Bakmayın kapak fotoğrafını KuzDil’den seçtiğime sonuna kadar Ferman destekçisiyim… Neden mi? Nedenini Kuzgun’a soracağım bir kaç soru ile anlatayım: Daha bir gün önce (zamanı kaçırmış olabilirim, nışanın üzerinden bir gün geçti değil mi?) sevdiğim kadın diyordun, şimdi ‘eski karım’ mı oldu? Senin gibi ailesi için savaşan adam, sevdiği kadın için savaşamayacak mı? Bu kadar çabuk bu pes ediyorsunuz Kuzgun Bey?
Kuzgun için tek söyleyeceğim; ego tavan, gurur desen yıkılmaz bir duvar oldukça sevdiğine kavuşması ihtimali yok. Kibri ile yarattığı dağa hiç değinmeyeyim. Sevdiğini -sözleri ile, böylesine kırıp döken bir karakteri uzun zamandır izlememiştik değil mi? Dila ona ait! Sadece onu sevebilir, sadece o dokunabilir Dila’ya. Bu bakış açısının bir seviye üstü kadına şiddet manşeti ile ana sayfalarda.
Dila ise Hansel’in bıraktığı ekmek kırıntıları gibi sevgi kırıntılarının peşinden gidiyor. Masalda ekmek kırıntılarının sonu cadı kazanı, ya Dila’da ne olacak dersiniz?
“Her aynanın hikayesi bir cam parçasıyla başlar. Sonra bir yüzü gümüş bir sıvıyla sırlanır.Çok sevdiğim biri bana bir sır vermişti. Ben de sana vereyim mi? Aynanın sırrı baktığında kendini göstermesi değildir. Sevdiğini göstermesidir. Yani sadece bir sureti, kendi yüzünü göstermez. Ayna daha derinini gösterir. Gözlerinde sevdiğin olur. İnsanın kalbi kime aitse aynaya baktığında onu görür.”
Dila’nın aynaya baktığında – bakmaya da korkuyor ve biliyoruz ki şimdilik Ferman’ı göremeyeceği kesin, Kuzgun yerine klasik fonksiyonu ile ezik Dila’yı görmesi ve aşkını hak etmeyen bir adamı aklından kalbinden söküp atabilmesi en büyük dileğim.
Onun yüzünden ölmeyi seçti Dila. Kalbinden vurdu kendini. Bu iki ilaç içeyim de Kuzgun beni kaybetme korkusu yaşasın değil, direk ölümü tercih etmek. Kuzgun elleri ile itti onu bu psikolojiye… Tüm bunların üstüne Kuzgun bir koca yıl Dila’yı aramış. İnanırım. Ama aynı adam ilk itirazda, ilk tepki de kapıyı göstermedi mi? Varsın “Hala beni seviyorsun” desin, varsın esas kız da onu dediler gibi seviyor olsun, bu iş olmaz!
Ferman Dila ile evlenemez.(miş) Niye? Dila Kuzgun’un eski karısı, sevdiceği… Yahu bu iki adam arasında nasıl bir bağ var ki. Aa kardeşlermiş ^^
[wp_ad_camp_1]
Anlayamadığım bir şey var, kronojik açıdan zaten tarihler abuk subuk, bilen aydınlatıversin: Adıvar ile Koruoğlu aileleri arasındaki can düşmanlık Behram Adıvar dönemine dayanmıyor muydu? Kuzgun’un anneannesi dönemine. Nedense Yusuf’un annesinin Korooğlu ailesine kaçtığı ve bir oğlu (Ferman) olduğu, bu kaçışın da iki aileyi birbirine düşman etse de Kuzgun’un babasının annesi ve üvey kardeşi ile görüştüğü akla mantığa o kadar uygundu ki. Ama şimdi ne oldu? Geçen sezon gördüğümüz fotoğrafın fotomontaj olması yetmezmiş gibi Ferman ile Kuzgun kardeş çıktılar. Kaosa gel.
Kaosta üçgen yetmez, hadi buna bir köşe daha ekleyelim demişler. Ortaya çıkan sonuç: Güneş.
Güneş’e ne desem bilemiyorum. İlk bölümü sadece kısa videolardan izlediğim için Dila ile Güneş arasında Kuzgun’u ona anlatacak kadar nasıl bir samimiyet oluştu bilemiyorum. Hem Dila hislerini 3. kişilere paylaşmaya açık bir insan değildi, ne oldu da KuzDil’i bir masl gibi anlatmayı seçti?
Şimdi Güneş Kuzgun’un yörüngesine girdi, bu sezon hikayemizin ‘kötü kız’ı seçildiniz Güneş Hanım, tebrikler… Kuzgun’dan gizli, Kuzgun’un için her türlü dalavere yapmak mübah.
Ferman bir kadın nasıl sevilir’in kitabını yazacak bir karakter olarak çizilmiş. Dila’nın sevgisini kazanmak için değil yalnızlığına derman olmak üzere yola çıkmış. Dila’nın elini tutması yetmiş. Ferman o eli bir daha hiç bırakmamış. Günler günleri kovalarken sevdaya tutulmuş. Dila Ferman’ı seviyor mu? Hayır. Ama onun yaralarını çözmesi ve kendince iyileştirmeye çalışması ile belki de “sevgi emektir” diyebilir bir gün. Hem doktorun dediği gibi “İnsan bazen en sevildiğinin yanında mutlu olur.”
– İnsan bazen en çok, sevildiğinin yanında mutlu olur.– Sevdiğinin yanında olmadığına eminim. Doğru diyorsun.– Hayat sana bir şans daha verdi. Lütfen sen de kalbine bir şans daha ver.
Dila’nın şans verdiği sahnelerden; gül reçeli sahnesine bayıldım… Mis kokulu güllerin artık güzel bir anısı olacak Ferman için… Hem gül reçeli nasıl yapılır bilen adamları üzmeyelim. Tarçın dedi, karanfil dedi… (Gül reçeli de hiç sevmem bu arada ^^) Tabi bu sahnenin gerisinde Dila’nın hala Kuzgun’u deliler gibi kıskandığını idrak etmesi yatmasaydı daha iyiydi (Sıralamayı karıştırmıyorum, değil mi?)
Sevdiğim bir diğer sahne de – şaşıracaksınız, Kuzgun sahnesi ^^, terasta Cihan ile su(!) içerek dertleşen Kuzgun sahnesi. Bu içten diyalogda sonuç var mı? Yok!
İşte sonuç: Dila ile Ferman evleniyor, asınız bayrakları… Belki Kuzgun’un dediği gibi evlenemezler, malum evlilik kararları bile öpücük ile mühürlenemedi. Yine de her şartta Ferman diyorum . Belki de Sevgi emekti, kim bilir ^^
“Beni öyle bir yalana inandır ki. Ömrümce sürsün doğruluğu..” (*)
Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz İzledim /Kuzgun kategorisini ziyaret edebilirsiniz.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.