Kategori: İzledimKızım

KIZIM – Eski Günlerdeki Gibi

Kızım ‘ın 25. Bölümünün ekranlara geldiği bu hafta yeni dizi Hercai zirvedeyken Kızım Total’de 3,67 reyting ile 12., AB’de ise 4.01 ile 7. oldu. Bölümün değerlendirmesi konuk yazarım  Gözde den… Ner’de kalmıştık hatırlamak ister misiniz? Keyifli okumalar ^^

 

Öykü’nün hafızasını kaybedip başta Demir olmak üzere hiçbir şeyi hatırlamadığı tam üç bölümlük aradan sonra Kızım’da bu hafta her şey tıpkı eski günlerdeki gibiydi. ÖyDem yine birbirini çok seven baba kız, Öykü – Demir – Candan ise tam bir aile. ^^

 

 

Hele şükür yeniden ÖyDem

 

O üç bölüm boyunca Öykü her “Demir Amca” dediğinde Demir gibi kahroldum, Cemal Öykü’nün teyzesi Zeynep’i kullanarak Öykü’yle yakınlaşacak ve O’nu babası olduğuna inandıracak diye deliye döndüm. Neyse ki Cemal’in herkesi kandırdığı DNA raporu sahteymiş ve ÖyDem’i ne olursa olsun hiçbir kuvvet ayıramaz diye avuttum kendimi.

 

Ve bölüm başında Öykü birdenbire Demir’i hatırladı, O’na “Baba” dedi, hem de Cemal’in gözü önünde. O an Cemal mosmor olduğunda içinin yağları erimeyen var mıdır aramızda? Hele Demir Öykü’yü yine omzuna bindirip eve giderlerken arkalarından ne de güzel bakakaldı değil mi?

 

 

Çok özlemiştik.

 

Demir yine eskisi gibi Öykü’yü Sarı Kafa okuyarak uyuttuğunda, birbirlerine özlemle sarılıp öptüklerinde onlara ne kadar imrendim anlatamam. İleride bir çocuğum olursa ben de böyle bir sevgiyi yaşamak isterim doğrusu. Gerçekten iki oyuncu rollerini adeta yaşıyorlar, yine tıpkı gerçek baba kız gibiydiler. Evet, amca derken de yakınlardı ama asla bu kadar değil, çok özlemişim onları böyle görmeyi. Bir de o tatlı mı tatlı atışmalarını elbette. ^^ Bu sahnede Öykü’nün sanki hafızasını kaybettiğini hissetmişçesine konuşurken Demir’in verdiği yanıt ise ebeveyn evlat ilişkisinin adeta bir özeti idi:

 

“Birbirlerini çok seven baba kızlar birbirlerini görmedikleri her dakika özlerlermiş.”

 

 [wp_ad_camp_1]

 

 

 

Sabri’nin adamları tarafından dövülüp ormana atılan Uğur bu hafta da dizinin neşesiydi. O’nu ormanda şişman, sevimli bir köylü kızı buldu ve kendisiyle evlenmeye ikna etmek için ahıra kapatıp günlerce sakladı. Uğur da şeytan tüyü var resmen, her kadını hemen tavlıyor. Özellikle delileri tabii. ^^

 

“Allah’ım ya rabbim bir deli gidiyor, öbür deli geliyor ya. Nedir benim bu delilerden çektiğim ya?” 

 

Bu roldeki Bala Atabek hiç konuk oyuncu gibi değildi, sanki uzun zamandır bu ekiple çalışıyor gibiydi. Keşke kalıcı bir rolde görseydik kendisini.

Uğur kaybolduğunda Hacı Ana’dan Hüseyin Komiser’e herkes seferber oldu. Demir’in dostluğu, Hacı Ana’nın anneliği o kadar güzel yansıtılıyor ki imrenmemek mümkün değil. Hüseyin Komiser’in yıllarca suç işlediği için yakaladığı Uğur’u şimdi de mağdur diye bulmaya çalışması bayağı bir ironikti. ^^ Ne kadar istemese de Uğur’u damat olarak alacak sonunda, ben diyeyim.

Sevgi de nihayet Hacı Ana ile tanıştı. Hacı Ana’nın O’nu görünce hemen çok seveceğini tahmin ediyordum, hatta Uğur’un dediği gibi nerdeyse isteyecekti kızı. ^^  Artık Ümran’ı Uğur’la baş göz etme isteğinden tamamen vazgeçer.

 

“Anam Allah’ın emriyle Sevgi’yi birazdan Sevgi’den isteyecek.” 

 

Yalnız Hacı Ana’nın Sevgi’nin babasının baş komiser olduğunu duyunca ki tavrı tıpkı bizlerin bunu ilk öğrendiğindeki tavrı gibi değil miydi? ^^ Peki sizler de benim gibi Hacı Ana ile Hüseyin Komiser’i ship’lemek isteğine sahip oldunuz mu? Bence ikinci baharını yaşayan çok tatlı bir ikili olabilirler.

Unutmadan, bir ara dizide Suna Selen’i daha az görüyorduk, özellikle bu bölüm bol bol kendisini seyredebildiğimiz için çok mutluyum, uzun ömürler diliyorum kendisine.

 

Hacı Ana’nın Zeynep’i fırçalaması da çok yerindeydi. Birinin O’nun yüzüne bunları bu kadar açık bir şekilde söylemesi gerekliydi. Öykü hafızasını kaybetti diye alttan almalar bitti artık. O süreçte Öykü’nün Zeynep’i çok seviyormuş gibi hallerine de sinir oluyordum, terk edilmeden önce de pek sevgi görmediği için garip geliyordu. Nihayet yaptıklarını hatırlayınca O da sırtını döndü.

