Yargı 40. bölümde tüm gruplarda gün birincisi olarak reyting sıralamasında zirveye yerleşti. Sezon finali ertesi ilk yazı Dizi Filozofu ‘ndan. Keyifli okumalar…
Yargı’da bu hafta katil ile Ceylin’in yüzleşmesini merakla bekledik. Şahsen ben tutuldukları yerde daha fazla sahnelerin olmasını isterdim. Bu sahneler bölüme yayılmış bir şekilde, karakter psikolojilerini de bize daha detaylı aktaracak şekilde olsaydı beklediğim gerilimi daha iyi hissederdim. Bölümde beni en çok etkileyen şey senaryonun matematiği oldu ki gördüğümüz üzere Yekta olmadık şekilde hikayede kilit noktaya geldi. İşte burada senaristin önemini bir kez daha anladım. Fazla uzatmadan bölümü yorumlamaya geçeyim.
IlCey’imiz nohutlu pilav çiftimiz… Ilgaz Ceylin için her endişe duyduğunda çifte olan çekimim bir kat daha arttı. Bölümde çiftimizi üzen kısımlar çok fazla olduğu için direkt savcımızın hanımına nohutlu pilav alması ile başlamak istiyorum. “Hanımın canı çekmiş” dediği yerde kalbimi bıraktım. Savcının yemek yerken “yirmiye kadar say” demesi; ah savcım seni bu düşünceli kalbinden sevdik, keşke yolun sonu aydınlık olsa. Sezonumuz açılmadan önce Ilgaz savcıyı Ceylin’in öldürdüğü söylenmişti .
Umarım haftaya sahnelerimiz daha uzun olur.
Ilgaz’ın Ceylin için ne kadar çok endişelendiğini bölümün tamamında hissettik ve özellikle tutuldukları yerde Ceylin’i bulduğunda onu sakinleştirmeye çalışması ona ne kadar çok değer verdiğini gösteriyor. Hastane sahnelerinde büyük bir eksik olarak gördüğüm şey, psikoloğun Ceylin ve diğer mağdurlar ile bir konuşma yapmamasıydı, eğer olsaydı daha iyi olurdu. Sonuçta hepsi orada günler geçirdi ve bunun etkileri elbet olacak… Umarım Ceylin olaydan nasıl etkilendiğini görebiliriz. Ilgaz’ın Ceylin’e “İstersen gerçekten annenlerde bir süre kalabilirsin.” demesine açıkça biraz sinir oldum. Yani Ilgaz her şeyde alttan alacak, sürekli kendini suçlu hissedecek bir şey yapmadı! Gül her çıkış yaptığında, kendini suçlu hisseden cümleler kurması bence artık yeterli.
Katil konusunda çok fazla teori ürettik ama en sonunda gazeteci Burak katil çıktı. Çoğumuzu tatmin etti mi katilin Burak olması? Hayır! Yani katil motivasyonu bence çok iyi aktarılmadı, bazı kısımlar havada kaldı ve seyircinin kafasında oturmadı. Örnek vermek gerekirse; Burak içeri girdikten sonra o kapının nasıl kapandığını, o dolapların vs. nasıl oraya itildiğini hepimiz düşündük ve hala açıklanacak mı diye merak ediyoruz. Dizi izlerken en takıldığım kısımlardan biri bazı detayların unutulup üstünün kapanmasıdır; Yargı’da da Burak’a yardım eden birinin olup olmadığı aktarılmalı! İkinci bir kişinin olduğunu en basitinden bu dolap olayı gösteriyor. Eğer yardım eden biri varsa bu bence iki kişi: biri sahte doktor Çetin ve diğeri stajyer Avukat Tolga. Bu ikisi o aralıkta kayboldu . Ben dedesinin olayı bildiğini sanmıyorum yani bilseydi en azından şu ana kadar bir müdahalede bulunabilirdi ya da Burak hata yapmasın diye elinden geleni yapardı. Burak ile Ceylin’in arasındaki konuşmalar bence yerindeydi. Ceylin’in o psikoloji ile Burak’ın söylediklerini fazla sorgulamaması normaldi. Ceylin’in aksine odadaki diğer kızın fevri halleri ve davranışları bence Ceylin yerine ona bu karakterin yüklenilmesi doğru düşünülmüş. Olayların sürekli olarak esas karakterler yerine olaya dahil olanların da etkisinde ilerlemesi dizideki kilit noktaların açılmasını sağlıyor. Ilgaz savcı içeri gireceği zaman aradaki çatışmada dikkatimi çeken bir kısım da Burak’ın Ceylin’i -içeri gireceklerini bilerek- koruması. Kendi kafasında kurduğu ailede annesini(Ceylin) korumaya çalışırken ki halini resmediyormuş gibi geldi. Sorgu sahnesinde Burak’ın ne yapmaya çalıştığı hala aklıma tam oturmadı. Evet bir aile kuruyor ama neden? Katilin motivasyonu ne? Ya varmak istediği nokta? Bunların da seyirciye aktarılması lazım. İzlediğim polisiye işlerin çoğunda katilin olayları yapma motivasyonu ve maktulleri belirlerken ki kriterleri daha açık şekilde aktarılırken ben şahsen buradaki gelişmeleri pek anlamlandıramadım. Yaşının, görünüşünün tutması falan diye lanse edildi ama bana hala altında başka bir şey varmış gibi hissettirdi. Önümüzdeki bölümlerde bu kısımlara daha detaylı değinilirse sevinirim; mümkünse Burak kendine ya da Yekta’ya itiraf ederken .
