Çok Özlediklerimizde Bugün: POYRAZ KARAYEL

Bazı diziler vardır, ekran karşısına geçmezsiniz ama hikayede neler oluyor bölüm bölüm bilirsiniz. Bazı diziler vardır, ‘diziyi izlemiyorum’ dersiniz ama kısa videolarını takip edersiniz. Bazı diziler vardır ‘Keşke izleseydim’ dersiniz. Benim için bu dizilere örnektir POYRAZ KARAYEL . Biliyorum, 3 sezonu birden ‘tek kalemde’ izlemek mümkün, belki bir gün…

Sizi diziyi izleyenlerden öte özleyenlerden Buke‘nin yazısı ile baş başa bırakıyorum. Keyifli Okumalar ^^

 

 

“Yazmaya başlamak çok güç… Kafamın içinde dönüp duran onca replik, onca düşünce, onca görüntü ve keşkeler, hüzün, izleyemediklerimizin merakı…

Dile kolay üç sezondan bahsediyoruz:

Poyraz Karayel’e göre planlanan çarşambalardan ve o güne herhangi başka plan yapmamaktan, o güne denk gelen teklifleri kibarca reddetmekten bahsediyoruz.

Çarşamba’nın ardından anneyle yapılacak uzun kritikler için saatin perşembe 14.30 dan sonra olmasını iple çekmekten bahsediyoruz.

Ve bir an geliyor ne çarşamba gününü beklemenin heyecanı kalıyor ne de iple çekilecek perşembe kritikleri. Geriye sadece büyük bir boşluk ve hüzün kalıyor.

Poyraz’cım Karayel’e ait replikleri başka dizilerde duymak içimi acıtıyor şimdi.”

 

Geçen sene mart ayında bu sözlerle veda etmişim Poyraz Karayel’e. Bir seneyi geçti Çarşamba’nın boşluğu hala dolmadı. O günü dolduracak bir dizi gelmedi çarşamba günlerine… İçimde özlemi hala dururken ÖZLENENLER bölümüne bu diziyi yazmazsam olmazdı. Poyraz KARAYEL benim için özel ve farklı bir diziydi. Gerek replikleri gerek şarkıları gerekse duvar yazılar ile hafızamda yer etti.

Hala başka dizilerde bazı replikleri duyduğumda o diziden kopup Poyraz Karayel’e gidiyorum.

 

 

“Ölmek kolay zor olan yaşamak, biz ölmeyi bile beceremedik Albayım’” Poyraz’ın ağzına ne güzel yakışırdı…

Diziler yazılırken repliklerin de telifi alınmalı bence diziye mal edilip başka yerlerde kullanılmamalı.

‘Manyak’ kelimesini başka hiçbir diziye ve karaktere yakıştıramıyorum şimdi. Çünkü bizim Poyraz’ımızdan başka kimseye “hepsi manyak bunların” demek yakışmıyor işte yakıştıramıyorum ne yapayım. Manyaklık en çok Poyraz’cım Karayel ve Umman ailesine yakışırdı…

 

 

Özlenen Şarkılar

‘Şarkılar Seni Söyler, Dillerde Nağme Adın’…

Ne kadar anlamlı bir şarkı sözüdür. Aynı bu dizede dendiği gibi Bitmedi Hikayem, Unutamadım, Bir Derdim Var, Acılara Tutunmak , Ah Yalan Dünyada, Ahirim Sensin, Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme, Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar, Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun, Meczup , Ayrılık Şarkısı, Dal Goncayı , İstanbul , Urfa’nın Etrafı Dumanlı Dağlar , Ah bu Ben, Ama Babacığım, Aynada Dün Gece , Gesi Bağları, Yeşil Ördek Gibi , Sorma Ne Haldeyim, Sana Gönlümü verdim Ey Nazlı Güzel, Prenses, Su sızıyor, Sil Baştan, Konyalım, Tanrı İstemezse, Uçacaksın, Sensiz İçime Sinmiyor, Elleri Ellerime, Ben Ne Ettim Kadere, Canım benim , Bir Hadise Var, Yalan ,Vay, Gel , Fikrimin İnce Gülü , El Gibi, Gitme Kal Bu Şehirde, Ay Gidiyor, Yanarım, Duymak İstiyorum , Zamanın Eli Değdi Bize, Ağlamak Güzeldir… -belki de aklıma şu an gelmeyenler de dahil, duyduğum anda Poyraz Karayel’i hatırlatacak, bir sürü şarkı, türkü biriktirdik.

Tüm bu şarkıları, türküleri duyunca nasıl aklıma gelmesin Poyraz Karayel ailesi? Bu şarkılara Poyraz Karayel dizi müzikleri de eklendi şimdi. Her müzikle başka bir sahne canlanıyor gözümde.

Bahri Baba müziğinde Poyraz’ın oğlu Sinan vurulduktan sonra hastane sahnesinde Bahri Baba’yla karşı karşıya geldiğinde sarılmaları ve Poyraz’ın gözyaşları geliyor aklıma… Poyraz ve Bahri Baba barışıyordu o sahnede.

Gözyaşı müziğinde Ayşegül’ün öldü sanılan Poyraz’ı iki yıl sonra karşısında gördüğü sahneyi yeniden yaşıyorum…

Hüzün müziğinde Sefer ile birlikte büyüdüğü yetimhaneye gidiyorum…

 

Unutulmaz Replikler

Tabi bir de unutulmaz replikler var ki yaz yaz bitmez…

 

 

Zülfikar’ın küresel sermaye replikleri mesela; Meltem’le yaptığı küresel sermaye diyalogları; Bahri Baba’nın raconları; Songül’ün kırdığı potlar; Albayım ve Poyraz’ın tüm diyalogları; Sinan’ın bazen çok saf bazen büyümüş de küçülmüş sözleri; Sefer, Taşkafa, Zülfikar sohbetleri; Aşk ve Ayrılık üzerine söylenen tüm sözler; Poyraz, İsa, Albayım ve başka katılımcılarla ödevlerimiz; Aile üzerine yapılan diyaloglar….

 

Unutulmaz Duvar Yazıları

 

 

Bir de unutulmaz duvar yazılarımız var tabi ki… Birkaç tanesini hatırlayalım:

  • Bir mucize olsun
  • Ya zaman da bize bırakıyorsa
  • Sana duygularla bakıyorum
  • Bugün günlerden hüzün
  • Hızlandıkça azalıyorum
  • Ben balık olmuşum kime ne
  • İnandığımız yerden kırıldık
  • Ne de olsa hepimiz insanız.
  • Tutunacak dalımız kalmadı tutunamıyoruz.
  • Neler geçmedi ki
  • Balık olsam vapur çarpar.
  • Bir kalbiniz vardı, onu hatırlayın!
  • Bırak imkânsız kalsın.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Poyraz Karayel’den Öğrendiklerimiz

 

 

Mutlu sonların sadece masallarda olduğunu öğrendik üç sezonda… Tarihin yalnızca mutsuzları yazdığını; mutluluk diye bir şeyin olmadığını… Yaşama karşı en büyük tepkinin delirmek olduğunu, hayatı dalgaya almanın deliliğe karşı bir kalkan olduğunu öğrendik.

Yaşamak için inat edenlerle, mutlu olmak için inat edenlerle, kaybedenlerle, kaybedeceğini bile bile sahaya çıkanlara, aşka bel bağlayanlara, mutsuzluğu kabullenmişlerle, mutsuzluğun ardından ‘böyle olacağını biliyordum, çünkü her şey çok fazla güzeldi’ diyenlerle, feleğin sillesini yemişlerle, her şeye rağmen birbirine tutunanlarla tanıştık; hissettik, yaşadık, güldük, ağladık; isyan ettik; öfkelendik; dehşete düştük; kalbimiz deli gibi çarptı; yeri geldi nefessiz kaldık.  Dibe vurmanın en iyi tarafının, düşecek yer kalmadığı için mecburen ayağa kalkmak olduğunu öğrendik.

