Santa Clarita Diet, yayına girmesinden yıllar sonra ‘dur bi Drew Berrymore’lu romantik komedi açayım’ ivmesi ile Netflix’i karıştırırken tamamıyla şans eseri karşıma çıktı.
İlk bölüm -mide bulandırıcı elementlere rağmen- güzeldi, bu yüzden ikinciyi, ardından üçüncüyü izledim ve karakterler geliştikçe her bölüm daha güzelleşti ve bölümler daha güzelleştikçe de izlemeyi bırakamadım. Her bölüm yaklaşık 30 dakika ve her bölüm bitiminde istemsizce bir sonraki bölüme basıyor ve bir oturuşta en az 3-4 bölüm izleyiveriyorsunuz. Uzun zamandır ilk defa, bir dizinin son bölümünü izlemeyi ‚‘keşke bitmese‘ dileği ile erteledim. Ama bir gerçek var ki Santa Clarita Diet 3. sezonda bitiverdi.
Dizi 2017 yapımı, 3 sezon. Birdenbire insan eti arzulayan bir kadının ve buna şahit olan kızı ve kocasının, onun yavaş yavaş zombiye dönüştüğünü öğrenmesi ile birlikte meydana gelen komik olaylar anlatıyor. Joel, doğal olarak dehşete düşmüş olsa, Sheila’ya liseden beri -sonsuza kadar sözüyle- aşıktır ve kızları Abby (Liv Hewson) ile birlikte yüksek riskli, yüksek proteinli(!) bir yaşam tarzının tuzaklarını aşmaya çalışırlar. (Hala bu kadar özgün bir konusu olan ve başarı bir projenin neden devam etmediğini anlayamıyorum!) Bu dizi bir aile olmanın ne anlama geldiğine ve insanların sahip oldukları hayatları ve aşkları korumak için ne kadar çaba sarf edeceklerine dair gerçekten tatlı bir komedi.
İlk bölümdeki vahşet ile “bir dakika ne oluyoruz? ”dedirtse de merak etmeyin, komedi ögeleri vahşetin önüne geçiyor. Merak etmeyin bölümler ilerledikçe kan ve vahşetin dozu giderek azalıyor, ya da alışıyorsunuz. Kesik kollar bacaklar o kadar gerçekçi ki, Madame Tussauds’da böyle gerçek heykel yoktur. Bu sahneler “Game of Thrones” ve “The Walking Dead” ile rekabet edebilecek iğrençlikte!
3 Sezon boyunca insan eti yiyen (öldürdüğü adamın kolunu kemirirken zevkle “insan filetosu” deyip lezzetini tarif etmesi <3) Sheila’yı canlandıran Drew Barrymore’un gerçek hayatında vejetaryen olduğunu biliyor muydunuz? Et diye yediklerinin bir kısmı kuru meyve ve jelibonmuş ^^
Sheila’nın (Drew Berrymore) o tatlış mimikleri, sevimli gülüşü ve zombi özgüveni ile yaptıramayacağı şey yok. Joel (Timothy Olyphant) de evlilik kurumun hakkını verecek şekilde, sadece iyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta değil, ölüm ayırdıktan sonra bile Sheila’nın yanında olarak kalbimizi kazanıyor. Joel gibi biri var mı? Bu arada altını çizmek istediğim önemli bir detayda; çift uzun süredir evli bir eş ve koca olarak çok inandırıcılar.
Bu dizideki her bir performans, en küçük yardımcı rollerden başrol oyuncularına kadar mükemmel…
Sözün özü, bir zombi konusu ancak bu kadar eğlenceli anlatabilirdi, yazanın da – diyaloglara yerleştirilen esprilerden çok durum komedisine özel bir alkış, oynayanların da – Başroller zaten efsane, çekenin de emeğine sağlık.
Ve unutmayın sevgili yapımcılar, yayıncılar! Bugünlerde ihtiyacımız olan tek şey kaliteli komedi, dizinin lansman outdoor çalışmasına bakar mısınız? Tam bir zombi dizisi gibi duruyor değil mi?
Diğer Netflix dizi ve film yorumları için tıklayınız.