Sen Çal Kapımı 28.bölümde yeni senaristlerin hikayede tam bir dönüşüme başlayacakların sinyallerini verdiler. Bu bölüm sıralamada bir önceki hafta ile aynı olarak Total’de 4.30 reytingle 12. AB’de 3.51 reytingle ve ABC’de 4.23 reytingle 10. oldu. Bölüm yazısı konuk yazar Sevil ‘in kaleminden, keyifli okumalar ^^
Sen Çal Kapımı 28. bölümde üç oyuncuya veda etmemizle birlikte, yeni senaristlerin yazdıklarının geçen haftaki yazımda öne sürdüğüm enkaz toplama çalışmasının bir parçası olduğu yönündeki teorimden daha da emin oldum. Seymen’in birden ortadan kaybolması ve babaannenin her ne kadar aklında Eda’yla Serkan’ı ayırma planı olsa da evlenmelerine mani olmayacağını söylemesi buna bir işaretti. Seymen’in Eda’yı kaçırmaya çalışması klişe olsa da olayı fazla uzatmadan ve Balca için de sonuçları olacak şekilde bağlamaları güzeldi. Sonuçta Balca diziden ayrıldı, Semiha Hanım da öyle. Daha ne olsun? Bir taşla iki kuş vurdular.
Herkes kendine gelmeye çalışırken Ayfer’in Aydan’a Eda’nın ortalıkta görünmemesiyle ilgili “Sizin ailenizin işi mi bu?” demesi ise tipik bir Ayfer şuursuzluğuydu, çünkü Serkan’ı hapse attıran da şirketi zor durumda bırakmaya çalışan da Alptekin’i yurt dışında bir otel odasında sahte parayla yakalattıran da Bolat ailesiydi (!). Kendisi kriz anlarında yapıcı olmayı bilmeyen insan türünden olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu. Bu bölümde Ayfer’in geçmişine de değinildi, neden evi terk ettiğini de öğrenmiş olduk. Ayfer her ne kadar annesine benzediğini kabul etmese de maalesef kendisi Semiha Hanım’a gayet benziyor.
Aydan: “Ay, korkutuyor beni bazen…”
Seyfi: “Takıntılı, takıntılı…”
Bölümün benim için şüphesiz en güzel sahnesi, Melo’nun Serkan’a Balca’nın bayılmayıp numara yaptığını söylediği ve Serkan’ın Balca’yı kovduğu sahneydi. Balca, yardım ve bildirim yükümlülüğünü kasten ihmal ettiği için kovuldu ve kovulmasıyla birlikte ben de Melo gibi üç kilo verdim J Melo ile Serkan arasındaki bağı çok seviyorum. Melo, en başından beri Eda-Serkan ilişkisine inandı. Serkan, Melo için hep enişteydi ve Serkan’ın en büyük destekçilerinden oldu. Serkan için de Melo’nun yeri her zaman ayrıydı. Aralarındaki sevgi böylece kelimelere de dökülmüş oldu.
Melo: “Canım eniştem, seni çok seviyorum!”
Serkan: “Ben de seni seviyorum, Melek!”
Fifi’nin gidişiyle ilgili karmaşık duygular içerisindeyim. Kendi isteğiyle mi gitti yoksa yeni senaristler Fifi karakteriyle ne yapacaklarını bilemeyip hikayesini sonlandırmaya mı karar verdiler, bilemiyorum. Fifi, gizemli bir karakterdi; fakat karakter kapalı bir kutu olarak kaldı ve bir türlü karakterin evirildiğini göremedik. Arkadaş grubunu bozdukları için Fifi’nin gidişine üzüldüm; ama son zamanlarda kızlarla değil de daha çok Ayfer’le iletişim halinde gibiydi. İlk başlarda ana karakteri destekleyen kilit noktalarda da rol aldı; fakat son zamanlarda işlevinin ne olduğu pek belli değil gibiydi ve havada kalan bir karaktere dönüşmüştü. Fifi’nin kim olduğunu da büyük bir ihtimalle artık öğrenemeyeceğiz. Ayşe Hanım’ın karaktere açıklık getirmek gibi bir niyeti var mıydı, onu bilemiyoruz tabii. Fifi’nin gidişiyle birlikte merak edilen diğer bir konu da Erdem’in ne yapacağı. Gidişine nasıl bir açıklama yapacaklarını merak ediyorum.
Erdem: “Beni ayıların, kurtların arasında bir başıma bıraktınız. Yokluğumda beni ararsınız falan diye düşündüm, ama meğerse hiç umurunuzda değilmişim ben sizin. Serkan Bey, ben oradayken çok üşüdüm, ama en çok nerem üşüdü biliyor musunuz? Kalbim…”
Ferit’le Serkan’ın arkadaşlığının geldiği noktadan çok memnunum. Serkan, 1. Bölümde Ferit’i şirketten uzak tutabilmek için Eda’yla sahte nişan sözleşmesi imzalamıştı; fakat aralarında öyle bir bağ oluştu ki geçen bölüm kız istemeye giderken de Ferit yanlarındaydı ve bu bölümde de Serkan damatlık bakarken yine Ferit vardı yanında. Öyle ki bu ikisi bisikletle 15 günlük Güney Avrupa turu planlayacak kadar yakınlaştılar.