Yine de Cemal’den DNA raporunun sahte olduğunu, tüm bunları Demir’le uğraşmak için yaptığını öğrenince alacağı parayı önemsemeyerek O’nun yanından uzaklaştığı için Zeynep’e olan öfkem birazcık azaldı. İlk bölümde gerçek teyzesi olmadığı, parayla baktığı bir çocuğu bu kadar ciddi bir hastalığı var diye terk ettiğinde de O’na çok kızamamıştım. Aynı durumda doğurduğu çocuğu terk eden Asu’nun yanında O’nun yaptığı hiç kalıyor bence. Teyzesini görüp tedirgin olan Öykü’ye “Sen bizim kızımızsın.” diyerek, O’nu kızı gibi sahiplenen Candan’ı da es geçmek olmaz. Anneliğin kan bağı ile olmadığını gösteren muhteşem biri kendisi.

 

 

Sınıfta para çalındığı için Öykü’nün suçlanması, O’na hırsızın kızı demeleri çok üzücü de olsa sonucu olumlu oldu. Demir Öykü’ye söz verdi, artık kavga etmeyecek, hırsızlık yapmayacak, başını belaya sokmayacak. Zaten bunları yapıp, hapse düşüp Öykü’den ayrılınca önce kendi kahrolmuyor mu? Öykü’ye içini dökmesi ne de anlamlıydı. İlk bölümlerde hayatı öylesine yaşayan adamın şimdi duygularıyla, hisleriyle yüzleşmesi; bunları dile getirebilmesi çok büyük bir değişim. Çünkü artık O’nu önemseyen bir kızı var.

 

“Baba. Sen benim için çok önemlisin. Biliyorsun değil mi?”

 

Mertcan sağ olsun tesadüf eseri de olsa Öykü bu suçlamadan kurtuldu ve parayı çalan çocuk ortaya çıktı. Çocuk konuşurken Demir hırsızlığın ne kadar yanlış olduğuyla bir kez daha yüzleşti böylece. Bir de Öykü, kahramanı Mertcan’ı övdükçe Demir’in kıskanmaları yok mu? ^^ Çok ama çok özlemiştik. Yine çocukluğuma dönüp babamı hatırladım.

 

 

 

 

Öykü bu yüzden okula gitmemeye kalkışınca Candan ve Demir’in ekip ruhunu hatırlayıp anne babası olarak Öykü için mücadelesini seyretmek de çok keyifliydi. Ne de güzel atışıyorsunuz siz öyle. ^^ Ama mümkünse artık birbirlerine karşı hisleri dillensin ve onları tam bir çift olarak da seyredelim. Dizide ana konumuz ÖyDem, baba kız ilişkisi olsa da yan hikayeler de lazım.

 

Bir de şu çok sinir bozucu Murat’ın Candan’a ısrarla yazılmasından da kurtulmuş oluruz. Reddedilmeye doymadı adam resmen, tam bir yüzsüzlük örneği. Candan O’nu başkalarının yanında kız arkadaşı değilim diyerek bozuyor, adam hala O’nu öpmeye kalkıyor. Demir de yazık boşu boşuna kıskanıp pencere önlerinde sabahlıyor bu herif için. Üzülme Demir’ciğim, sonunda aşk kazanacak. ^^ Bu sahne için seçilen şarkıya da ayrıca kalpler benden. 90’ların şarkıları candır.

 

 

 

Demir’in Candan’dan aldığı paralara hiç dokunmadan getirip teslim etmesi, onca kızdıracak lafına karşı hak ettiği halde öfkesine hakim olması da iyice bozmuştur Murat’ı. Uzun süre ortalıklarda görünmezse sevineceğim kendileri.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Bazı detaylar çok güzel çoook.

 

Bu hafta bölümde Öykü’nün doğum gününü kutladık. ÖyDem’in birlikte olduğu ilk doğum günüydü bu, umarım sonuncusu olmaz…

 

 

İyi ki doğdun Prenses!

 

Demir’in sürpriz partiden dolayı Öykü’ye doğum gününü unutmuş gibi davranması, meşhur kara tahtaya yazı yazması, partiye yurttan yakın arkadaşı Ayşe’yi alıp getirmesi, O’na hediye ettiği kolyenin yıldız olması çok ince düşünülmüştü. Evindeki hamam böceğini umursamayan Demir babalıkla, sevgiyle değişti, kızının doğum günü için bu kadar ince düşünen adama dönüştü. Kolyedeki yıldızın Küçük Prens kitabından esinlenilmesi mesela muazzam bir detaydı.

 

 

 

Neden her mutlu an bozulmak zorunda dizilerimizde? Cemal de mahkeme tebligatını gönderip Demir’in bu mutlu gününü mahvetmeye çalıştı. Amaaa amacına ulaşamadı tabii ki. Çünkü Demir, Öykü’nün gerçek babası ve DNA raporuyla da tescilli artık. Bu da Cemal’e kapak olsun.

Demir’in yırttığı raporun yenisini isterken ki o heyecanı, ellerinin titremesi ve rapora baktığındaki mutluluğu… Bu kadar kısa bir sahnede hızla değişen duyguları ne de güzel yansıtıyorsun bize Buğra Gülsoy. İyi ki Demir’i sen oynuyorsun.

 

 

Ve net durumun özeti budur:

Böyle güzel, böyle bol ÖyDem sahneli yeni bölümde görüşmek üzere.

Tweet’leri ile yazımı renklendiren  Leyla Can  BÜŞ   ve  Captain‘a  teşekkürler.

Dizi ile ilgili diğer yazılar için blogdaki  izledim/Kızım  kategorisini ziyaret edebilirsiniz… 

KIZIM 25. BÖLÜM FRAGMANI

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

1 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce