in ilk günlerde Öykü’den istediği gibi. Demir’in onlara yardım etmesi ve bu yaptıklarının yanlış olduğunu göstermesi ise O’ndaki değişimi tescilleyen anlardandı. Gerçekten de Uğur’un dediği gibi “Nerede o eski sert Demir, nerede şimdiki pamık Demir.” ^^
Uğur ve Sevgi cephesinde ise çok mutlu gelişmelere tanık olduk. Gördüğüm en eğlenceli, en keyifli kız isteme sahnesini seyrettik. Nev-i şahsına münhasır Uğur’un kız istemesi de tam O’na göreydi. Kim çat diye sevdiği kızı arayıp babası evde mi değil mi, müsait mi diye sormadan “Seni yarın istemeye geleceğiz.” der ki Uğur’dan başka? ^^ Uğur’un buna karar verdiği andan Hüseyin Komiser’in kızını verdiği ana kadar her detay ince ince düşünülmüştü.
Hiç aklınıza gelir miydi Uğur’un onca çiçek arasından Hüseyin Komiser’in alerjisi olan kır çiçeklerini alıp götüreceği ve Hüseyin Komiser’in bu yüzden fenalaşacağı. ^^ Herhalde sizi istemeyen kız babasına yapılacak en büyük kötülüklerden biri olsa gerek. Uğur değil başkası olsa kesin bilerek götürdü derdik.
Bir diğer güldüren detaysa Sevgi’nin babasına istemeye geleceklerini söylememiş olması ve bir anda kız istemek için eve bir sürü insanın doluşmasıydı.
[wp_ad_camp_1]
Öykü ne kadar hisli bir çocuk. Heyecandan kendine güvenemeyen Uğur’u güzel sözleriyle ne de güzel sakinleştirdi. Hüseyin Komiser Uğur’a neden kız vereyim dediğinde Uğur Ağabey’ini abartısız, ne kadar doğru bir şekilde anlattı. Ve kesinlikle tüm sözlerinde çok haklıydı. İnsanları tahlil etmede çok yetenekli Öykü daha bu yaşta.
Aslında Sevgi’ye biraz kızmıştım babasıyla tartıştı diye Uğur’a ayrılalım mesajı attığı için. Ama isteme akşamı babasına Uğur’un da 2. bir şansı hak ettiğine dair yaptığı konuşmayla gönlümü aldı.
Kız istemede tek eksiğimiz Hacı Ana’ydı. Haftalardır senaryo gereği göremediğimiz Suna Selen’i umarım finalde tekrar görme şansımız olur. Çok özledim kendisini. Uğur’un bir de O olmadan düğün yapması çok saçma olur zaten.
Öykü para dolu zarftan sadece Mertcan’a bahsetti. O yaştaki çocuklar zaten ilk arkadaşlarıyla paylaşırlar böyle durumları. Ama çocuklar kolay hata yapar ve aileler böyle durumları kısa zamanda öğrenirler. Öykü’de hata yaptı da sınıfta kedilere mama almak için para toplandığında 100 lira vermeye kalktı. Her ne kadar Mertcan o parayı kendisinin Öykü’ye verdiğini söylese de borcu için hem Betül Hanım’ın telefonu hem Öykü’nün sayıklamalarıyla gerçek ortaya çıktı.
Demir tabii ki Öykü’ye kızdı doğal olarak, bir ay televizyon seyretmeme cezası da verdi. Ama asıl önemli olan O’nunla yaptığı konuşmada söyledikleriydi. Bu hayatta paradan daha önemli şeyler olduğunu konusunda ben de Demir’e katılıyorum. Çok paran olsa da huzurun, mutluluğun olmasa kaç yazar…
“Ama sen parasızlıktan da yalnızlıktan korkmayacaksın çünkü arkanda kapı gibi baban var.”
Demir babalığı, baba olmayı öyle güzel öğrendi ki olunabilecek en iyi baba oldu Öykü’ye. Hem de örnek bir baba. Bu dizinin bence en güzel öğretisi iyi bir babalığın nasıl yapılacağını bize göstermesi oldu.
Bir dönem Öykü – Candan ilişkisinden eski tadı alamasam da son bölümlerde bu hissim ortadan kalktı. Bu bölümde yine gerçek bir anne – kız gibiydiler sanki. Geçen bölüm Candan’dan anne diye bahseden Öykü’nün finalde artık O’na Candan Abla değil anne dediğini duymak istiyorum.
[wp_ad_camp_1]
Demir’in dediği gibi parayı Öykü’nün bulup alması yanlış da olsa iyi ki O almış. Başkası olsa Ömer Amca bir daha paralarını göremeyebilirdi. Ama Demir hemen Ömer Amca’ya parasını vermek için çay bahçesinin yolunu tuttu.
Ama “Adın çıkmış dokuza, inmez sekize.” derler ya, Demir için de aynısı oldu ve onu tanıyan iki genç cebindeki para dolu zarfı görünce Ömer Amca’nın parasını çaldı diye O’nu polise ihbar ettiler ve Ömer Amca’nın şikayetiyle polisler Demir’i karakola götürmek için tutukladılar. Demir ne yaptıysa dinletemedi. Bu esnada Öykü ve Candan’ın O’nu görmesiyle bölüm sona erdi. Bir yanlış anlaşılma da olsa Öykü’nün Demir’i böyle görmesi Demir için büyük bir yıkım.
Demir’in Öykü’nün sözleriyle en kısa sürede kurtulduğu ve mutlu son olan bir final bölümü görmeyi umuyorum. Öykü’nün hastalığı da nüksetmesin, artık kötüler yakalarından düşsün ve herkes mutlu olsun.
Bu kadar minnoş, tam sevdiğim Kızım bölümü tadından bir bölümden sonra final bölümünün geleceğini bilmek çok üzücü olsa da tadında biteceği için bir nebze olsun seviniyorum. Beklediğimiz gibi mutlu sonla biten bir final bölümü seyretmek dileğiyle…
Dizi ile ilgili diğer yazılar için blogdaki izledim/Kızım kategorisini ziyaret edebilirsiniz…
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.