Bugün 21. Bölümü ile ekranlara gelecek Kızım dizisinin 20. bölüm değerlendirmesi konuk yazarım Gözde den… Ner’de kalmıştık hatırlamak ister misiniz? Keyifli okumalar ^^
Cuma akşamlarımın minnoş dizisi yine çok minnoş bir bölümle karşımızdaydı. Ama bir yandan da öylesine acıklıydı ki “Gözyaşlarım sel oldu.” desem abartmış olmam. Yeni yönetmenimiz Mustafa Şevki Doğan da hoş gelmiş. O’nun kendi reji üslubunu hemen hissettim. Ancak dizinin ruhunda bir değişiklik olmamıştı ve bu çok güzel.
Geçtiğimiz bölümü uyurgezerliği başlayan Öykü’nün gece evden çıkması ve arabayla evin önünde bekleyen Cemal’in O’nu görmesi ile noktalamıştık. Asu’nun mektubu yüzünden Cemal’in O’na bir zarar vermeyeceği belliydi, kucaklayıp kapısı açık eve getirdi hemen Öykü’yü. Acaba dedim Asu, o mektubu “Cemal Öykü’ye zarar vermesin.” diye mi yazdı? Eğer gerçekten O’nun kızı olsa en başından Cemal’e söylemez miydi? Cemal’i incitmek istese O’nunla yakın dostluk ilişkisi kurar mıydı? Ama Demir’in yırtıp bakmadığı DNA testi sonuç kâğıdı kafamda hala soru işareti oluşmasına sebep ne yazık ki.
Asu’nun yazdığı mektup o akşam Öykü’nün sağ salim eve dönmesini sağladı ya, buna da şükür. Hem mektup hem de bir işine yaramayacağı için Cemal artık Öykü’ye zarar vermeyecektir. Ama asıl Demir’in çok dikkatli olması gerekirdi, o kapı kilitli olmalıydı. Evde normal bir çocuk bile olsa kapı kilitlenmeli.
Cemal, Öykü’nün sahte teyzesinin peşine düştü ve gerçeği ondan öğrenmeye çalıştı. Serhat Teoman ve Elif Verit’i Acil Aşk Aranıyor’dan sonra yeniden karşılıklı seyrettik. Teyze Zeynep, Demir’e söylediklerini söyledi Cemal’e de: “İnsan kendi kanından, canından olanı tanımaz mı?” Bence bu mantıkla düşünürsek, Cemal Öykü’yü kızı gibi hissetmiyor ki. Ama Demir iliklerine kadar hissediyor. Öyle hissediyor ve bunu bize de gösteriyor ki, bilmesem Buğra Gülsoy’u gerçek hayatta da babası sanırım Beren Gökyıldız’ın.
Ah Uğur ah…
Uğur bölüm boyu Hacı Ana’nın, O’nun yanında iş ayarladığı restoran sahibinin, çatlak Ümran’ın, Sevgi ile Sevgi’nin babası arasında pinpon topu gibi gidip geldi, yazık. O’nun pratik çözümlerinin hastasıyım. Sevgi’yi görmeye gitmek için ayağını burkma numarası mantıklıydı. Ama bulabildiği işi kendi elleriyle bırakmasa daha iyi olacaktı, güzel bir fırsattı. Gerçi restorana gelen Ümran böyle her defasında bütün menüyü yiyip hesap ödemeden kaçsa Uğur kazanacağı bütün parayı kaybederdi zaten.
Ay bu Ümran hem çatlak hem obez; “Boşan da semerini ye.” diyeceğimiz türden. Bıraksak Uğur’u da yer valla. ^^ Hacı Ana lütfen oğlunu bir an önce kurtar. Sen daha görmedin ama Sevgili Sevgi mis gibi gelin adayı. Gerçi komiser babası ile bu iş çok zor ama Uğur çok seviyor, sonunda olur bu iş. ^^
Her şey kontrol altında ^^
Demir, klinikte Candan’ın asistanı olarak çalışmaya başlayacak mutlaka diyordum ama itici gücün ne olacağını tahmin edememiştim. Havalı Murat’mış. ^^ Sinir bozucu Murat sağ olsun Demir kıskançlıktan Candan’ın yanına damladı, iyi ki de damladı. Candan ve Demir klinikte güzel bir ikili oldular. Demir’in kısırlaştırma operasyonu için gelen köpek Ceysın’la halleri, o yaşta iğneden korkup bir an önce klinikten fıydığı sahneler çok eğlenceliydi. Devamını bekliyoruz.
