Öncelikle Covid-19 ile mücadele eden ekibe büyük geçmiş olsun. Umarım en kısa zamanda sağlıklarına kavuşurlar. Ve yine umarım ve dilerim ki sosyal medyada gördüğümüz, covid-19 testi negatife dönmediği halde seti oyuncuların evine taşıyan ve göz göre göre ekibi riske atan yapım şirketi hakkında yazılanlar doğru değildir. İnsan hayatı ile oynamak bu kadar kolay olmamalı!
Bölüme gelecek olursak, 1 haftalık zorunlu aradan sonra “N’olur Beren ve yarattığı krizler eriyerek suya, toprağa karışsın’ ile ekran karşısına geçtim (Bu bakış açısı ile doğayı zehirlemiş oluyorum galiba ama?) Geçtim geçmesine de yarım akıl olan Beren’e strateji desteği veren Serkan çıktı bir de başımıza… ‘Kötü’ kadrosuna hızlı bir giriş yapan Serkan hayırlı uğurlu olsun. Ego ajansı dinamitleyecek bir karakterimiz oldu, sanırım ekibe -en azından hepsine- olmasa bile ‘EGO’ya karşı bir gönül yarası var. Detayları öğrenebilecek miyiz dersiniz?
Yeni ajans yeni heyecanlar, Berlin Ajans sektör dinamiklerini bayağı değiştirecektir. Serkan diziye taze bir nefes getirdiği bir gerçek. Daha ne kadar Beren’in çocukça planlarını izleyebilirdik ki? Gelsin üzerine düşünülmüş, ince ince planlanmış entrikalar… Ajans savaşları, pek keyifli…
Feris’in ağzına küfüre çekilebilecek “Ne b.k yersen ye!” sözünü -ki küfürlü konuşmayı hiç sevmediği söylenmişti ilk bölümlerde- yakıştıramadım ama Emir- Barış arasındaki süreci toy Dicle’nin yönetemediği ortada. Ve Feris’in daha ilk günden Dicle’yi uyardığı kurallara küçük hanım uydu mu? Hayır. Gönül laf dinlemez, ama iş hayatında -özellikle altı çizilen- dikkat etmen gereken söz ve davranışlara uymuyorsan yolun sonu işini kaybetmek olabilir. ( Üstelik daha birkaç bölüm önce uyardığında da Feris’ karşı dürüst olmamıştı.) Bir tuz biberimiz de İrem Derici! Bu olayda Dicle’nin inisiyatif alabilecek kadar deneyimli olmamasına rağmen danışma gereği bile duymadan aksiyon alması ciddi bir uyarıyı gerektirir.
Ama inanıyorum ki Dicle ile Feris’in arası düzelecek, birlikte kahkaha atacakları günlerin tekrarı çok uzak değil…
Bu dizide bir üçgen var ise – ki var, gönlüm elbette Emir’den yana (Barış’a uyuz olduğumdan pozitif ayrımcılık yapıyor olabilirim) Barış dün ne ise bugün de o… Tam da bu nedenle Dicle’nin tepkisini sevdim.
“Ben ne asistan kızım ne bitki çayınım senin ne de yara bandınım. Dicle’yim ben.”
Emir kendisine kızım dediğinde de ‘Benim bir adım var yalnız’ tepkisini hatırlıyor musunuz?
Emir’in Barış ile arasındaki gerginliğin nedenini Feris’e anlatırken, onu yıllardır ve çok iyi tanıdığı, çalışma disiplinini, mükemmeliyetçiliğini bildiği için her şeyi anlatmaya başlamadan önce Dicle’yi zor duruma sokmayacağına dair Feris’e söz verdirmiş olmasını da hatırlayalım.
“Gerilme gerilme, Feris’e de gönderdim aynısından. Soran olursa yeni reklam işi için dersin, iyi ki doğdun Dicle!”
Dicle’ye gönderdiği kutlama çiçeğini sırf ofis arkadaşlarına karşı rahatsız olmasın diye stratejik bir planla göndermesini hatırlayalım. Çok akıllıca, malum bizim saftrik kızımız akıl edemez. İnce düşünceleri ayrıca severiz ^^
Bir de Dicle’yle mesajlaşırken yüzüne sabit bir gülümseme yapışan Emir Bindal’ı ise hiç unutmayalım! Madem o Dicle’nin doğum gününü hiç unutmayacak ^^
Tam bir DicMer fandom üyesi oldum mu? Zaten ankette de açık ara önde…
28 Kasım 2020 itibari ile sonuçlar,
Yoksa siz hala katılmadınız mı? MENAJERİMİ ARA – Barış mı Emir mi?
Bu arada Dicle Barış’a aşık olabilir. Aşka saygım baki. Ama öfke yönetiminde ciddi problemler yaşayan Barış onun için doğru bir karar mı? Şüpheli!
Bu bölüm Deniz Can Aktaş’ın karantinası nedeni ile Barış yok. İşini kaybeden Dicle için çabalayan bir Emir izleyeceğiz, dolayısı ile hanesine artı puanlar işleyecek. Acaba oyuncunun karantinada olması ile değişen senaryo ne olacak? Barış Dicle tarafından ret edilmenin acısını kendi kendine yaşamak için bilinmeyen bir yerde inzivaya çekilmiştir, kendisinden haber alınamıyordur. Dicle -minik serçe- kesin bu duruma müdahale için çabalar…
,
Emir – Dicle -Barış üçgenini bir kenara bırakalım; bizim baba kızı unutmuş olabilir misin sayın senarist? Doğum günü bölümü sonrasına gelen bu bölümde hemen hemen hiç etkileşimleri yoktu. Belki Ahsen Eroğlu’nun karantinası nedeni ile eklenmemiştir ama unutulmasın lütfen! Özellikle gelecek bölüm Kıraç’ın Dicle’nin kovulduğunu öğrenmesi, tepkisi ve akabindeki davranışları çok önemli.
Bu arada nedense Kıraç’ın Dicle’nin babası olduğunu ilk öğrenecek kişinin Emir olacağını düşünüyorum. Dicle’nin Emir’e “Benim babam Kıraç Özdal” diyeceği bir sahne görür müyüz dersiniz? Bu büyük sırrı en yakınlarına bile paylaşmadığı yaralarını açtığı kişiye söylemeyecek de kime söyleyecek?
Bu Jüjü nereden çıktı? Ben Feris -Çınar sahnelerini özledim ^^ Canan Ergüder ile Fatih Artman’ı izlemek pek keyifli. Ayrı ayrı sahneleri olsa, o bile kabulüm ama birlikte olunca çok farklı bir enerjileri yayılıyor ekrandan izleyiciye. (en azından bana)
Menajerimi Ara 13. bölüm reytingleri yarışa taze başlayan Kefaret dizisinden etkilemiş. Bir hafta aradan sonra yayına giren bölüm ile Total’de 4,0 reytingle 11. olan dizi, AB’de 4.09 reytingle 6, ABC1’de 4.54 reytingle 7. olmuş.
Menajerimi Ara Bölüm Yorumları için tıklayın.
Tweetleri ile yazıya renk katan mills • ve ?? e teşekkürler…
Bakalım Feris’in kararına Ego Ajans çalışanlarının ve Emir ile Barış’ın tepkisi ne olacak?
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.