SEN ÇAL KAPIMI – Resmen Aşk

Sen Çal Kapımı 26.bölümde yeni yılın ilk bölümünde kazandığı reytingleri kaybetti: Total’de 3,62 reyting ile 13.,  Ab’de 3,91 reyting ile 7.  ve Abc1’de 4,80 reyting ile 9. olan dizide yeni kalemler ısınma turlarını tamamladı belli ki. Bölüm yazısı konuk yazar Sevil ‘in kaleminden, keyifli okumalar ^^

Sevgili okuyucu, eski Eda geri döndü ve ben o kadar özlemişim ki o eski Eda’yı… Eski günlerdeki gibi nasıl zevkle izledim, anlatamam! Haftalardır Eda karakterini eleştirmekten ve aynı konuda kendimi tekrar etmekten o kadar yorulmuştum ki güçlü, hayatına kimsenin karışmasına izin vermeyen ve aynı zamanda da empati kurabilen Eda’yı izlemek bana ilaç gibi geldi.

Peki babaannenin dediğini yapıp Serkan’dan ayrılan Eda, neden bu kadar çabuk fikir değiştirip Serkan’a geri döndü? Kaybetmeye başladığı kontrolü tekrar eline almak istedi. Bir yandan Eda’nın, babaannenin bir açığını yakalama planı işlemedi; öbür yandan da hem babaanne hem Balca bir şekilde Eda’nın sınırlarını zorladılar. Bir de Serkan’ın soğuk davranmasına, onu görmezden gelmesine dayanamayıp onu kıskanınca kendine yenildi. Sanırım ilk kez Serkan’ı kaybetme korkusunu gördüm Eda’da; Serkan’ın, parmaklarının arasından kum gibi kayıp gitmesi hissi Eda’yı bir bakıma harekete geçirdi. Tabii ki ilgisizmiş gibi davranıp Eda’yı kışkırtan ve belli ki bundan da zevk alan Serkan faktörünü de unutmamak gerekir.

 

Serkan’ın kokusundan başı dönen Eda…

 

 

Serkan: “Kim girdi, kim girdi, kim girdi?”

Leyla: “Kızlar.”

Serkan: “Tamam, boş ver!”

 

Serkan “İnsanlar mutlu olsun diye bir şeyler çiziyorum, ama bir türlü ben mutlu olamıyorum” dedi. İçim cız etti. Oysaki herkesten çok Serkan hak ediyor mutlu olmayı. Eda’yı çiçekler gibi rengarenk bir ortama yakıştırırken kendine ancak beton gibi gri, sert, yalnız bir ortamı layık görüyordu.

 

 

Eda: “Benim de kendimi iyi hissettiğim yerler vardı eskiden.”

Serkan: “Evet, sen çiçeklerin arasında, ben de betonların… Zaten baştan belliymiş farklı insanlar olduğumuz.”

 

Serkan’ın arkadaş kalma teklifi, Serkan’la kendini aşk ilişkisinden başka herhangi bir ilişkide düşünemeyen Eda’yı sadece tedirgin etmekle kalmadı; aynı zamanda da bu teklif üzerine Serkan’ın kendisinden vazgeçtiğini düşünmüş olacak ki bayağı kızdı. Serkan da Eda’nın tepkisinden memnun görünüyordu.

 

 

Serkan: “Baret çok yakışmış.”

Eda: “Sorduk mu, arkadaşım? Sorduk mu?”

 

Restoran sahneleri bayağı eğlenceliydi. Eda’yla Serkan’ın atışmalarını, birbirlerine nispet yapmalarını ve birbirlerini kıskanmalarını ve kıskandırmaya çalışmalarını zevkle izledim. Ne Serkan gözlerini Eda’dan alabiliyordu ne de Eda Serkan’dan. Kıskançlık Serkan’a kokteyl de içirdi, hayalinde de olsa Seymen’e yumruk da attırdı. Hayal olmasına sevindim; çünkü Serkan karakteriyle çelişen bir hareket olurdu aksi takdirde.

 

Eda’nın paha biçilmez çek o pis ellerini Serkan’ın üzerinden bakışı…

 

Balca, sen nasıl gözü dönmüş ve kalpsiz bir insansın öyle! Hedefe giden her yolu mubah sayan bir psikopat. Öyle ki çileğe alerjisi olduğunu öğrenince Serkan’ın durumundan faydalanmak için onun içeceğine kendi çilekli içeceğinden karıştıracak kadar da kriminal biri. Bu, kasten insan yaralama değil de nedir?!