Öykü’nün Murat hakkında hem Candan’ın yanında hem Demir’le konuşmasını biraz fazla bulsam da Demir’in itirafı nedeniyle bunu görmezden geleceğim.
Öykü: Ya babacığım, ben gayet ciddiyim. Ben çok seviyorum Candan Abla’mı.
Demir: Ben de gayet ciddiyim, çok seviyorum…
Yalnız Candan iyi ki bu Murat’la Öykü için evlenmeye kalkışamamış. Adam sırf kıskançlıktan Demir hakkında abuk subuk konuşmakla kalmadı, Öykü’nün tedavi masrafları için Demir’den geriye dönük tonla para istemeye kalktı. (Pof!) Hırsına çok hasta küçük bir kızı alet eden bir adam mümkünse evde kalsın. Böyle bir duygusuzla, hele de Candan gibi yaralı bir kadının hiç işi olmaz. Ve Murat ne söylerse söylesin Candan’ın da dediği gibi “Demir sen çok iyi bir babasın.”
Bazı detaylar çok mu çok güzel. ^^
Öykü, Demir ve Candan sizce de şahane güzel bir aile olmadılar mı? Birbirine açılması daha bin yıl sürecek çiftimizin Öykü bahanesiyle evlenip bir arada olmaları çok doğru bir senaryo hamlesi oldu. Üstelik üç oyuncunun bir arada enerjileri de çok iyi. İlk bölümlerden sonra bu üçlüye hasret kalmışım doğrusu. Bilmesem kaç yıllık evli ebeveynler derim onlara.
[wp_ad_camp_1]
Üçüne dair favori sahnem ise kesinlikle evde fare olduğu için sandalye tepelerine çıkmalarıydı. Gerçi ben ilk bölümdeki hamam böceğinden sonra kesin gerçek fare göreceğiz dedim ama Allah’tan görmedik. (Sanırım yeni yönetmen etkisi.) Veteriner olan Candan’ın fareden korkması, Demir’in fareye köpek muamelesi yapıp “Hoşt! Hoşt!” diye kovalaması. ^^
Demir: Ya Candan sen veteriner değil misin? Niye korkuyorsun fareden?
Candan: Niye? Ben insan değil miyim?
Çok mu çok güzelsiniz. ^^
Ve sahnenin sonu, en güzel an: Demir- Öykü ve Candan’ın birbirine sımsıkı sarılmaları. ^^ O yaşıma döneyim ve bir yanımda annem bir yanımda babam olsun, ben de onlara böyle sarılayım istedim ekrana bakarken. Benim gibi içi gidenler vardır…
Demir ile Candan’ın fare gelirse diye yan yana uyumaları ve sabahki halleri de çok tatlıydı. CanDem çok geçmeden formalite lafını yer, gerçek karı – koca olur, bir de ikinci çocuğu yaparsa hiç şaşırmam. ^^
Demir’in hiçbir babada rastlamayacağımız davranışlarına da hayranım. Öykü’yle alışveriş yapıp yemek yapması gayet beklenilebilir ama O’nun saçını örmesi beklenmedik ve çok güzel. Yalnız her saçıyla ilgili bir şey konuştuklarında Öykü’ye saçlarını kestirmeyi teklif etmesine de kopuyorum Demir’in. Ama çok güzel saçları var Beren’in, lütfen kıymayalım onlara.
Ve Demir’in Mertcan’ı kıskanmasını da çok özlemişim. Bana kendi babamı hatırlatan bu tavrı benim için dizinin olmazsa olmazlarından.
