12 Nisan’da yayınlanmaya başlamış olan HBO’nun yeni romantik komedi dizisi RUN’dan Fleabag’i takiben Phoebe Waller-Bridge’in izini sürerek izlediğim Crashing sonrasında haberim oldu. Run Hbo’nun yapımcılarından biri ve son iki bölümde görünüyor ^^ Dizinin yaratıcılığını ve yönetmenliğini ise Phoebe Waller-Bridge’in partneri olarak bildiğimiz Vicky Jones üstlenmiş.
Run HBO kadrosunda esas oğlan Billy Johnson rolünde Domhnall Gleeson (About Time’ın romantiği) ve esas kız Ruby Richardson rolünde ise Merritt Wever (Unbelievable’ın dedektifi) var. Diğer oyuncular ise Phoebe Waller-Bridge (Laurel), Rich Sommer (Laurence), Tamara Podemski (Babe Cloud) ve Archie Panjabi (Fiona).
“Yıllar önce ilişkilerini noktalayan Billy ve Ruby birbirlerine bir söz verirler. Ne zaman olursa olsun eğer biri diğerine RUN diye mesaj atarsa ve diğeri de 24 saat içerisinde bu mesaja RUN cevabını gönderirse, mevcut hayatlarına dair her şeyi geride bırakıp New York tren istasyonundan trene binerek trenle bir haftada Amerika’nın bir ucundan diğerine gidecekler, bu yolculuğun son durağına geldiklerinde ise ya birlikteliğe yada tamamen ayrılığa karar vereceklerdir.”
İlk iki bölüm Before Sunrise’ı andırıyor. Hikayemiz çiftimizin yıllar önce kararlaştırdıkları üzere ‘run’ mesajına yanıt vermeleri ile Amerika’yı boydan boya geçmek üzere aynı trende buluşmaları ile başlıyor. Birbirlerine 15 yıl içerisinde birçok kez ‘run’ demişler ama gönderdikleri mesajlar içinde ilk defa ortak paydada buluşmuşlar. Tek bir ortak mesajla hayatlarını olduğu gibi geride bırakıp birbirlerine koşuyorlar (iç ses: Yaa, ne romantik <3). Bu yolculuk onlara gösteriyor ki birbirlerini tanıyor olsalar -hatta eski sevgili olsalar – bile aradan geçen 15 yıl içinde aralarında adlandırılamayan bir yabancılaşma oluyor. Benzerlik karakterler özelinde, erkekte Ethan Hawke’den anımsayacağımız gibi aşk, kadında ise Julie Delpy gibi mantık hakim. Sessizliğin içinde bile hissedilen o enerjiyi ayrı yere koyalım ^^ Ancak iki yapım çekim, oyuncu performansı, diyalogların kalitesi açısından çok ama çok farklı. En iyisi esinlenme diyelim…
Çok minnoş, çerezlik 25 dakikalık bir dizi. Tüm bölümleri yayınlandıktan sonra izlediğim için gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki bir sonraki bölümü merakla beklemiyorsunuz ama zaten bölüm süresi kısacık olduğu için ‘play’ tuşuna basmış buluyorsunuz kendinizi…
Diziden bana kalanlar; hayat içinde yaptığınız seçimleri sorguluyorsunuz. Bulunduğunuz an itibariyle doğru olarak nitelendirdiklerinize “iyi ki” derken araya bazı kararlar, anlar sıkışıyor ki “keşke”ler art arda sıralanıveriyor. Hatta alternatifleri düşünüyorsunuz: Ya öyle demeseydim? Ya öyle olsaydı?
Bu yazıyı spoilersız bitirecek değildim ^^ Finali sizi hayal kırıklığına uğratabilir…
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.