Yekta demişken bölümün sürpriz yumurtası, adeta bölümünden beklentimi karşılayan bir karakter oldu. İlmek ilmek tasarladığı planı şu şekilde özetleyebilirim: intikam almak için torunu yani Burak’ı seçmesi kadar normal bir şey yoktu . Neticede adam hep güçlü insanların avukatlığını yapmış birisi ve önceki sezonda onlar hakkında birçok bilgiyi kaydettiğini de görmüştük. Yekta’nın olay yerini ihbar ettiğinde birden fazla cesetle karşılaştığında yaşadığı şaşkınlığı, kuyudan cesetler ilk çıktığında bizde yaşamıştık. Yekta’nın dizinin kötü karakteri olmasını ve “Şeytan” diye nitelendire bileceğimiz kıvrımdaki halini çok seviyorum. Bilirsiniz dizilerin çoğunda kötüleri akamaya çalışmak, yaptıklarına bir ajitasyon eklemek ve karakteri temize çekmeye -en azından biraz yakınlık kurulmaya- sağlamak bizim senaristlerin en sevdiği iştir.
Yekta: “Eşiniz travmatik durumlar yaşadı, katil mi?”
Size soruyorum, Ceylin’in taksi şoförünü öldürüp onu hatırlamaması mümkün mü? Bunun cevabını hepimiz çok merak ediyoruz; benim tahminim Ceylin öldürmedi. Ya taksici kendini bıçakladı ya da oradaki kız taksiciyi bıçakladı. Bu sorumuzun cevabını yeni bölümde alacağız gibi duruyor, bakalım işler daha da karışacak mı ? Yekta’nın elinde kukla olanlar olaylarda ne konumda yer alacak ?
Pars savcıyı bazen anlarken bazen de yaptıklarını anlamsız buluyorum. Neva’ya düşkünlüğünü hepimiz biliyor, ama önceki bölümlerde aslında kendinin suçlu olduğunu düşünmesi yetirince bizi de kendini de yıprattı. Birçok izleyici gibi ben de eski Pars’ı özlüyorum. Yekta’ya haddini bildirmesi, Rıdvan’la laf cambazlığı yapması ve sataşmaları, en çok da Ilgaz ile olan daha cana yakın konuşmaları…Umarım yakın zamanda o eski haline gelir.
Bölümdeki diğer olayları değerlendirirsek; Çetin’in doktor olmadığı konusunda hepimiz hemfikirdik ama çıkan doktorda yüzümüzde bir tebessüm bıraktı. Çetin’in Aylin’le olan derdi ne? Klasik Erguvanların uğursuzluğu mu acaba? Malum nerede cinslik var orada Erguvanlar . Gül’ün olayları abartılması , gereksiz çıkışları bizi sinir etmekten ya da Ilgaz ile Ceylin’in arasını açmaktan başka ne işe yarıyor? İkide bir Metin amire laf sokmaya çalışması, sürekli ortamı germesi sinir bozucu. Bence artık karaktere başka bir vasıf/ görev yazılmalı.
Metin ve Haluk’un ilişkisi paralelinde Çınar’ın Burak arkadaşlığı Kaya ailesinin olayların merkezinde olacağına ve olayların seyrini değiştireceğine işaret. Çınar biraz olsun bu bölüm işe yaradı ama ilerleyen bölümlerde onun şansızlığı illa başımıza iş açar elbette. Hikayede hala eksikler ve soru işaretleri var ; Neva’nın cenazesi hala olmadı, Cüneyt’in ifade yalan oldu -bari oyuncu yok, bir replik ile olay bize aktarılsa fena olmazdı .
Bölüm sonu Ilgaz’ı polisin burnunun kanamasından olayı anlamasından hepimiz etkilendik. Burak’ın katil olduğunu bu kanıtlar mı, somut delil sayılmaz ama en azından okların Burak üzerinde devam etmesini sağlar .
Ceylin’in Burak’ın psikopat olduğuna inanmaması #Ilcey’leri nasıl etkileyecek? Geri kalan karakterler neler saklıyor? Haluk nelere sebep olacak? Burak daha fazla cinayet işleyecek mi ? Hepsi yeni bölümlerde saklı. Ilgaz’ın Ceylin’e söylediği “Yapmamam gereken bir şey yaptım.” demesi akıllara birçok soru işareti gerektirdi. Bakalım yeni bölümde bizi ne gibi heyecanlar bekliyor.
Unutmadan; Yargı’nın Yunanistan uyarlaması Pagidevmenoi’nin reyting verilerine göre her 100 kadından 40’ı Pagidevmenoi dizisini izliyor. Dizi başladığından bu yana izlenme oranlarında 5.9’dan 41.9’a yükseldi.
Deha 9.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.
Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine PSİKOLOGROZA…
Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…
Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.