Yalı Çapkını 88. Bölüme dair yeni bir bakış açısı. Hem de burada görmeyi özlediğiniz bir yazar, esra‘dan. Keyifli okumalar ^^
Bu kadar fazla kalemin değdiği bir işte hikâyeyi ve anlatılmak isteneni takip etmek çok zor. İlk sezondan beri anlatılmak istenenin üstü, kendi seçtikleri yanlışlarla kaplandı. Öfkeli seyirci, çoğu şeyi görmeyi reddetti.
Bu bölüm, benim açımdan sezonun başından beri anlatılmak isteneni ya da seyirci olarak benim izlemek istediklerimi mümkün mertebe en iyi karşılayan bölüm oldu diyebilirim. Evet, doğdukları evin yanlış yaptırdığı iki yaralı insan, bu bölüm ekrandan ağzıma girdi.
Çoğu kişiyi rahatsız eden ama benim açımdan ekran süresindeki dengesizlik dışında gayet anlaşılır olan Abidin ve Çiçek kısmıyla başlamak istiyorum. Sezon başı Diyar ve Ayla ile oluşturulmak istenen düşmanlık, onlar tutmayınca bence olabilecek en iyi şekilde Çiçek’e aktarılmış. Çiçek’in geçmişte Halis ve Hattuç bağlantısı, ihmal edilmiş Abidin’in manipülasyona açık yönlerini kullanarak kendi intikam planını kurgulaması ve tadaa, dizide bir adet kötü ebeveyn daha! Motivasyonundaki boşluklar doldurulursa bence gayet iyi bir düşman.
Yani zaten yan roller bir dizinin izlenip izlenmemesini belirlemez; başroller belirler. Şu an mevcut sıkıntı, başrollerin yazımında. Özellikle Seyran için empati kurmak neredeyse imkânsız. Apar topar geçilen hastalık süreci şu an çocuk bahanesiyle yeniden açılıyor. Ama o kadar amatör ve komik şekilde yapılıyor ki ne ciddiye alınabiliyor ne de empati kurduruyor. En fazla göz devirip geçiyorsunuz. Seyran önemli. Acısı, neşesi, hayalleri, doğruları, yanlışları önemli. Ama şu an sadece irrasyonel davranışlarını görüyoruz.
İlk sezondan beri dizide çocuk konusu, Ferit’in ailesinden kendisine aktarılan baskı ve Seyran’ı elde edebilmek ve elinde tutabilmek için psikolojik baskı aracı oldu. Daha sonra Seyran, çocuk konusunu yine ailesinden gelen yanlış kodlarla evlilik koruyucu ve sağlamlaştırıcı olarak görmesini, aile olma kavramını çocukla eşleştirmesini gördük. Seyran haksız değildi bu arada; bu toplumun kodu sonuçta bu yani.
Şimdi onca acı, ayrılık ve çilenin ardından aktarım kısmı -ki bence senaristlerin sezon başından beri yaptığı en büyük hatalardan biri olarak- eksik olsa da Seyran aynı yanlış kafa yapısıyla çocuk istiyor/mu acaba?
Seyran neden evli bile olmadığı bir adamdan çocuk istiyor? Yazımdaki başarısızlığı bir kenara bırakıp biraz kendimizden, biraz da bu zamana kadar izlediklerimizden yola çıkıp parçaları oturtmaya çalıştığımızda yine aynı yere geliyoruz: aile olmak = çocuk sahibi olmak.
Ben bu duruma ek olarak, Seyran’ın aslında bir kamikaze görevi üstlendiğini düşünüyorum. Çünkü neden düşünmeyeyim? Seyran, aslında en az Ferit kadar suikast eğilimi içerisinde; gitmek istiyor, bu sefer temelli, ama “bu sefer” Ferit’i yalnız bırakmak da istemiyor.
Seyran ne çok kıymetli ikinci şansını bir çocukla harcayacak kadar aptal ne de bir çocuğu bile isteye annesiz bırakacak kadar merhametsiz. Ama şu an sağlıklı düşünemiyor; gitmesi lazım ama bu sefer kimseyi de kızdırmadan, kadere karşı koymadan.
Bu açıdan Ferit’in intihara gidişiyle Seyran’ınki benzer: Seyran’ınki biraz daha uzun vadeli, Ferit’inki daha kesin ve hızlı bir çözüm. Ferit, Fuat’a da kendisi söylettiği gibi hiçbir şey yapmasa da sevileceğinin ve affedileceğinin farkında aslında. Kaçıp gitse, kimsenin onu sorumlu tutmayacağı bir sorumluluğun altına kendi isteğiyle giriyor.
Ferit kendi sonunu Fuat’ın gömleğini giyerek kendisi getiriyor. Kaldıramayacağı yüklerin altına girerken bilerek ya da umarsız doğasının gereği ince ince işlemediği için hataya düşüyor. Hatasının sonuçlarını da iyi biliyor aslında ama durmuyor.
Ferit kendini kanıtlamak mı istiyor, yoksa Seyran’ın yaptığı gibi dolaylı yoldan kaçıp gitmek mi istiyor?
Bu iki yaralı insan nereye gitmek istiyor?
Bu noktada Seyran da Ferit de suyun dibine bir taş gibi ağır ağır batıyor. Ama kulaklarındaki uğultu, birbirlerini duymalarını engelliyor. Gözlerini açsalar tuzlu su yakıyor, açamıyorlar. Bu yüzden aynı anda ama birbirlerinden habersiz batıyorlar.
Yalı Çapkını 88. Bölüme dair 3.analiz de Elif Dicle 'den . Keyifli okumalar…
Yalı Çapkını 88. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Önce yerelim sonra övelim diyor Elif Dicle Yalı Çapkını 87.Bölüm Analizi için... Keyifli okumalar...
Yalı Çapkını 87. bölüme dair Svl in kaleminden... Keyifli okumalar!
Yalı Çapkını 86. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 11.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.