Şikayetim var, elbette ki mutlu sondan değil, mutlu sonları kim sevmez; kördüğümlerin çözümünün kısa zaman dilimine sığdırıldığı çalakalem yazılmış final bölüm senaryolarından…
Yüksek Sosyete FİNAL bölümüne neler sığdırıldı bir göz atalım;
25 bölüm boyunca iki ileri bir geri ritminde ayrılıp barışan bir türlü “Tamam kavuştular.” diyemediğimiz Cansu-Kerem ve Ece-Mert ilişkilerindeki tüm engelleri kaldırdı, mutlu sonsuz birlikteliğe doğru yola çıktı.
Torunun ilişkisine onay vermemek için ölümü göze alan Bediha Hanım ve müstakbel gelini Ece arasındaki buzlar bir anda eridi.
Birbirlerine ağıza alınmayacak laflar edip yılların kinini kusmuş Bediha ve Kerem yeniden ‘Bediha Hanım’ ve ‘oğlum’ oldular.
Bugüne kadar olumlu bir şekilde sadece çocuklarının birlikteliğine engel olmak amacıyla bir araya gelmiş, onu da ellerine yüzlerine bulaştırmış Süreyya Koran ve Özkan Ailesi dünür olacaklarını kabullendiler.
Gerçeklik açısından kötü olsa bile öyküsel olarak çok güzel bir mahkeme sahnesiyle Süreyya ve Metin’in kangrenleşen 30 yıllık evliliği bitti ve Süreyya Levent’in erkek arkadaşı olduğunu topluluk önünde ilan etti.
Anne-kız olabildiklerini sınırlı sayıda izleyebildiğimiz Cansu ve Süreyya ilişkilerinde kocaman bir adım attılar.
Başlangıcından itibaren mantık hatalarıyla ilerleyen yolsuzluk süreci Metin’in suçunu itiraf edip ışık hızıyla hapse girmesiyle sona erdi.
Şaşırmayın ama tüm bunlar bir günde oldu. Üstelik yukarıda bahsi geçen barış rüzgarına kapılanlar sırf barışmakla kalmayıp finalin son dakikalarında aynı şükran sofrasında toparlandılar.
Bu barış rüzgarında ölüler diyarından alınan desteği yadsıyamayız, çok büyük emek verdiler: Can Koran’ın bir anda ortaya çıkan gizemli mektubu, Ece’nin kayıp olduğuna inandığı annesinin ölüm haberini alması sonucu yumuşayan kalpler…
Bölümde en sevdiğim kronik yalnız Ercan bile tırnaklarıyla kazıyarak sofrada yer almayı başarırken Begüm’ün uğruna ne günahlar işlediği başkanlık pozisyonuna sahip olmuş olsa da hep yalnız olacağının vurgulanmasıydı.
Hırslar gömüldü, sevenler kavuştu, tüm hikaye “Meğer günün sonunda tek bir şey kurtaracakmış bizi… Bizim için atan tek bir kalp” cümlesiyle tatlıya bağlandı.
Enteresan bir bölüm izledik, üstüne bir bardak soğuk su içip kendimize gelelim ve en iyisi finalin ardından konuyu uzatmadan “Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine…” diyelim ve teşekkür faslına geçelim ^^
26 haftalık Yüksek Sosyete macerasından geriye kalanları bir önceki hafta kaleme aldığım için ekibe vedam “Bu projede küçük büyük emeği geçmiş her bireye teşekkürler.” kadar tek cümlelik kısa ve öz olacak. Dilerim gönüllerine göre olan taptaze projelere en kısa zamanda imza atarlar.
Bu yaşımda henüz Yüksek Sosyete’den bir aileye dahil olmadım ama Yüksek Sosyete içinde yer almaktan büyük mutluluk duyduğum bir aile oldu benim için. Geride bıraktığımız 26 haftalık yolculuk süresince yazılarımı takip eden tüm okuyuculara teşekkürler…
Bu yolculuk sırasında yorumlarda buluştuk az sayıda okuyucuyla… Zaman oldu aynı fikirde olmadık, kimi zaman birbirimizden farklı kırmızı çizgilerimiz de oldu, gardımızı aldık sevdiğimiz karakteri korumak için… Ama güzel yanı, bunu birbirimizi kırmadan incitmeden yapabildik. Yazı altındaki muhabbete uğrayan tüm ziyaretçilere kalpten teşekkürler…
Gün olur farklı yazılarda yine yollarımız kesişir, kim bilir…
Görüşene dek sevgileriniz ve sevdikleriniz eksilmesin, sağlıcakla kalın…