Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
“Aynalar türlü türlüdür. Yüzünü görmek isteyen cama bakar, özünü görmek isteyen cana bakar.”
Kendini kandırmayan duygularından emin Seyran istediklerini duymadığında trip atan Seyran 🙂 Ne çok bekledik seni.
“Hayır madem gidecektin, niye soruyorsun; o zaman oyun mu oynuyorsun benimle…” İstediği bildiği cevabı alamayınca yerle bir etmek istedi karşı tarafı, tek taraflı duygularıyla yüzleşti Ferit’in veremediği cevapları bilmesine rağmen duymak istedi çünkü emindi. Masaya indi; Ferit’in kaçmasının bedelini ödetmek istedi. Seyran, Halis dışında kimseden de onay almadı otururken; orada tek kaale aldığı insan Halis Ağaydı; ona sorarken aslında ‘benim yanımda bir tek onun lafı geçerli’ demek istedi masadaki diğer insanlara.
Ferit’in inadına kahvaltıya inen Seyran; meydan okumayı, Ferit’in üstüne gitmeyi hedef belirleyen Seyran. Bakışlarıyla Ferit’in kaçtığı bütün duyguları gözleriyle anlattı; üstüne herkesin içinde ‘yem yutmaya, beni kandırmana izin verdim’ diyen Seyran. Ferit, hemen kaçmak istedi yine yeniden ama Seyran ‘ensendeyim kaçamazsın’ dedi.
Son ana kadar savaştı Seyran; bekledi, öfkelendi, kızdı ama bekledi… Uzun zamandır duymaktan kaçtığı şeyleri şimdi duymak için bekledi. Sabrını zorladı Ferit, ama o bildiğinden korkmadı; üstüne üstüne yürüdü… Ah be Seyran yarım kaldığını tamamlamak için mücadelen ne güzel yazılmıştı.
Kaçan kaçtıkça, daha da yakalanan Ferit. Yok saymayı aklına koymuş kalbini yok saymak için elinden geleni yapmış; ta ki Seyran’dan duyduğu sözlere kadar… Çok öfkeli, çok kırgın bir Ferit ve o kadar da büyümüş olgunlaşmış bir Ferit. Annesiyle konuşurken, Seyran’dan kaçarken duymak istemediği sözleri duyan Ferit. Gülgün, bir bir çarptı yüzüne; duydukça öfkelendi, sesini yükselterek Gülgün’ün söylediklerini bastırdı. Sevgi bütün yaşamı birbirine bağlayan yüksek bir duygudur kendini keşfetme süreci de sevgi ile başlar. Ferit, Seyran ile başladı bu sürece, bu dönüşüm sürecinde nefret de dahil oldu sevgilerine ve bu öfke engel oldu sevgisine…
Dedesiyle konuşurken ayna’ya yönlendirilen Ferit…
“Aynaya biraz yaklaşınca nefesin buhara yansır. O buhar kendindir sen olandır; aynada gördüğün ise senden olandır. Yaklaş Ferit, aynaya yaklaş. Son zamanlar da aynaya çok yaklaşmamışsın, bir bak bakalım orada çok kişi birikmiş olabilir, kim fazla kim eksik.”
Ayna karşısında içinde üç kişiliğiyle yansıdı bu da Ferit’in hayatı boyunca ‘kendi kişilikleriyle yüzleştiği an’dı. Biri Seyran’dan önce sevgisiz büyüyen Ferit, diğeri Seyran’la gerçek sevgiyi tanıyan öğrenen Ferit, diğeri ise Seyran’dan sonra değişen ve büyüyen Ferit. Doğru olanı seçmek için aralarında gidip geldi yüzleşti kendisiyle ve doğru olanı buldu.
Ben yüzleşen sınırlarını bilen bir çift için çok bekledim ve bunu izledim. Burada Seyran, öfkesini bas bas bağırdı; bu öfke karşısında Ferit sakin bir şekilde kalmıştı sebebi Seyran’ı üzmemek ve kendi kırgınlıklarını tekrar yaşamamak içindi. Seyran, ‘egonu mu tatmin ediyorsun?’, ‘herkes sana mı aşık olsun…’ derken eski Ferit’le yüzleşiyor. Bir an Seyran, Ferit’in bu değişimini kabullenmiyor eski Ferit olarak görmek istiyor çünkü eskiden Ferit, Seyran’ın bu duygularına karşılık verirdi istediğini alana kadar savaşırdı. Seyran afallamıştı; Ferit’i böyle gördüğünde değişimini içten içe reddediyordu, bu yabancıydı ona çünkü. Ferit, ‘böyle bir konuşma yaşanmadı unut gitsin.’ derken kendi gibi Seyran’ında kaçmasını bekliyordu; reddetmeyi tercih etmesini istiyordu. Çünkü bu en kolayıydı. Seyran’ın bu durumu reddetmesi Ferit’in daha çok canını acıttı, çünkü doğrularla yüzleşmeye gücü yoktu.
Seyran, keşke beni kurtarmasaydın derken Ferit’in tepkileri Seyran’ı daha da çok doğrulara yaklaştırmıştı onu çünkü Seyran iyi olsun diye Ferit kendinden bile vazgeçmişti. Ferit, biz çok yıpranacağız derken( bu da bir spoilerdı) biz neden bu haldeyiz, bize ne oldu derken bilinmezlikler Ferit’i zamanında çok çıkmaza sokmuştu; Seyran’ı da o döngüye sokmak istemediği için tekrar kaçıyordu. Ferit, Seyran’la konuşurken sevgisinden önce öfkesini diri tutmayı istiyordu çünkü bu Seyran’a karşı koyma yöntemiydi.
Seyran giderken Ferit’in kendini han’da bulduğu sahnelerde çok güzel duygu aktarımı ve yüzleşme yaşandı. Cesur Seyran burada Ferit’in kaçtığı her şeyi bir bir yüzüne vurdu zaten gerçek amacı da buydu. Çünkü Seyran, giderken Ferit burada saklamıştı Seyran’ı. Burası Seyran’a da tanıdıktı.
“Evlenmemeni istiyorum”
Seyran, Ferit’in gerçek duygularını biliyor ve bu yüzden üstüne üstüne gidiyor, her an bunu değerlendiriyor.
“Çekiliyorum çünkü sana ister istemez sonra aklım başıma geliyor sevgime yeniliyorum sonra yaşadıklarımız aklıma geliyor öfkem ağır basıyor ve bunları yaşamak istemiyorum” diyor Ferit, korkuyorum hem seni hem kendimi yakmaktan korkuyorum Seyran. Başkası yüzünden değil; bizden olmaz, biz yıktık, biz inşa edemeyiz diye kandırıyor yine kendini Ferit.
“Hasta etti bu ilişki seni.”
Ferit bütün sorumluluğu kendi üstüne alıp Seyran’ı hafifletmek istemişti ama ağır gelmişti Ferit’e. “Kızgın mısın hala bana?” bunu Ferit’e sormak Ferit’i de hafifletmişti çünkü içten içe dinlemek istiyordu onca ayrı geçilen zamanın sebebini duymak istiyordu. Seyran, “Beni öyle gör istemedim.” derken bana acımanı istemedim derken Ferit’in içten içe Seyran’ı anlaması kendimle beraber seni de yakmak istemedim demekti.
“İyileştikten sonra neden gelmedin?”
Beklemiş… Gelmesini beklerken bir yandan onu da izlemiş ve mutlu olduğuna inandırmış kendini. “Ben seni hiçbir zaman sevmeyi bırakmadım sende bırakmadın biliyorum.” Ferit’in en büyük korkusu Seyran’ın yine gitmesi çünkü Ferit, hala o gidişinde kalmış ve güvenini yerle bir etmiş Seyran.
“Biri gelse sana dese ki bütün bu belaları, kavgaları benimle birlikte sileceğiz deseler, siler miydin?”
“Asla. Her acıyı, her gözyaşını, yine olsa yine yaşardım.”
Geçmişini silmemiş onu hayatta tutan o olmuş aslında ben Seyran’la acılarla beraber de olsa mutluydum çünkü onun varlığı beni ayakta tutan şeydi demekti bu.
Yüzleşme ne kadar derin bir şekilde yazılmış izlerken ikisini de anladık, kavgaları aslında birbirlerinin yokluğu olmuş. Halis’in daha önce dediği gibi; sen herkesi seviyorsun ama Seyran, senin bütün hücrelerinde.
Akşam yemeğinde Seyran’ın gideceğini duyan Ferit, kontrol edemediği duyguları pat diye belirtti. Bu Seyran’ın çok hoşuna gitmişti çünkü Ferit, Seyran’ın gitmesini istemiyordu kalması için çabalıyordu fakat Seyran’a karşı sus pus olan Ferit, Seyran’ın sorduğu sorular karşısında belirsizliğe karşı mücadele etmesini engelliyordu.
Kapı eşiğinde birbirini bekleyen Seyran ve Ferit.
Gitme! Ferit, bütün bölüm Seyran gitmesin diye çabaladı. Ferit, eksik duygularla aktardı bunu gerçek hissini reddederek kalmasını istedi ama bu Seyran için yetersizdi. Seyran, ne yaptıysa sustu Ferit sustukça daha da gerçeğe yaklaştı sadece kendine dahi itiraf edemedi. Bu belirsizlik hem Seyran’ı hem Ferit’i yormuştu.
Belki geç kalınmış bir annelik… Ama her yaşta annemize ihtiyacımız vardır. Ne olursa olsun yanımızda isteriz çünkü her zaman içimizde büyümemiş bir çocuk hep annemizle beraber büyümek istediği o anı bekler.
Esme, Seyran’ın duygularının farkında, sadece konumunu farklı anladığı için Seyran’ın kalmasını istemiyor. Anlamaya çalışıyor, anlamıyor. Bu yüzden Seyran’ın gitmesi için zorluyor ne Esme eski Esme, ne Seyran eski Seyran. Seyran’ı zaafından vuruyor o tabloda yer alamaması için. Seyran’ın kaçtığı kişilerden vuruyor; çabalayan Seyran’dan doğrularla yüzleşen Seyran’a. Seyran’ın bütün bölüm Ferit’ten duymak istediklerini bir bir sordu Esme, ‘yanlış cephedesin.’ dedi bir daha ve Seyran’ın önünü kesti.
Gülgün ise Ferit’in doğruyu bulması için yol gösteren oldu. Bu değişim beni Ferit açısından mutlu etti. Israrla “yanlış yoldasın, doğruyu bul!” diye söylenip durdu. Esme ile bir olup ikisi de onlar için çabaladı sesleri çıktı geç kalınmış annelik hiç gelmeyen annelikten iyidir. Çünkü ikisi de eksik kalmıştı yıllarca bu histen.
Herkesi arkasına alan Seyran. Zekası, oyun kuruculuğu kendine güvenmesi ve Ferit’in hayran bakışı.
Ben Halis’i bu durumdan haberdar ettiğini düşünüyorum çünkü Hattuç’a Halis’in bilmesi gerektiğini söylemişti muhtemelen Halis’le ortak düşünüp karar vermişlerdir.
Abidin’de yalıya yerleşecek. Suna zaten arafta yazılan bir karakter. Sadece Abidin diye fazla pasifleştirildiğini düşünüyorum bu Suna değil istediğimiz. Ona da herhalde yalıya yerleştikten sonra girilecektir.
Seyran, D*yarın gerçek yüzünü gördü çünkü D*yar bilmeden kendini belli etmişti kibri onu ele vermişti. Seyran, savaş başlatan D*yarla savaşmaya hazırdı. Vedası olmayan yarım kalan ilişkiler hep tekrar alevlenmeye hazırdır aslında buradan meydan okudu D*yar fakat daha da çıkmaza sokmuştu kendini. Birinden sevgi dileniyorsan orada sevgi yoktur ve koruman gerektiğini düşünüyorsan sana ait değildir. Ne güzel özetledi Seyran. Beni olmadığım birine dönüştürme, savaşsa savaşalım ve bu savaşın kazananı sen olmayacaksın diyen Seyran. Sinan-Ayşe iş birliğine bir de D*yar eklendi.
İfakat hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum seyir zevki çok başka hele ki Seyran’ın yanında durması beni çok çekti çünkü İfakat her zaman Seyran’ı tehlike olarak görüyordu hatta korkuyordu. Ama şu an hem yalıda istemesi, hem şirkette görmek istemesi harikaydı. Bu Seyran’ın gücünün kabul etmesi anlamına geliyor ve yanında durmak istiyor.
Son sahnede Ferit’in dedesinden yardım istemesi korktuğu ya da çekindiği için değildi. Sadece gücünün yetmeyeceğini bildiği için dedesinden yardım istedi. Seyran gitse de kalsa da Ferit’in kararını verdiğini düşünüyorum ama ben gideceğini düşünüyorum yani şöyle gitmeye karar verecek ama Ferit’ten duymak istediklerini söyledikten sonra kalacaktır.
Her sahnesini heyecanla izledim. Ne yoruldum ne üzüldüm… Uzun süredir soluksuz izlememiştim. Gerçek yalı havası vardı; karakterler tek tek konuşturuluyordu ne tuhaf. Birçok sahneyi uzun süredir bekliyordum en önemlisi başrollerin yüzleşmelerini geçen zamandan neler kaçırdıklarını…
Her şeyiyle mükemmeldi ellerinize sağlık fakat daha fazla uzatmadan gitmesi gereken karakterleri göndermenizi istiyoruz; çünkü hala yorgunuz. Gerçek yalı içi savaşı izlemek için çok bekledik; karnımız yan karakterlere fazla dolu. Reytingin yükselmeme sebebi de sadece bu bilin istedim.
Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine sev(nadoélo) 'in kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 81. bölüm üzerine Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar...
Yalı Çapkını 81. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını ilk sezon ve ikinci sezonun çoğu bölümünü kaleme alan Mehmet Barış Günger, hikayesine,…
Yalı Çapkını 80. bölüm üzerine Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar. Evet, uzun zaman…
Yalı Çapkını 80. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.