Demir Öykü’nün saçını örerken onları gören Candan’ın ölümünden kendini sorumlu tuttuğu kız kardeşi ile ilgili anısı da içimi burktu. Candan çok yaralı ve ÖyDem O’na çok iyi geliyor, iyi ki kader onları buluşturdu.
[wp_ad_camp_1]
Kimsenin Gücü Yetmez Bizi Ayırmaya
ÖyDem mutluluğu diye bir şey var. ^^
ÖyDem’in ne kadar harika bir baba – kız, ne kadar harika bir çift olduğunu yine tekrarlamak istiyorum. Birlikte gülüp eğlenirken de duygusal konuşmalar yapıp gözyaşı döktüklerinde de yani her anlarında o kadar güzeller ki mutlulukla seyrediyorum onları. Hiçbir kuvvet onları ayırmamalı, Öykü’nün gerçek babası çıksa bile Cemal dahil. Çünkü karşılıksız sevgi öyle kan bağı ile olmaz, kalpten sevgiyle olur.
Öykü: İyi ki babamsın baba.
Demir: Sen de iyi ki benim kızımsın.
Tek korkum Öykü’nün hastalığının ilerlemesi ve dizinin ilk fragmandaki bizi çok etkileyen o sahnesi gibi bir duruma şahit olmamızdı ve maalesef sezon başından beri beklenen o an geldi çattı…
Hastalık konusuna dair tek saçma bulduğum şey Öykü bu kadar hastayken O’nu haftanın beş günü gören sınıf öğretmeni Sevgi’nin bu durumdan haberinin olmaması. Tamam, Öykü kendini iyileşiyor sansın ama Demir, Uğur, Candan gibi Sevgi’nin de bu durumu bilmesi gerekmez mi? Eğer Sevgi bilseydi, hafızasını kaybedip kendini şu an teyzesiyle yaşıyor sanan Öykü birdenbire sınıftan çıkıp onunla yaşadığı eve gitmezdi.
Öykü sınıfta kısa süreliğine hafıza kaybı yaşadığında İlayda’nın söyledikleri çok güldürse de aslında kazın ayağı hiç de öyle değil maalesef…
“Öğretmenim Öykü bozuldu.”
“Tamirci çağıralım baksın Öykü’ye, ayarları bozulmuş.”
Demir’in Öykü kaybolduğu için yaşadığı telaşın üstüne O’nu bulduğunda yaşananlardan dolayı sizin de yüreğinize bir öküz oturmadı mı? Öykü, sanki hiç tanımıyormuş gibi babasına bakarken, O’nu yabancı diye iterken ben de ekran karşısında Demir gibi salya sümük ağlıyordum. Bu sahnedeki harika performansları için iki oyuncuya da kocaman alkışlar. Diziyi hiç seyretmeyen arkadaşım bile Beren Gökyıldız’ın bu sahnesinde çok inandırıcı olduğunu söyledi. Demir de çok güzel ağlıyor ama yine de hiç ağlamasa… ÖyDem hiç ayrılmasa ve hiç üzülmese…
İşte o final sahnesi:
Ne yazık ki bu dileklerimin gerçekleşmesi imkânsız… Yayınlanan fragmanlara göre Öykü hafızasını tamamen yitirip babasını hatırlamıyor ve bizi çok hüzünlü, yanımızda bir mendil dağı, salya sümük ağlayacağımız bir bölüm bekliyor. Cemal yüzündense sinirden küplere bineceğiz besbelli. Öykü’ye babası olduğunu söyleyecek kendileri.
Umarım Öykü, babasını ara sıra da olsa hatırlar ve Demir Adam ve prensesi hiçbir kuvvet ayıramaz. Çünkü tıpkı Demir’in Öykü’ye söylediği gibi:
“Senin yerin benim yanım.”
Dizi ile ilgili diğer yazılar için blogdaki izledim/Kızım kategorisini ziyaret edebilirsiniz…
KIZIM 21. BÖLÜM FRAGMANLARI
