MASUMLAR APARTMANI – Yaralarımı Sen Sar

Her zaman olduğu gibi Masumlar Apartmanı övmeye geldim ^^ Oyuncu performansları, derin işlenen karaktere incelikle kaleme alınan replikler, seçilen şarkılar, çekim açıları, ses geçişleri, ışık oyunları, geçmiş bir anın aynı sahnede buluşması… Çıta her hafta biraz daha yukarı çıkıyor, uzun bir sinema filmi keyfi ile geçiyorum ekran karşısına.

 

 

Han ve Naci’nin sahnelerin hangisi daha psikopat çıkacak diye merakla izliyorum. Naci de yıllar sonra çıkıp gelmesi ve stalkerlığı ile Han’dan pek farklı değil çünkü… Yalnız Naci bir çekişmede Han’dan bir adım önde, onu incelikle analiz etmiş, çöp karıştırdığını bilmesi, baksanıza ortaokulda öğretmen ile olan durumu bile biliyor. (sahi nasıl bilebiliyor? Öğretmen ile bir bağı mı var? Eşi? Olamaz, yaş tutmuyor. Kan bağı? Olabilir.) Han’ın tehditlerine ne demeli? Klarnet çalmayacakmış. Peki paşam.

 

Derenoğlu kardeşler cam güzeli oluverdiler… Gülben bir yandan, Safiye bir diğer… Tam tartışma üzerine Han da gelince set tamamlandı.  Gülben’in romantikliğine ne demeli: “Kuş çizmiş, demek ki romantik biri desene…”   (İşin aslı Naci gerçekten de romantik biri…)

Gülben’e dair bölüme damga vuran sahne gelinlikti elbette: “Bir sürü usta gelecek oraya, gidip de onları görüp kendine gelinlik melinlik alayım deme.”

 

 

Safiye’nin İnci’nin adı geçince suratını ekşitmesi ^^ Artık Han’da kartlarını açık oynuyor. Üstü kapalı da olsa Naci’yi bildiğini Safiye’ye hissettirdi. Han gibi ben de Safiye’nin başkalarının mutluluğundan neden nefret ettiğini anlayamıyorum. Bu nedenle Gülben’in tespiti “Sen hayallerinde bile bize eziyet ettiğini görüyorsun” çok doğru.

 

Naci’nin otelde Neriman’ın ablası gelecek diye heyecanlanması ve Safiye’yi beklerken karşısında Gülben’i görünce tepkisizliği… Buruk reçel’in tadına bakacak mı dersiniz? Bu tatlış sohbet Safiye’nin uzun atmada rekor kırdığı ‘elma’ ile bozuluverdi.

 

Naci evli mi?

 

Gülben’in her şeyi yanlış anladığı malum. O yüzüğü de yanlış anlaşmıştır kesin diyorum demesine de, bas bayağı alyanstı yahu…  Naci yıllar önce eşini Safiye için aldığı yüzüğü saklıyor olabilir mi? Ama sosyal medyada okuduğum yorumlar resmen evli olduğu yönünde. Romantik aşk hayallerim çöktü.

Fragmana göre bölümde itiraf ediyor ama bölümü izlerken kötü kalpli annesinin kaleminden çıkan ayrılık mektubunu genç Naci’ye teslim ederken sonunun ayrılık olacağını bilerek teslim etti. Demek ki ailesine saplantılı, terk edilmek, yalnız kalmak üzerine korkuları olan kişi Safiye değil Han’mış. En azından o zamanlar… Mektubun niyetini bildiği halde; bile isteye, sonuçlarını düşünmeden vermiş Naci’ye.

 

 

Han’ın zaman zaman Safiye’ye olan aşırı tepkisi onda annesini görmesi olmalı, nefret ettiği annesini.  Zamanında annesine veremediği tepkisini ona veriyor.

 

 

Oysaki Safiye vicdan azabı ile annesinin yansımasını üstüne giymiş bir kadın. Bu yükle annesinin onu şekillendirdiği gibi o da aynı döngü içinde Gülben’i işlemiş yıllar boyu. Han ve Neriman’da bu yansımadan payını almış tabi…

 

 

Han’ın kontrol manyağı olduğunu bir kez daha şahit olduk! İnci’nin arabasının müşterisi elinden zor kurtuldu, verilmiş sadakası varmış, ıssız bir sokakta da kıstırılabilirdi.   Şiddet eğilimli olmasa da İnci’nin hayatının iplerini ellerinde tutmaya çalışmasına bir örnek de dedeye öğretmenlik ayarlayamaya çalışması.  Ama Han’a sırf bu çerçeveden bakmak ona haksızlık olmaz mı? Birden fazla muharebe alanında savaş veren yalnız bir adam Han. Taşıdığı yükün altında ezilmiş, derin bir karanlığın içine gömülmüş hatta, tek ışığı İnci.

