Galata binaların dili gezimizde adım adım Bankalar Caddesi’ni arşınlayıp binaların hikayesini dinlerken öğlen saatlerinde midemiz kazınınca yolumuzu bir esnaf olan Bankalar Lokantası na düşürdük. Önce restoran binasının tarihçesini anlattı rehberimiz: Ceneviz hapishanesi. Mekan çok etkileyici. Taş duvarları insanı geçmişe götürüyor.
Bankalar Lokantası 1947 yılında bölgedeki banka ve sigorta şirketi yöneticilerinin öğlen yemekleri yiyebilecekleri bir restoran olarak hizmete girmiş. O günden bugüne 3 kez el değiştirmiş. Restoran sahiplerinden 3. kişi olan Hacı Recep Karacan, restoranı 1987 yılında devir almış. Müdavimlerin sayısına bakarsak bugün 2.neslin yönetiminde olan mekanda yönetici isimleri değişse de lezzet hep aynı kalmış olmalı.
Lokantanın sıcak yemek menüsü günlük olarak hazırlanıyor. Aynı zamanda balık, tavuk ve et çeşitlerinden oluşan ızgara menüsü de var. Günlük menüye restoranın web sitesinden ulaşabiliyorsunuz.
Gelelim benim ziyaretime; Yolum sıcak yemek menüsü olan esnaf lokantasına düştüğünde tercihim pek değişmez: ‘Beğendi üstüne tas kebap’. Bana göre bir mutfağın beğendisi lezzetli ise diğer yemeklerin de lezzetli olmama şansı yoktur. Ve Bankalar Lokantası mutfağını bu denklemle değerlendirme sonucum mükemmel.
Tatlı olarak ballı tatlılar şekerpare ve kadayıf alternatiflerini es geçerek sütlaçta karar kıldım. Servis görevlisinin “Üstüne fındık?” sorusuna cevabım ise “elbette” oldu. Sütlaca puanım 9/10. Bir puan kırılmasının nedeni favorimin her şartta fırın sütlaç olmamasından kırdım^^
Esnaf lokantasının olmazsa olmazı ikram çayını hızla yudumlayıp gezimize kaldığımız yerden devam etmek üzere hızlı ve güler yüzlü Bankalar Lokantası ekibine veda ettik.