Sen Çal Kapımı 34.bölüm reyting sonuçları; Total’de 3,46 reytingle 12. ve AB’de 4,18 reyting, ABC1’de ise 4,32 reytingle iki grupta da 6. oldu. Bölüm yorumu konuk yazar Sevil ‘in kaleminden, keyifli okumalar ^^
Geçtiğimiz son birkaç haftaya göre birazcık da olsa daha akıcı bir bölüm izledik; ama genel olarak gidişatı göz önünde bulundurursak herhangi bir gelişme olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Yine sırf bölümü doldurmak için yazılmış, ama ucu herhangi bir yere çıkmayan, altı boş ve hikayeye nasıl bir katkısı olabileceğini anlayamadığım bir sürü şey izledik; ama bir gıdım bile yol alamadık. Maalesef 30. bölüme takılıp kalmış durumdayız; hala bir şeyler olmasını bekliyoruz. Çemberin içinde dönen deney fareleri gibiyiz. Bu şekilde nereye kadar gidebileceğini kestiremiyorum.
Ayfer: “Eda, asla vazgeçme! Ne Serkan’dan ne de aşkından asla vazgeçme!”
Serkan’ın Eda’yı neden öptüğünü hala anlayabilmiş değilim. Bu konuya bir açıklık getirdiler de ben mi bir şeyler kaçırdım? Her şeyi bir tarafa bırakalım; Serkan’ın Eda’yla akşam yemeği organize etmesinin arkasında yatan sebep neydi? Biz bunu neden öğrenemedik? Serkan’ın Eda’yı öpmesinin Ceren’in anlattıklarıyla ne kadar ilgisi var? Unuttuğu son bir seneyi hatırlamamak için elinden gelen her şeyi yapan Serkan’ın, bahane olarak hatırlayıp hatırlamadığını görmek için Eda’yı öptüğünü öne sürmesi beni tatmin etmedi. Altını dolduramayacağınız, herhangi bir mantık çerçevesine oturtamayacağınız bir sahneyi neden yazıyorsunuz? Serkan’ın açıklaması belli ki Eda’yı da tatmin etmedi ve tokadı yapıştırdı. Daha önceki bölüm yazılarından birinde romantik komedilerin klişelerinden biri olan tokadı hiç sevmediğimden bahsetmiştim; ama dürüst olacağım, bu sefer çok hoşuma gitti. Hatta keşke Eda sadece tokat atmakla kalmayıp Serkan’ın başını kıvılcım çıkana kadar duvara sürtseydi.
Hafızasını kaybeden Serkan; ama biz her nedense Eda’nın flashbacklerini izliyoruz. Mesela restorandaki öpücüğe takılıp kalması gereken kişinin Serkan olması gerekmiyor mu? Biz Eda’nın aşık olduğunu zaten biliyoruz. Neden Serkan cephesinde bir gelişme yok? Hafızası geri mi gelir yoksa Eda’ya yeniden aşık mı olur, her ne olacaksa artık olsun, n’olur!!! Selin’le Deniz’in yaptıklarının da artık yavaş yavaş ortaya çıkması lazım. Deniz’in arkadaş ayağına yatıp Eda’yı manipüle etmesi, Eda’nın durumundan faydalanması ve Selin’in çevirdiği oyunlardan hiç kimsenin şüphelenmemesi sıkıyor artık, bize umut verecek olumlu bir gelişme olmuyor. Deniz ve Selin, Eda’yla Serkan’dan ve diğerlerinden hep bir adım önde. Dizide oyun çevirmeyen herhangi bir karakter kaldı mı? Bir tek Melo var kendi çapında EdSer için mücadele veren, onun dışında herkesin yaptığı yanına kâr kalıyor. Eda ile Selin arasındaki didişmelerde bile son golü atan Selin oluyor.
Melo: “Bana söz ver; yelkenleri hemen suya indirmeyeceksin! Süründüreceksin, aşk acısı çeksin; aklı başına gelsin!”
