Ben yazıyı kaleme alana kadar Sen Çal Kapımı fragmanlar da çıktı. Yapıma çok hızlısınız diyemeyeceğim, bu hafta ben yavaşım. O yüzden gelin bölüm analizini sona saklayıp fragmanlarla başlayalım:
(For my foreign followers, please go to select language section for google translate. On the top right side of the screen for desktop, Last line on the hamburger menu bar for mobile)
Fragmanda Serkan Eda’yı çok sevdiği çiçekler ile uğraşırken buluyor. İlk başta ağır bir dram ile anne ve babasının mezarı mı dedim ama anlaşılan Eda’nın terapi alanı bir bahçe. Serkan bu ziyaretinde af diler mi?
Duygularını dile getiremeyecek, işe ve nişanlılık oyununa dolayısı ile hayatına dönmesi için ısrar edecektir. Annesine yardım ettiği için teşekkür etmeyi de unutmayacaktır elbette. Yeterli mi? Hayır! Ama ne Engin’in pırlanta önerisi (Pırlanta da ne ya, hiç mi tanıyamamış) ne bir kamyon çiçek de yeterli değil. Nasıl Eda ona dünyayı aldıysa o da aynı değerde bir şey ile gönlünü almalı. Mesela ona ait bir çiçek parçasını saklaması ile gönlümüzü kazandı, aynı incelikte bir hareket lazım. Hatta şart!
İkinci fragman ise bize bölüm hakkında daha çok ipucu veriyor, hem de öyle bir fragman hazırlamışlar ki; tartışma var, güne birlikte uyanma var; Özür notu ile çiçek gönderme var, aşk kelepçesi var, yağmur var… Peki ya yağmur altında öpücük? İşte o yok.
Hemen umutsuzluğa kapılmayın, ama bence yok. Kronolojiyi düşününce yağmur altındaki yakınlaşma Eda’nın Serkan’ın ofisinin kapısında kucağına düşmesinden öteye gidemeyecek. Islanmış olacaklar o kadar. Ama yağmurlu gecenin sabahında -neden, nasıl tahmin edemiyorum – burun buruna uyanacaklar. Ferit Selin’e karşı bu bölüm de açık sözlü. Öncelikle sevgili senarist, lütfen Ferit’i üzme! Selin ile mutlu olur mu zannetmiyorum o zaman Ceren ile yolu kesişse? Çöpçatanlıkta sınır tanımam ^^ Ama sanırım senarist ayrılık yerine Selin – Ferit çiftine erken evlilik tarihi yazdı. Sizce iyi mi, kötü mü?
Yazıya bölüm analizi ile devam etme zamanı geldi. Gelecek bölümün analizini bu yazıda yazacaksam gelecek hafta yazacağım analizde ne yazacağım? ^^
Bölüm başlarındaki Serkan iç ses sanki Sezen Aksu’nun ‘Geri Dön’ şarkısı gibi değil mi?
“…Geri dön geri dön, ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön…”
Serkan’ın Eda’ya ‘git’ demesi ile duvarlarının yıkılışı başladı aslında. ‘Kendi doğruları’ her zaman doğru değilmiş. Engin, Pırıl, annesi ve hatta Seyfi karşı çıktı bu saygısızca davranışına. Ama Aydan Hanım’ın oğluna çıkışına katılmıyorum. Birbirine bağırma konusunda kadına pozitif ayrıştırma yapmaya gerek yok. Cinsiyet fark etmez, kimse kimseye sesini yükseltmemeli! Ki Serkan’ın çalışanlarına karşı yaptığı mobing de oldukça sinir bozucu. Serkan çok kişi tepki gösterdi de en güzel tespiti Seyfi yaptı: “Atlara gitti, bir tek onlarla iyi anlaşıyor.”
Serkan’ın Eda’nın fotoğraflarını (nerede ne zaman çekilmişler ki ^^) saklamasına ne diyorsunuz? Önce güzellikle ardından da fotoğraflara bakıp sinirini kalem kağıttan çıkartması da ilginçti doğrusu. Ama Eda onun dengesini öyle bozdu ki bir gün önce “git!!!” deyip ardından yüzüğü çıkartmasına izin vermemesi kafasının çok karıştığına işaret. Bu gibi karışlıklar içinde Eda’nın lafı tam 12’den çakmasına bayılıyorum.
“Biz verdiğimiz yüzüğü almayız.”
“Biz de nefret ettiğimiz adamın yüzüğünü takmayız.”
Ama her ikisinin de ayakları birlikte anılarının olduğu mekanlara giderse ayrı kalmaları mümkün olabilir mi? Serkan’ın Sirius üzerinden özlemini dile getirmesi de gözden kaçmadı doğrusu. Hele ki Eda Sirius’u severken ki bakışına bakar mısınız? “Beni de sev” diye yalvarmıyor mu bu gözler? Oysaki endişelenmesine hiç gerek yok biz biliyoruz ki “Seni çok özledim Sirius” demek “Seni çok özledim Serkan” demek…
Eda’nın duygularını yüzünden, gözünden, sözlerinden anlayabiliyoruz. Ceren’e olan itirafını geçtim onca yaşanandan sonra ofisteki yakışıkları sayarken aklına tek isim geliyor: “Serkan var. O da esmer değil. Başka da yakışıklı yok.”
Serkan ipucu verse de şimdilik bir sır küpü. Neyse ki kırmızı kupa var da aşkından yandığını biliyoruz ^^ Bakalım barışma sahnesinde biraz olsun kelimelere dökebilecek mi hislerini. Ama biliyoruz ki bu sessizlik sadece Eda’ya özgü değil, annesine, iş arkadaşlarına karşı da böyle… Sürekli sıkıcı bir otokontrolün içine hapsolmuş bir adamdan çok hızlı bir değişim beklemek yanlış olur.
Serkan Eda ile olan ilişkisini Selin ile paylaşırken çok doğru bir tespitte bulundu: “Bizde mantık yok”. Haklısın Serkan, sizde mantık yok, çünkü AŞK var .
Pırıl – Engin – Ceren cephesinde de işler karışık. Bizim tatlı, minnoş avukatımız Ceren erkek arkadaşına(!) mentorluk yaparken aşkın büyüsüne çoktan kapılmış gibi. En iyisi Ceren’e sadece arkadaş olmayan erkek arkadaş bulalım. Kim olabilir? Buldum! Ferit ^^ Çünkü Ferit’i seviyorum. Selin’den çok daha iyilerine layık. Üstelik mutluluğu Selin ile olacak gibi değil, hem itirafını da yarım yamalak da olsa duydu. Selin’in kalbinin sesine kulaklarını kapatıp mantığının sesini dinlemesi ona ancak kısa vadede mutluluk getirir. Oysa Ceren öyle mi ya… FerCe Oldu mu?
Melo’ya hala sinirliyim. Kaan’a sorgusuz sualsiz güvenmesine, kalbinin kapısını açarken aklınınkini kapatmasına… Ama Eda’dan af dilemesi yerinde oldu doğrusu. Haydi madem sorun çözüldü. Affettik. Hata yapmak da insanlara özgü. Kaan da bir hataydı. Geçti gitti…
Ama tüm bu yaşananlar içinde kırıp dökmeden geçip gitmeyen en önemli şey Eda’nın yüzüğü Serkan’a teslim etmesi. Serkan’ın güvensizliği nedeni ile hatalı olduğunu anlasa da bazı sözleri geri almak çok zor. Eda’ya ‘hırsız’ demiş olması da bunlardan biri. Bakalım ‘büyük barışma’ nasıl olacak; bekleyip, izleyip göreceğiz.
Sen Çal Kapımı Reyting ile bitirelim. 8. Bölümün reyting sıralaması: Total: 7,45 ile 1. Sırada Ab : 8,29 ile 2. Sırada ve Abc1: 7,99 ile 2. Sırada.
EdSer Posts‘a yazıya renk kattığı için teşekkürler
Sen Çal Kapımı haftalık bölüm analizlerini ilk bölümden beri okumak için tıklayın .
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.