 

Onlarla Güldük Onlarla Ağladık

 

 

Bir çocuğun gözyaşlarını paylaştık yeri geldi, yeri geldi bir babanın gözyaşlarını paylaştık.

Bir baktık bir aşığın gözyaşlarını silmek istiyoruz, bir baktık mutluluk gözyaşlarına ortak oluyoruz.

Dostlarımızı kaybettik biz de onlarla, sevgililerimizden ayrıldık; sevgililerimizle kavuştuk. Evlatlarımıza, babalarımıza özlem duyduk. Ekranın içine girip onlara sarılmak, yaralarını sarmak istedik. Onlarla birlikte aile olduk. Aile olmak için kan bağına gerek olmadığının en güzel örneğine şahit olduk.

Poyraz’la birlikte Sinan ve Ayşegül için ağladık.

Ayşegül ile birlikte kardeşine, annesine, kalbine gömdüğü babasına, doğmamış kızına, Poyraz’a ve Sinan’a ağladık.

Sinan ile babasına ağladık.

Bahri Baba ile birlikte oğluna, karısına, Mete’ye, Sefer’e, Sema’ya, Sadrettin’e, Poyraz’a ve Ayşegül’e ağladık.

 

 

Zülfikar ile birlikte Gül’üne ağladık, kaybolmuş gençliğine, çocukluğuna ağladık. Sefer’e ağladık.

Sefer ile birlikte kimsesizliğine ağladık, kaderine ağladık.

Sema ile birlikte annesine, babasına… Sefer’ine ağladık.

İsa ve Poyraz ile birlikte baba hasreti çektik.

Bahri Baba ile evlat özlemi çektik, yeri geldi pişmanlıklarına ortak olduk.

Sadrettin’le sevgi hasreti çektik ve sevgisizliğine ağladık.

Taşkafa’nın koca yüreği ısıttı ve gülümsetti bizi, duygusallığı hüzünlendirdi. İsa ile Taşkafa’nın babalık özlemine şahit olduk. Sahiplenişini ve sevgisini sevdik.

Albayımla yalnızlığı tattık. Yalnızlığın ağırlığının nasıl omuzlarına çöktüğünü ve ölüme sürükleyebildiğine şahit olduk.

Ümran Hanım ile oğlu üzülmesin diye babasının hapishanede olduğunu saklayan, hayatını oğluna adayan ve mutluluğu oğlunun gözlerinde yaşayan bir anneyi tanıdık. Oğluna hem anne hem baba olan bir kadın izledik. Oğlunun mutluğunu birinci önceliği yapan bir anne izledik.

Songül ile düş kırıklığını yaşadık. Vazgeçilen hayallere tanık olduk. Sevgisizlik insana neler yaptırır sorusunun cevabını onda bulduk. Hırsı tanıdık, ‘şanslı insan nasıl olur, bir insan nasıl olur da hep dört ayak üzerine düşer’ Songül’le öğrendik.

‘Güçlü kadın nasıl olur’’ Poyraz Karayel Hanımlarıyla öğrendik.

Ünsal Bey ile hırs uğruna bir insanın hayatı nasıl mahvedilir onu öğrendik.

Mümtaz ile önce iki yüzlülüğü, kaypaklığı sonrasında hatalarından az da olsa ders çıkaran bir adamı izledik. 1.sezonda kızdığımız Mümtaz’ı 3.sezonda neredeyse sevdik diyebiliriz. Ancak vedanın ardından Mümtaz için içimden geçen cümle net: ‘Allah Belanı Versin Mümtaz.’

Sema’nın Sefer’in aşkına âşık oluşunu sevdik.

Sefer’in karşılıksız sevişine âşık olduk.

Poyraz’la Ayşegül’ün birbirine tutunuşuna bağlandık.