Balca’nın ucuz oyununu sadece ifşa etmekle kalmayıp aynı zamanda da ona ağzının payını veren Eda’yı izlerken içimin yağları eridi. Zevkten dört köşe oldum; yine kanatlanıp uçacaktım neredeyse. Eda’nın da dediği gibi “Kostüm, mizansen on numara; entrikadan sınıfta kaldın, Balca!” Eda’nın, durumu yanlış anlamaması da Türk dizilerinde nadir rastlanır bir durum. Üstünü değiştirecek fırsatı bile vermeden Balca’yı kovmasına da hiç üzülemedim. Hiç empati yapamayacağım Balca’yla. Zaten Serkan’la Paris’e gitmeyeceğini öğrenince mosmor oldu, ona da ayrı sevindim.

 

Eda the Queen: “Sen var ya, Serkan’ın ancak büstüyle beraber olursun!”

 

Kendimi max. 10 saniyelik sevişme sahnesine hazırlamıştım; ama Eda Serkan’a onu kıskandığını söyledi ve ondan sonra orada bir boşluk oldu sanki. Ne olduğunu anlamadım, birden sevişmeye başladılar. Patates çuvalı gibi oradan oraya yuvarlandılar. Nedense izlerken çok güldüm; ama neyse ki Edser dururken bile ateş ediyor. O yüzden yine de tutkulu bir sahneydi. “Sen benimsin” gibi sahiplenici ifadeleri sevmiyorum. Eşya mı ki bu senin olsun! Neyse görmezden geldim bu sefer. Eda, ilk kez Serkan’a karşı onu kıskandığını söyledi. Yoksa yanılıyor muyum?

 

 

Eda: “Kıskanıyorsun, di mi?”

Serkan: “Kıskanıyorum, hem de çok! N’olacak?! Sen de beni kıskanıyorsun.”

Eda: “Kıskanıyorum, evet.”

 

“Senden nefret ediyorum, Serkan Bolat!” Eda’nın aşkını itiraf etme şekli de kendisi gibi nevi şahsına münhasır. Bugüne kadar Eda’nın Serkan’a “Seni seviyorum” dediğini hiç duymadık. Artık zamanı gelmedi mi?

Bu bölümde eleştireceğim tek nokta sanırım AAA üçlüsü. Onları izlerken gözlerimi devirmekten yorulduğumu fark ettim. Maalesef yine hiç eğlenmedim AAA sahnelerinde. Ayfer’i Alex’le baş göz edip İtalya’ya yollamak istiyorum. Orada mutlu mesut yaşasınlar. Hem Ayfer istediğini elde etmiş olur hem de biz rahat ederiz. Aydan’ı seviyorum, onu hiçbir yere göndermem. Aydan’ı şirkette babaanneye dünyayı dar ederken izlemeyi çok isterdim.

 

O zılgıtı düğünde çekersin, Ayfer!

 

Gelelim bölümün beni en heyecanlandıran sahnesine… Evlilik teklifinin beklenmedik bir anda, beklenmedik bir şekilde ve Eda’dan gelmesi sahneyi daha da güzelleşirdi. Ağzım kulaklarımda izledim. Daha iki hafta önce evlilik teklifi için çok erken olduğunu ve henüz doğru zaman olmadığını düşünüyordum; ama teklifin şekli ve yeri bana hepsini unutturdu. Türk dizi tarihinde bir kadının evlilik teklifi ettiği görülmemiştir herhalde. 1. Bölüm benim en sevdiğim bölümler arasındadır ve uçaktaki sahnelerin yeri de bende ayrıdır. İlk flörtleşmeye başladıkları yerde Eda’nın Serkan’a evlenme teklif etmesi çok anlamlıydı.

 

 

Eda: “Tüm korkularımı bırakıp geldim, Serkan Bolat! Benimle evlenir misin?”

 

Haftaya düğünümüz var a dostlar! Çok heyecanlıyım! Haftalar sonra ilk kez ilk bölümlerden aldığım tadı aldım tekrar. Umarım bu tempoyla devam ederler. Babaanne olayını nasıl bağlayacaklarını ve babaannenin evlenmelerine nasıl ve neden onay verdiğini çok merak ediyorum ve nişan kurdelesini neden Semiha Hanım kesiyor? Ne gibi bir oyun planlıyor? Gelecek bölümü sabırsızlıkla bekliyorum.

 

Sen Çal Kapımı dizi yorumları haftalık olarak okumak için  tıklayın .

 

 

Sen Çal Kapımı 27. Bölüm Fragmanı

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

DEHA – Bu Savaşın Bir Kazanı Olacak mı?

Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

20 saat Önce

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

5 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce