Yalı Çapkını bölüme geçmeden önce geride bıraktığımız haftaya dair diyeceklerim var. Hafta boyunca dikkatimizi çeken şey, düzenli bir ivme ile reyting kaybeden dizi için yapımın kolları sıvaması oldu. 3 fragman (-ki bu fragmanlar Ferit’in en güzel repliklerinden derlenmiş.) , 1 ön izleme. Ne oluyor savaşta mıyız? (Doğru, zirve konusunda yoğun bir savaş var!) Başrol oyuncularının fragman ve kamera arkası paylaşmaları, yine kamera arkasından görülmemiş SeyFer fotoğraflarının izleyicilerden gelen talep üzerine paylaşılması da bölüme ilgiliyi arttırdı.
Bölüm ertesi zirvedeki yerini geri alamasa da reytinglerdeki küçük artış yapımı da kanalı da sevindirmiştir sanırım. Sıralamadaki yeri Total’de 10,11 reyting ile 1.lik, AB’de 7,66 reyting ve ABC1’de 9,30 reyting ile 2.lik. Bu haftaki bölüm finali ve fragmanda iki ayrı kutup izleyiciyi memnun etmek üzere kurgulanmış: Seyran’ın Ferit’in üzerine çok gelmesi, ağır sözler söylemesi neticesinde kalkan eli haklı bulan Seyran da artık haddini bilsin diyen Ferit’çiler (Bunu da nereden çıkarttın demeyin; bölüm içinde Seyran’ı haksız çıkartmak için yazılan agresif replikler, gergin davranışlar tam da bunun içindi.) ile Seyran’ın o eli havada yakalamasından, arkasına bile bakmadan evi terk eden Seyran’cılar. Bravo OGM!
Final sahnesinde Ferit’in daha 1 gün önce ‘seni seviyorum’ dediği Seyran’a el kaldırması bölüme damgasını vuran sahne oldu. Peki Ferit şiddet eğilimi olan biri mi? Olası. Neden olası, bunun işaretlerini ilk bölümlerde Pelin’in korkusunda da görmemiş miydik? Yalnız bu noktada kocaman bir ‘bir dakika!’ dememiz gerekiyor. Yine senaristin ne yazdığını unuttuğunu kanıtlarcasına 5.bölüme gidelim: Seyran’a tepki olarak sesini yükselterek üzerine yürüdüğünde, Seyran’ın korkarak geri çekilmesini fark edip, Seyran’a böyle anlar yaşattığı için kendinden nefret ettiğini söyleyen bir adamdı Ferit. Hadi bu kez Seyran’da ağır sözleri ile üstüne gitti diyelim, ama Ferit’in bu sözleri ilk duyması değildi ki, Seyran’ın Ferit ile bir aile kurmak istemediği, ondan çocuk yapmak istemedi hatta onunla birlikte olmaktansa babasının evinde cehennemi yaşamayı tercih edeceğini söylediğinde sadece gözleri dolan ve kırılan bir Ferit izlemiştik. Bu kızın dayak ile ilgili bir travması olduğunu bilerek o el nasıl kalktı? Anlaşılır değil. Seyran’ın onu terk edişinde, babasının evinde yaşayacağı şiddet için korktuğunu söyleyen Ferit, bu bölümde Seyran ‘babam bütün bunları öğrenirse bana neler yapar biliyor musun?’ derken susuyor. Belki de bu Seyran’ın Ferit yüzünden yiyeceği ilk dayak olmayacağı içindir, kim bilir? (İsteme gecesi, İstanbul’daki evde Ferit-Suna öpüşmesinin öğrenilmesi ertesi, kendi odasında babası tarafından boğazının sıkılması aklıma ilk gelenler.) Ferit’i asla bir kahraman olarak görmedim ama tam anlamı ile kurtarıcı olmasa da desteğini esirgemeyecek bir karakterdi oysaki…
Anlaşılır olmayan şeylerden biri de yine bu bölüm de devam eden Ferit’in Pelin’e evlilik sözü vermiş olması idi. Ferit’in Pelin’i ruh eşi olarak görmediği aksiyonlarından, eşi olarak görmediği sözlerinden belli iken kimse kusura bakmasın ama ilişkinin ilk günlerinde olsa bile Pelin’e evlilik sözü vermiş olması ziyadesi ile saçma. Hatta dedenin zoru ile evlendiği ilk günlerde bile Ferit’in tez zamanda, dedenin siniri geçer geçmez boşanmak amacı olmadığını izlemedik mi? Pelin şişirtmek yerine Seyran’ı Korhan’ların Ferit oynasın, oyalansın diye seçtiği (aldığı demeye dilim varmadı.) oyuncak bebek olması bahis konusu olsa hadi bir nebze diyeceğim.
