Kategori: İzledimMahkum

MAHKUM – Oyun Bitti mi Yoksa Yeni mi Başlıyor?

Mahkum 14. bölüm reytingleri bir önceki haftaya göre geride. Total’de 7,28 reyting ve ABC’de 7,12 reyting ile zirvedeki yerini korurken, AB’de 6,07 reyting ile 2.liğe düştü. Bölüm yazısı konuk yazar Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

 

Mahkum bu hafta gerilim dozu yüksek bir 14.bölümle karşımızdaydı. Geçen hafta finalinde Fırat ve Barış kavga ederken,  gizemli bir el trenle gelip bıçağı almış kaçmıştı. Bu hafta bıçağın kaybolmasının Barış ve Fırat cephesindeki etkileri, Barış’ın Rafi’yle imtihanı yetmiyor gibi bir de Sinyor ile tanışması, Fırat’ın kızına ulaşma çabası, Büge’nin Nazlı, Fırat ve Barış’la ilgili yaşadığı ikilem, Paşa ve Kamber’in büyük ikramiyeyi almak için Bodrum’a gitme hamlesi, Cemre’nin babasının, beybabanın kendi dava dosyasının peşine düşmesi bölümde işlenen konulardı.

Bölümün açılışını jenerik öncesinde Barış- Sinyor tanışmasıyla yaptık. “Deli deliyi görünce sopasını saklarmış” misali Barış da kendinden daha psikopat Sinyorla karşılaşınca neye uğradığını şaşırdı. Kendisi gibi eğlenmeyi seven biriyle tanıştığına memnun olacak gibiydi aslında ta ki kendi deyimiyle kartel üyesi adamlar bir anda patır patır yere düşerken yüzündeki şok olmuş ifadeyle jenerik girdi.

Ardından Sasha ve Barış’ın kayıp bıçağa ulaşmak için lunapark güvenliğine işkence edişine şahit olduk.

Bıçağın kaybolmasının ardından Barış ve Fırat’ın öncelikleri değişti. Barış bıçak yoksa Fırat’la işinin kalmadığını söyleyerek onu öldürme kararını Sasha’ya açıklarken, suçsuzluğunu kanıtlayacak tek delili kaybetmesinin ardından hem öfkelenen hem de umudunu kaybeden Fırat, Nazlı’yı Yesarilerden almanın yollarını aramaya başladı. Madem adını temizleyemeyecek en azından kızı yanında olsun istiyor haklı olarak. Nazlı yanında olduktan sonra ömür boyu kaçak yaşamaya bile razı olur Fırat.

 

 

 

Nazlı’yı kaybetmek en büyük korkusu Fırat’ın. Bunu gördüğü kabusta da sonuna kadar hissettik zaten. Kızını koruyamamanın vicdan yükünü de taşıyor içinde. Kabusunda da Barış onu bununla vuruyor bir kez daha.

Fırat’ı kabusundan uyandıran Hacı oldu. Fırat yine hafızasını kaybetti diye nasıl da endişelendi ama. Fırat’ın “Beni niye uyandırdın” demesi ise rüyada da olsa kızını bulma, yüzünü görme, sesini duyma ihtiyacından kaynaklı.

 

 

Nazlı’nın yemek yememesi, hasta olmaya çalışması, hasta olursa babasının yanına geleceğine inanması, bunu Büge’ye söylerken ki masumiyeti sadece onun değil izleyicinin de yüreğine dokundu eminim.

 

 

Nazlı tam babasının kızı. Kurye kılığında gelen Fırat’ı tanıması, bunu belli etmek için oyuncağını çaktırmadan atması, babasına göz kırpması… Fırat’ın kızının arkasından bakışı…Barış’a karşı temkinli olması da cabası. İyi bir gözlemci olduğunu da gördük bu bölüm. Babasının onu her gördüğünde sinirlendiğini fark edip bundan babasının onu sevmediği sonucunu çıkardığı için, Barış’ın “Peki sen beni seviyor musun?” sorusunu yanıtsız bırakması doğaldı.

 

 

Babasının Büge’ye verdiği flash bellekteki videosundan da bahsetmeyecek kadar akıllı kızımız. Babasının sözleri nasıl da mutlu etti Nazlı’yı. Babasının yüzüne elini koyması yok mu bir de. Baba kız temelli kavuşsa artık. İkisinin de çektiği çile yetmez mi?

Kurye kılığında Barış’ın evine gelen Fırat ve Hacı yine formundaydı.

 

Fırat : İyi ki… Gerçekten iyi ki. Sen olmasan olmazdı. İyi ki içeri atmışım seni.

Hacı : İyi savci… Sen de benim iyi kimsin

Fırat : Şaka yapıyorum farkındasın değil mi?

Hacı : Valla ben şaka yapmıyorum savci

 

Büge’nin Nazlı’yı mutlu etmesi çok kolaydı aslında. Onu babasına götürmesi yeterliydi. Ama buna cesaret edemedi maalesef.

Fragmanda notu bulan Barış, onları bir şekilde bulup alıkoyarak Fırat’a ulaşacak diye düşünmüştüm ama Büge ya gerçekten Barış ve Can için endişelendiğinden ya da kafasında kurduğu bir plan dahilinde yeniden onun güvenini kazanmak için Fırat’ı Barış’a vermeyi seçti. Malum geçen hafta Nazlı’nın doğum günü hediyesini Fırat’a verdiği için Barış’ın hışmına uğramıştı. Bu hafta da Barış’ın ona bir daha inanamayacağını ve güvenemeyeceğini söylemesi Büge’nin bu kararı vermesinde etkili olmuş gibi duruyor.

 

 

Büge Barış’ın Fırat ve Nazlı’yla ilgili planlarını bilmiyor tabi. Barış’ın verdiği Nazlı’yı koruma sözüne ciddi ciddi inandı sanki. Annesini öldürdüğünü, aylarca onu Sasha’nın evinde tuttuğunu, keskin nişancıların hedefi haline getirip Fırat’ı tehdit ettiğini bilse, kızı babasına vermekle kalmaz, Barış’ı yakalaması için Fırat’a yardım ederdi belki de. Sonuç ne olursa olsun Büge neredeyse Nazlı’yı babasından temelli ayırıyordu yaptığı bu seçimle. Bunu öğrendiğinde pişman olacağı kesin.

Fırat’ın Nazlı’yı getirecek olması ekibi de en az onun kadar heyecanlandırdı. Onu yeğenleri, Fırat’ı kardeşleri olarak kabul etmeleri geçen hafta da yazdığım gibi bu beş kişinin aile gibi olduklarının göstergesi. Nazlı’nın artık dedesi, amcaları ve Cemre ablası var. Eren’i bir daha görmek kısmet olursa bir de ağabeyi olmuş olacak.

 

 

Sasha ve Barış Fırat’ı nasıl bulacaklarını kara kara düşünürken Tahir yardımlarına koştu. Minibüsün plakasını vererek onları Fırat’a bir adım daha yaklaştırmış oldu. Tahir bu hamlesiyle, Barış’ın “Bıçağı alan Tahir olabilir” tezini çürütmüş oldu bence. Bıçak onda olsa ilk işi Fırat’ı sıkıştırmak ya da bıçağı analiz ettirmek olurdu diye düşünüyorum. Üzerinde Zeynep’inkiyle birlikte Fırat’a ait olmayan kan örneği tespit edildiğinde katilin başkası olduğunu anlar, Fırat’ı ikinci kez Barış’a satmadan önce “Bu adam neden yalan söyledi” diye bir durup düşünürdü belki. Zeynep’in katiliyle iş birliği yaptığını, kardeşini kime sattığını anladığı gün yüzünün alacağı şekli çok merak ediyorum.