Zülfikar’la Meltem’in Bonnie ve Clyde hallerini sevdik.

Zülfikar’ın Meltem’i naif bir şekilde sevişine ve duygusallığına âşık olduk.

Sadrettin ve Songül’le bir evlilik nasıl olmamalı ona şahit olduk. Nefret ve alışkanlıkların bağladığı bir çiftin yaşadığı gelgitlere tanık olduk.

 

 

Bahri Baba ve Despina ile sevdaya şahit olduk. Aşkın yaşı yoktur, yaş ilerlese bile aşk hep genç kalır dedik.

Bahtsız Bedevi’nin, Poyraz’ın yanında, dünyanın şanslı insanları arasında yer aldığına inandık.

Duvar yazılarını gönlümüze yazdık üç sezon boyunca.

Oğuz Atay’a selama durduk. Tutunamayanlardan Poyraz’la birlikte biz de hayata tutunmaya çalıştık.

Tehlikeli oyunlara ortak olduk.

Edebiyat ve şiir tutkusunu onlarla paylaştık.

 

 [wp_ad_camp_1]

 

Vedalar  – Kavuşmalar

 

 

Pek çok veda ve pek çok kavuşma yaşadık 3 sezonda. Vedalarımız içimizi acıttı bazen, bazen de ‘layığını buldular’ dedik.

Sefer karısını ve oğlunu kurtarmak için içinde bulunduğu arabayı uçuruma sürerek ayrılırken aramızda, Sema Sefer’in cesedinin aylar sonra bulunmasıyla yaşadığına dair içindeki son umudu da kaybederek kendi hayatına son vererek ayrıldı.

Mete kaza kurşununa kurban giden hikayemizin masumlarındandı.

Poyraz sevdiklerini kurtarmak kendi ayaklarıyla ölümüne, celladına yürüdü.

Ayşegül en mutlu olduğu anda aldığı bıçak darbeleriyle sevdiğinin kollarında, sevdiğinde kalan son akıl kırıntısını beraberinde götürerek veda etti bize.

Bahri Baba’nın kalbi kızının üzüntüsüne dayanamadı.

Kötü karakterlerimizin kimi yanarak (Zafer), kimi boğularak (Neşet) kimi vurularak (Savaş), kimi diri diri toprağa gömülerek (Adil Topal) kimi başı kesilerek (İsmail Karayel) veda etti ….

Kavuşmalarımız içimizi ısıttı. Bunlardan en çok sevdiklerim:

  • Öldü sanan Poyraz’la Ayşegül’ün buluşması
  • Poyraz ile Bahri Baba’nın kavuşması
  • Poyraz ile Meltem’in kavuşması
  • Poyraz ile Sinan’ın kavuşması.
  • Poyraz’ın Ümran Hanım ve İsa ile mezarlıkta karşılaşması.

 

Veda

“Veda etmek zor, yazmak zor, ne kadar yazarsam yazayım sözlerim yetersiz kalacak sanki. Bu vedaya alışamayacağım. Bu yazı bitince şunu da yazsaydım bunu da yazsaydım diyeceğim kesin.”

Bu sözlerle veda etmişim çok sevdiğim Poyraz’cım Karayel ailesine. Uzun bir teşekkür yazısı ilavesiyle tabi ki… Bir yıl aradan sonra bu sefer genel bir teşekkür etmek istedim.

 

Teşekkürler

 

 

Ethem Özışık’a bize bu güzel aileyi kazandırdığı için, kamera önü ve arkasındaki tüm ekibe, bizimle bu karakterleri paylaştıkları için, oynamayıp yaşadıkları için, 3 sezon boyunca harcadıkları emek ve gösterdikleri özveri için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Son olarak ‘ÖZLENDİN POYRAZ’CIM KARAYEL VE POYRAZ KARAYEL AİLESİ’ diyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.

 

 

Unutmadan, diğer özlediğimiz dizilerin yazıları için Özlenenler kategorisini ziyaret etmeyi unutmayın…

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

20 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce