Sen Çal Kapımı 23.bölümde Total’de 4,80 reyting ile 9., AB’de 5,08 reyting ile 5., ABC1’de 5,06 reyting ile 7. oldu. Romantik Komedilerde 3.kişi, aşk üçgeni hiçbir zaman reyting artırmadı, hatta tam tersine; yine de bu bölümde Balca’ya rağmen yukarı doğru bir kıpırdanma var. Bölüm yazısı konuk yazar Sevil ‘in kaleminden, keyifli okumalar ^^
Sevgili okuyucu, biz ne izledik? ‘Sen Çal Kapımı‘ tarihinin en boş, en bölük pörçük bölümünü izlemiş olabiliriz. Zaten olmayan bütünlüğü bu hafta daha da bozmuşlar ve her şeyi daha fazla dağıtmışlar. Normalde hikayedeki tutarsızlığa, tutukluğa, olmayan bütünlüğe rağmen en azından güçlü bir komediyle ilgimi diri tutmayı başarırlardı; fakat bu bölüm o da yoktu.
Geçen bölümün son sahnesi, yani bu bölümün açılış sahnesi o kadar zorlamaydı ki… Serkan Eda’ya “bir gece ansızın gel“ demiş, Eda’nın gelmesini bekliyor; fakat Eda gelince söylediği ilk şey “Eda, ne güzel bir sürpriz bu böyle!“ Pardon??? Eda’yla beraber olmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan Serkan’ın, umutla Eda’yı beklerken Balca’yı çalışmak için eve alması saçma olmuş. Bir çatışma yaratmak istemişler, ama olmamış maalesef…
Eda: “Seni kıskanmıyorum, Serkan Bolat!“
Serkan: “Ama ben seni deli gibi kıskanıyorum, onu ne yapacağız?“
Eda: “Sen yine tehlikeli sulara girdin…“
Lütfen, girin o tehlikeli sulara artık…
Dizinin ana karakterlerinden olan Eda’yla Serkan’ın hikayesinde kesinlikle bir ilerleme yok. 10 bölümdür ayrı olan ve kesinlikle birbirine doğru ilerleyemeyen bir çift var. Bir ilişkinin inişleri çıkışları olur. Bazen sen ona karşı bir adım atarsın, bazen de o sana karşı bir adım atar. Sadece duygularını farklı ortamlarda, farklı şekillerde ve hatta farklı bir dilde dile getiren, fakat duygularına karşılık bulamayan bir Serkan var. Neden, kara sevda mı ki bu? Bu durum, şu izlediğimiz haliyle tek yön yol gibi. Bu böyle gidemez, çok sıkıcı olmaya başladı; çünkü bir ilerleme yok. Serkan Eda’nın peşinden koşar, ona yakınlaşır; Eda tam yumuşar gibi olurken saçma sapan bir iki laf söyleyip tepki gösterir ve kendini geri çeker ve bu durum kaç haftadır bu şekilde devam ediyor. Çemberin içinde koşan fareler gibiyiz. Eda’nın neden Serkan’dan uzak durduğunun geçerli bir nedeni yok, altı bomboş; o yüzden inandırıcılığı da yok. Aşkın dili var mı yok mu bilemem, ama Eda ile Serkan’ın iletişim kuramadığı kesin. İletişimin başarılı olabilmesi için bir verici, bir de alıcı lazım. Güçlü bir vericimiz var, ama alıcımızın ayarlarında sorun var. Mesaj yerine ulaşmıyor.
Romantik anların katili Eda vol. 2:
Serkan: “Ben gerçek aşkı hissederim, hem de 100 metreden.“
Eda: “Sen?! Bence sen çok acil bir doktora görünmelisin; çünkü hislerin sana yalan söylüyor.“
Biricik dizimde sevdiğim ne varsa şu geçtiğimiz 2 haftada itinayla darmadağın ettiler. En sevdiğim şey, klişeleri farklı işlemeleriydi ve siyah-beyaz karakterlerden kaçınmalarıydı. Kaan’ın gidişinden sonra tadından yenmeyecek kadar güzeldi, karakterler hayatın içindendi. Neden Balca gibi yılandan daha yılan bir karakter getirdiler? Üçüncü kişilere ve bu üçüncü kişilerin ana karakterlere ilgi duymasına, bunların duygusal gelgitlerine karşı değilim, ama böyle psikopat bir karaktere gerek var mıydı? Çifti birbirine düşürmeye çalışmalar falan, ucuz şeyler bunlar. O psikopat bakışlar, o psikopat ses tonu o kadar katlanılmayacak derecede kötü ve yapmacıktı ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Aydan’ın Eda’yla birlik olup Balca’ya dünyayı dar edeceği günleri iple çekiyorum^^
Eda, halasının doğum gününü kendi aralarında kutlayacaklarını söylemişken nasıl oldu da doğum günü partisine bütün şirket çalışanlarının ve Bolat ailesinin fertlerinin de birden dahil olduğunu görmek isterdim.
Eda: “Bugüne kadar yapmayı çok istediğin ama korkundan yapamadığın şeyi yapacağız.“
Ayfer: “Ama ben düşerim…“
Eda: “Düşmezsin. Bak orada kim var, o seni tutar.“
Romantik anların katili Eda vol. bilmem kaç… Barışmak için, Eda’nın kendini Serkan’a bırakması için çok uygun değil miydi ortam? Bu sefer de olmadı; ama Eda, Ceren’le Melo’ya artık dertlenmeyi bırakıp geçmişi çizdiğini ve yeni bir sayfa açtığını söyledi. Kalbinin sesini dinleyecekmiş Eda. İçim umutla doldu birden…
Serkan: “Sen her zaman varsın, her zaman da var olacaksın.“
Eda: “Fransızca bir şeyler duyunca senden ben de Paris planı için heyecanlandım, bir şeyler daha söylesene…“
Serkan: “Mon amour, je t’aime!“
Eda: “Ne dediğini anlıyorum.“
Serkan: “Çünkü aşkın dili yok.“
Eda: “Bir daha Fransızca konuşma!“
Dünden beri bölümle ilgili güzel ne yazabilirim diye düşünüyorum. Sanırım şu bölümün başına gelen en güzel şey, Eda’nın belgeleri iki kez kontrol etmesiydi. Neyse ki izleyeceklerinden korktuğum yola girmeyip hem Eda’yı zor duruma düşürmediler hem de Balca’yı şimdilik saf dışı ettiler. Yine de Eda’nın olgunlaşmasını ve biraz daha profesyonel yazılmasını bekliyorum. İş başka, arkadaşlık başka. Özel hayatınızdaki sorunlarınızı işe yansıtmasanız artık, Eda Hanım? Hazırladığın belgeyi Serkan’ın kontrol etmek istemesini güven eksikliğine bağlamak hangi aklın ürünü? Ama işte suni gerilim yaratacaklar ya…
Çukur’a özenip bir gizli el gizemi de biz yaratalım demişler:
Gönül isterdi ki güzel şeyler yazayım, ama olmadı. Bölümü Eda ile Serkan‘ın güzel enerjisi de kurtaramadı. Umutlarımı gelecek haftaya erteledim. Fragmanda babaannenin Balca’yla iş birliği yaptığı izlenimi verilmek istenmiş sanırım. Babaanne “Aşk iki kişiliktir. Araya üçüncü bir kişi girerse onun adına aşk değil, savaş denir” diyor; fakat bunu kime söylediğini bilmiyoruz. Eda’ya da söylemiş olabilir; ama göz dağı vermek için Balca’ya da söylemiş olabilir. Babaannenin neden geldiğini de henüz bilmiyoruz. Eğer Eda’yla arasını düzeltmek için gelmişse Eda’nın yanında durması ve Eda’yı desteklemesi gerekir. Balca’yla iş birliği yapması saçma olur. O yüzden sakinim, sadece bu tür fragmanlarla güya heyecanı arttırmaya çalışıp seyirciyi kaçırmaya çalıştıklarını düşünüyorum.
Sen Çal Kapımı dizi yorumları haftalık olarak okumak için tıklayın .
Sen Çal Kapımı 24.Bölüm Fragman