Barış ve Sasha minibüsü bulup Bekir’i takip etmeye başladıklarında, Bekir onları fark etmeyecek diye korktum. Neyse ki Bekir onları yanlış yere yönlendirdi bir de üstüne Rafi gelince Bekir onlardan kurtuldu.

Rafi’nin Barış’ı sıkı takibe aldığı belli. Bu durumu göz önüne alınca bıçak Rafi’de mi diye düşündüm bu hafta. Bekir’in peşindeyken buluyorsa, Cemre’nin evinde Fırat’la görüştüğünü, Zahit gelince Fırat’ın oradan kaçtığını biliyorsa pekala lunaparka da Barış’ın peşinden gelmiş olabilir.

 

 

Sinyor Barış karşılaşması epeyce eğlenceliydi. Barış müziği takip edip de mekana girerken birinci bölümdeki “Batsın Bu Dünya” sahnesine girişi flashback olarak verilebilirdi. Barış kendini o günkü gibi özgür hissetti bir anlığına da olsa. Kıyafeti Savaş’tı belki ama parlayan gözleri ve yüzünden geçen gülümsemeyle Barış’tı. Adamın eğlenceli hayatına özendi özenmesine ama çevresindeki adamlar bir anda yere yığılıp ölünce Sinyor’un ne kadar tehlikeli olduğunu anladı. Barış’ın alemlerden tanıdığı ünlü iş adamı Efkan Dağlı’ymış Sinyor. Barış onu Savaş sanarak, yüzüne karşı Barış’ı övdüğünü Büge’ye anlatırken nasıl mutlu ve gururluydu ama. Sinyor Barış’tan Fırat’ı istedi. Kartelle ilgili neler bildiğini ve henüz ne olduğunu bilmediğimiz “Büyük Proje” ile ilgili bir şeyler biliyor mu öğrenmek için Fırat’la görüşmesi gerekiyordu Sinyorun. Bu Barış’ın güven testiydi aynı zamanda. Fırat’ı Sinyora verirse testi başarıyla geçmiş olacaktı.

Barış için Fırat’ı öldürmekten başka çare kalmadı o an itibariyle. Nazlı elinde olsa bile bu Fırat’ı durdurmaya yetmeyebilir, konuşabilir ya da konuşturulabilirdi. Barış bunu göze alamadığı için köşeye sıkıştı ve maalesef ki yine dört ayak üzerine düştü Büge’nin Fırat hamlesi sayesinde .

 

 

Büge ve Can’ı kaybetme korkusu Barış’ın kabusu oldu. Fırat’tan sonra o da uykusundan bu korkuyla uyandı. Büge’ye sarıldı, Can’ın nerede olduğunu, iyi olup olmadıklarını ve Nazlı’nın nerede olduğunu sordu, Fırat’ı bulması gerektiğini bir solukta söyledi. Fırat ve Sinyor meselesi Büge’yi de endişelendirdi.

 

 

Büge’nin Fırat’ın videosunu Nazlı’ya izletirken, attığı maile cevap yazarken ki tedirgin halleriyle acaba Nazlı’yı götürmeyecek mi diye düşündüm ama olumlu cevap yazdığında ben de Fırat gibi ona inandım.

Büge ve Nazlı evden çıkarken Bekir dışarıdaydı. Arabayı takip edip peşlerinden gitseydi. Büge’nin Nazlı’yı teslim ettiğinden emin olsaydı.

Cemre’nin evinde Nazlı’yı beklerken karşısında Barış’ı bulunca, Barış ona Büge’nin onu satacağına gerçekten inanıp inanmadığını sorduğunda Fırat gibi ben de hayal kırıklığına uğradım. Fırat ve Barış’ın atışmaları, meydan okumaları yine çok iyiydi. Her hafta bu ikiliyi övüyorum zaten. Dizi devam ettikçe de karşılıklı sahnelerini keyifle izlemeye devam edeceğim.