 

“Ben aklına gelebilecek en karanlık yoldan geliyorum İnci ve gördüğüm tek ışık sensin. O ışık bir gün sönecek diye ödüm kopuyor. Belki yanına varmamı beklerken pili bitecek; belki ben kestirme diye yanlış yollara sapacağım. Bugün yaptığım gibi. Tek umudum sensin. Bir gün gidersen, ben bir daha önümü göremem.”

 

 

Yanlışları ile İnci’yi de kaybedebileceğini gördü bu bölüm. Bu nedenle tane tane anlattı terk edilme korkusunun üstün bir de zar gibi kaplayan güvensizlik duygusunun onu kabul edilmez davranışlara ittiğini. Han – İnci ilişkisinde en çok dinleyen ve anlayan İnci’yi seviyorum galiba…

 

 

Salı’dan Pazar’a kaç gün geçmesine rağmen Naci ile Safiye’nin buluşmasında küçük Safiye’nin yüzündeki mutluluk ifadesi bölümü şimdi izliyormuşum gibi aklımda. Hele Safiye’nin küçük Safiye’yi el sallayarak kapıdan yolcu etmesi.

 

”Geçmiş değil bugün gibi,
Yaşıyorum hala seni,
Sen hep benim yanımdasın”

 

 

Çöp evin ilk çöpü Naci’nin Safiye’ye yazdığı mektuplar. Yıllar yılları takip etmiş, çöpler birken iki, iki iken on olmuş, yüz olmuş… Çöp çöp üstüne yığılınca ilk çöp paketi en altta kalmış. Safiye’nin yıllar sonra ona yazılmış olan mektupları bulduğunda yüreğim cızz etti. Mektupları tek tek okur derdim ama ah o hayalet anne! Annenin aşkı, sevilmenin güzelliğini Naci’nin mektupları ile tanımasına ne demeli; mektupları okudukça da kıskançlık daha da kavurmuş kalbini.

 

 

 

Naci’nin evli olması Safiye’yi evden çıkartmayı başardı. Yıllar sonra…

 

 

Safiye dışarı çıkınca annenin hayalinin kaybolacağını umdum ben, onu görmeyeceğini. Dışarı çıkar çıkmaz bir anda zincirlerini kırıp normale dönebileceğini… Bu düşündüğüm çıkmadı ama en azından annenin evden çıkamaması detayı güzel düşünülmüştü.

 

Bir ellerin bir ellerim yeter,

belleyelim yetsin.

Seni aldım bana ayırdım,

durma kendini hatırlat.

Durma kendini hatırlat.

Durma göğe bakalım..

 

 

 

Göğe bakalım Safiye…

Safiye ilk defa annesinin sesini Naci‘nin sesiyle bastırdı. Ve birlikte göğe baktılar… Safiye göğe bakmanın, hayata dönüşün tadını çıkartırken Naci’nin de içi huzurla doluyordu, Safiye için… 

 

Bu sahnenin atmosferi rejinin dokunuşu ile o kadar muhteşem olmuş ki; bir aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Göğe baktıklarında martıların uçması, çekim açısı yüzeye indiğinde kediler köpekler ve şiir… Bu dizinin ruha iyi gelen bir tarafı da var.

u sahne neden mi bu kadar güzel? safiye’yi geçmişin güzel günlerine sadece naci götürebildiği için. safiye göğe bakarken, safiye için naci’nin içi huzurla dolduğu için. safiye yıllar sonra naci sayesinde doya doya gökyüzüne baktığı için. çok güzelsiniz

Finalde dayak yiyen Naci’yi uzaktan gören koşarak gelen Han’ı gördük. Yardım eder değil mi? Düşene de bir tekme mi yapar yoksa? Yapmaz! Yapabilme potansiyeli var ama yapmaz. Düşünsenize Naci Han’ın sırlarını saklamaya devam ederken Han da Naci’nin hayatını bir kez daha kurtarmış olacak.

 

Masumlar Apartmanı Salı akşamları istisnasız zirvede olmasının yanı sıra pandemi döneminde AB’de 12. bölüm 15,68 reyting ve ABC1’de 13.bölüm 14,98 reyting ile en yüksek orana sahip olan dizi.  Son bölüm reytinglerini merak edenler için Total’de 11, AB’de 1,39 ve   ABC1’de 14,46 olarak birinci.

Tweetleri ile yazıya renk veren  bir ihtimal ve mavi‘ye teşekkürler…

Masumlar Apartmanı bölüm yorumları için tıklayınız.

 

Masumlar Apartmanı 15. Bölüm Fragman

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce