Kıraç’ın reyting dileği ne güzeldi: Total’i AB’si Abc’si ve sosyal medyası yüksek olsun. Dilek Menajerimi Ara için de tutsa iyi olurdu tabi. Dizi Total’de 1,47 reytingle 23., AB’de 2,23 reytingle 10. ve ABC1’de 1,88 reytingle 19.oldu.Bölüm izlenimleri konuk yazar Şölen‘den. Keyifli okumalar ^^
Menajerimi Ara sevenler için aylar süren iki haftalık aradan sonra nihayet geçen pazar 38. Bölüme kavuştuk. Neyse ki 38. Bölüm, 37’nin ardından seyirciye geçen hisleri bozmayan, gayet keyifli bir bölümdü. Emeklere sağlık…
La Casa projesi bir anda suya düşer gibi olunca baba-kız hemen yeni bir aksiyon planı yaptılar. Mutlak surette ikna edilmesi gereken Alper için Dicle kendini Şile yollarına vurdu. Dicle’yi çok uzun zaman babası gibi bir yırtıcı, hırslı kariyer insanı olmamak için savaşırken izledik. Elbette hep hırslıydı, ama bu hırs babasının aksine hep iyi niyetle çalışmak, yıkmadan dökmeden kendini geliştirmek ve sektörde bu özellikleriyle tutunmak içindi. Yine de bazen ne kadar iyi niyetle bir işe kalkışsak bile bazen olaylar beklenmedik şekilde sonuçlanabiliyor. Acımasız ve her zaman çok hızlı düşünüp, hızlı aksiyon alınması gereken bir sektörde kendi tarzıyla var olmaya çalışan Dicle bile eninde sonunda “babasının kızı, yavru köpekbalığı” damgası yemiş oldu. Ben yine de Dicle’nin o koşullar altında yapması gerekeni yaptığını düşünüyorum. Sonuçta kazanan Ego Ajans oldu, belki Ceyda Hanım’da kendi ’ego’sunu biraz dizginleyip profesyonel bakabilirse anlayacaktır. Neticede şirket sahibi olarak ajansın bütün oyuncuları onun… Bu arada, Ceyda’nın başından beri Dicle’ye neden bu kadar gıcık olduğunu bilen, çözen varsa söyleyebilir mi lütfen? Çünkü ben hala mantıklı bir sebep bulamadım da…. Dicle’de kendi gençliğini görüyor olabilir mi? (Fragman sonrası tahmin)
Eski sevgili İrem’i uzay boşluğuna göndermişiz nihayet, sanırım bundan sonra Zor Yıllar filminin çekimleri için ya hep İremsiz sahneler izleyeceğiz veya filmin çekilmesi konusu sözel olarak geçiştirilecek. Barış’ın bu filmi çekmesini ya da yeni işlere başlamasını can- ı yürekten istiyorum çünkü belki bu sayede kendisine ait yeni bir hikaye akışında izleriz kendisini. Evet, DicBar sahnelerine doyamıyoruz ama Barış Havas’ı DicBar’ın müzik kliplerinin konu mankeni ve Dicle’yi oradan oraya götüren fedakar ve centilmen sevgiliden daha fazlası olarak izlemek hakkımız! Barış’ın kış aylarında Şerif Erol ile çektiği bir bağımsız film vardı mesela, ne oldu o? Galadır, festival gösterimidir tekrar gündeme gelse olmaz mı? Nasıl olsa dizilerin evreninde Covid-19 belası yok…Hazır festival sezonu da açılmışken giyinip kuşanıp davetlere, gösterimlere katılsalar?
Ay Yapım’ın ilk yaz dizisi olarak yayına girecek olan Ada Masalı’nın kick-off vuruşunu Menajerimi Ara’da yapmak nereden baksanız çok akıllıca bir hareketti Sayın K.Ç, yani Çatay Bey! Tanıtım desen tanıtım, PR desen PR, konuk oyuncu hikayesi desen o da cepte!
Bu sefer Kıraç ve Çınar’ın oyuncuları Ayça Ayşin Turan ve Alp Navruz’u mevcut işlerinden çıkarıp, Ada Masalı için ikna etmeleri gerekiyordu. (Ben özellikle Kıraç’ın sahnelerine bayıldım, Barış Falay’ın mimikleri ise kesinlikle bu bölümün yıldızıydı!) Kıraç, camiada kendisine neden köpekbalığı dendiğini bir kere daha örnekleriyle gösterdi, sahnelerin komedi dozu yüksek de olsa sonuçta başlamış bir işi alenen baltalayıp, müzikalin başrolünü çaldı. Bir Kıraç Özdal kolay yetişmiyor ne de olsa. Gözü kara bir köpekbalığı olduğu kadar pervasız da…Bölüm sonundaki teras sahnesinde Dicle’nin Ceyda’nın oyuncusunu “çalması” üzerine kızına attığı bakış neydi öyle? “Bunu nasıl yaparsın, yazıklar olsun” der gibi? Kıraç Bey, siz kim, etikçilik taslamak kim, üstelik kızınıza?
Yine de bu konu üzerinden yeni bir baba-kız dramı izlemeye varım, çünkü o cephede eksik kalan bir şeyler olduğunu düşünüyorum. Belki Kıraç’ın Dicle’nin öz kızı olduğu açıklamasının tahminimden çok daha önce açığa çıkmış olması, belki şimdiye dek bağırıp çağırmalı bir baba-kız yüzleşmesi izlemeyişimiz nedeniyle, tam bilemiyorum. Dün akşam gelen yeni bölüm fragmanında verilen ipucuna da bakarsak Dicle’nin Ceyda’nın oyuncusunu “çalması” mevzusu baba-kız arasında yeni bir gerilim yaratacağa benziyor. İşte bu gerilimin köpekbalığı ile yavrusu arasında yeni bir çatışmaya evirilmesini, hele bir de CeyKır ilişkisi ortalığa saçılırsa, bayıla bayıla izleyebilirim.
Tuğrul karakteri sinir bozuculukta zirvede olsa da izlemesi çok keyifli…Karaktere yazılan diyaloglar çok eğlenceli, Caner Erdem de dozu öyle bir ayarlıyor ki karaktere gıcık olsak da seyir zevki çok yüksek.
Tuğrul’un gözünün DicBar’ın üzerinde olduğunu söylemesi, Ceyda’nın ne olduğunu anlamadan “DicBar??” demesi… fandom’a selamlar….
Dizinin kendi müzikleri zaten çok güzel ama son bölümler için seçilen şarkılarda da ayrı bir özen var sanki artık… ya da daha önceki bölümlerde hiç şarkı seçilmiyor muydu?
Son sahnede Kıraç’ın telefonunun çalmasıyla bir sonraki bölümün konuk hikayesine ne de güzel çengel atıldı. (Canımız ciğerimiz Medet’imiz geliyor dostlar, darısı diğer Çukur oyuncularının başına!)
Dicle’nin panik atalarının dozu biraz düşürülebilir mi acaba? Son bölümlerdeki o yükseklik hali, heyecan katsayısı, o aşırı telaşlı haller, oradan oraya koşturmalar, el kol sallamalar…izlerken az biraz yoruyor da…
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.