Kategori: İzledimYargı

YARGI – Hayata Yön Veren Sürprizler

“Ceylin Hanım, eşim olur kendisi.”

 

Bu sahneyi kaç kere izledim bilmiyorum. Bana bölüm ertesi yeniden dizinin kısa videolarını izleten dizi oldu hem Yargı hem de Ceylin ile Ilgaz Savcım. Sürprizli son diye buna derim.

 

 

Savcı Pars Ceylin’i köşeye sıkıştırdıkça Ilgaz’ın buna müdahale edeceği kesindi ama itiraf edeyim bir ilki, yalan söylemeyi Ceylin ile yaşayacak diye düşünmüştüm. Gerçi sırf yalan söyleyemediği, daha doğrusu gerçekleri saklayamadığı için öz kardeşini ihbar eden -ben etmezdim, edemezdim- adamın benim de aralarında olduğum bir takım izleyiciye göre ilgi duyduğu belki de sadece karakterine hayran olduğu, acılarına destek olmak istediği kadın için yalan söyleyebileceğini düşünmek de biraz ütopikmiş aslında. Gerçi resmi nikahta “hastalıkta sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya dek” gibi sözler yok ama Ilgaz Savcım o nikah masasında da ‘şakacıktan’ EVET dedi ya…  Belki de şakacıktan demedi? Off aklıma deli sorular… Ama artık resmi nikahlı karı koca olarak Ilgaz Savcım’ın evinde keyifle izleyeceğimiz ‘çift’ sahneleri olur değil mi?

Gerçi katil Engin’in elini kolunu sallamasına ek pek de güllük gülistanlık olmayan hayatları bir darbe daha alınca neler olacak kim bilir?

Bölüm sonunda bir el silah sesi duyduk, fragmanda da ‘sümsük’ Zafer ile (kusura bakma sayın okuyucu hak etti) Çınar’ın parktan farklı bir mekanda dövüştüğünü gördük. Eli kanlı bir şekilde eve dönüş neden olabilir sizce? Haydi anket;

 

 

 

 

Burada bir parantez açmak isterim, bu hikayeyi gazete 3. Sayfasında okusam, komiser bir baba, savcı bir abiye sahip 1. Derece cinayetten yargılanan sanığın tahliyesinde bir bit yeniği ararım. Zafer’in Yekta’nın gazına, üstüne üstlük eşinin isyanına karşı eline silah alması şaşırtmadı. Yine de Çınar yerine kanı dökülen Zafer olsun isterim, ama ne yazık ki baba desteği görebilmesi için elini kala bulayak kişi Çınar olacak…

Her ne olursa olsun, Ceylin ile Ilgaz Savcı’mın arasına yine KAN girdi. Üzdü… Odaklanmaları gereken bir ‘KATİL’ varken…

 

“İnci’nin katili kim?” sorusuna ne kadar erken yanıt bulduk değil mi? Katil değil ama suçlu Engin diyenlerden biriydim, “nasıl da bildim” diye sevindim de ama bu bölüme kadar, İnci’nin Engin’in öldürücü darbesi ile değil, yaralı olarak ayaklanan İnci’nin eve dönen Yekta’ya “oğlun Engin beni öldürmeye kalktı” şantajına son vermek için aynı gece Yekta tarafından öldürüldüğüne, hatta olası bir kanıtta suçu oğluna atabilmek için delilleri sakladığına kendimi inandırmıştım. O kadar inanmıştım bu teoriye, Sema Hanım son dakikada değiştirmiş olabilir mi? Sema Hanım, söz sizde…

Yanıt aradığım soru sadece bu değil, Ceylin’in ailesinde hala çözülmemiş gizemler daha var. Parla ve ile babasının İnci’nin öldüğü gece mesaj silme telaşı neydi? Ben mi yanlış anladım?  Anne’nin İnci’nin ölümünü takip eden önce inkar ve ardından kabullenme sahneleri çok iyiydi. Şapka çıkartılan bir oyunculuk.  Zafer hakkında yorum yapasım yok, etkisiz eleman diyeceğim ama müşteki olarak kızının davasına en iyi avukatı bulmak istemesini takdir etmek lazım. Sahi iki aile arasında bağın sebebi ne? Abla’nın çocuğunun ölümüne ne sebep olmuş?

Katilin kim olduğu bulunduğuna göre yeni bir aksa giriyoruz. Katil yargı karşısına nasıl çıkacak. Yekta’nın tüm desteğine -desteğin nedeni de biliyoruz ki oğluna karşı duyduğu sevgi değil, korumaya çalıştığı itibarı, karşın Engin açık mı verecek yoksa Ceylin ve Ilgaz, tabii ki hakkı yenmez Eren komiser başka bir ipucu mu bulacaklar?

 

 

Ah Engin, nasıl bir soğuk kanlılıktır bu. Katile sempati duyulmaz ama sevgisiz çocukluk, kopuk bir aile, İnci’nin şiddete azmettirmesi ile empati yapılabilecekken bu kapılar cinayet ertesi davranışları ile kapandı.  Yekta oğlunu ne iyi tanıyor: “Ulan ruhsuz herif! kızı öldürdün, valize tıktın, attın; sonra da bizimle bir güzel kahvaltı yaptın!”  Engin’in her davranışının altının iyice deşilmesi lazım, bunu da yapabilecek tek kişi var: Ceylin. Midesi bulana bulana ama başka çare yok.

 

 

Dizide en sevdiğim karakterlerden biri Pars Savcı. Ilgaz ne kadar hayal kahramanı ise Pars da bir o kadar gerçek.  Kahvesini özel getirtip çektiriyor, tam bir makam adamı. Burada Mehmet Yılmaz Ak’a kocaman bir teşekkür etmem gerekiyor. Hikaye içindeki karakterler içinde sokakta görsem gerçek zannettirecek kadar hayatın içinden, karakteri ile özdeşleşmiş tek kişi. (Bundan önceki projelerinde de benzer inandırıcılıkta oldu hep, şaşırtmadı.) Az daha tarafımız belli Pars Savcım diyeceğim ama, şimdilik oyuncuya alkış tutalım ^^

Neva’cım… Böylesine kendi kurguladığın hayal dünyasında bir yaşam planlamaya devam edersen, üzülürsün, seni üzerler… Ilgaz’ın kendinden ayrılma sebeplerini saçma ama kendince mantıklı platforma oturtmaya çalışırken abi Pars tezlerini bir bir çürütürken bile pes etmedi, evlilik haberi ile eder herhalde.  Her hikayede bir ‘kötü kadın’ olacak ya, bu hikayeninki de sizsiniz Neva, hayırlı olsun. Karanlık tarafa geçişini ve oyunu daha da sert oynamaya başlamasını bekliyorum. Neva’ya üzüldüm mü? Hayır. Bitmiş ilişkilerin peşinden koşmak, saçmalık. Varsın ‘iyi aile kızı’, fedakar, kariyerli, hanım hanımcık diye birçok methiyeler düzelim, Ilgaz Savcım ile Neva olmaz, olamaz… Aralarında kimya yok bir kere ^^

 

Fragmancı öyle bir kesip biçip eklemiş ki, Ceylin’in Ilgaz’ın elini tutarak Neva’ya artistlik taslıyor demiştim. Uyarılar üzerine yeniden izledim, Neva’nın Ilgaz ile konuştuğu mekan ile Ceylin’in Ilgaz Savcım’ın elini tuttuğu koridor birbirinden farklı. Konuşmadan sonra koridorda karşılaşmamışlarsa, evliliklerini söyledikleri kişi Yekta.

Çınar ölmez sağ kalırsa ailesine zarar verilmesinden korktuğu için az daha cinayeti üstleneceği mafya kim konusu da açılır değil mi? İnci bu zincirin bu kadar üst seviyede bir halkası iken (araba alacak kadar kazanan bir kurye) bu konuya değinmemek olmaz. Diğer halkaların birer birer ortaya çıkmasını merakla bekliyoruz.

 

Haftanın yazısı bu kadar, şimdi izninizle gidip bir kez daha Ilgaz Savcım’ın coolluğunu, Ceylin’in gülmemek için kendini zor tutuşunu ve Pars Savcı’nın dumur olmasını izlemeye gideceğim ^^

 

Bu plan nasıl oluştu, fikir kimden çıktı, deli gibi merak ediyorum.  En güzeli de teklifin tam da bu diyalog ertesinde gelmesi:

-“Elinde delil yok senin ifadene kaldı iş”

-“Ben yalan söylemem”

-“Şu kız neler çekti demiyorsun. Üzülüp yardım etmiyorsun. Küçücük bir yalan. Varsa yoksa kuralların. Kalbin nerde senin”

 

 

Yazıda Ilgaz Savcım’a dair tek bir paragraf yok, pes bana! Oysaki o Ceylin aç kalmasın diye nohutlu pilav aldığı, üstüne evini açıp, sabahında kıvırılmış salamlı kahvaltı hazırlayıp bıraktığından beri kalbimi kazanmıştı. Ve evet, benim de kalbime giden yok midemden geçer ^^.

 

Ve Muhsin Akgün, eline, emeğine, objektifine sağlık <3

 

 

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Rüya

Yalı Çapkını 83. bölümdeki en önemli sahnelerden biri Ferit'in rüyası idi. Bu sahne üzerine  PSİKOLOGROZA…

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Beni Sen Tutuyorsun

Yalı Çapkını'na dair analizlerini pek sevdiğimiz Özge (OZZY)'nin yazılarını siz de özlemiştiniz değil mi? 83.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Seni Sevdiğimi Gizlemiyorum

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine bir diğer yazı da śeviyoletta 'nın kaleminden taptaze bir analiz.…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Korkma, Korkarsan Kaybedersin

Yalı Çapkını 83. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

5 gün Önce

DEHA – Bu Dünya Gücü Gücüne Yetenlerin Dünyası

Deha 8.bölüm yorumu Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Özünü Görmek İsteyen

Yalı Çapkını 82. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 hafta Önce