Kategori: İzledimMaraşlı

MARAŞLI – Sevgili Diyarı

Maraşlı altıncı bölümü reytingleri bu hafta yükselişte, dizi hareketlenen hikayesi ile yeni seyirciler çekiyor… Reyting sıralaması Totalde 7.75 reytingle 4.,  AB’de 6.80 reytingle 4. ve ABC’de 6.93 reytingle 5. oldu. Bölüm izlenimleri konuk yazar Gözde‘nin kaleminden. Keyifli okumalar ^^

 

Maraşlı’nın konusunu ilk okuduğumda “Ama bu Arıza’nın neredeyse aynısı.” diye düşünüp üzülmüştüm. İlk 6 bölüm sonrası söyleyebilirim ki iki dizi bambaşka ve ben ikisini de çok seviyorum. Maraşlı’nın 6. Bölümü diğer bölümlerinden biraz daha uzun olsa da yine su gibi akıp geçti.

Geçtiğimiz bölümü Maraşlı’nın arabasının fabrikaya girişiyle noktalamıştık. Tabii ki arabanın içinde bir başkası vardı: Nevzat. Ancak Savaş, Mahur’u bir başka yere götürdüğü için Maraşlı onu hemen kurtaramadı.

Savaş, sözde Mahur’dan hoşlanıyordu. İnsan beğendiği bir kadının boğazına yapışıp onu nerdeyse ölümün eşeğine getirir mi? Bu tiplerin sevgisi anca yüzüne gülersen… Aziz’in Ömer’i öldürdüğü ortaya çıkmasın diye Maraşlı’yı öldürebileceğini sanması da ahmakçaydı Savaş’ın. Maraşlı öyle kolay kolay öldürülebilecek adam mı? Bunu çoktan anlamış olması gerekirdi.

 

 

Maraşlı, Ozan’ın sayesinde bir kez daha Mahur’u kurtardı. Mahur’un kurtarılmasını gerektiren olaylara bir süre ara verebilir miyiz? Kızcağız rahat nefes alsın biraz, zaten panik atağı da varmış. Mahur, Maraşlı’yı görür görmez yine sımsıkı sarıldılar birbirlerine. Bu defaki sarılma sahnesi bir başkaydı. Çünkü bu defa her ikisi de birbirini kaybetme korkusu yaşadı, o yüzden bu bir kavuşma sahnesiydi. Mahur, kendisinin kurtulmasından çok Maraşlı’nın yaşadığına sevindi. Belli etmemek için kendisiyle mücadele etse de Maraşlı da Mahur’u sağ salim bulduğuna. Şimdi bu aşk değil de nedir?

 

Mahur: “Ölmemişsin… Ölmemişsin… Öldün diye çok korktum. Ölmemişsin.”

Maraşlı: “Geçti bayan, iyisiniz. Geçti.”

Mahur: “Senin için korktum. Öldün sandım, çok korktum. Öldün sandım.”

Maraşlı: “İyisiniz. Boynunuza ne oldu? O adam bir şey mi yaptı?!”

Mahur: “Yok bir şey haydi gidelim buradan.”

Mahur: “Bayan lafını duyduğum için bu kadar sevineceğimi tahmin etmezdim.”

 

 

Maraşlı, Aziz onu öldürmeye kalkıştığı, öncesinde de Savaş’a sattığını öğrendiği halde bir şey yapmadı. Çünkü o aileye yakın olmak zorunda. O yüzden doğru olanı yaptı, bile bile sustu. Maraşlı, Aziz’in kendisini Savaş’a sattığını duyunca o görüntülerin önemini daha iyi anladı. Aziz’in kasasından görüntüleri alma planı da çok akıllıcaydı. Acaba görüntüleri ne zaman Mahur ile paylaşacak? Onun üzülmesini istemez elbette ama Mahur’un kendisi için kaydedilen bu görüntüleri görmek hakkı. Sedef’in anlattıklarına göre Ömer, Sedef ile Aziz evlenmeden hapse girmiş. Bu durumda “Necati Ömer’in oğludur.” tahminimiz büyük ölçüde doğrulanmış oluyor. Hapisten çıktığında yeniden kavuşma durumu söz konusu olduğuna göre Mahur’un babası Ömer olabilir de olmayabilir de. Maraşlı şimdi Aziz’in uyuşturucu işi yaptığını ve bir katil olduğunu öğrendi.

 

“Aziz Türel bir katil. Üstelik ortalığını öldürmüş. Görünürde aşk uğruna, ama dahası var. Bu ailenin serveti bir masumun kanının üzerine kurulmaktan da öte. Zenginlikten ve sıçramadan anlaşılıyor ki Aziz Türel uyuşturucu ticaretinden vazgeçmemiş. Dahası bu Savaş denen adam bu kirli ticaretten nemalanma peşinde belli ki. Zelişime saldıranlar bu çıkar ilişkisinin bir parçası. Doğru yoldasın Maraşlı. Unutma ki kayıt altına alınan sırlar silaha dönüşür. Bu ailenin sırrı çok, suçlusu çok, silahı çok. Bu ailenin derini karanlık Maraşlı.”

 

İyi ki Mahur kendi ayakları üzerinde duruyor, kendi işiyle para kazanıyor. Bu harama ne kadar az bulaşırsa o kadar iyi. Üzülerek söylemek isterim ki Maraşlı’nın olan biteni anlattığı bu ses kayıtlarının da tıpkı annesinin kayıtları gibi günün birinde Mahur’a kalacağını düşünüyorum. Ethem Özışık’ın yazdığı dizilerin kötü sonları malum…

 

 

Savaş’ın Türel Holding hisselerinin yüzde 51’ini almak istemesi boş yere değil. Üstelik yönetim kurulu ve icra başkanlığını da Ozan’ın yardımıyla ele geçirdi. Bence Savaş, Ömer’in oğlu. Sağ koluna bu konudan bahsederken şu cümleyi sarf etmesi boşa değil:

 

“Babam görseydi çok mutlu olurdu.”

 

Babası Ömer değilse, kim olabilir? Biz holdingin eski ortağı Ömer ve Maraşlı’dan başka Türeller yüzünden zarar gören birini daha duymadık ki şimdiye kadar? Büyük ihtimalle Necati de Sedef ile Ömer’in oğlu olduğuna göre iki kardeşin iş birliği daha anlaşılır oluyor. Zaten Necati’nin de tıpkı Sedef gibi tüm gerçeklere hakim olduğu çok belli. Nuran ve Sadık’ın da işin içinde olduğunu biliyor ve onlar hakkındaki hislerini Behiye’ye ağzından kaçırdı. Necati ayyaşın teki gibi görünse de evin içinde dönen her şeyin farkında zaten, o kadar iyi bir gözlemci ki az kalsın Maraşlı’yı da Aziz’in kasasını açarken yakalıyordu. Yine de Necati’nin bu esprili çizgisi bozulmasın, kötü de olsa onu böyle sevdim.

Ozan da Türellerden intikam için Savaş’a itiraf etti Maraşlı’yla arasında olan bitenleri. Ozan’ın kendi çıkarları için Savaş’a çalışmaktan vazgeçmemesine şaşmamak gerek. Zaten en yakın arkadaşım dediği adamın karısıyla birlikte olan, onun şirketteki başkanlığını elinden almak için Savaş gibi bir psikopata holdingi yem eden birinden kalkıp tümüyle Maraşlı’nın tarafına geçmesini beklemiyorduk. Ama Ozan’ın farkında olmadığı şey Savaş için sadece bir piyon olduğu. İşine yaradığı sürece yaşamasına izin verecek, yoksa Maraşlı’ya kendisini sattığı için çoktan öldürmüştü onu. Savaş’ın holdinge ortaklığı diziye bir hayli hareket katacaktır.

 

Güzel hatıralar

 

Maraşlı: “Bir şey yapayım sizin için?”

Mahur: “Bir şey yapmana gerek yok, yanımda ol yeter.”

Maraşlı: “Tamam, o kolay. Olayım.”

 

Mahur kurtulduğu gece evdekilere stüdyoda kalacağım deyip Maraşlı’nın evine gitti. Çünkü şu an güvendiği tek kişi Maraşlı. İnsan yalnızca güven duyduğu kişinin yanında huzurlu ve mutlu hissedebilir. Mahur konuşacak konu bulamayınca Maraşlı’ya Kahramanmaraş’taki hayatını sordu. Maraşlı’nın anlattığı şeylerin ne kadarı gerçek kestirmek güç. O anlatırken yine sorgu odasını gördüğümüze göre bir kısmının kurgu olduğu apaçık. Ama Mahur’a tamamıyla yalan bir hikaye anlatmayacağına inanıyorum. Başta onu, o ailenin içinde olmak için bir araç gibi görse de şimdi onun yanında olmak amaç onun için. Mahur’un Maraşlı’nın evinde kalması en az Maraşlı kadar Zeliş’i de mutlu etti tabii. Maraşlı sen bir an önce evlen onunla. Zeliş’e masal kitabı okurken ona hasret kaldığı anne şefkatini veren böyle sevgi dolu bir kadın kaçırılmaz. Kızını o kadar mutlu ettin ki Maraşlı’nın gözünden sevinç yaşları akıttın. Güzel hatıralara bir yenisi daha eklendi.

Yalnız bu kadar duygusal bir geceden sonra sabah Mahur’u uyandırırken kahkaha attırılmaz ki böyle? ^^ Halbuki istediğinde çok kibar olabiliyor Maraşlı. E sabahın köründe böyle öküz gibi böğürerek uyandırırsan daha erken diye sana poposunu döner kadın.

Mahur’un gece orda kaldığını gören Şirin Hanım da tam hayalini kurduğu geline kavuşmuş mutlu kayınvalide gibi değil miydi o sabah? Necati’den sonra Şirin Hanım da MahCel fandom ikinci başkanı gibi dolanmaya başladı ortalıkta. İyidir böyle birilerinin bazı şeyleri göze sokup durması. Haksız mı? Mahur Zeliş’e de Maraşlı’ya da iyi geldi. Şirin Hanım’ın aksine Mahur’un çevresindekiler ise bu ilişkinin doğru olmadığına dair bir hava yaratmakla meşgul. Firuzan’ın Aziz’i doldurmasına şaşırmadım, ne de olsa Maraşlı’da gözü var. ^^

 

 

Mahur’un röportajında aşk hakkında söylediklerinden çok, orada Maraşlı’nın dağ evinde söylediği cümleyi sarf etmesi güzeldi. Hastayken duymuş bile olsa söylediklerini unutmamış. E insan değer verdiğinin söylediklerini hiç unutur mu? ^^ Üstelik bu cümle onlar için söylenmiş gibi. Malum Maraşlı, Mahur için doğru insan değil çevresine göre.

 

“Annem bana hep aşkın bir masal olduğundan bahsederdi. Bizi doğuran, bizi doyuran, bizi büyüten bir masal. Yani aşk sadece yakınımızda değil. Aşk her yerde. Bütün benliğimizde, aklımızda, kalbimizde, dilimizde. Yani illa ki birisiyle tanışıp o anda hapsolmaya gerek yok bence. Sonuçta doğru insan diye bir şey yoktur, güzel hatıralar vardır sadece…”

 

Ecem haklı. Mahur röportaj verirken, özellikle aşk hakkındaki soruları cevaplarken Maraşlı ile birbirlerine nasıl aşkla baktıklarını görmemek için kör olmak lazım. Ama Ecem, ona bunu fark ettiğini söylediğinde Mahur’un ona Maraşlı’yla ilgili söyledikleri gerçek değildi elbette. Duyguları bir başkası tarafından dile getirilince inkar edip onlardan kaçma yolunu seçti. Ama nerden bilecekti bu yalanlarına Maraşlı’nın kulak misafiri olacağını? Onun söylediklerini duyduğunu fark ettiğinde pişmanlık, sonrasında ona ulaşamadığında geri gelmeyeceğini düşünüp bir kez daha onu kaybetme korkusu yaşadı. Maraşlı, Mahur’a söylemesi gerekeni söylediğini iddia etse de onun da kalbinin acıdığı besbelliydi. Evet ayrı dünyaların insanları olabilirler ama bu kalplerinin birbiri için atmasına engel olmamalı. Aşk böyle bir şey değil çünkü. Pazardan kavun seçer gibi şuna aşık olayım diye seçemezsin. Pekala birlikteyken ortak bir noktada buluşabilirler. Mahur, Maraşlı’nın dünyasını tanımak için onunla arkadaş toplantısına gittiğinde nasıl da ayak uydurdu ortama?

 

MahCel <3

 

Maraşlı devamlı arkadaşlarının şehit olduğunu söyleyip durdukça Nevzat’tan başka arkadaşı yok diye üzülmüştüm. Meğer, eski timden arkadaşlarıyla rutin olarak toplanıyorlarmış. Mahur da Maraşlı ile birlikte gitmek isteyince benim gibi romantikleri mest eden sahneler geldi. Mahur ile Maraşlı, restorandaki o gece sanki iki sevgili gibiydi. Onlar gözlerini birbirinden alamadı, ben onlardan. Resmen birlikte türkü dinleyip başka diyarlara, aşkın diyarına gitmek ortak alışkanlıkları oldu. Maraşlı’nın arkadaşı türkü söylerken ikisi de aşkın rüzgarına kapılmış gibiydi, duygularını gizleyemediler birbirlerinden. Ama yine de Maraşlı’nın hissettiklerini Mahur’a uzun süre söyleyemeyeceğinden, ondan kaçmaya çalışacağından eminim. Çünkü “Olmayacak duaya amin demem.” diyenlerden. Ama aşk öyle bir şey değil, ne kadar dirensen de kaçamazsın rüzgarına kapılmaktan. Bu sahnede konuk oyuncu olarak yer alan Nida Ateş sesiyle mest etti. Çukur dizisinde duyduğum bir türküyle tanımıştım kendisini. Burada çalıp söylediği türkü Musa Eroğlu imzalı Telli Turnam

Telli turnam selam götür
Sevdiğimin diyarına
Üzülmesin ağlamasın
Belki gelirim yarına cananıma

Hasret kimseye kalmasın
Sevdalılar ayrılmasın
Ben yandım eller yanmasın
Sevdanın aşkın narına canıma

Gönüle hasret yazıldı
Sevgiye mezar kazıldı
İki damla yaş süzüldü
Gözlerimin pınarına

Hasret kimseye kalmasın
Sevdalılar ayrılmasın
Ben yandım eller yanmasın
Sevdanın aşkın narına canıma

 

İlk öpücük

 

Ve ilk öpücük geldi. Mahur, Maraşlı’yı yanağından öptü. As bayrakları sevgili seyirci. ^^ Öpücük sonrası Maraşlı’nın yüz ifadesi aynı anda o kadar çok duygu anlatıyordu ki: Şaşkınlık, sevinç, heyecan, panik, korku… Neredeyse her duyguyu barındıran bir yüz ifadesi gördük. Eminim sevinirken bir yandan da bunun yanlış olduğunu düşünmüştür.

 

 

Ama ertesi günkü halinden bu öpücüğün olumlu etkileri belli oluyordu. Sadece Zeliş insan içine çıktığı için değil, hayatındaki bu olumlu değişimlerden yüzü gülüyordu Maraşlı’nın. Mahur, Maraşlı ve Zeliş kermeste tıpkı bir aile gibi değiller miydi? Hem de çok mutlu bir aile. Hatta Maraşlı Mahur’a kolye hediye etti. Bir de kalkmış bu adama kıra diyorlar, halbuki ne kadar da düşünceli. Kolyeyi Mahur’un boynuna takarken sanki gelinine gerdanlık takan damat gibiydi. ^^

Böyle güzel şeylerin sonu hep kötü biter. Savaş da adamlarıyla kermese baskın düzenledi. Resmen Maraşlı ve Zeliş’e hayatlarının en kötü gününü bir kez daha yaşatmak istedi. Savaş’ın bu planı çok canice. O sevdiğim bir kötü karakterdi ama kadına ve çocuğa kötülüğe tahammülüm yok. Çığlık atarak koşturan Zeliş, Savaş ile karşı karşıya geldi ve onun maskesini çıkartmasının ardından bayıldı. Tam Zeliş, Mahur sayesinde iyileşmeye başlayacak derken yeni bir travma yaşayacak… Bir de fragmanda Zeliş hastanedeyken Maraşlı ağlıyordu… Savaş’a şu an okuduğum belanın, ettiğim küfrün haddi hesabı yok. Türellere yaptıklarını anlayabiliyorum ama Maraşlı’ya yaptıklarını asla. Maraşlı, Savaş’a ne işkence yapsa azdır şimdi.

Emeği geçen herkesin ellerine sağlık. Peki sizler bu bölümü nasıl buldunuz?

 

Maraşlı Müzikleri nerede toplanmış araştıranlar için : Maraşlı’da çalan şarkılar bu linkte

 

Göz atmanızı öneririz: Maraşlı Bölüm Yorumları

 

 

Maraşlı 7. Bölüm Fragman

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce