Mehmed: Bir Cihan Fatihi dizisinin bana tek kattığı şey dizi vesilesiyle gündeme gelen Fatih Sultan Mehmed ve Çandarlı arasındaki ilişkinin konu alındığı seminere katılma olanağı olabilir: Mehmed Bir Cihan Fatihi ile Çandarlı Halil Paşa Arasındaki Gerginliğin Gerçek Yüzü
Bir Pazar öğleden sonrası seminere pek de uyan mekan Ahırkapı Armada Otel’de gerçekleşecek bu seminere katılmak için yapacağım kıtalar arası yolculuğu zamanlamayı iyi ayarlayamadığım için keyifli bir vapur sefası yerinde deniz altından raylı sistemle yapmak zorunda kaldım. Seminerin başlamasına az bir süre kala Sirkeci’ye ulaştım. Sirkeci – Armada Otel arası sadece 1,5 km olmasına rağmen gerek trafik yoğunluğu gerekse sarı taksi şoför değişim saati nedeniyle otele sahilden tabanvayla, seminer başlangıç saatinden yarım saat sonra ulaşabildim. Ve sürpriz, anlatıcımız rehber İbrahim Eren’de aynı dertten mustarip olarak mekana benden de geç ulaşabildi. Böylelikle salona saatinde gelmiş katılımcıların affına sığınarak ilk bölümü kaçırmadığıma sevindiğimi belirtmek isterim…
Dizide Çandarlı Halil Paşa, sadrazamı olduğu II Murad’ın ölümünden sonra yerine oğlu Fatih’in geçmesini engellemek için çeşitli dalaverelere imza atan devlet adamı olarak gösterildi. İlk -baştan sonra kesintisiz izlediğim tek, bölümde Çandarlı’nın yeni Sultan’ın Şehzade Mehmed yerine II. Murad’ın kardeşi, Fatih’in amcası Orhan olması için dolaylı olarak Bizans’la iş birliği yapmasını izledik. Bakalım tarihi gerçeklerde Çandarlı Halil Paşa’nın bu ihanetini destekliyor mu? İşte seminer notlarım:
Bizanslı tarihçi Dukas ve dünyaca ünlü tarihçimiz Halil İnalcık’a göre Fatih’in Edirne’ye yolculuğunun Bizans tarafından engellenmesi söz konusu değil. Hatta arkasından gelenlerin ona yetişmesi için 4 gün Gelibolu’da bekliyor. Bu bekleyişin bir nedeni de Edirne ahalisinin karşılama töreni organize etmesine imkân tanımak. (Törenin detaylarını tarihçi Hammer’ı kaynak gösterebiliriz.)
Fatih’in saltanatta rakip olarak gördüğü kişi amcası Orhan değil, saraydaki bebek! Bu bebeğin annesi Tâcünnisâ Hatice Halîme Hâtun Candaroğlu İsfendiyar Bey’in kızı; babası da Sultan II Murad. Her iki yönden de asilzade olan bir kardeş, üstelik Şehzade Mehmed Manisa’dan Edirne’ye doğru yola çıkarken henüz iki yaşındaki şehzade Ahmed ise sarayda…
Kaynaklara göre cülus töreninde şehzade Ahmed yatağında boğdurulur ve şehzadeyi boğan kişi de törenden bir gün sonra idam edilir. Ahmed’in annesi ise bir köleyle evlendirilir.
Seminer sırasında ilk defa duyduğum, çok farklı bir konuya da değinildi: ‘Ölen bebek gerçekten de Şehzade Ahmed miydi?’ Hindistan’da kurulan Adilşahlar Hanedanı’nın Ahmed’in soyundan olduğu iddialarından bahsedilse de yazıyı hazırlarken baktığım kaynaklar Yusuf Adil Şah olarak bahsi geçen şehzadenin Ahmed değil başka bir şehzade olduğunu vurguluyor. Nasıl bu konu başka bir seminerin konusu diye hızlıca geçildiyse ben de başka bir yazının konusu diyerek ana fikre geri döneyim…
Çandarlı Halil Paşa Sultan Mehmed’in ilk tahta geçiş döneminde yaşananlar ışığında yeni padişahın kendisini pek sevmediğini ve sonunun geldiğini tahmin ediyordu. Ancak Çandarlı Halil Paşa çok güçlü bir devlet adamıydı ve bu konumdaki deneyimleri Bizans’ın varlığı sürdükçe devlet yönetimindeki varlığının bir nevi garantisiydi. Duruma Sultan Mehmed tarafından bakıldığında da ilk hedef Bizans toprakları ve İstanbul’un fethi iken Çandarlı’nın varlığı olası yönetimdeki dalgalanmaları, yeniçeri ayaklanmasını engelleyecekti. Bu nedenle babasının da sadrazamı olan Çandarlı Halil Paşa yeni sultan döneminde de görevine devam etti. Görevi boyunca Sultan Mehmed’in İstanbul’un fethi arzusuna muhalefet etti. Bu muhalefetin temeli büyük bir Haçlı Ordusu ile karşı karşıya gelme riskinin Osmanlı’nın sonunu getireceği düşüncesiydi.
9 Mayıs 1453’de İstanbul’u fethi ile Doğu Roma İmparatorluğu’nun sonu getirildi. Fetih hazırlıkları ve İstanbul’un fethi sırasında devam eden Çandarlı Halil Paşa’nın muhalefeti de Çandarlı’nın (ertelenen) sonunu hazırladı. Fetih’i takiben Yedikule’de Altın Kapı’da kırk gün hapis edildi. 10 Temmuz 1453 tarihinde gözlerine mil çekilerek idam edildi.
[wp_ad_camp_1]
Çandarlı Halil Paşa’nın ilk idam edilen sadrazam olmasını bir kenara koyalım, bu idamı takiben devlet yönetiminde görevlendiren sadrazamların kökenlerini masaya yatıralım.
1453 yılına kadar Osmanlı Hanedanında sadrazamlık makamında oturanların kökeni Türkmen idi. Sadece Çandarlı sülalesini bile değerlendirsek kesintisiz 70, kesintilerle toplam 154 yıllık devlet yönetiminden bahsediyoruz. Devlet yönetimi kanadında Çandarlı’nın idamıyla devlet yönetiminde devşirme sadrazamların görevlendirmesinin kapısı açılacak ve neredeyse Türkmenler Osmanlı idaresinden tasfiye edilecektir. (1808 yılına kadar Türkmenler devlet yönetiminde görev almıyor)
Seminer notlarıma bakıyorum, kısa kısa ama daldan dala o kadar farklı konulara girilmiş ki; yazının ana temasından sapmadan tarih sayfalarına ara verip günümüze dönelim: Yerli Dizi Sektöründe son yıllarda projelendirilmiş en pahalı prodüksiyonu olarak tarihe geçen ‘Mehmed: Bir Cihan Fatihi’ dizisinin 6.bölümle veda etmesi planlanıyor.
Proje başlarken yaş farkına takılıp ‘43 yaşındaki Kenan İmirzalıoğlu 21 yaşındaki Fatih Sultan Mehmed mi olacak?’ demiş bir izleyici olarak günlük diziden hallice diyaloglar ve belli başlı isimler haricinde gençlik dizisinden fırlamış oyuncuların etkisiyle ‘dizide belki de tek olmuş şey Kenan İmirzalıoğlu idi.’ yorumuna katılmamak imkânsız…
Projenin başarısızlığının bir diğer nedeni de dönem dizilerinin artık modası geçiyor olması olabilir mi, ne dersiniz?