Yalı Çapkını’nın Ferit’ine psikoloji öğrencisi Leyla‘dan izleyici gözü ile karakter analizi. Keyifli okumalar ^^
İlk bölümler Ferit’in umursamaz tavırlarını, 5. bölüm güven sorunlarını, öfkeli halini 6. bölüm de ise ani ruh değişimlerini izledik. Tüm bu izlediklerimden çıkarımım Ferit’in NKB (narsist) olması. Borderın da birtakım özelliklerini taşıyor. Ferit klinik bir vaka. Bu nedenle SeyFer’den sağlıklı bir “aşk” hikayesi beklemek yanlış. Ancak Ferit’in travmalarına inildikten sonra karakter gelişimi yazılabilir. Bu da zaman alacak…
Yalı Çapkını Ferit narsist mi?
Narsistlerin özgüveni düşüktür, kendini özgüvenli göstermek için maskeler yaratır. Değersizlik duygusunu gizler. Duygusuzdur, empati yeteneğinden yoksundur, karşısındakinin duyguları onu alakadar etmez. Ben merkezcidir, kendini çok abartır. Hatayı asla kendinde görmez. Manipülasyon yeteneği fazlasıyla gelişmiştir. Karşısındaki insanı suçlu duruma düşürür ama kendisi işin içinden sıyrılır. Çıkarları için her şeyi yapabilir. Sizden alabileceği maksimum faydayı size sıfır şey vererek almaya çalışır. İlişkiyi kontrol etmek ister. Kendisini güvende hissetmez. Sizi ağlatıp bunu zevkle, gülerek izler. İnsanları manipüle edip kendini haklı çıkartır. Aynı kahvaltı ertesindeki sahnede, Seyran’ı yalvarttığındaki gibi.
Hep övgü bekler. İstedikleri her şeye sahip olma hakları olduğunu düşünür. Ona hayranlık duyulmasını ister. İlişkilerini emir ve komuta sistemine göre yürütür. Bunun dışına çıkıldığında öfkelenir ve agresif davranışlar sergiler. Kişisel amaçlarına ulaşmak için insanları kullanır.
Narsistler yüzeysel ve sömürücü ilişkiler kurar. Karşısındakinin ona itaat etmesini ister ama kendisinin her şeye hakkı olduğuna inanır. Bağlanma problemleri yaşar. Yaşam değişikliklerine karşı çok hassastırlar.
NKB’nin nedenleri ise çocukluk döneminde aile tarafından hep pohpohlanmak ve bunun aksi hep küçük görülme, suçlu hissettirilme, kontrol altına almaya çalışma, soğukluk, hoşgörü yoksunluğu ve şiddet, taciz vs…
Büyük ihtimalle bu satırları okurken gözünüzün önünden dizi sahneleri geçti, değil mi? İşte tam da bu nedenle Ferit’in NKB hastası olduğuna neredeyse eminim.
Seyran’ın Ferit’in önünde suçluluk hissetmesi ona yalvarması aşırı yanlış. Ferit’in egosunu tatmin ediyor.
Ferit’in güven sorunları olduğunu söylemiştim. Hala aynı fikirdeyim. NKB ve güven, bağlanma sorunları birbiri ile alakalıdır. Seyran’ın yalan söylediğini öğrendiğinde delirdi. Ama kendi hatasını (pelin) ‘dürüstlüğü’ ile örtmeye çalıştı. Seyran’a çok acımasız davrandı.
Seyran’ın babasından nasıl korktuğunu, ondan dayak yediğini bildiği halde “babanın da karşısında böyle konuşsaydın ya” deyip kızın yaralarını deşti. Ne hissedeceğini düşünmedi bile. Her kavgada önüne “babanın evi” “dedem”, “baban” gibi korku araçları koydu. Seyran’ı manipüle etti
Sanki kendisi Pelin ile sevgili değilmiş gibi Seyran’a rest çekti. “Sen Seyran Korhan’sın biz evliyiz, olmaz!” dedi ama bu evliliğin iki kişilik olduğunu anlamayarak Pelin ile olmaya devam etti, ediyor. Ve bunu “ben dürüstüm” diyerek normalleştiriyor. Ferit her şeyi hak ediyor ama Seyran hayır!
“Çırak diye işe konulan ben, özgürlüğü elinden alınan ben…”
“Senin önüne bu kadar imkan seriliyor ama çırak olan, özgürlüğü kısıtlanan ben” diyor. Çırak olması, çalışması bile Ferit için anormal. Sanki hiç çalışmadan yan gelip yatmalıymış gibi davranıyor. ‘Özgürlüğü kısıtlanan benim’ diyor ama Pelin’le görüşüyor. Seyran’ın özgürlüğünü kısıtlıyor. Pelin’in ona yalan söylediğini anladığında, her şeyi göze alıp Pelin’e gidiyor. Çünkü aldatılacağım içgüdüsüyle hareket ediyor. Gece Pelin’e gitmesinin sebebi ise asla Pelin değil. Aldatılma, kandırılma içgüdüsü.
Pelin’le 3 yıldır sevgili ama başka kızlarla yatıyor. Pelin’in bile duygularını önemsemiyor. Ona ne yaşattığının farkında değil. Yıldönümünü bile hatırlamıyor.
Son sahnede kendi çıkarları için Seyran’ın duygularıyla nasıl oynadığını, onu nasıl manipüle ettiğini hatta Seyran çıldırırken zevkten 4 köşe olduğunu gördük.
Ferit kendi içinde ne yaşadığının, duygularının farkında değil. Hep duygularını bastırmış. Kendisini maskelemiş. Bu yüzden şu an o kendisini bile anlamıyor kaldı ki Seyran’ı anlayacak. Sevgi, emek, fedakarlık, sadakat bunlar Ferit için çok yabancı şeyler. Bencil olduğunun bile farkında değil
Pelin ile ilişkisi bitmesin diye Seyran’ın hayalini harcıyor. Ama burada da önem verdiği şey Pelin ile ilişkisi değil, kısıtlanmak. Bir evlilik, bir kadın tarafından kısıtlanmayı kendisine yediremiyor. Gövde gösterisi yapıyor, ‘ben sana istediğimi yaptırırım ama sen asla!’ demeye getiriyor.
Diyabet sahnesinde de ilgi odağı olmak için Seyran’ın duygularını düşünmeden blöf yaptı. Çünkü önemsendiğini hissetmek istiyor. Gece Pelin’in evinde kalıyor ama sabah Seyran’ı düşünüyor. Yusuf’a karşı sıfır tolerans ama kendisi hala Pelin ile sevgili. Kendisi bile ne istediğini bilmiyor
Dedesinin sarıldığı sahnede kendini tamamıyla salıyor. İlk kez dedesinden sevgi görüyor. Tüm duygularını belli ediyor, özgüveni yerine geliyor ve çizimi Seyran’ın tamamladığını bildiği halde kendisini abartarak “Ben Ferit Korhan’ım” diyor. Seyran’a ise sadece teşekkür etmekle yetiniyor.
Kendisi hiçbir şey yapmadan Seyran’dan maksimum verimi almak istiyor. Seyran sadece ona ait olsun ama o başkalarıyla görüşmeye devam etsin. Seyran ile Yusuf yüzünden kavga etmesine rağmen aynı gün Seyran’ın gözünün içine bakarak Pelin’e gidecek kadar bencil.
Dedesinden gördüğü övgünün devamı gelsin diye çocuk olayını açıyor. Hem Seyran’ı kıskanıyor hem Pelin’i cepte tutmak istiyor. Abidin’in dediği gibi ‘Hem pastam dursun hem karnım doysun’ kafasında. Geçen bölüm Seyran’a karşı sevgisini biraz da olsa görmüştük ama bu bölüm ne kadar bencil…
Seyran’ı korurken “ben buradayım korkma” diyor ama Seyran’ın asıl korktuğu Ferit!
Narsistler için hayatın geçişleri çok zordur, yeni bir şeye adapte olmak da korkutucu… Ferit şu an yeni bir şey yaşıyor. Yeni hayatında eski düzenini istiyor, bunu yapamadıkça daha da agresifleşiyor.
“Ne hale getirdin beni. Kendimden nefret ediyorum senin yüzünden.”
6.bölümde Seyran’ın duygularını önemsediği tek sahne, Seyran’ın korktuğunu fark edip “ne hale getirdin beni” dediği sahne ama Ferit’i o hale getiren Seyran değil kendisi. Kendi duyguları, ikilemleri. Orada bile “kendimden nefret ediyorum SENİN yüzünden” diyor. Burada da suçu Seyran da görüyor.
İfakat’ın Ferit’i manipüle ettiği sahnede Ferit’in Seyran hakkında düşünceleri çok içten, samimi ve güzel ama o sahneden hemen sonraki yemek sahnesinde tüm samimiliği kayboldu maalesef… Seyran’ın duygularını fikirlerini önemsemeden kendi çıkarları için blöf yaptı.
Ama her halükarda bu hikayenin bir psikologdan geldiğini, Ferit’in hasta olduğunu unutmamak gerek. Ferit’e en çok kızanlardan biri benim ama eğer bir vaka dizisi izliyorsak onunla empati yapmak zorundayız çünkü bu davranışların onun elinde olmadığının karakterin derin yaraları, travmaları olduğunun ve en esasında hasta olduğunun farkında olarak izlemek gerek.
Tabii ki de bunlar Ferit’i haklı çıkarmıyor ama empati yapmak, anlamaya çalışmak karakteri daha mantıklı bir hale getiriyor. Umarım dizide terapi sahnelerine yer verilir.