 

Barış : İnsanlar doğar büyür ve ölürler. Sen de doğmuş,  maşallah bayağı da büyümüşsün şimdi de öleceksin.

 

Barış’ın niyeti hem Fırat’ı hem Cemre’yi öldürmekmiş bunu da görmüş olduk. Kafasında kurduğu senaryoyu hayata geçirecekti ki kapı tam zamanında çaldı. Fırat kapıya gelen Zahit sayesinde hem ölümün eşiğinden döndü hem de Cemre’nin babası ve Sinyorla ilgili duydukları Savaş hakkında bildiklerini hatırlamasını sağladı.

Cemre’nin ekibin tamamıyla yüz yüze ilk karşılaşması karargahta oldu. Bu arada tanıdıkları mekana getirme yasağı ikinci kez delindi. Önce Bekir gelmişti adresi Cemre’den alıp şimdi de Sasha’nın bayılttığı Cemre’yi bulan Fırat onu getirmek zorunda kaldı. Fırat’ın Cemre’ye Zahit konusundaki şüphelerinde haklı olduğunu ve akşam Tahir’den dosyayı alacaklarını söylemesini ardından gün geceye döndü ve Fırat otoparkta, bu sefer elinde onun Nazlı’ya aldığı hediyeyle çıktı. Tahir hala zeytinyağı gibi üste çıkıp Fırat’ı katilliğin ardından bir de hırsızlıkla suçluyor ya pes diyorum. Fırat’ın dediği gibi asıl hırsızlık yapan dava dosyasından delil çalan kendisi. Ama Tahir’in yaptığı her şey aşktan ya(!) kendini haklı görmeye devam ediyor. Fırat Tahir’i oyalarken Cemre nihayet babasının dosyasını Tahir’in çantasından aldı ve dışarıda Beybabayla buluştu.

 

 

Beybabanın dosyadan düşen fotoğrafı görünce şaşkınlıkla kadının kim olduğunu sorması, Cemre’den aldığı annem cevabı yeni bölümde Cemre – Beybaba yüzleşmesi izleyeceğimizi gösteriyor.

Fırat da Cemre’nin ardından arabaya gelirken, birlikte oradan uzaklaşırken Tahir Fırat’ın yerini tespit ettiği ihbarını yaptı. Fırat’ın onu saklandığı yere çağırdığını ya da Cemre’nin onu gerçek saklanma yerine götürdüğüne inandı mı bu adam ciddi ciddi? Eğer öyleyse Fırat’ın gölgesinde kalmamasına şaşmamalı meslek hayatında. Tamam yanındakiler pek yol yordam bilmiyor olabilir, hatalar da yapabilirler ama Fırat’ı da bu kadar hafife almasın bir zahmet. Bu noktada Seray Kaya’nın, Cemre’nin hikayesi bittiği için 15.bölümde diziden ayrılacağı haberiyle ilgili söyleyecek birkaç lafım olacak. Öncelikle Cemre bu dizide Fırat’ın avukatı. Dolayısıyla bıçak bulunmadan, Fırat mahkemeye çıkıp aklanmadan hikayesi nasıl bitiyor anlamadım. Üstelik sadece Fırat değil, Beybaba, Kamber, Hacı ve Paşa’nın davasıyla da ilgilenmiyor muydu bu kız? Ayrıca ilk bölümden itibaren bu kızla Yesariler arasında bir bağ olduğu açık açık gösterildi. Cemre’nin teyzesiyle Zahit kaç kere karşı karşıya geldi. Daha iki bölüm önce babasının dava dosyası konuşulmaya başladı. Madem hikayesi bitiyordu bu konular neden açıldı? Cemre’nin hikayesi bitmiyor aksine yeni başlıyor. Umarım çıkan haber yanlıştır ve dizi final olana kadar Cemre karakteri dizide kalır. Sadece başından beri Fırat’a inanan tek kişi olduğu için değil, kendi ayakları üzerinde duran idealist bir avukat olduğu için. Adaletten yana olduğu için. O daha ilk davasını kazanacak, Fırat ve diğerlerinin masumiyetini ispatlayacak, babasının suçsuzluğunu kanıtlayacak 25 yıl sonra ona kavuşacak. Teyzesinin ondan sakladıklarını öğrenecek. Yani Cemre’nin daha kat edilecek yolu var bu dizide. O nasıl her daim Fırat’ın yanındaysa Fırat da davasında onu yalnız bırakmayacak, desteğini esirgemeyecek. İkiliyi adliye koridorunda birlikte davaya girerken izleme hakkımız elimizden alınmaz inşallah. Bu arada bölüm başında Cemre’nin teyzesi için endişelenmesine karşılık, kadının eve geldiğinde kıza yalanlar söylemesi hayra alamet değildi. Elindeki sarı zarfın içinde Erol’un Beybabayı çağırma sebebi olan dosya mı vardı acaba? Madem Erol bu dosyayı adama ulaştıramasın diye öldürüldü, bu ölümle teyze ya da Zahit’in bir bağlantısı olabilir mi? Fırat ve Beybaba Erol’un ölümü dolayısıyla üzülseler de onu iyi bir hukuk adamı olarak ansalar da ben onlar kadar güvenmiyorum açıkçası Erol’a. Tıpkı Tahir’e, Müdür Yurdaer’e güvenmediğim gibi. Yurdaer Savaş’a karşı elini güçlü sanadursun, ondan alacağı darbeyle çok fena çöküş yaşayacak. Güçlünün yanında durmak kurtuluşu değil sonu olacak.