Eda’yla Serkan’ın birbirlerinin telefon konuşmalarını yanlış anlamaları ve bunun akabinde gelişen olaylar, ikisinin birbirlerine attığı tripler son derece eğlenceliydi. Eda’yla beraber olmak için ve evlenmek için can atan Serkan’ın düğün hazırlıklarına ilgisiz kalması ve birden çalışacağının tutması en azından Eda cephesinde bu yanlış anlaşılmaya da zemin hazırlamış oldu.
Serkan’ın bekarlığa veda partisinde erkeklerin morali kızlarla araları soğuk olduğu için bozukken kızların da sahneye çıkmasıyla birlikte keyifler yerine geldi ve ortaya yine eğlenceli sahneler çıktı. Serkan ve Eda, yanlış anlaşılmaları da giderip güzelce barıştılar. Kızlar da barışmaya dünden razıydı zaten. Hatta duyduklarıma inanamadım; Eda, Serkan’a dokuz doğurttuktan sonra onu sevdiğini bile söyledi. Serkan ve Eda, barışmadan önce konuyu bebek mevzusuna bile getirmeyi başardılar. Bu bölümde düğünü yazın yapma lafı da birkaç kez geçti. Bunlar birer işaret olabilir mi sizce?
Güzellik yarışmasındaki katılımcılara puanları cömertçe dağıtırken basılıp kadınların gazabına uğrayan erkeklerin durumu…
Olan, ilişki durumu karışık olan Ferit’e oldu:
Serkan: “Sen evlisin, ben evlenmek üzereyim. Sizin ne olduğunuz belli değil, takım için alacaksın bazen.”
Engin: “Abi, ben evliyim; sen evlenmek üzeresin. Onu yakalım, gitsin!”
Hamamda Eda ile Aydan arasında geçen konuşma çok duygusaldı. Eda’nın, yanında olduğu için Aydan’a teşekkür etmesi ve onu ailesinin bir parçası olarak kabul etmeye hazır olduğunu söylemesi çok güzeldi. Aynı şekilde Aydan’ın Eda’yı ailesine kabul etmesi ve kızı olarak gördüğünü belirtmesi ve bunu Eda’nın sınırlarına saygı göstererek yapması, zorlamadan ve ne zaman isterse onun için orada olacağını söylemesi güzel bir detaydı.
Aydan: “Sen Serkan’la evlenince benim kızım olacaksın. İstersen artık bana Aydan Hanım yerine başka bir şey diyebilirsin, ama sadece istersen…”
Bol bol kahkaha atarak ve çok eğlenerek izlediğim güzel bir bölümdü.Bölüm sonunda Eda’yla Serkan’ın düğününün bir sebepten ötürü gerçekleşmeyeceğine kendimi hazırlamıştım. Özellikle de fragmanda verdikleri, Serkan’ın Eda’ya “Gözlerini kapayacaksın, açtığında burada olacağım” demesi beni bayağı işkillendirmişti, ama yine de bir umut evlenirler diye bekledim. Serkan ayrılırken Eda’yla elleri kenetlenmeden kayıp gidince bütün umutlarımı yitirdim. Serkan da düğün günü İtalya’ya gideceğini pazara elma almaya gidip geleceğini söyler gibi söyledi. Bu arada, seyirciye hiçbir ipucu vermemek için #EdaBolat gibi son derece diplomatik bir tag seçtikleri için sorumluları tebrik ediyorum.
Serkan: “Hemen geleceğim. Gözlerini kapa, aç; buradayım.”
Peki Serkan’a ne oldu? Serkan’ın uçağı düştü mü? Serkan öldü mü? Tabii ki Serkan ölmüş olamaz, uçağı da düşmüş olamaz; çünkü Serkan bize lazım, onunla işimiz henüz bitmedi J Serkan’ın başına gelenlerle babaannenin bir ilgisi var mı? Serkan ne zaman geri döner? Bundan sonra olacaklarla ilgili herhangi bir tahminde bulunamıyorum. Fragman da bu konuda pek ipucu vermedi. ‘Yeni başlangıç, temiz sayfa, yeni hayat’ vurgusu bölüm boyunca bol bol yapıldı. Semiha Hanım’ın, hisselerini Eda’ya devretmesi ve Aydan’ın rüyası gibi önemli detaylar vardı. Sarp Can Köroğlu’nun 29. bölümden itibaren kadroya katılacak olması da önemli bir gelişme. Serkan, Eda’ya boşuna “Yüz kere dünyaya gelsem, yüzünde de sana aşık olurdum” demiş olamaz.
Buradan itibaren hikayenin nasıl ilerleyeceğini çok merak ediyorum. Yeni senaristler hikayeyi gayet güzel toparladılar. Evet, Eda ve Serkan yine ayrılmış olacaklar; ama diğer ayrılıklardan farkı bu sefer aralarında kırgınlık, sır, yanlış anlaşılma gibi problemler olmadan ve kendi kontrolleri dışında gelişen bir ayrılık olması. Ben ileride izleyeceklerimizle ilgili gayet heyecanlıyım, umarım siz de öyle hissediyorsunuzdur.
Sen Çal Kapımı dizi yorumları haftalık olarak okumak için tıklayın .