Tam da bu nedenle bölüm içerisindeki en güzel replik bu – Seyran’ı sevse de sevmese de tam Feritlik cümleler:
“Ya, siz anne kız ne sanıyorsunuz kendinizi? Çıkıp geleceksin, bana diyeceksin ki Feritciğim, ben karından boşanmanı istiyorum, bende tabi ki Zerrin teyzeciğim, tabi ki boşanacağım. OLDU!… DÜNYA ALT ÜST OLSUN, BÖYLE BİR ŞEY OLMAYACAK! BİTTİ.”
Senaristin ben ne yazıyorum diye düşünmediği örnekler bu bölümde de dikkatlerden kaçmadı. Karısını seneler boyu aynı çatı altında yengesi ile aldatan – öyle bir aldatmak ki karısının yatağından çıkıp yengeye koştuğu sahneler izlemedik – Orhan güzellemesi izledik bu bölüm. Senarist daha birkaç bölüm önce Orhan’ı nasıl yazdığını unuttuğu gibi Ferit’in de babası ile yengesi arasındaki ilişkiyi bildiğini epeydir unuttu. Sahi biz neden bu sahne ertesi deliren Ferit izledik?
Babası ile aynı sofraya oturamayan, sofradaki aile beslenen, dayak zoru ile evlendirilen genç kızlar; evlilik öncesi bekaretin sorgulandığı, bedenin hamamda teşhir edildiği sahneler; zengin koca(!) avcılığı için himayenin bile kabul edilir olması; aldatılmaya -üstelik aynı çatı altında, aile fertlerinden biri ile – razı olan kadının kocası ile gurur duyması(?); evin küçük oğlunun yaşça epeyce büyük hizmetçi olan münasebeti; yatak odasına metres(!) sokulması, metresin yaka paça, saçlarından sürüyerek evden atılması; yıllar boyu sözlü ve fiziksel şiddete uğrayan kadının kocasından başka kadınlara yan gözle bakmadığı için razı olması beni rahatsız etse de şaşırtmıyor. Beni asıl şaşırtan aksiyonları ve sözleri ile yanar döner ve bize vaat edilen hikaye olgusu içinde tutarsızlık yaşayan/yaşatan karakterler…
Bu bir dizi, kamu spotu değil. Dolayısı ile herhangi bir karaktere ders verme amacı beklemiyorum. Ama karakterlerin hatalı davranışlarını da normalleştiren ve hatta öven her türlü sahneye de karşıyım! İnsan gönlü dönüşümün hep iyiye, güzele yönelmesini sever; ulusal kanalda çok büyük kitlelere ulaşan projelerdeki sahneler ile travmaların tetiklenmesine değil. Sözün özü izleyici katında hesabını veremeyeceğiniz sahneler yazmayın/çekmeyin! Bu bölümde olduğu gibi Esme, Seyran ve Suna şiddet görmesinden dolayı aşağılanması, eşini, kızlarını ölesiye döven Kazım Ağa’nın sırf karısını aldatmadığı için övülmesini izlemeyi yüreğim kaldırmayacak.
Fragman, Ferit Seyran’ı sinirle evden kovuyor ve bu kez arkasından göz yaşları ile değil sinirle hatta nefretle bakıyor. Peki! Seyran onun yüzünden gittiği baba evinde işkence görüyor ama hiç önemli değil bu işkenceyi -daha öncekilerde olduğu gibi – Ferit hiç görmeyecek.
Artık diziden tek beklentim; travmatik sorunları olduğunun bilinci ile ilişkilerini kurtarmak isteyen, birbirlerine daha fazla zarar vermemek için tedavi sürecine girecek iki aşık genci izlemek. Bunun için büyük bir ayrılık olması şart ki ilişkinin sıfır noktası evlilik teklifinden itibaren tazelenme yaşansın.