Defilenin hangi amaca hizmet ettiğini anlamayan bir tek ben miyim? Müşteri neden podyuma Eda’nın da çıkmasını istedi? Bir müşteri, şirketin hissedarlarından biri olan ve aynı zamanda o şirkette peyzaj mimarı olarak çalışan birinden neden öyle bir talepte bulunur? Deniz podyuma çıkamayacağı için teklif Serkan’a yapılınca Serkan teklifi iş insanı olduğu gerekçesiyle ilk önce reddetti. Peki Serkan iş insanı da Eda o şirketin mankeni mi? Neden Eda karakteri yaptığı işe uygun yazılmıyor? Neden böyle ayrıntılara dikkat edilmiyor? Peki SÇK tarihinde var olan bir şeyi; mesela Serkan’ın hatırlaması, Eda’yla Serkan’ın yakınlaşması ya da Deniz’le Selin’in oyununun ortaya çıkması gibi bir amaca hizmet etmeyecekse biz neden izledik? Sözde Eda’yı kıskanan Serkan’ın yüzünün şekilden şekle girmesini izlemek için mi? Yetmez mi sonu hiçbir yere varmayan kıskançlık sahneleri izlediğimiz?
Neden Eda ile Serkan’ın yan yana olduğu sahneler her defasında ya Selin ya da Deniz tarafından kesilmek zorunda? Eda ile Serkan’a iki derin diyalog yazmak bu kadar zor mu? Hem de konuşulacak o kadar çok şey ve elde o kadar malzeme varken… Boks sahneleri de maalesef heba oldu. Ne boks sahneleri ne de Engin’in ayarladığı etkinlik herhangi bir yere bağlandı. Serkan neden Eda’nın nişanın oyundan ibaret olduğunu itiraf etmesini istedi? Eğer Eda’yı hatırlamıyorsa ve onu sevdiğinin farkında değilse Eda’ya duygularını itiraf ettirmesinin ne gibi bir anlamı var? Sadece kendi egosunu şişirmek için mi yoksa kalbi Eda’ya kayıyordu da Selin’i bırakmadan önce Eda’nın hala ona karşı bir şeyler hissettiğinden emin olmak mı istedi? Aklında ne vardı, onu bile öğrenemedik. Serkan’ın telefon konuşmasını duyan Deniz, gerçekten nikah tarihi aldı ve gerçekten nikah tarihi alındığını öğrenen Serkan büyük bir ihtimalle Eda ile Deniz arasındaki ilişkinin gerçek olduğunu düşünecek. Eğer tekrar başladığımız yere döneceksek Ceren neden Serkan’a nişanın oyundan ibaret olduğunu anlattı? Düşünüyorum, düşünüyorum; ama işin içinden çıkamıyorum.
Hem son bölümün hem de 5 haftadır bize izletilenlerin özetini geçeyim: Eda telefonda Deniz’le konuşarak şirkete gelir ve Serkan’ın suratı güya kıskançlıktan şekilden şekle girer. Sonra Eda ve Serkan didişmeye başlar; Eda ve Serkan yakınlaşır gibi olur ve Eda umutlanır. Sonra Serkan kim olduğunu hatırlar ve Eda’yı küçümseyen ve onun kalbini kıracak birkaç laf söyler. Eda acı çeker; fakat güçlü kalıp hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışır. O sırada ya Deniz ya Selin çoktan olay yerine gelmiştir; eğer gelen Selin ise Eda’yla laf dalaşına girer. Aralara bol bol AAA sahneleri serpiştirilir. Son sahnede de izleyicinin ağzına bal çalmak için arkası gelmeyecek bir EdSer sahnesi izletilir, bir sonraki bölümde itinayla tekrar başa dönülür ve bu böyle sürer gider…
Göz atmanızı öneririz: Sen Çal Kapımı Bölüm Yorumları