Sen Çal Kapımı üçüncü bölümde reytingler yükselişte… Dizi Total’de 3,54 reytingle 6. AB’de 2,90 reytingle ve ABC1’de 3,59 reytingle 7.oldu. Bölüm yorumu konuk yazar Sevil ‘in kaleminden. Keyifli Okumalar…
Eda’nın, öpücükle vermek istediği mesajı belli ki sadece ben değil, haklı olarak Serkan da karışık bulmuş. Zira hangi amaca hizmet ettiğini kesinlikle anlamadım. Eda her ne kadar son noktayı koymasına izin vermemek için öyle bir şey yaptığını iddia etse de Serkan’ı öperek cümlenin sonuna nokta değil de daha çok bir virgül koymuş oldu. En azından Serkan açısından duruma bakacak olursak cümlenin ucu açık kaldı. Serkan’ın, 42. bölümün ilk fragmanında izlediğimiz ve büyük bir ihtimalle Eda’nın öpücüğüne verdiği aşırı itici tepkiyi neyse ki kesmişler; aksi takdirde Sen Çal Kapımı tarihinin en güzel bölümünü de yazmış olsalardı, o bölümü benim gözümde kurtaramazlardı.
Eda Serkan’la neden ayrıldığını unutmuş olmalı. Serkan’a “Senin işe olan aşkın yüzünden ayrıldık” dedi. Hayır, Eda; siz Serkan’la onun öküzlüğü yüzünden ayrıldınız. İşi öküzlüğüne sadece bir kılıf oldu. Serkan’ın, işini de Eda’yı da umursamaz tavırları insana saç baş yoldurur. Ayrıca diyelim ki işini umursamaz gibi yapıp Eda’yı etkiledin, eee sonra? Eda’nın kalbini kazandıktan sonra ya da en ufak bir kriz anında önceliklerini değiştirip tekrar öküzleşmeyeceğini nereden bilelim? Görüyorsun ki sana karşı aşırı bir güven sorunum var, Serkan Bolat!
Kiraz’ı belli ki Eda, Ayfer ve Melo birlikte büyütmüşler ve büyütüyorlar; ama Eda nedense Kiraz’ın bütün sorumluluğunu sadece Melo’ya yüklemekle kalmıyor; aynı zamanda da Melo’yu hatalardan dolayı azarlıyor. Eda’nınki iş de Melo’nunki değil mi? Çocuğun Melo’dan olduğunu söyleyerek gayet inandırıcı bir yalan söylemişler aslında. Eda’nın Kiraz’dan bahsedip bahsetmeyeceğine Serkan’ın tepkisine göre karar vermek istemesini anlıyorum. Serkan’ın, çocuğu kabullenip kabullenmeyeceğini tartıp ölçmeye çalışıyor; ama Eda’nın bu kadar beklentiye girmesini anlamıyorum; çünkü çocukları bir yük olarak gören ve her fırsatta çocukları sevmediğini dile getiren birinden böyle bir beklentiye girmek boşa kürek çekmek gibi bir şey. Eda çocuk konusunu açtığında Serkan “Biz bize yeteriz, çocuğa ihtiyacımız yok” dedi. Serkan için çocuk belli ki hayatında bir fazlalık. Çocuğun, ihtiyaçtan değil; isteyerek yapıldığını bile kavrayamamış.
Gerek kılık kıyafet gerekse sahnelerin havası olsun, bu bölümde beni 4. bölüme götüren bazı sahneler vardı. Havuz başında Eda’nın havuza girmesiyle birlikte bir “Havuzu boşalt, Seyfi” vakası daha yaşayacağımızı sandım. Eda’nın, bayıldığı sahnede giydiği kıyafetler de 4. bölümde bayıldığı sahnedeki kıyafetlerine gayet benziyordu. Bu arada, bu kadar sayıda Serkan’ı bir arada görünce Eda’nın yerinde olsam ben de bayılırdım. Henüz bir tanesiyle bile başa çıkamıyorken onlarcasıyla nasıl baş edelim?!
Bu dizide Aydan’dan Seyfi’ye, Melo’dan Ayfer’e, Engin’den Erdem’e herkes maydanoz! Başkasının işine burnunu sokmaktan haz almayan, başkası için neyin en iyisini olduğunu bilmeyen yok (Yazıyı Google Translate yardımıyla okuyan sevgili okuyucular için bir açıklama: Her işe karışan ya da her işe burnunu sokan insanlara ‘maydanoz’ deriz; bu işin eylemi için de ‘maydanoz olmak’ deyimini kullanırız. Maydanoz Türk mutfağında hemen hemen her yemeğin üzerine dekor amaçlı koyulur. Tahminimce bu deyim de oradan geliyor). Konu beni ilgilendirir mi, işin muhatabı ben miyim değil miyim diye sorgulamadan her şeyin içine balıklama atlıyorlar. Kiraz’ın kimin çocuğu olduğunu bulmak istemeleri de Kiraz’ın Serkan’dan olduğunu öğrendikten sonra Serkan’a ilk söyleyen olmak için birbirleriyle yarışa girmeleri de tabii ki maydanoz olmanın gereklerinden. DNA testinden çocuğun Engin’den olduğu sonucuna nasıl vardıklarını çok merak ediyorum; çünkü pipetler birbirine karışmıştı ve hangisinin Engin’in pipeti olduğu belli değildi.
Eda ile Serkan’ın denize atılmış, içinde mektup olan bir şişe bulmaları ve mektubun içeriği benim için pek bir anlam ifade etmedi. Ayşe Üner Kutlu, bir önceki işi olan Erkenci Kuş’tan Sanem‘in hikayesini bir sonraki işinde tamamlayacağına söz vermiş ve o sahne bu şekilde ortaya çıkmış sanırım. Erkenci Kuş izleyicileri için önemli bir detay, sözünü tutması da hoş bir hareket.
Uzun zamandır Sen Çal Kapımı yazılarını burada ben yazıyorum. Yazılarımı düzenli okuyanlar, kategorilerle ve klişelerle sorunum olduğunu az çok anlamıştır. Bu klişelerden biri de kadınlara ve kız çocuklarına her ne niyetle olursa olsun prenses diye seslenilmesi. O yüzden Pina’ya ‘prenses’ diye seslenerek ortalıkta dolanan Kerem’e sinir oldum. Bu tür şeyler çocukları ve insanları belli kalıplara sokar ve güzellik, dış görünüm ve cinsiyet rolleriyle ilgili sorunlu mesajlar verir. O yüzden en iyi mesajı Kiraz verdi: “Ben prenses değilim!” Benim için prenses neyse peri kızı ve kahraman da o. Hiçbirimizin doğaüstü güçleri yok; süper anne yok, süper baba yok! Dizideki baba figürüyle ilgili de rahatsız olduğum konular var; ama o da başka yazının konusu olsun.
Bu bölüm son iki bölümün aksine akıcı ve eğlenceliydi. Eda, Serkan’a Kiraz’ın onun kızı olduğunu da söyledi. Gelecek bölümün fragmanına bakılırsa Serkan Eda’ya baba olmak için hazır olmadığını söylüyor. Çocuk konusunda bu kadar katı olan bir insanın zaten çocuğu hemen kabullenmesini beklememek lazım. Bundan sonra Serkan’ın çocuk konusundaki gelgitlerini, çelişkilerini, korkularını ve belki de pişmanlıklarını izleyeceğiz. Umarım hakkını vererek işlerler bu konuyu. Gayet güzel şeyler çıkabilir. Umarım senaristler bu sayede Serkan’a onun Eda’ya olan davranışlarını ve ona yaşattıklarını da sorgulatırlar.
Golden Wings Ödül Töreni‘nde Hande Erçel “En iyi Kadın Oyuncu”, Kerem Bürsin ise “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünün sahibi oldu.
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.