UFAK TEFEK CİNAYETLER – Yoksa katil Oya mı?

Oya için intikam vakti geldi diyor 3. Bölüm özeti… Güzel <3 Hikaye hız alıyor desenize… Bugüne bugün bir tek havuzu açtırma hamlesi gelmişti Oya ’dan; ki o da Merve’yi gaza getirmek üzerine Pelin’in oyununun sonucunda gerçekleşti.

İntikam meleği Oya içi hazır mısınız? Yoksa katil Oya mı?

İkinci bölümü Oya ’nın havuza düşmesiyle bitirdik. Tam da o sahnede Serhan’ın suya atlayıp Oya ’yı havuz dışına çıkartmasını hatta gerekli olsun ya da olmasın suni teneffüs(!) yapmasını ne çok istedim. Şimdi bile bu sahneyi hayal edip Merve’nin suratını düşünüyorum da… Eğlenceye gel ^^  İlk bölümden beri diyorum Oya – Serhan ship ship shiiiip… Sosyal medya kısaltması ne oldu bu ikilinin OySer?

Gelelim Pelin’e… Oya ’nın kocasına, kocasının da Oya ’ya olan aşkının hala küllenmemiş olduğuna inanıyor. Mahalleden gitmesi için sabahlara kadar parti yaptığını iddia edip emlakçıyı üzerine salmaktan tut Merve’yi otoritesini sarsacağı bilgisiyle gaza getirmeye kadar çalışıp çabalıyor Oya ’yı Sarmaşık’tan uzaklaştırmak için… Çıpa kolyeyle gergin olan ipler tamamen kopuyor…   Pelin’e not: “Senin Taylan’ını kim ne yapsın şekerim?” İnsan Taylan karakteri için daha çekici bir erkek oyuncu mu olmalıydı diye düşünüyor ama Ferit Aktuğ o kadar hayatın içinden biri ki… İnanmıyorsanız açın lise yıllığınızı, bulun okulun en gözde yakışıklısını; ardından aynı kişinin sosyal medya profilini stalklayın. Benzer bir tabloyla karşılaşacağınıza bahse girerim ^^

Arzu hakkında diyebileceğim tek şey: “sessiz atın çiftesi pek olur” . Ama yine de emin değilim. Doğum günü hediyesi olarak küçük ev aletlerine sevinç çığlıkları atarak yaklaşan bir kadından çok şey beklememek gerek aslında değil mi? Mehmet’in işi hem Arzu kanadından hem de karısına sarf ettiği sevgi sözcükleri nedeniyle sevgilisi kanadından (partideki elbisesi neydi öyle?) zor.

“Sence bir kötülüğe seyirci kalmak seni de kötü yapar mı?” diye sormuştu Arzu ilk bölümde kocası Mehmet’e… İşte şimdi seyirci kaldığı tüm o kötülüklerden bir şeyler öğrenmiştir diye umuyorum.  Haydi Arzu, haydi Arzu haydiii… Tam zamanı tam zamanı şimdiii….

Merve… Kendi kötülüğünde boğul Merve… Çıplak ayakla lego bloklarına bas Merve… Küçük ayak parmağını etajer kenarına vur Merve… En sevdiğin kıyafetlerin güvelensin Merve… Kırık dişine yemek artığı kaçsın da ne kürdan ne de diş ipi bulama Merve… Ohh, tamam deşarj oldum^^ Bu haftalık bu kadar yeter.

Gelelim Ufak Tefek Cinayetler genel değerlendirmesine… Ne kadar Meriç Acemi senaryosunun Big Little Lies’dan esinlenme/uyarlama olduğunu kabul etmeyerek tek benzerliğin her iki dizinin senaryosunda flashforward tekniği kullanılması olduğunu belirtse de görünen köy kılavuz istemiyor. Bu arada jenerik de feud dizisinden esinlenme(!) imiş. Vay be… Diyelim ki senaryoda aynı teknik uygulandı; bu teknik Big Little Lies’da 50’şer dakikadan 7 bölüm için mükemmeldi. Ama Ufak Tefek Cinayetler’e gelirsek 2’şer saatten bir sezon (minimum 13 bölüm) için bunaltıcı olacağına bahse girerim… En iyisi yol yakınken ölen ve öldüren belli olsun, günümüze dönelim…

Unutmadan, “Doktor kontrolünde uyutuluyorlar.” nasıl bir açıklamadır?

Dizi ile ilgili diğer yazılar için Ufak Tefek Cinayetler kategorisini ziyaret edebilirsiniz ^^

Ufak Tefek Cinayetler 3.bölüm fragman