Merakla vizyona girmesini beklediğim Sibel ’i vizyon tarihi olan 22 Şubat’tan önce Başka Sinema’nın 1 Ocak gösteriminde izleme şansı yakaladım. Üstelik tam da Mars group ile yapımcılar arasındaki tartışmanın alevlenmesinin ardından, ayakta kalan nadir cadde sinemalarından biri olan Kadıköy Sineması’nın (Kadıköylülerin deyimi ile Kadıköy Kadıköy) efsane atmosferinde…
Önce filmin künyesine göz atalım;
Yönetmen koltuğunda daha önce pek çok kısa film projesinde birlikte çalışmış olan Türk-Fransız çifti Çağla Zencirci ve Guillaume Giovanetti oturuyor. Sibel bu ikilinin üçüncü uzun metraj filmi. Başrol karakterimiz Sibel Damla Sönmez’e emanet edilmiş. Kendisini TV ekranından Güllerin Savaşı, sinemadan ise Ayla, Taksim Hold’em, Sen Aydınlatırsın Geceyi gibi filmlerden tanıyoruz. Damla Sönmez öyle güzel giymiş ki karakteri seanstan çıkınca ‘iyi ki’ diyorsunuz. Filmdeki performansıyla 25. Adana Film Festivali’nde ve 55. Ulusal Yarışma’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Damla Sönmez’e, Emin Gürsoy, Erkan Kolçak Köstendil, Elit İşcan, Meral Çetinkaya ve Gülçin Kültür Şahin eşlik ediyor. Filmin senaryosunda yönetmen Giovanetti ve Zencirci ile birlikte Ramata Sy’in imzasının bulunuyor. Filmde Damla Sönmez’e eşlik eden isimler Erkan Kolçak Köstendil, Emin Gürsoy, Elit İşcan, Meral Çetinkaya… Görüntü yönetmenliğini Eric Devin’in üstleniyor, filmin müzikleri ise Bassel Hallak ve Pi’ye ait.
Giresun’un Kuşköy köyünde çekimleri tamamlanan filmde hayatın içinden bir kuş dili hikâyesini gerçeğin kendisinden alıyor ve Kuşköy’de kuş dili ile konuşan köylülerin yıllardır sürdürdükleri kültür mirasını, Sibel (Damla Sönmez) isimli genç bir kızın ıslık dili ile anlaşması üzerinden beyaz perdeye taşıyor Damla Sönmez’in canlandırdığı Sibel ile tanışmamız toplumsal bir dışlanma merasimine tanıklık etmemiz vasıtasıyla oluyor.
Hikâyeye ıslık dili ile giriş yapıyoruz. Açılış sekansında bizi bir kafa röntgeni karşılıyor. Doktorun, hastasına tekrar etmesi için söylediği cümlelerle ıslık dilinin yolculuğuna başlamış oluyoruz. Ardından bu görüntü yerini Karadeniz’in yemyeşil çay tarlalarında çalışan köylü kadınlarına bırakıyor ve cep telefonlarının çekmediği durumda ıslık dili devreye girdiğine şahit oluyoruz. Bu çekimlerin tamamlandığı Giresun Kuşköy’e özgür bir kültür mirası aslında. Filme göre köyde ıslık dili hemen hemen herkes tarafından biliniyor, anlaşılan o ki nadir de olsa kullanılıyor. Ama Sibel’in ıslık dili küçük yaşta geçirdiği ateşli bir hastalık sonrası konuşma yetisini kaybederek tamamen ıslık dili ile anlaşmak zorunda kalması ile bir zorunluluk. Bu zorunluluk onu köylüler arasında ötekileştiriyor, dışlanmasına sebep oluyor ve Sibel’in insanlarla iletişim kurma noktasında imkansızlıklarla boğuşan bir yabancıya dönüşmesine sebep oluyor.
Sibel’in ilk dışlanmasına tarlada yakın zamanda evleneceğini anladığımız genç bir kızın yanına yanaştığında kovulması ile şahit oluyoruz. Kimsenin yanına yaklaşmaması gereken bir ‘uğursuz’ olarak nitelendirildiğine göre belli ki bu dışlanma ‘ilk’ değil. Onu dışlayan köylülerden giderek uzaklaşıyor, yalnızlaşıyor ve köylülerin uzun zamandır Kurt korkusuna giremediği ormana kaçarak, ormanın derinliklerinde tuzağa düşürerek öldürmeye çalıştığı bir kurdun peşine düşüyor. Ormanın derinliklerinde küçücük bir kulübesi bile var ve kurdu yakalamak üzere ritüellerini birer birer yaptığına şahit oluyoruz. (İlkinde cenin gömdüğünü zannetmem kaç puan? Konuyu da az çok biliyorum, flashback ile geriye dönük bir hikâye izleyeceğiz zannettim)
Kurdun peşindeki Sibel’in tek bir isteği var, sırtladığı kurt ile köy meydanına inecek ve uğursuz bir kişiden takdir edilen bir avcıya dönüşecek.
Sibel karakterinin en önemli kırılma noktası ‘kurt’ Ali ile karşılaşması. Daha doğrusu ormanda yaralı şekilde bulduğu, küçük kulübesinde saklayarak ilkel yöntemlerle tedavi ettiği Ali’nin hayatına girmesi. (İlk karşılaşmalarında Ali’nin kürk yakalı bir parka giyme detayına on puan) Ali – Erkan Kolçak Köstendil, jandarma tarafından asker kaçağı olarak aranan bir kanun kaçağı. Bir süre sonra bu kanun kaçağının bir terörist olduğu söylentisi de yayılıyor tüm köye…
Kendi lise çağındaki kardeşi de dahil olmak üzere tüm genç kızların ‘tek’ hayalinin iyi bir izdivaç olması toplumsal dokunuşu bir yana Sibel’i bir kez daha farklılaştırıyor. Oysaki Sibel yirmili yaşların ortalarında ve fiziksel durumu nedeniyle hiçbir erkek tarafından istenmemiş bir birey olarak dışlanmış bir karakter. Hayatına Ali’nin girmesinden güç alarak bir akşam köylü kızlardan birinin kına gecesine katılıyor, üstünde sakil duran makyajı ve giysisi ile başta kız kardeşi olmak üzere köyün tüm kızları tarafından aşağılanıyor. Bu dışlanma onu yine ‘kendi’ olduğu ormana çekiyor ve o küçük kulübede Ali’nin kollarında teselli buluyor.
Kız kardeşinin Sibel’i takip ederek bir ‘adam’ ile buluştuğunu ortaya çıkartması, babasına söylemesi, onu inandıramayınca da tüm köye söylentiyi yayması ile Sibel köylüler tarafından salt ‘uğursuz’ olarak değil bir de ‘namussuz’ olarak adlandırılmaya başlıyor. Sözlü/ sözsüz baskı günden güne artarken Sibel’in isyanı ile anlıyoruz ki zihnin yarattığı kurt da namus da insanı dehlizlere çeken bir tuzaktan başka bir şey değil.
Kuşköy’de yaşayan ve ıslık diliyle konuşan 25 yaşındaki Sibel’in, ormanda bir yabancıyla karşılaşmasının ardından yaşadığı değişimi anlatan, kendi varlığının sesini çıkarması üzerine olan mesajının yanı sıra sinematografisi ile bambaşka bir dünyaya götüren bu filmi vizyona girince kaçırmayın!
71 . Locarno Film Festivali / FIPRESCI Ödülü – Ekümenik Jüri Ödülü – Genç Jüri Ödülü
43 . Toronto Uluslararası Film Festivali
25 . Uluslararası Adana Film Festivali / En İyi Film Ödülü – En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Damla Sönmez) – En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü (Emin Gürsoy)
55 . Ulusal Yarışma / En İyi Senaryo – En İyi Kadın Oyuncu Ödülü (Damla Sönmez)
23 . Busan Uluslararası Film Festivali
54 . Chicago Uluslararası Film Festivali
40 . Montpellier Akdeniz Filmleri Festivali / Seyirci Ödülü, Eleştirmenler Ödülü
6 . Muret Film Festivali / En İyi Kadın Oyuncu (Damla Sönmez), En İyi Film (Genç Jüri)
Cannes Sinema Buluşmaları / Film Eleştirmenleri Ödülü, Seyirci Ödülü, SCNF Ödülü
20 . Eskişehir Uluslararası Film Festivali / Yılın Performansı Ödülü (Damla Sönmez)
19 . Tokyo FilmEx
18 . Brüksel Akdeniz Filmleri Festivali / Büyük Ödül, Cineuropa Ödülü, Genç Jüri Ödülü
Londra Film Haftası / En İyi Oyuncu Ödülü (Damla Sönmez)
24 . Roma Akdeniz Filmleri Festivali / Üniversite Jürisi Ödülü
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.