Ve Dicle Ego Ajans’tan kovulur. Bir önceki bölüm yazımdan direk alıntılıyorum: “Feris’in daha ilk günden Dicle’yi uyardığı kurallara küçük hanım uydu mu? Hayır. Gönül laf dinlemez, ama iş hayatında -özellikle altı çizilen- dikkat etmen gereken söz ve davranışlara uymuyorsan yolun sonu işini kaybetmek olabilir. ( Üstelik daha birkaç bölüm önce uyardığında da Feris’ karşı dürüst olmamıştı.)”
Kovulmak biraz ağır oldu kabul ama Dicle sorunun ne olduğu, Feris’in neye kızdığını bu bölüm de pek anlamış gibi değildi. Feris zaten kendi doğruları olan ‘dik’ bir karakter, Dicle de anlatamadı içinde bulunduğu üçgenin detaylarını… Sonra da olaylar, olaylar…
Kıraç’ın Feris’e Dicle’yi sormasını sevdim de Dicle ile ‘onay’ konuşmasını hiç sevmedim. Babalığı sadece böyle durumlarda hatırlıyor ya…
Sizce Dicle – Barış – Beren üçgenini basına kim verdi? Barış ile Beren’in ayrılmasında 3.kişi olduğu zaten konuşulmuştu ama Dicle’nin isminin bu saçma aşk hikayesine karışması kötü oldu. Dicle iş teklifini ret edince Serkan’ın Ece’ye haber uçurmuş olması olası. Peki bu sorun nasıl çözülecek dersiniz? Yoksa beyaz atlı prensimiz Emir Dicle ile sahte sevgilicilik oyunu mu teklif edecek? Sevdim bu fikri, belki bu sayede daha da yakınlaşırlar ^^
Senaryoya müdahale etmek isteyen izleyici sahnesini iyi düşünmüşler. Demek ki bu ve benzeri sitelerde, sosyal medyada serzenişte bulunmak yetmez, ajanslara baskına gitmek gerekiyor. Başlarına gelmese yazmazlar değil mi? Senaristlerin izleyicileri daha doğrusu fanları karşılarına alıp tane tane konuşmalarını sevdim ama ince ince izleyiciye laf sokulduğunun farkına varmadım da değil. Üzümlü kek ^^ Gerçi sonu güzel bağlandı, senarist olmak isteyen gençlerin yolu açık.
Bunu duydunuz mu? (Kaynak Sabah gazetesi) Oyuncu Burçin Terzioğlu’nun konuk olduğu Menajerimi Ara dizisinde giydiği kıyafet, dünyaca ünlü modacı Rufat İsmayil’e ait çıkınca ortalık karıştı. Dizide özel tasarım kıyafeti kötülendiği için maddi ve manevi kayba maruz kaldığını belirten modacı, suç duyurusunda bulundu.
Burçin Terzioğlu’nun 8. Bölümde giydiği turuncu tüylü kıyafet zevkler göreceli elbette ama bana göre de korkunçtu ^^ Ama sektörde bilinen bir tasarımcının ürününü yayında kullanıp korkunçluğu üzerine sahne yazmak da büyük cesaret.
Bu bölüm Çınar’a biraz daha fazla yer verilmiş ama yeterli mi? Kesinlikle hayır.
Dicle’nin yeniden işe dönmesi için Emir bir koldan Barış bir diğer koldan çabaladı. Benim gözümde Emir’in -kendi ismini zedelemek pahasına- yaptığı Barış’ın ilişkimiz yok kanıtı ile karşılaştırıldığında açık ara önde. Kendi elleri ie kendini yaktı bile diyebiliriz Emir için. Ah, aşk… Bu arada Emir’in açık sözlülüğünü de seviyorum. Esas kızımıza gözlerinin içine bakılarak söylenen ‘alev alev’ yeterli gelmemiş olmalı, şarkılarla mesaj göndermeden açık açık dile getirdi bu sefer duygularını: “Hep seni düşünüyorum ben. Çünkü sana çok değer veriyorum. Senden çok hoşlanıyorum.” Hoş, çok hoş…
“Dicle ben o ateşe gireli çok oldu. İstesem de daha fazla yanamam bu saatten sonra…”
Emir Dicle’nin gönül rahatlığı ile kalbini, yaralarını açabileceği bir insan; hatırlasanıza kimle konuşabildi babası ile ilgili kırgınlıklarını, hayallerini… Emir öyle bir anda girdi ki hayatına, Dicle’ye çok iyi geldi ve gelmeye devam edecek. Ama konumuz AŞK ise duygular karşılıklı olamayabiliyor.
Yine de duygular bir yana; iki adamı karşılaştıracaksak bir tarafta Dicle’nin işine geri dönebilmesi kariyerinin zedelenmesini pahasına yardım eden Emir, diğer tarafta Beren Dicle’ye iftira attığında bile ses çıkartmayan, hatta ufacık bir şüphe duymayıp Beren’in Kıraç ile Dicle’nin sırrını bildiğini söylemeyen Barış. İşte tam da bu nedenle ankette oyum belli: DicMir
Varsın Dicle Emir’i “Önce kariyerim” diye ret etsin, diğer tarafta bu kararı “Ben her zaman burada olacağım” diyerek olgunlukla karşılayan bir Emir var. Bu yaklaşımından Dicle’den asla vazgeçmeyeceğini – gerçi asla çok güçlü bir kelime ama, onun da aynı hisleri taşıyacağı günü beklediğini çıkarabilir miyiz? Üstelik Dicle’nin daha bir bölüm önce “Ben bana değer verecek, kırmayacak biriyle olacağım” dediğini de unutmayalım. Bu tarif kime uyuyor dersiniz? <3
Emir konusunu çok hak verdiğim bir yorum ile kapatayım. Yukarıda da bahsi geçti; Emir Dicle için kendi kariyerini, itibarını zedelemek pahasına eski defterleri açığa çıkartıyor ama Dicle sırf kendisini kurtarmak amacıyla yapılan bu jesti kabul ediyor ama kendisini dahil etmeden kendi elleri ile Emir’in kariyerini ateşe atıyor. Ne için? Ego ajansın sanatçılarından biri için. Umarım yaptıkları için Emir’den onay almıştır!
Ajanstaki muhbir kim? Serkan’ın tahmin ettiği gibi Emrah mı? Olamaz, ben seviyorum Emrah’ı.
Fragmanın sonunda Dicle’nin evinde olan ve evde olmasının dışarıda gazetecilerin olmasında daha büyük bir sorun olabileceği isim olsa olsa Dicle’nin annesidir. Gerçi annesine açıklama yapabilir, yoksa basının da tanıdığı o evde olmaması gereken biri mi? Yoksa Barış mı? Feris de olabilir…
Menajerimi Ara 14. Bölümde reytingler düşüşte. İzleyicilere laf sokmanın gazabı diyelim mi? Total’de 3.7 reytingle 11. , AB’de 4.85 reytingle 4. ve ABC1’de 4.75 reytingle 6. olan dizi üçgenlerden vazgeçip gerçek ünlüler ile altı dolgun çatışmalar, menajerler arası kaosa geri dönerse toparlar mı dersiniz?
Tweetlerini yazıya eklediğim nur. ve Hope‘a verdikleri renk için teşekkürler…
Menajerimi Ara Bölüm Yorumları için tıklayın.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.