 

 

Gelelim Paşa ve Kamber’in büyük ikramiyeyi almak için Bodrum’a gitme macerasına. Biletin süresi dolmadan parayı almak istemekte tabi ki haklı Paşa ona lafım yok. Hatta geçen hafta azat etsinler adamı demiştim. Paşa kendi kendini azat etti. Parayı alıp dönmek şeklindeki zararsız planına Kamber de ortak oldu. Kaçak olmak zor. Her an tanınacak mıyım korkusuyla yaşamak. Tıpkı minibüste olduğu gibi. Yaşlı teyzenin gözünü dikip kendilerine bakmasını Kamber tanındıklarına yorarken, kadının derdi yer vermemeleriymiş. Ben tamircideki amca onları ihbar edecek diye düşünmüştüm parça alıp geleceğim dediğinde. Dünya küçük diye boşuna demiyorlar bu arada. İstanbul’da başka tamirci kalmamış gibi Mücahit’in de aynı tamirciye gelmesi kaderin cilvesiydi. Paşa’nın onu görünce arabanın birinin altına saklanması, boş tamirhanede iş çok çıkamam deyip sözde çalışıyor gibi yapması dizinin bu haftaki nadir komik sahnelerindendi. Amca imdatlarına yetişti de yakalanmadılar. Kaderin ikinci cilvesi ise Levo’nun onlara bulduğu külüstürün çalıntı olmasıydı. Kaçak oldukları için değil araç çalıntı olduğu için polis takılmış peşlerine meğer. Dua etsinler ki polisin eline değil de Hacı’nın aşiretinin eline düştüler. Savcı ve Hacı’nın planıyla, Bekir’in de yardımıyla bir kez daha kurtuldular. Bundan sonra daha dikkatli ve plan yaparak hareket ederler inşallah. Paşa paraya kavuşsun da bizler de izleyici olarak rahatlayalım artık.

Bölümün finali tamamen sürpriz oldu benim için ve tahmin ediyorum tüm izleyiciler için de durum aynıydı. Barış, Fırat’ı elinden kaçırdıktan sonra, gizli bir numaradan aldığı mesajların ardından, bıçağı alan gizemli kişiyle buluşmak için istenilen saatte istenilen yere gittiğinde karşısına Fırat çıktı. Fırat aslında Barış’a karşı kartlarını açık açık oynamamayı öğrenmişti, cezaevinde ne güzel onu hatırladığını hiç belli etmemişti. Şimdi yine eskiye döndü. Oysa ben hala Barış’a karşı açık olmaması, temkinli adımlar atmasından yanayım. Barış’a Savaş’la ilgili hatırladıklarını söylemekteki amacı neydi mesela? Aklından neler geçiyor? Onu huzursuz etmek, hata yapmasını, açık vermesini sağlamaksa başından beri bu yolu izliyor zaten ve görünüşe göre şimdiye kadar da kaybeden hep kendi oldu. Fırat’ın burada buluşma ayarlaması sadece bıçağın Barış’ta olmadığından emin olmak için miydi yoksa başka bir planı var mıydı bilemiyorum (umarım vardır) ama bence artık taktik değiştirmeli. Sonuç olarak ikili Sinyor ve Rafi’nin tuzağına düştüler. O mesafeden ikilinin ne konuştuğunu anladı mı Sinyor merak ediyorum. Savaş’ın Barış olduğunu anlamadıysa eğer yeni bölümde Fırat bunu Barış’a karşı koz olarak kullanabilir. Köstebeğin Savaş olduğunu söylese Barış’ı köşeye sıkıştırmış olur ya da susması karşılığında Nazlı’yı isteyebilir mesela. Her ne kadar ikilimiz birbirlerine silah çekmişken başlayan hava-i fişek gösterisinin altında aynı anda vurularak yere düşmüş görünseler de iki başrol birlikte ölmeyeceği için muhtemelen bayıltıldılar diye düşünüyorum. Bu arada sahneyi izlerken aklımdan “Geliyorum Eşkıyalar” repliği geçti. Şener Şen ve Uğur Yücel’in Eşkıya filmindeki unutulmaz performanslarını bir kez daha alkışlayalım.

Fırat ve Barış yerde kendilerinden geçmişken onları izleyen Sinyor ve Rafi’nin birbirine bakışıyla bölüm sona erdi.

 

 

Sinyor rolünde Talat Bulut dizimize konuk oyuncu olarak dahil oldu bu hafta. Hoş geldi renk kattı. Ancak gönlümden geçen dizinin sinyor Savaş ve kaçakçılık ayağının çok uzamadan en fazla iki bölümde sona ermesi. Dizimizin ana konusu bir savcının hukuk mücadelesi ve adalet arayışı ile bir katilin özgürlük mücadelesi, bu ikilinin birbiriyle mücadelesi olduğu için konunun hukuktan sapıp mafya vari bir hikayeye kaymamasını temenni ediyorum.

Yeni bölüme yeni sorularla giriyoruz yine. Sinyorun Fırat ve Barış’la ilgili planı ne? Fırat Sinyorla ilgili bir bilgiye sahip mi? Fırat Sinyora asıl köstebeğin Barış değil de Savaş olduğunu söyler mi? İkili Sinyorun elinden nasıl kurtulacak? Cemre ve Beybaba arasında neler konuşulacak? Zahit’in Cemre’nin ailesiyle derdi ne? Beybaba ve Zahit arasında bir bağ var mı?

Fragmana göre Barış ve Fırat sapasağlam ve Sinyorun karşısındalar. Bakalım adamın onlardan talebi ne olacak? Fırat ve Barış Sinyora karşı birleşip geçici bir ateşkes mi ilan ediyorlar? Büge ve Sasha Barış için, Cemre Fırat için endişeli. Cemre Barış’ın Fırat’ı öldürme girişiminden Büge’ye bahsedecek mi acaba?

Heyecan dolu yeni bölümde görüşmek dileğiyle. Keyifli okumalar…

 

Göz atmanızı öneririz: Mahkum Bölüm Yorumları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce