Salı akşamı gibi rekabeti yoğun olan zorlu bir günde görücüye çıkan TRT1’in yeni dizisi Masumlar Apartmanı radarıma ilk tanıtımından itibaren girmişti. İtiraf edeyim, (tanıyanlar zaten bilir) ilk sebep Birkan Sokullu. Televizyonda dönen tanıtım ile eş zamanları bilboardlarda karşımıza çıkan tamamen naylonlarla kaplı bir salonda oturan ana karakterler anlatılacak hikaye için daha da meraklandırdı. Dizinin uyarlandığı “Madalyonun İçi” , İstanbullu Gelin, Kırmızı Oda, Doğduğun Ev Kaderindir dizilerinin uyarlandığı kitapların da yazarı Gülseren Budayıcıoğlu. ( Gülseren Budayıcıoğlu kitapları için tıklayın.)
İlk bölümü merakla ve keyifle izledim. Temposu düşük eleştirilerine de katılmıyorum. İkinci bölüm öncesinde ilk izlenim kaleme almaktansa derinlikli ve merak uyandıran karakterlere kısa bir dokunuş yapalım istedim. Minikserçe‘nin derlemesi ile…
Önce şaşkınlık, sonraysa acıyla bezenmiş bir utanç var yüzünde. Bu evdeki kimse sağlıklı değil, hepsi annelerinin şiddet döngüsünün kurbanı. Safiye ise döngünün ilk yaralısı, en ağır hastası.
Safiye annesi tarafından korkunç bir psikolojik şiddetle büyütülmüş, obsesif kompulsilf bozukluğa sahip bir kadın. Bunu da çok ağır düzeyde yaşıyor. 4’e olan takıntısı, kirlenme korkusu, temizlik saplantısı, annesinin eşyalarına bağlılığı… Safiye’nin doğruları annesinin ona öğrettiklerinden ibaret, bu yüzden onun yansımasına sıkışmış halde.
Bu yansımadan en çok yara alan de Gülben… Korku, değersiz hissetme, sevgisizlik, kısmen temizlik takıntısı… Hepsi var onda. Ablasının yanında ama onun gibi değil. Diğer kardeşlerine ve babasına yakın olmak istiyor ama onu da yapamıyor. Çok, çok yalnız; iki tarafa da ait olamıyor. Safiye’nin gölgesi olmaktan öteye gidemiyor.
Han… Çok mutsuz, yorgun… Huzurun zerresine bile ihtiyaç duyan bir adam. Sadece ailesi için yaşıyor, onları idare ediyor. Çünkü o olmadığında işlerin çığırından çıkacağını biliyor. Hayatını yaşamaktan tamamen vazgeçmiş. Evinde psikolojik açıdan hasta iki kadın var ki kimse de normal değil aslında. Ayrıca küçük kardeşleri astım, babalarıysa şeker hastası ve bakıma ihtiyacı var. Hepsini rayına oturtmak zorunda olan da Han, çünkü o olmadığında her şey çığırından çıkıyor.
Her fasulyeyi 4 kere sabunla yıkayan Safiye’nin olduğu mutfakta, Han olmadan yemek bile pişemiyor…
Ve en küçük Neriman… Ne yazık ki o da Safiye’den payına düşeni alıyor. Safiye, annesinden gördüğü ne varsa Neriman’a onu yapıyor.
Safiye, annesinin cümleleriyle vuruyor Neriman’ı. Ona verilen cezaları kardeşine veriyor ve bunu “Ben ona annelik yapıyorum” diye anlatıyor. Sevgi göstermiyor, yasaklar koyuyor, eve, odaya kilitliyor. “Onu eğitiyor.” Annesinin kendisine yaptığı gibi. Neriman ne evinden çıkıyor, ne arkadaş ediniyor ne gençliğini yaşıyor… O da abisi gibi başta babasını o evde bırakamıyor, abisine tutunmaya çalışıyor. Ve aslında, Neriman’ın Gülben’e dönüşmemesini de Han sağlıyor.
Evdeki herkesin durumu o kadar üzücü ki aslında… Annenin yarattığı depremin ve muhtemelen babalarının sessiz kalmasının enkazları onlar. Hepsi yaşarken ölecek kadar kendilerinden vazgeçmiş durumdalar.
Ta ki Han’ın hayatına bodoslama dalan İnci’ye kadar… Dizinin iç ısıtarak başlayan, ortamı yumuşatan, Han’a nefes aldıran anları da İnci’yle başlıyor zaten. Ve belli ki İnci ve ailesi, Han’ların hayatını kökünden sarsacak.
Bu süreçte herkesin geçmişini iyice kurcalamayı, adım adım gelişmelerini görmeyi ve bir iyileşme hikayesi izlemeyi çok ama çok isterim. Çünkü buradaki herkes kurban… Ve hepsinin de yaşamanın ne demek olduğunu öğrenmeye hakkı var…
Masumlar Apartmanı reytingleri TOTAL – 3.14 ile 6. , AB – 4.55 ile 5. ve ABC1 – 4.08 ile 6. İlerleyen bölümlerde daha da yükselir umarım ama kanal itibarı ile dizinin yüksek bir reyting kaygısı olmadığı da malum…
İkinci bölüm için ekran karşısına geçeceklerden biriyim. Ya siz?
Masumlar Apartmanı 2. Bölüm Fragmanlar
-“Sen olmasan biz ne yaparız hiç düşündün mü?”
-“Düşündüm. Ne güzel işte rahat rahat yaşarsınız.”